ı rıhtımda görürüş SER, iel. e cümleciklerle teşi — başında, pek büyü) | insan perişanlığı i i toplıyamadı. .. ie sına bir saat var, ar kalabalığını yal ilerliyor a adetâ koşarak ; ıdar sölük ve bak iki hasır koltuğa isi de konuşacak | daklarından belki »cek. üşünüyor £ «İkimiz yuk geçiyor ki; kı illerinden son bir e varlığını, iki söek fazla gülünç oan halde şunuda »n kurtarıp dönüşen ki sizi daima, hergün, her saat, er dakika bekliyeceğim. Icuları ve yolcu Bana küstah ee içimde kuvvetli herkesi ayaklaniir his var, ohis geçte olsa, güçte olsa.. İa kaynaşan kalihek geç, hattâ bir ömür sonunda bile olsa ok, ne ağlıyan göyeni çağıracağınızı söylüyor. Belki boş çen konuşmalar, ir hayale, bir vehme, zavallı bir ümide ler onları alâkalı elim. Fakat olsun, yaşamak için üymetini hiçbir zaman takdir edemiyece- calktı, Artık vapi#iniz bir kuvvet bu benim için. ren küçük elini ; Allahısmarladık Bayan Berrin. 1an avuçlarına bri. Yalnız sizin için duran, yalnız sizi öz- ttir çözülmiyen biyen içli bir va a şikâyetsiz da açtı; loldurmasına dua e layan Berrin, Gen nç kadının elini yaklaştırdı. ?ek zarif ellerinin ince ptrmak uçlarından em, küçük bir kekptü, Bir kere, birkaç kere öptü ve göz- olur. Bunu söyleerinde bit damla yaş titriyerek, Ürpeten » düşündü. Fakat yu nafin şeyi canıtdan can kopar gibi »ci sesi : o«söyleğikaktı elinden.. ay; fakat ilerisif# oOBertin yürüdü. Bira? durakladı. Yine türüdü. Sonra döndü. Dayanılmaz bit acı isterim ki, sizi bile arkasından bakan gözlere doğru sü- bir ömür tüklenere ağımin derecesini: — Bay Fuat diye başladı. bilmek mümkün Ne söyliyecekti? Ne söylemek iste izden uzaklarda mişti ? Niçin adımları ürkek ceylân ayak“ r yaşama başlıyığrı gibi sürükleniyordu? Bunu hayatın onra geceleri gietin felsefesini henuz karvayamıyan genç » bakişlârınızın ışgadın anlıyamadı, . Ve her sabah” Fuat açık kestane kabuğu renkli gör- tifiyormuş gibi yerin iki damla yaşla yıldızlandığını, gü- şim katanlığı tasel yüzün içli bir gönül hümması ile ka sizlik halinde içiştığını gördü. Son dakikada en büyük sasdete ka” atik gibi görününüşmaktan gelen bir sevinçle koştu. İki bu böyle olwllerile sevdiği, taptığı biricik kadıeın el: tuhaf, hattâ bigrine satıldı: bütün r Vapurun arkasında dolaşmış bir çile ipek gibi köpüren, dağılan, kabaran köpüklere bakarak... — Birşey, birşey söyleyiniz Bayan Berrin diye yalvardı. Söyleyiniz içinizden geçenleri.. ne olur söyleyiniz gözlerinize dolan şeyleri. Berrin kalbinin en kudretli duyuşları- nı gözlerinin aynasına vurarak sevdiği adama bakıyordu O, kendisini bir anda değiştiren, bir saadet sıtmasına ıp koyuveren dile düşürülmemiş bir itiralın heyecanı ile ken- dinden geçmiş, çılgın gibi genç kadının ellerini öpüyordu — Artık hiç birşeyden korkum kal- madı, Anlıyor musunuz, hattâ ölümden gok korkunç olan şu ayrılık dakikasının ıstırabından bile korkmıyacağım artık... kuvvetle seven bir kalp bekleyiş acısına katlanmak kudretini, yine o'büyük sevgiden alır... Berrinin gözlerinde yaşlar vardi. Fuat; «Çünkü sizde beni seviyorsunüz, Karşılıklı bir seygiyle çarpan iki yürek ne olursa olsun yekdiğerini çeker. Onlar biribirlerine görünmez tellerle bağlıdırlar. Uzaklaştıkça gerilecek, gerildikçe hassa- siyetini arttıracaklardırr diyecekti. Vaz- çti. Sevmekteti kotkan, yeni bir rüyaya kendini kaptıtmaktan son derece ürken bu güzel, can, nelis kadını tekrar sarsmak doğru değildi. Fuat vapurun merdivenlerinden inen genç kadına yardım etti. Biraz sonra güverlede büyük bir âşkın karşı durulmaz kudretile ayakta duran genç adama, rıhıtmın üstünden ince, beyaz bir mendil titreye titreye karşılık verdi. Vapurun arkasında dolaşmış bir çile ipek gibi köpüren, dağılan, kabaran kö- püklere bakarak gözlerinin yaşını kurut- Tr çalışan Berrin: «dilediğim dakikada n en büyük âşkı ve temiz saadeti benii diye düşündü. Ve böyle düşündüğü içindir ki, evine dönerken, cemiyetten kovulmuş bir insan, yaşamaktan yorulmuş lüğünü göstermiyordu. — Bİ bir kadın düşkün- TTİ — Biraz sonra güvertede bir aşkın karşı durulmaz .kudretile ayakta duran genç adama, rıhtımın üstünden ince, beyaz bir mendil titreye titreye karşılık. verdi. 21