İyilik, gözellik ve mesut yaşama imkânla- rını hep biribirinden uman, bekleyen iki anlaşmış insan için izzetinefsin yeri, sadece bir sözden, manasız bir kuruntudan başka birşey değil midirP» Hâkim uzun söyledi. Birçok misaller gösterdi. Fakat sarışın kadının: «Hâkim ne derse desin; mahkeme ne kadar ağır şartlar gösterirse göstersin, onunla barış- mıyacaksin, mümkün olduğu kadar çabuk ayrılmalısınız, ondan sonra seninim!» diyen sesi kulaklarında çağladıkca.. pişmanlığa doğru dönen iç yüzünün, yeniden altüst ni ve büyük bir aşk, zevk,.saadet vadeden sese doğru Da hissediyordu. Cevat karısına dönm Berrin zavallı bir insan amin ile srigi rem Eni daha çok kı- m daha çökmüş bir Gözlerinde donan ii bakışlarını taşbebeklerin cam gözlerine benzetmiş Dudakları titriyor; ei yeri görmiyor; nereye döneceğini, neye dayanacağını bile- memekten gelen bir şaşkınlık içinde iler- liyordu. Ona ilk koşan Nesrin oldu; — Berrin, koluma dayan, Nahide dayan yavrum. Şimdi eve gideceğiz. Hepsi geçe- cek, herşey iyi olacakl esrin, ne söyliyeceğini bilmediği için böyle konuşuyordu Yoksa altüst olan bir hayatın ne şekilde iyileşeceğini, nasıl olup ta düzeleceğini onun da aklı kesmiyordu. Sokağa çıktıkları zaman ince bir yağ- murla karşılaştılar. Berrinin büyük yesine tabiat da ağlı- yordu, Güzelliğinden başka birşeyi olmiyan basit bir kadının bir avuç zevki yolunda bütün bir bayat yıkılıyor; iki yavrunun boyunları bükülüyor; buna gönüller bile ağlarken © vadın yüreği yumuşamıyor, titremiyor Bir zanikulle uzak akrabalardan biri kocasından ayrılınca arada kalan çocukla- NE: 13 rın istikbali namına se onlara acıdığı işin bu işin düzelmesine bütün mevcudi- yeti ile çalışan eski dürünt, yumuşak kalpli Cevat ne EN Ne olmuştuki bu genç yüzbaşıya. İelâkete ein bile bile gözü kapalı yürümekten vazgeçmiyor; bir uçuruma dayanacak yolun kıyılarında göz alabildi. gine koşuyordu, Eve geldikleri zaman sevilen bir ölüyü mezara bırakıp da gelmiş insanların niha- yelsiz acısını ve yürekte bıraktığı yanıklığı duyuyorlardı. Birsen kardeşine bakmış, onun çamaşır- larını değişlirmiş, uyutmağa çalışmıştı. O yaşta çocuklar gülüp oynadıkları, eğlen- ceden haşka birşey düşünmedikleri halde zavallı yavrucak, hayat yükünü vaktinden çok önce omuzlarına almış görünüyordu. Küçük kız nihayetsiz bir korkuğa tu- tulmuştu: «Annem beni bırakıp giderse.» diye tirtir titriyor; genç kadının bu müt- hiş şeyi yapmaması için evde yüksek sesle konuşmaktan çekiniyor; yerlere basmağa sanki korkuyor ve her fırsatta Tunganin işlerine koşarak annesine yardım etmeğe çalışıyordu. O gün bir aralık teyzesinin yanına 80 kulmuş, dudaklarını genç kadının kulağına yapıştırarak, küçücük yüreğinin büyük kor- kusunu fısıldamıştı; — Teyzeciğim, annem beni de götürsün emir Ben hiç yaramazlık ei Hep onun işlerine yardım ederim. Sözlerini dinlerim. Beni burada börek inin emi? Nesrin, gözlerinde toplanan yaşları ona göst. ökter çekinerek: , hiç seni ae mıyız, demişti. LR annen ee a gideceğiz; Son» ada baban bi Artık — in ee teyze, babam bize hiç gelmiyecek,. — O nasıl söz öyle; senin aklın böyle şeylere ermez. Sözlerime inan ve baban “ bekle yavrum — Ben çok şey duydum teyze. Hüse yin söyledi. Okulda beşinci sınıfta bi Müzeyyen var, O da söyledi. Bir zamanlı. onun da babası böyle yapmış. Annesi il kızını sokağa atmış. Şimdi annesi çams şırcılık. yaparak kızına bakıyormuş. Babss Onlar — Müzeyyen sana bunları niçin söy ledi Birsen? — Bir gün ELE kendi kendime sğyordum in ondan rin, ei yeme niçin ağ ar soramadı. acı şeyler a yüreğinin büsbütün çalma anlamış! — Annem de başkalarına çamaşır mi yer teyze? — nen “Müzeyyenin annesi gibi güçlük çekerel hayatını kazanmıyacak al Her insanın göreceği iş ayrılmış Sen böyle şeyleri düşünme. m çok iyi iaşe olacak. Sen büyük okullara gideceksin ie Ki bir kız olarak yetişeceksin. Belki hi belki avukat, doktor, bileyim simi den <a bea AV çok mü kemmel bir iş kadını olacaksı. İlerde Kardeşi inle seni vi yetinmek için genç: liğini veren annene, ondan sonra sen bakü caksın yavrum. — Teyze, Müzeyyen ilk okuldan çıkıncı dikiş odikmeği e ecek. Para kazanıp annesine bakacakmış. Ben de öyle mi yap sam dersin Genç kadın rikkatle gülümsemekter EY elan dı. in odaya girmesi konuşmalarını b Nesrin küçük kızı ire Mice büyük bir coşkunlukla öptü, öptü. Saçların karıştırdı; çenesini sıktı. “içi Bikağad nin onun küçük kalbinde bırakacağı feni tortuyu dağıtmak için, onu nihayetsiz bir şefkate boğdu.