1 Aralık 1935 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 15

kesasimın evini bırakıp kötü Iyola saptı diyorlar. Onu, kolunda, hergün başka bir erkekle görenler Şık giyiyor, büyük lr yemek yiyor, en pastahanelerde çay içiyor. Balolarda, çay- larda görünüyor. Hergün erkek değiş- tirem, son derece pahalı giyinen kendi serveti olmıyan bir kadının namuslu olmasına imkân var mi Samikn işin, kaştıktan sonra, elbiseler .* Yüzüme karşı hiçbir şey söylenmiyor; fakat gözlerin bukışından, dudakların kıv- rılışından anlıyorum, bana, artık kötü diyorlar. Onlar için belki öyleyim, fakat içim, yüreğim, bana kötü diye ö temiz, iyi, bakanlar- öyle ve öyle akışlarında e ağ r ndimi kıt T dar anlayışlı” insanların çok üs orüm. ü di li Etimi satarak geçindiğim için bana düşünmüyorlar, insan Z Üni bni hilalin ın a dan ileri geliyor sanıyorlar... doğduğu vakit, temix' ları yine imsanlar lar... diyorlar, anlatayım; sonra siz de bana kötü 5 saçlı, güler yüzlü, beli i bükük nin&- min di dibinde. kendimi Annemin Obeni doğururken ü, babamın Kurtuluş Savaşında şehit olduğunu ondan, mukaddes bir masal din- lerdim hatırlıyor m. gibi, Küçük, yıkık bir evin rutubetli, ül dökük, tahtaları yer yer çürümüş yer odasında (o oturuyorduk. Yarısından kesilmiş teneke mangalda ninam yemek 14 pişirirdi Bazan da pişiremezdi. Kaşın soğuk fırtınalı gecelerinde, onun artık sade deri haline "gelmiş kürkü- nün altına saklanır, yavaş sesle, dua <i ran söylediği, o ve güzel rin masalını dinle ninem elimden isi bir xdirdi. üme virdim. Benimle uğ- raşıyorlar, bazan ön. ri Mr greek ya bi giyinme vi görüyo; endir! dum, umrai bigi! şaçiarim, a'tın kumral palık seçi k gibi beye im kızıl renkli dudak- va emi larım sıkı sıkı ördüğü saçlar ışıl arimı geriyor, yüzüm ışıl ken, mektepten odöner- ken erkekler, üzüme tuhaf leri lâkırdılar kulağıma çarptı. Kamçi Y rdim miş gin Kk G & ayağımın bir Eve içinde çoraplarımla, sürüklediği a dilenciden ayırd edi zorlukla gidince, (ağlıyarak boynuna atıldım; — Mineci Onün da, m, niçin biz bu kadar fakiriz? buruşuk larından yaş- lar sizıyordu *| — Ne al AVTUCU , taliimiz karanlık... n «gün doğmad an meşimei doğ ar? yavrum | a dişi sıkalım, sana iyi bir kim e senin so al ara al- < istiyen VT arıla r gibidir yavrum. Eğer sen namuslü, iddi bir kız olarak büyürsen, senin böyle olduğunu anlayan bir lim karşına çıkar, evlenirsin oOyayrum. Her sıkıntının bir ferahı vardır Ninemin dudakları titriyor, yanakların- yaşlı ir sızıyordu et iği tatlı söz- imin acısına ilâç gibi gelmişti. Gör- er, “lerini öptüm: — Ağlama nineciğim, seni dinleye ceğimi,. dedim. Babamın şehit aylığını çıka- ramamıştık. Ninemin üç ayda aldığı ma aşı, benim artan kitap maşrafım, ev kirası, yiyecek için yetmiyordu. Kirayı vermek mecburiyetinde idik, vermezsek sokağa atar- lardı. Kitapsız kalamazdım, mektepde fakir olmama rağmen, çalışkanlığım yüzünden, hocalarımın beni vardı. Kitabım işin bile kitaplarını vermezlerdi. almağa da mecburduk. Bu yüzden bazan paramız kalmıyor, kuru ekmek yiyorduk. Fakat içimi ümid, güneş gibi isitiyor, nün birinde, karşıma çıkaçak, ve beni sefnletten kurtaracak, adamı düşünüyor- Arkadaşlarımdan aldığım (romanlar, hayal alimi, düşünce emini büsbütün geniş. Bazan düşünceye dalıyor, haya limin yarattığı sie görür gibi oluyor dum. Küçük bir evim olacak, ama eski tah: talı, cam yerine kâğıt yapışık yi ıslak duvarlı değil, tertemiz;ve 7 Akşamları güler yüzlü, iyi sönüülü k elinde Bakire gelecek, yazın kır çiçek- soframızın başında, elimle yiyeceğiz; kışın, yanan (oOodamızın konuşacağız ocam, soba ılık havası içinde, taılı tatlı ve okuyacağız. Nineme güzel slacağım, ve belki onun etekleri benim yavrularım sokulacak; Ninem, onlara masal söyliyecek, masal söylerken uyuya bir altını cak da... Örtamektebi, bütün şarak sonuna getirmiştim. İçimin taze, kırılmamış ümitleri, -midemin vakit vakit boş olmasına rağmen- gözlerime parlaklık, üme gülüş veriyordu. OÖrtamektep (o imtihanlarını bitirdiğim ve eve müjde vermek için, koşarak dön düğüm gündü. Evimizin yoluna saptığın ie köşeden çıkan bir delikanlı yolumu kesi — sile konuşmak istiyorum 5 Samiha. ömü birdenbire çideileşmişti. görmüş, söz söylememe vakit bırakmadan: - Bunda kızacak bir şey yok. Sisi tam iki yıldan beri ardınızdan geliyorum bir gün bana dönüp bakmadınız, belki del beni görmediniz bile...* Göz kamaştıren| eşsiz güzel olmanıza rağmen, son deresi ciddi bir kız olduğunuzu biliyorum. Siz bayılan birçok delikanlılar var, ll dolaşanlara aldırış bile etmiyorsunuz, sizi gibi bir genç kıza sokulabilmek, hk söyleyebilmek için ciddi bir sebep olmalı Ben de size bu ciddi sebeple söz söy lüyorum. | Sustu. Sözlerinin Ri “bıraktıği tesiri ölçmek ister gi bakıyordu. o Uzun sarışın güzel bir dnlikanlı idi. , Onu, kürk | kuvetimle çal |