meleri itibarile <<meclis dış>> da bir hü- viyet taşıyorsa başka sesler hiç duyu maz. Nihad —Erim bu iki kuvvetten (Inon ve Ulus) faydalanarak C. H.P, nin birinci derecede sulü olur Ulus bir muayyen sıyaset takıp et- mektedir: Demokratlar memleketi ba— tarıyorlar milleti kurtarmak — lâzım Bütün yanlar siyah renktedir. lktıda— rın hıçbır hareketi — beğenilmemekte, her adımı, daha neticeleri dahi alın- madan, sadece tenkid olunmamakta, üstelik baltalamaktadır. Şahıslara hü- cum ihmal edilmemekte, her ne paha- sına olursa olsun CHP. nin ıktıdarı alması gerektiği telkin olunmaktadır. Vakta ki Ulus, bılhassa thad Erı— min ısrarı ile kap zira C, P, mallarmın alınması sırasında Malıye Vekâleti '"Ulus" ismini Partinin mu- hafazasına kanunun mâni bulunma ğını bıldırmış, fakat Muhalefet "ılla da almam" ayak direnmiştir - Yeni Ulus kaşla göz arasında fiilen partinin neşir organı olarak ortaya çıkıverir. Ulus Partinin malı olduğu halde, Yeni Ulus bir “"şahsi teşebbüs" tür. hele ilk başlarda, imkânları nisbetinde o kadar çok satar ki sahibi az zamanda bol para kaza- nır Zira doğrusu istenilirse Yeni Ulu- n ele alınmasındaki tek hikmet ne Yalçının makaleleri, ne Erimin yazı- larıdır Sadece, tepesındekı Ulus ke- limesidir. Nihad Erimin bu hem manevi, hem maddi avantajları kendisine Parti için- de bir yığın düşman celbeder. Hizip- ler ortaya çıkar. Bunların belli baş- lıları Nihad Erimin ve Kasım Güle- ğin guruplarıdır Şem ddın Günal- tay da, yanda olmaktan zıyade biraz yu_karda Kurultayın fevkalâde içtimaa çağırıl- masını sağlar ve Genel Merkezin bir takım yetkıler ele geçirmesini — önler. Zira kim ne derse desin. Genel Kuru- lun eline gecen her yetki Nihad Eri- min eline gitmektedir. Zira İsmet 1- nönü hemen her meselede onun tara- fını, açıkça olmamakla beraber, zam eder bir durum takınmakta Nitekim. Serim Kam panyasınm e- sasını da Nihad Erim tesbit eder. Yanlış bır politika |P bu sırada iki yo! tutabi- : Milletten, kuvvetli bir mu- halefet teşkıl etmek için rey isteyebi- lir: milleti, iktidara mutlaka gelece- ğini soyleyerek reyini kendisine — ver- meye zorlayabilirdi. Nihad Erim, ikin- ci yolu tercih etti. Düşüncesi şuydu: Totaliter iktidar millet üzerinde — baskı apmaktadır. Türkiye de muhaliflere hayat hakkı yoktur. (Kendisinin ne kadar rahat yaşadığını unutuyordu). Halk, iktida- ra geleceğinden emin olmadığı bir partiye rev Vermekten korkacaktır. Ancak reylerinin "ekseriyet partisi" ne gideceği — kanaatinde — bulunursa, boyle bır hareketı yanar. O halde o- > Ce P. nin iktidarı alacağı fik- AKİS, 15 MAYIS 1954 rini telkin etmeli. İşte bütün seçim kampanyası — bu temelinüzerinebinae dilmiş,İsmet her İönüden Kasım Gulege kadar sözcü sanki C.H.P. yarın, öbür gün mutlaka millet mukadderatma hâkim olacakmış gibi konuşmuş, hattâ - istik- bale ait tehdıtlerde bile bulunmaktan kaçınmamıştır. Yalnışlık buradadır Millet, haklı veya haksız, başınd ynı isimler bu- lunan ve l95 uyuk ıstıraplar, ezi- yetler, fedakârlıklar neticesi devirme- ye muvaffak olduğu kadronun yeniden ürkmüştür ki karma liste yapmaya ha- zırlanan şehirliden, tarladaki köylüye kadar pek çok kişi reylerini büyük bir tehalükle Demokrat Partiye vermiş- lerdir. Halbuki 1950 seçiminden