— Hislerimin Şşkunlaştığı sıralarda daima kanunları ve herşeyi onların iste- ğine uygun bir kalıba dökmeğe kalkarır. Aşk bence gözleri bağlı, körebe oyununa çıkan başıboş genç bir çocuktur. Gözle- rindeki örtüyü indirip te yakaladığı şeye baktığı zaman, çok defa ne kadar yanıl- dığını anlar. Fakat iş işten geçmiştir artık.. Geri dönmek bazan o kadar mümkün de- ei. — Bir oyunla, büyük bir sevgiyi, kuv- vetli bir bağlılığı nasıl biribirine eş göre- biliyorsunuz Bayan Berrin ”. — Bence hayatta büyük bir oyun, bazan kulis aralarında gülünçlükler, bazan perde inerken trajediler oluyor. İster bir komedi, ister bir dram olsun.. ikisinin de sonu aşağı yukarı ön perdelerde tahmin ettimiz şeylere yakın çıkıyor. Hayatta böyle.. az veyahut çok yaşıyalım, gülelim, yahut ağlıyalım. Sonumuz belli değil mi ? Nihayet e ekmeği bir yer var: Bir avuç t Fuat onun böyle acı ve ümitsiz ko- nüşmasını istemiyordu. Göklere ilk ışığı verdiği işin tatlı bir saadet gülüşü ile pırıldıyan tek yıldıza, dalgaların kucak- laşmalarına Obaktı. Balıkçı kahvesinden gelis şarkıları dinliyerek geniş geniş soluk aldı. Bayan Berrin. Tabiat öyle güzel, öyle manalı şeyler yaratmış ki.. dünyanın bu en güzel denizlerinin zümrüt kıyılarında, mavi bir gecenin uyuyan kalbi üstünde ıstırabı dile düşürmek haksızlık olmuyor Bakın şu göklere.. hangi ipeğe bu pürüssüz rengi ve bu baktıkça göz çeken yumuşaklığı verebildik ? Bakın şu sulara.. anlıyana sır veren tatlı fısıltılarla ne güzel anlaşıyorlar biribirleriyle.. Hangi müziği dinlerken ruhumuzun bu kadar âşina bir sesle ürperdiğini duyuyoruz? Biraz da şu balıkçı türkülerini dinleyin. Tabiatın eşsiz güzelliklerine karşı yaşama hazzının, sevgi heyecan ve saadetin ölçüsüzlüğünü ne ya- nık, ne derin bir kudretle ifade ediyorlar. 18 M6: 25 Bırakın kendinizi sevginin sesine, Bayan Berrin. Onun açacağı yol korkulu değildir. Seven bir kalpten insana kötülük gelmez. Sevgi, en Ümitsiz günlerimizin yaşatıcı kuv- vetidir. Sevgi, hayat makinemizin zenbe- reğidir Bayan Berrin. İnanın bana.. Bu zenbereğin de yıllarca döne döne, çalışa çalışa eskiyeceğini, birgün yoru- İup durma çağının e niçin hesaba kakmıyoraunuz dostum — ma kuvvetten düşürtme- mek, aşındırmamak için daima uyanık ve hertürlü tedbire başvurarak yanıbaşında beklerler, Bayan Berrin. Kalbimizi yoran kötü hatıraları silip yoketmek; yerlerine temiz, leks düşmemiş, pürüz tanımaz iyi duyguları geçirmek elimizde değil mi? — Elimizde olmıyan birşey varsa, oda hayata karşı yüklendiğimiz vazifelere aykırı iş yapamamaktır. Siz, hissenize düşen en ağır şeyleri önlemiş; büyük bir savaştan vicdan ve yürek: temizliği ile çıkmış bir erkeksiniz, Hayat sizindir, gençsiniz, alımlı, iyi kalpli, dürüst düşünüşlü bir adamsınız. Kime el uzatsanız, vereceğiniz saadeti bir anda sezerek sevinçle size gelir, kat urattığım el boş ve öksür bırakılıyor Bayan Berrin. Siz niçin baş- kasını söylüyor, düşünüyorsunuz ? İstedi- ğim yalnız sizsiniz. Niçin anlamak istemi- yorsunuz Berrin bu isyanı duymamış gibi sözüne devam etti — Ben ise, ben önüme açılan yolun uzun düzlüğünden sonra bir yokuşa da- yanmiş; uçurumdan kaçarken, bir çıkmaza sapmış; şaşırmış, sendelemiş, büyük bir kayıptan sonra tekrar yolunu bulabilmiş bir insanım. İki elimde iki küçük el varken onların sevgilerine gölge düşürmek, enları ir kerede kendi hissimin, kendi saadeti- min yolunda sarsmak günah olmazmı? Hem buna artık hakkım ve kuvveti varmi dostum le — Bayan Berrin, Size bunları söyibi şey, kalbinizde halâ için için yaşıyam gizli sevgidir. Onu unutmadığınız içindişbi rrin yüzüne bir tokat tail arel — Ne dediniz P Niçin böyle söy niz ? Hislerimin hesabını kendi kerhi bile vermek istemem. Bunu pek lüzuki birşey telâkki ederim, Fakat günlerdeçi sizinle iki yakin arkadaş gibi hayalıği n ince hususiyetlerini, en gizli ve köşelerini konuştuk. Bunu da bilmeli! Ben onu, o kadına olan düşkünlüğünidi rendiğim, buna inandığım gün kalbini söküp atmış bir kadınım, yı Seven, maddi manevi yoksunlulY* sadece bir yuva saadeti için göğüs g£i bir kadın histe, kalpte ortaklık tanık Yıllarca hâkim olduğu bir yüreğin gibi kâr bir sele kapıldığını gördüğü gün çamura, bataklığa düşürülmüş bir meli gibi arkada bırakır; yürür gider. Y çoktan unutmuştum. Son günlerde yili bırakmadığımın sebebi, ne bir sevşiği bir eski bhatıranın canlanan sesi, pi nükseden bir gönül hastalığıdır. Bere dece iki çocuğumun ne olsa, nasıl V* babası olmak bahtsırlığından kendini la taramıyan düşkün bir hastaya insanlık hi zifemi yaptım. Bıraksam da ölecekti.'m den tultum yine öldü, Fakat belki ç birinde pişman olacağım tutar; bel hi ölürken aklıma gelince içime dert ol ”* Bu eski, unutulmuş, rengi uçmuş, | bozulmuş mazi hatırasını, hayatımın ği faciasını kapıyalım Bay Fuat.. onus T nuşulmak için hiçbir önemi ve değer mamıştır artık.. ölü bir hatıranın üs ii durulmaz. Buna ne lüzum var; ne& man... Fakat beni sizden uzaklaştıran bütün başka düşünceler var, Öyle çer öyle muğlâk şeyler ki... Kendim bil © b şünürken içinden çıkamıyorum. Bu m karışık hisleri size açmağa, anla