İstasyonda bir insan seli var.. Küçük ve dar İzmit garı, bu kadar mahşeri kala- balığı görüp te a ibi... Akın akın gelenlerin bir ucu, Atatürk anıtına kadar . Sabahın bu erken saatinde hafif hafif yağmur serpeliyor.. avanın rengi İâhze lâhze parlaklaşıyor Fer bir sonteşrin güneşi, çapkın, göz re yor. Dalgal öl insan karıncalarına ba- kıyorum. Hemen hepsinin dudaklarında bir sevgili ismi rl gibi.. mukaddes bir sır fısıldar gibi: —Birişinin ipalin açılırken, ikisinin te- melleri atılıyor özleri var.. | İzmit bir inkılâp rüzgârı buğulana, Türk İktisat bekliyor. -elâl Bayarın güler zünü görmek, tatlı sözünü işitebilmek için klas a Tâ uzaklarda, tiz bir tiren sesi.. — Geliyorl Dediler niye şimşekleşti, Bakım soluya soluya katar önümde duraladı. İk- tisat vekili Celâl Ri r, Maliye vekili Fuat Ağralı, Gümrük ve İnhisarlar vekili lij Râna h Büyük Millet Meclisi ikinci reisi Nuri Conker ve seçili davetli- ler vagondan inerlerken.. sandım ki İzmit istasyonu, 2 m MET (hareketiarz) sarsin- tısina tutulm . Dinmiyen, durmıyan bir alkış sağnağı. anlaş al tadır. Onlar, hararetli hararetli, güle güle el sıkıyorlar bilinerek yaşlı kadının ne şe ne canlı bir duası var; Türk dua üler yüzün solmasın |. Kâğıt Ek abiler sulanmış, temizlen- miş düz yolundayız. Yeşil defne dallarıyle, renk renk afişlerle her tarafı süslemişler. uzerinde nazlı nazlı süzülen şanlı Türk bayra Vali v ve Parti başkanı Hâmit Oskay'ın bir heyecan hamlesi içinde.. kesik kesik söy- lediği o güzel ni gönüllere derin bir sevinç, sevgi kalıyordu. Kemal Öz, o özlü sözlerini yalar ör diye gam- liydi.. Şimdi derin Bese ile fonu öne ruz., Ne içli, ne yanık.. ve ne açı - Anlıyoruz ki, obugün ilmin KÂĞIT BAYRAMINDAN DUYGULAR: CEVDET BAYKAL Yazan : Ve yarında bugünden yeni ola- Ata yolunda, eskiden kalmış ne yenidir. caktır. heykeli * bir iz.. v nede bir gölge var. Neymiz dağımız, taşımız, bozkırmız.. biz, Sallanan bütün (ö si e teplerin sert ve dik meyilletinde bul ürk dün- yası, birzAtatürk Mya olmuştur. Biz, en imizle ne candan yı önülden gönüle... " “ pe Cumhuriyetin gazali muazzam, muh» "teşem eserlerden birisi arasında; (kâğıt seyranı ) oyapıyoruz. Reçine, Kaolin, Soda, Sellüloz ve Güknarın, demir kül- çeler dişlerine atıldıklarını; ve bu demir külçelerin demir. bir köle haline gelerek hareket ibadiklerini eörlyerur. Celâl Bayar, vie a ee Herne ii Mur bir insan ha olanca ii yüünde okunan labia direk Ali Küğutçi, Bay Bayara izahat veriyor. Ellere tutuştu ürü yerli bizim kâğıdımıza bakıyorum. Ve rum da: — ii bahtın Wi m Di ve leride gördüm... diye, urur vünç dalganın coşku a le sar MON e di gururdu o hepimizdeki., Türk gürürü kâ yatlara, bakıyo- mn İkinci kâğıt aramalar liyor.. Malayla harç konurken, yine bir Malkış yağmuru başlıyor.. Ve bu alkı ya ru dinmeden, Sellüloz fabrikasının tembelleri atılıyor.. Deminki alkış yağmuru bu bir alkış fırtınası oluyor : ——— Yaşa. sesleri perde perde yük- “seliyor. Güneş ufukta çoktan Mir Körlez, tabak tabak açılmış, kızıl bir kana bo- yanmıştır. e Günlerden, aylardan beri yolunu beklediğimiz büyük yolcular, bizi böyle çabucak bırakıp ta nereye gidiyor? Onlara doya doya bakamadık ki.. ir insan ei yine mahşerleiyor. — Yolunuz açık ol — Güler yözünüz ölmeli — Yine gelin — Güle güle, i Sesleri. İzmit: göklerini anlar şeritliye şeritliye ei izlenmiş son)bir var : in byte etti. koyu, kar özaklaşıyar. son leş