ders alı- nabilirdi. Hiç kimse şüphe etmemek- tedir: muhalefet kuvvetli bu- D.P'ye Cezmi Türk Gelemiyen biri daha lunsun diye verilen reylerdir ki onu bu kadar büyük ekseriyetle iktidara getirmiştir, «Yeni Ulus> «Halkçı» oluyor Nihad Erim bu kadarla da iktifa etmeyerek ken Kocaelide sağlam — görmediğinden ve "Ankara Bizimdir” zannettiğinden, tepeden in- me olarak İsmet Inönü'lü listede yer almıştır. Bu, Nihad Erim ismini listeleri için zaaf telâkki eden Ankara teşkılatını da bir anda "Liderin göz- si" aleyhine çevirmiş, ihtilâf gazete- lere dahi aksetmiştir. Zaten teşkilâttan meselâ Fuad Börekçi, meselâ Hıfzı O- ğuz Bekata, Yeni Ulus ve onun sahibi hakkında alenen en ağır şekilde "ten- kid"'lerde bulunmaktan geri kalma- OLUP BİTENLER maktadır ve buna herkes şahittir. O kadar ki, il merkezindeki toplantılar- da görüşülenler karşı partinin gazete- sine bızzat merkez mensupları tarafın— dan muntazaman verilmekte fer bu havadıslerın kaynagım açık yazmaktadır. Gazete, 9 Mayıs tarihli nüshasında şöyle demiştir: "Gazeteci- ler, toplantıdan — casuslar! — diye ka- vuşmuşlardı, fakat ne kadar gariptir ki toplantının bundan sonraki safaha- tını, C.H.P.nin Ankara listesinden me- bus adayı gösterilen ve a y n 1 toplantı- da bulunan bir zattan alarak yazıyo- ruz." "Düşmanımın — düşman benim dostumdur" prensibi Nıhat Erimin aleyhinde bulunanları birleştirmiştir... YURTTA fi değildir. Seçimler bilinen hezimetle sona erdiğinden beri İsmet İnönü'den istenilen, gözdenin kellesidir. Yeni U- l günü, mayısın sonundan ıtıbaren Halkçı adıyla çıkacağım bil- dirmişse de — 'u tekrar Parti çı- karacaktır —, Erimin bu kadarla kur- . Dün etr. fında dört rantina altında tutmaktadılar. Çok ya- kın arkadaşları müstesna, Partide hiç kimse kendisiyle lâf dahi etmek is- tememektedir. Genel Başkanı ziyaret eden Veteriner fakültesi talebesinden bir gurup, Parti teşkılatının "gençleş- tirilmesini" talep etmişleri hezimetin sebebi hakkındakı goruşlerını yaşlı li- dere anlatmışlardır. Kurultay B 1lhassa istenilen Kurultayın — iç- maa çağırılmasıdır. Halbuki Kurultay hemen bugünlerde, bu hava içinde toplandığı takdirde sadece Ni- had Erimin değil, bir çok kimsenin kellesi düşecek ve muhtemelen galip, seçimler boyunca dikkatle ikinci plân- da kalmış Kasım Gülek olacaktır. Bu- nu idrâk ede Nihad Erim, toplan 1 ta- rihini mümkün olduğu ka dar eçe at— maya çabalamakta, "hezim - lü" nün düşmanları ise yalın kılıçla onun üzerine yürümektedir er İsmet İnönü, mücadele azminden bir şey kaybetmışe benzem emekte— dir. Şimdilik Nihad Erimi hımayede hiç olmazsa manevi bakım - deva etmektedir. Kurultayda onu kollaya— cağı da anlaşılıyor. Buna işğimen — Ku- rultay, Erimin kellesini mutlaka is- terse, bundan evvelki misaller lnonu— nün a uyması ihtimalini daha kuvvetli bit ihtimal haline getirmek- tedir. Her halde C. H. P. içindeki umumi arzu, işlerin — yepyeni bir zıhnıyetle yen niden gözden geçirilmesi, bünyen hastalığının — iyice teşhisi ile tedavı yoluna gidilmesidir. Şimdiden Cemil Saıd Barlas gibi Parti ileri gelen lerı b sütunlarında açığa kilâttan yağan telgrafların bir kısm da, eski zihniyete uyularak baglılık" hisleri arzedılm kteyse de, diğerleri sert tenkitleri ihtiva etmektedirler.