DÜNYADA OLUP BİTENLER Düşman konuşabilecektir. albuki, Amerika için Komünist Çin bütün Asyanın ve oradan hareket- le bütün batı âleminin ölüm kalım davasında en büyük unsurlarından biridir. Komünist Çin tanınır ve bü- yük devletlerden biri sıfatiyle milletler camiasına — katılırsa, burada — Sovyet usya kuvvetli bir ortak kazanmış o- lacaktır. Komünist Çin bir kere Asya millet- leri lideri olarak ortaya çıkar ve bir nüfuz sistemi tesisine muvaffak olur- sa, bütün Asyanın kaybı ile terazi- nin kefesi komünist bloka dogru eği- lecektir ve bu bir bakıma üçüncü bir dunya harbi demektir. Zira, üstünlü- ğüne kanaat getirdiği dakikada komü- nist blok harbi göze alabilecektir. Harp Çıkar!. Sesleri.. propagandasına karşı davranış farkı Konfer, anstan az riste Atlantık Paktı Konseyi toplandı— ğı zaman bu fark bir ihtilâf derecesin- de gelişti. Dulles 5 nisanda söylediği bir nu- tukta batılı memleketlerin Komünist Çine müştereken bir ihtarda bulun- malarını ve Güney . Doğu — Asyada müttehit bir hareket tayin etmelerini istemişti. Komünist Çinin bir seri mü- tecavızlerı desteklemesıne müsaade e- dilmiyec Fakat Avrupalı memleketler: — Bu harptir... diye bağrıştıla Amerika, Hindiçiniye — doğrudan doğruya müdahaleye — meylediyordu Fakat bunu tek başına apamazdı Bu zarureti ne Amerikan umumi ef- kârına, ne de Amerikan Kongresıne kabul ettırmek mümkündü. Bu mü- dahale ancak milletlerarası bir muza- haretin çerçevesi dahilinde, buna müs- teniden olabilirdi. 12 Kardeşler Güney ve Kuzey delegeleri konferanstan ayrılıyorlar İngiltere Hayır dedi tlantik Konseyi toplantısı mu— nasebetiyle Parıs te buluşan üç devlet Dışişleri Vekili Cenevre konferansında takip edilecek hareket tarzını ınceledıklerı sırada, müda- hale fikri ortaya çıktı ve lngıltereden de ışbırlıgı ıstendı unun üzerine İn- giliz Hariciye Vekılı Anthony Eden'in 24 nisan cumartesi gunu süratle Lon- draya döndüğü görüldü. Eden, teklıf— ten İngiliz Kabinesini haberdar cekti. Nitekim o gece Hariciye Vekıl ile Başvekil uzun bir görüşme yaptılar ve ertesi sabah, bir pazar sabahı, İn- gilizlerde âdeta mukaddes sayılan hafta tatili hıçe sayılarak kalbıne top- landı. Toplantıya kara, hava ve deniz kurmay — subayları da ıştırak edıyor— lardı. Bu sırada — Vaşingtonda — Başkan Eisenhower milli guvenlık konseyini perşembe günü ıçın Beyaz Sarayda toplantıya dave mişti. — Başkan Mühim kararlar gunundeyız» dıyor— ın giliz Kabinesi pazar günü öğ- leden sonra da bir toplantı yap— tı ve oturum geç vakitlere kadar sü . Hindiçiniye müdahale teklifi go— rüşülüyordu. Vaşi gton Ingılız hükümetinin ka- rarmı tacıl k ve bu kararı biran vvel öğrenme k ıçın Nato manevrala- rını takip etmek üzere Parise gitmiş olan Amerikan — Kurmay Başkanları Heyeti Reisi Amiral Radford'a Lon- dra yoluyla Vaşingtona dönüş — emri verdi. Radford Londrada İngiliz kara, hava denız kurm başkanları ile orüştü. Bun bir gu evvel kabine toplantısına ıştırak eden kumandanlar- dı. Hayır. İngiltere Cenevre konferan- sından evvel Hindiçinide hiçbir askeri ve siyasi taahhüde girmiyordu. miral Radford keyf' yetı Başkan Eisenhower'e bildirmek üzere mle- kete dönerken, İngiltere Başvekılı Sır Winston Churchill, 27 nisan tarihli nutkiyle lngılterenın bu kararını açık- ladı: "Cenevre konferansından evvel... Hayır. Bu nutuk Avam Kamarasında uzun uzun alkışlandı. Baslangicta Kelam var idi. u Cenevre konferansına batılıla- rın büyük bir blöfle gittikleri in- tibanı uyandıran şey hep söz söylen- miş, fakat ciddi karar alınmamış ol- masıdır. Dulles müdahale fikrini attı. Nixon doğrudan doğruya müdahale i. Sir Winston Churchıll ahale etmıyecegım dedı fakat Ce- nevre konferansından sonra ne olaca- ğını soylememek suretıyle müphem bir hava yaratt Nihayet, Başkan Eisenhower, bir nutuk söylemek — suretiyle Dulles'in konferansta bir şey — yapacakmış da hazırlanıyormuş intibamı uyandırma- ğa çalışan durumunu büsbütün mu- allâkta bıraktı ve Amerika — Hariciye Vekili Vaşingtona donuşunu tacil et- mek lüzumunu his 3 Filhakika, Başkan nutkunda Ce- nevre konferansının neticeleri alınma— dan evvel Güney - Doğu Asyada her- hangi bir harekete teşebbüs edilemi- yeceğini söyliyerek İngiliz tezini be- nimsiyordu. Yine başkan bir Modüs Vivendi aranması lâzım geldiğini be- lirtmek suretiyle İngilizlere affolunan Hindiçininin taksimi plânına da açık kapı bırakmış oluyordu. Fakat, konferansta, Hindicini mese- lesinin müzakerelerine hangi memle- ketlerin iştirak edeceği meselesi he- nüz halledilmemiş — bulunduğundan vvelâ Kore ele alındı ve karşılıklı tezler ileri sürü Almanya plânının Çınce Nüs örenin sulh içinde bırleştırılmesı ile ilgili komünist plâ Ku- zey - Kore murahhas heyetı ızah etti. Bu plâna göre: y içinde bü- tün yabancı kuvvetler Koreyi terkede- cekler; 2) İki Kore parlâmentosundan ayrılacak heyetlerin teşkıl edecekleri muhtelit bir komisyon seçim yapacak; 3) Birleşmiş Milletler hiçbir işe karış- mıyacaklar. Sovyetlerin Berlin konferansında Almanyanın birleştirilmesi için ileri sürdükleri tezin aynı Buna karşılık, batılıların tezi de yi- ne Berlin konferansında ileri sürdük- leri plâna müşabih. rtada bir ortalama tez var ki, ke olmasaydı, zira batılılar arasında İhtilâf çıkardı: Avustralyanın tezi. Bunu müttefik- lerin çoğu kabul ettiği halde Kore Başkanı Singman Ri reddediyor. endi zaviyesinden haklı da. Çünkü ol ü Avustralyaya ait olan bu plân gereğin- Birleşmiş Milletlerin nezareti altında AKİS, 15 MAYIS 1954