bir biyografyası yapılmış değildir. Bir yandan Shakespeare'in doğduğu evi, odasını gıttıgı kiliseyi, oturdugu kol- karan Stratfordcular, öbür yandan Stratford kasabasının üç büyük yan- gınla yeniden kuruldugunu köylü Shakespeare'in, okuma yazma bilme- diği gibi kelime hamulesinin de 3.4 yüzü aşmasının mümkün olamıyacağı- nı ve daha bir yığın delılı ortaya ko- yan Bacon'cular kendi sahalarındaki iddialara devam — etmektedirler. Bu- nunla beraber, okuyucu olarak bizi Shakespeare'i 1n hal ter ümesinden Zi- yade, kutuphanedekı külliyatı ilgilen- dirmekte Goethe dıyor ki: «Shakespeare'den okuduğum sayfa beni bütün öm- ilimce kendısıne bağlamıştır. Hele bir eserini bitirdiğim zaman gözleri sihirli bir el tarafından açılan kör gibiydim." airane tiyatro eserlerinin şaheser- lerini veren Shakespeare; insanoğlu- nun bu güne kadar dunyaya getirdiği en büyük iki edebi dehâdan biridir. İlâhi kıymetlerde dilde, şıırde ve be- şeri ulu asrın Dante'si ne ise 16 ncı asrın Shakespeare'i de odur Hattâ Shakespeare bir cok üs- tünlükler de taşır. Dante: Cehennem, Araf ve cennette insanlıgın mistik ka- rakterini çizmiş. Shakespeare ise Eli- zabeth devri dekoru içinde in: nilen muammayı çözmüştür. Shakes— peare bu güne kadar hiçbir şaire nasip olmayan bir kelime çağlayanı akıtarak Tevratın mukabil 2 raylarda, üstün tabaka ında — ge- çer. Fakat her tip ve yaradılıştakı in- san o vakada ustalıkla yer alır. Fazilet icdan lyetı başlıca problem— dır Eserlerınde iyilikler, mert dav nışlar ve fazilet; kotuluklere desisele— re ve alçakça aldatışlara galebe çalar. alnız Macbet tersı e işlenmiş bir kader lvesı ma arzeder. Macbeth'de kahra anlar dessas haın ve zalimdirler. Kanaatımızca Shakes- peare'in Macbeth'i sadece kumandan h'in cesaretini, Macbeth" merhametini, hırsını, ihanetini, diktatörlüğünü ve engin muhayyele kudretini meydana koymak için yazılmış olamaz. Shakes- peare. Macbeth'de mukadderatın in- sanoglunu hain ve nankör yapışını beser kudretinin tabiata kar şı giriştiği. mücadeleyi — gösterdikten başka, kahramanların ihanetini maha- retle neticeye kadar devam ettirmek gibi dram sanatının en zor imtihanın- da da muvaffak olduğunu ıspat etmiş. tir. Sinema <<Üsküdara Gider İken>> Üç Buudlu Filme Alındı Bundan bir müddet evvel Istanbu- la gelen ve gece kulüplerinden bi- rinde bir ay kadar çalışan Zenci Şan— töz Eartha Kitt'in, Amerika'ya dön- AKİS, 15 MAYIS 1954 SANAT DÜNYASINDA Üsküdara Gider iken.., Amerikan usulü bir afiş düğü zaman gümrükten en kolay ge- çırdıgı şey, dudaklarından düşürme- diği "Üsküdar'a Gider iken" adlı tür- kumuz olmuşt u. Bu eski İstanbul türküsü kısa bir zaman içinde New Yorkluları teshir etmekle kalmadı, dudaktan dudağa bütün Amerikaya yayıldı ve bizim meşhur kolalı gömlekli Kâtibimiz Hol- Iywood sosyetesinin bile en beğendiği tıplerden bırı ldu. na kadar Eartha Kitt, Ame- rıkanın y k ndan madığı, meçhul bir şöhretti.. Katıple bırlıkte o da meş- hur olup ortaya çıkıverdi. Kâtibin bu süksesinden istifade et— mek ilk olarak prodüktör Berma Swartts'ın aklına geldi ve ne zaman— dır Cinemascope usulüyle filme alma- yı kararlaştırdığı müzikal eserde Eart- ha Kitt ile birlikte Kâtibe de yer ver- Stereophonıc seslendirme usulüyle seslendirilen "New Faces . Yeni i. malar" adlı eserde Eartha Kitt'den başka Ronny Graham, Robert Clary Alice — Ghostley gibi beyaz perdenin yeni kazanmış olduğu şöhretlere de yer verilmiştir Eartha Kıtt renkli olarak çevrilen bu müzikal eserde, muazzam bir revü- nün iştirakiyle "Üsküdar'a Gider I- ken" den başka, son zamanlarda pek tutulan "C'est si Bon", "Santa Baby", "Monoto nious", — "Bal Petit Bal", "Love 1s a Sımple Thıng adlı şarkı— lan da söylemektedi inema munekkıtlerının ğore: "New Faces ifadesine . Yeni Simalar" üç buutlu filmin yeni bir zaferi olmuş- ur. Yeni ses tekniği bu esere çok şey kazandırmıştır Bakalım — bizler "Üsküdar'a Gider İken"i ne zaman seyredeceğiz?' Radyo İssssteyin Çalal nkara Radyosunun yayınları a- A Yaşındaki "issssteyin — Çalalım" mı, söz ve müzik bakımından urur, — bilemeyiz Bıldıgımız tek şey "İstemeden çalındı- yahut "İstendiği gibi çalınıp söy- lendıgı" dir. Hele anonslanndaki o çiğ espriler... Işte birisi: — Neredesin Hamiyet Yüceses?., Ayol çabuk gelsene!!. Bakındı hele!.. Kendısı geleceğine, — plâğını gönder- Bır başkası: "— Patagonya, çatagonya adaların- dayız sayın dınleyıcıler Aaaa! işte bi- m Erdoğan Çaplı.. Yerli kıyafet ne de yakışmış haspaya Şimdi size kâti- bimi çalac Ve daha nele Ey Ankaranın programşorları' saf edın' Biraz da bizi, Tatlılıgı guzellıgı liğiyle zik, dınleyıcılerınizi du Yakışıksızlığı kendılıgınden anlaşı- larak kaldırılan bir soyadının gölgesi- ne sığınarak, alabildiğine zevkimizle isteğimize, ve hattâ bilgimizle alay in- ani şu sizden hoşlulugu ve ince- ı muzık istiyen 29