YANLIŞ ADIM kiside gençti. İkisinede güzel dene- mezdi. Fakat manalı ve alımlı idiler. Erkek Avrupada doktorasını vermiş, Kız da felseleyi bitirmek üzere idi. Bir akşam şehir kulü- bünde tanışmışlardı. Semine, Selimi fazla mağrur bulmuş, kendini beğenmişin biri diye düşünmüştü. Selim de kısa kesik saçlı, yüzü boya: siz, tırnakları uçuk renk cilâlı genç kızı dikkatle süzdükten sonra tehlükeli bir tip, sakınmak lâzım diye karar vermişti. Av- rupada okuduğu yıllar içinde gençliğinin haklarını vermeği de ihmal etmemişti. Önce Parisli bir kızla sevişmiş, sonra bir Rus artistiyle içli bir aşk hayatı yaşamıştı, Zaman zaman da kabarelerde çılgın kızlarla enik tatil günlerini parklarda, v man gezintilerinde gündelik sevgilerle Sekrkiei geri kalmamıştı. arisli kır, sinirleri gıcıklıyan kokusu, tüylü ve çiçekli şapkaları, gününün uzun saatlerini yatakta geçirmek alışkanlığı ile uzun aman asabını yormuştu. Ayrıldıktan sonra dinlenmek için onbeş gün kadar Sen kıyılarında bir köye çekilmişti. kızının da kendine göre garip buyları vardı. Fakat bazen derin bir yaşama yorgunluğu içinde bir köşeye siner, o zaman temiz, içli bir çocuk gibi cana yakın olurdu. O kadar hisli, o kadar derin düşünüşlü bir kızdı ki, Selim, ondan ayrıldığı zaman çok ıstırap çekmişti, Onu memleketine getiremiyeceği, hayatına meş- ru bir şekilde karıştıramıyacağı için üzül- müş; aşkı ile istikbali arasında ince hesap- lar yapmıştı. Memleketine dönerken bir daha kal- binde sevgiye yer kalmadığını, köklü bir şekilde kimseye bağlanamıyıcağını düşün- müştü. Kafasının içi kafasina, kalbinin vuruşları hislerinin ateşine denk bir kıza rastliyamıyacağını sanıyordu. Kendini tam manasiyle işlerine verdiği, büyük bir ülkü peşinde koşmağa başladığı sırada ona > Yazan ; MÜKERREM KÂMİL SU rastladı. Memleket küçük olduğu için sik sik karşılaşmaları xaruri gibi birşeydi. Aileleri arasında da kuvvetli bir anlaşma olduğu için sık sık konuşmak imkânını buldular. Seminede şimdiye kadar hayatına giren, hayaline ve kalbine karışan kadın- ların hepsinden ayrı bir mana vardı. En çetin mevzular üzerinde dili sürçmeden konuşabiliyor, sağlam karakteri ve derli- toplu fikirleriyle kendisine iyi bir muhit yapmağa muvaffak oluyordu Selim evlenmek arzusunu taşımış ol- saydı hiç şüphesiz kendisine eş olarak Semi- meyi seçecekti, Fakat başladığı işte muvaffak olmak için uzun yıllar, belki de hayatının devamınca kalbine hissi bir engelin karış- Bir gece Halkevinde bir arkadaş nişanında buluştular, Ayni masada oturuyorlardı. maması Jâzımdı. Bu yüzden mümkün olduğu kadar ondan uzak kalmağa karar verdi. Günler geçtikçe Semine de macerasız geçen gençliğinin bir çapraşık yola sapar gibi olduğunu anladı, Selimin enerjisine, ME başardığı işe ve muhitte bırak- tığı yüksek tesire hayrandı. Bir di Halkevinde bir arkadaş nişa- nında buluştular. Ayni masada oturuyor- lardı. Yüzükler takıldıktan sonra Selim istihfafla gülerek; «Ne manasız birşey bul demişti. Bence, evlenmek biraz ölmeklir diyen tam ele Evlenmek ölmektir deyip çıksaydı Bunu söylerken bakışları Seminenin yüzünde biraz oyalanmıştı. Genç kız haka- rete uğramış bir insan gibi kızarmış, sev- diği adam için kötü şeyler düşünmüştü. Onu tahkir etmek : «Siz bir cemiyet düş- manısınız. Bu tehlükeli ve manâsiz sözle- rinizle temiz yüreklerin vuruşlarını şaşirt- mayın; camdan bağlanışların düğümünü gevşetmeyinİs demek istemişti. © İl İkisi de seiyidi yo Bu sevda bir bahar rüzgârı gibi” larında dolaşıyor; gözlerinde gizli ali yanıp sönüyordu. Nasıl sevişmişlerdi? Bu sevginin e şunu kestiremiyorlardı. Fakat şu miip kaktı ki, duyuşları, düşünüşleri, zeşN bağlanmışi di Lâkin sevgilerini büyük bir ütizlikl © liyorlar; yalnız kalmaktan kaçınıyor Renklerinde, seslerinde, bakış ve öde lerinde tüten bu sevda, dudaklarında Si bir yabancılık alıyor; dudaklarının &hi, ile uyuşmuş, biribirlerine S5 iç duyuşlarını dışa vurmuyordu. z derslerine dönünce hislerini yokladı. Bu ayrılık acısı, lerinden ayrıldığı zaman içine hislerin hiçbirine benzemiyordu. Ona alıştığı, hattâ birgün çözülemiyecek” düğümle buğlanabileceğini düşündü. © halâ evlenmemek fikrinde olduğu © gözlerinden uzaklaşan genç kızı, göğ den de uzaklaştırmağa baktı, Semine, çalıştığı aylar içinde hatıraları ve acı hayalleri FİK larından söküp atmak istemişli zaman benim olmıyacak, yuva kurmı bir erkeğe esir olmak niçin? Neden © aşkı bir ateş çenber gibi benliğimi kö sın, diye düşünüyordu, Günden makineleşen hayat içinde onu unut plâtonik aşka kendi kalbinde yer w meğe karar verdi. Yıl sonu üniversiteyle alâkasını © tikten sonra ne yapacağını düşündü, sirin yanına dönüp kendi memleke