Hava hiçbir zaman bu kadar güzel, güller bu kadar taze olmamıştı. Ev tama- mile boş bir haldeydi. Uşaklar cepheye gitmiş, arabalar ve atlar hükümetçe mü. sadere edilmişti. Gladis hergün: — Buradan gitmeliyim... Burada ni- çin duruyorum ? diyordu, fakat âşıkı Jorj Kaning onu tutuyordu. Yakışıklı bir adam olduğu için hoşuna gidiyordu.. ondan ev- velki âşıklarını, yalnız kadınlarin yapabi- lecekleri gibi, müşkilâtla fakat tamamile unutmuştu. Hattâ Olivyeyi bile, unutmuş gibiydi. Harbin iptidasında Mari Terez ona tekrar izdivacından bahsetmek istemiş, fa- kat ona cevap bile vermeden «Devil» gitmişti. Avdetinde Olivye cephede idi artık... Mari Terezi pek az görüyor fakat gördüğü vakıt ona, her gamanki gibi müş- fik ve tatlı sözlerle hitap ediyordu. An- cak, kizina bakarken bile onun arkasından âşığını ve kendi saadetini düşündüğü belli idi Kızını seviyordu, her zaman seymişti, Fakat kendi tarzında, yani her şeyi sevdiği gibi, hafif ve havai bir şekilde... Şefkati devamsız, lâkayt günleri pek çoktu. Ar tık Olivye'nin adını anmadığı için, onun son ümitlerini kırmadığı için kızına karşı minnettardı. Maamafıh, Mari Terez yalnız onun gö- züne küçük bir kız gibi görünüyordu. Sonbahardanberi o tamamile değişmiş, ol- gun, pişkin bir kadın olmuştu. Hâlâ zaif- ti, Fakat hareketleri daha tatlı ve yorgun- du; genç yüzü masum manasını kaybet- miş, vücudu yumuşak çizgiler almıştı. Saç- larını ensesine toplamıştı. Birinci teşrinda Gladis Boşan'dan bir mektup aldı. Bunda Olivye'nin ölüm ha- Genç adam cephede ölmüş” tü, O akşam Gladis yalnızdı. Elinde bu mektubu tutarak uzun 72- man farasada kaldı, Sakin ve rüzgürsiz bir akşamdı, Nihayet içini çekerek yerinden kalktı ve kızının odasına gitti. yazan irene emiri “ ayıti Mr Jo. 70 Mari Terez yatıyordu. Yatağa yakla- şarak elini kızının saçlarında dolaştırdı : — Uyuyor musun yavrum? İçeri gir- diğim vakit lâmbayı söndürdüğünü gör- üm, — Uyumuyorum. Yastığına dayanmış, alnına düşen saç- larını eliyle itiyor ve annesine merakla ba. kıyordu. — Şekerim, küçüğüm.. Sana büyük bir keder haberi vereceğim. Bu kederi sen çök büyük ve unutulmaz zannedeceksin amma oda geçecek yavrum... Göreceksin ki oda geçecek... Zavallı Olivyg ölmüş. Mari Terez bir söz söylemeden, bir damla gözyaşı dökmeden annesinin elin- deki mektubu alıp okudu ve sonra elleri çarşafı üstüne düştü. Parmaklarını © ka- dar şiddetle sıkıyordu ki tırnaklarının als tından kan fışkırdı. Fakat birşey söylemi- yor, dudaklarının ucuna gelen sözleri dı- şarıya bırakmamak için çok büyük bir kuv- vet sarfediyordu. Gladis merhametle ona baktı: — Yavrucuğum, Senin bu zavallı yü- zünü görmek istemem... Geçecek kızım.. Sana yemin ediyorum ki bu üzüntün geçe- cek.. İlk aşk insana çok kudretli gibi ge- lir amma, çok çabuk unutulur... Sen be- nim bunları anlamadığımı.. bunları bilme- diğimi sanıyorsun ancak, bunlar bana ©- kadar yakındır ki... Evet, onu sevdin.. Biliyorum; fakat başkalarını da seveceksin. Aşk yalnız birkaç puse, birkaç randevu ve istikbal için yapılan projelerden iba- ret değildir. Aşkın ne olduğunu bilâhara, bir kadın olduğun zaman anlıyacaksın. Görüyorsun ya, bu gelecek şeyleri bir hissi kablelvuku bana haber vermiş. Se- nin gözyaşlarına, yalvarmalarını bakma: dığıma ne kadar memnunum... Bir âşık çabuk unutulur.. Bir kow Mari Terez yavaş bir sesle: dı — Rica ederim anne, susunuz... di, — Seni bırakamam kızım.. çok ibi lüyorum, Kendini öyle tutma. ağla... Id, bana,. unutacaksın yavrum... Eskiden dı na itimadın vardı... Sana yemin eö rum ki unutacaksın ve bir gün... ia Sapsarı ve susmuş duran Mari İk; zin yüzünü kendine çekerek yanaklıbi öptü: ol — Bana bak kızım! Mari Terez yavaşça gözlerini kalidı rak annesine baktı: — Olivyenin metresi idim anne... ; di gebeyim... tu Gladis boğuk bir sesle: — Ne? dedi, G Eğilerek kızının yüzüne baktı, Çi saçları, ince boynu, çocuk çizgileriy'gi kadar genç görünüyordu ki, Gladis hıh kendine: bi — İmkânı yok.. yalan söyliyor.. Birdenbire Mari Terezin gönle açtı.. genç kızın göğsü dolgun ve ? liğin ilk aylarında olduğu gibi beri yazdı. i — Zavallı çocuk.. felâketini har? mışsın. Mari Terez başını salladı: d — Hayır, benim felâketimi siz, yi siz hazırladınız. Niçin Olivye ile « b mekten beni mennettiniz ? İkimiz deç tik.. biribirimizi seviyorduk.. mesut ei lirdik. Bunu niçin yaptınız? Niçin? |. Gladis hiddetle bağırdı: © — Seni hiçbir şeyden mennetmeğ 7 Bana bunu söylemeğe hakkın yoktur. a sizden yalnız beklemenizi istemiştim. z niz de çok gençtiniz. Mari Terez ümitsiz bir sesle a? ga erdi ; — Bekledik... Ta ki ölüm 'gelip i alıncıya kadar... Uslu ve aptal ço. gibi saadeti, aşkı, ihtirası size bırak