15 Mart 1937 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 3

Ka düşmüş iri bir balık gördünüz, değil mi? Kafese girmiş bir kuş.. onun da hali hazindir. Fakat bir de, köpüklü dalgaları yara yara, rüzgarlara meydan okuya okuya, dumanını püsküre püsküre denizlerde dolaşan azametli bir teknenin, kupkuru dört duvar arasına tıkılışını gözünüzün önüne getiri İnsan bu manzara karşısında, onun tahtadan mamul cansız bir nesne olduğunu bile nihayet demirden, saçtan, unutarak, gayri ihtiyari mıraldanıyor : — Zavallı vapurl.. Havuzdaki vapurun, karaya düşmüş balıktan ne farkı var? Bakın, işte onun da karnını yarmış- İar, üstüne çömelmişler, bhabireha hır- palayıp duruyorlar. Demirler, saçlar, teller sökülüyor, döşemeler, duvarlar, kapılar, merdiven- ler koparılıyor, çekiç, destere, keser, Tamamile ai girince, havuzun hapağını çeker iz. ağza yetiririz. Çatır çutur, kıyasıya; durup dinlesimeden Le iniyor. reğin tepesinden kazanların altına vd ber taraf iş i We o, sanki İRİ çektiği denizi görmemek ister gibi, başinı taş düvars lara vermiş, Elalicin bulanık sularına arkasını dönmüş, sessiz sedasız dişini sıkıp bekliyor. eryanelerini çıkarmışlar; ni delmisler, sağımı solunu, altını üstünü rastgele mıhlayıp, vidalayıp duruyorlar. İstmiş yaşında olduğunu söyleyen bir işçi, teselli vermek ister gibi konus şŞuyör: — Birbuçuk ay sonra, görürsünüz kız gibi olacak.. Eh, ne yaparsın; insan has- sıl bir sağlık yurduna giderze, talanınca r vapur da öylece hayuza girer. Simdi burada perhizdedir. Kazanı yamalı için kömür yutmaz, su içmez, yağ iste» mez, böylece yiyip içmediği için de dumanı çıkmaz... - « Burada düdü- günü öttürüp te iL -çuka sataşacak?.. — İyi ama babalık... Bu koskoca gemi, bu daracık yere, böyle dosdoğru nasıl girip yerleşebiliyor? İhtiyar, etrafı e araştırdık” kan sonra, ileride bavuzu Ür Ucun” daki, kendi gibi bir mii işaret etti: — Orasını git de, havuzların baba sina SOr. KANDEMİR & © B Havuzların babası, elleri piposu ağzında, yavaş yavaş merakımı gideriyor: a. — Havuza girecek gemi, geli B da durur. Başını bize verir ve ik B iki halat atar. Arkadan da bir rupal işi idare eder. Havuzun içi denliğin esinde su ile dolu, ve kapaklığ ; olduğundan, dar bir körleze çirstB, ağır ağır içeri ilerler. er; Tamamile içeri girince, bele kapağını çeker ağza getiririz. Bu gın içi boş, yani tanktır. İli tey — da ikişer kapağı yani vafı vardı apak tam yerine gelince, tarafındaki wafları açarız, ora içeriye, tanklara su dolmağa k doldukça kapak ağır ağır denis vaziyet şu0, Vapur havuzun ortasında tır Biz Şima havuzun içi, denizle beraber su dö apılacak iş, artık havuzun ği, bömlmeL ic Bunun için de bidiş yanlarındaki Şu delikler açılır; başlar bir kanaldan ilerdeli | Kuyudaki suyu bir ta öteden denize atar. Su azaldıkça vapur da ahestei dibe inmege başlar