Türkiye Kemalist devrin bütün hızı ile etmesine rağmen henüz inşa in arasında bulunması ve ir de Avrupanım, üzerimizde hâlâ o fski kamaştırıcı tesirlerini devam et- yesi, eserin büyüklüğünü ve gü- fini görmemize mani oluyor. u milke, Büyük Şefinin arka- | Bnda kurtuluş savaşma bir tek a İlam gibi katıldığı günden beri kıl mr kınına sokmuş olsa bile, zel V yarıları ve başanları üzerinde din. illendirmeğe vakit karşıl “Misal olarak Kemalist Türkiye - litikasını ve bunun da- bir alalım. , bir zamandanberi “Bal- İru bir bakışla, bu birliğin coğrafya- tetkik edersek, görürüz ki, birli- sahası. eski/ osmanlı imparator- a getirilmiş olan birlik sayesin - “de, gerek Balkanlarda gerekse Avru- sa politikasında bir barış âmili oldu- uu anlamamıza kâfidir. — Türkiye, dış politikadaki bu. ba- 've birleştirici görüşünü İran, n ve İrak'la birlikte meydar “Neyin köprüsü? Ne için köprü? Bilhassa “Önasya/ Birliği i böyle bir piga birden müşahede &! bazı avrupalı kalemlere, ken- için acı fakat bizler için kâr yazılar yazdırmıştır. — Bizce de Türkiye, Avrupa'! « “#a'ya modemn tekniği ve kültürü ortada geçirecek olan köprüdür. Bunun böyle olduğunu görme - mek tamiri kabil olan bir. kusurdur. Çünkü “Zaman” , Türkiye'nin bu rolünü isbat ve tasdik etmek vazife - #ini almıştır. Fakat bunun böyle olmadı iddin ederek Önasya'daki kurt ve yeniden kuruluş hareketlerini bi- zer tehlike gibi takdime kalkışmak, kendisine bir vasıf verilmesine kü - zum olmiyan sakat ve zararlı bir yoldur. İşte Viyana'da çıkan Reiçhspost 2 bu ay tarihli sayısında, böyle bir yola sapmıştır. Bu gazetenin dediklerine bir göz gezdirelirn: 'azının başlığı şudur: Yakındoğudan gelen sesleri.rm Gazete Önasya'daki devletlerde, bir bünye değişik! bariz suret- te göze çarptığını söyledikten sonra şöyle devam ediyor: * Büyük devletlerin geçen asır içinde Avrupa dışında bulunan he - men bütün milletleri nüfuzu altma alan sömürge emperyalizmi, büyük bir meharetle, Asya'nın donmuş sos- yal formüllerinden istifade etmeğe muvaffak oldu. Fakat aynı zamanda garbın fikir idealleri, doğuda asırlar- danberi yerleşen ananeleri gevşetti. mahvetmediği ihtar yerlerde de ye yarattı. Bu suretle yakmdoğuda s0s- yal bir inkılâbım maddi ve manevi sosyal emansipasye ü masebeti kavrıyarak, harekete başlı - yyan islâm devletlerinin arasma bol - şevik fikirlerinin zehirlerini akıttılar. Nihayet büyük bir sıyasal meharet ve sebat neticesinde Sovyet Rusya - 'nm programının ilk merhalesi Tür - üye - İran - Afganistan arasında im- zalanan anlaşmâ ile tahakkuk- etti. Bu suretle Komintern “manda,, mın- takalarında gayri resmi faaliyeti için “resmi,, ve muazzam bir zemin L (1) Makalenin başında Mısır — ve | ULUS F e AA ——— ” IÇ HABERLER 1STANBUL TELEFONLARI Tahsin Üzerin çalışma programı İstanbul, 6 Üçüncü Umumi müfetitş Tahsin Uzer şark teşkilâtı- na tayin edilen kalabalık bir memur kafilesi ile İzmir vapuriyle ve Trab- zon yaluylı bugün . Beyanatın- da şark için yapılan hu in hazırlık - ların Trabzon'da bir müddet kaldık- tan sonra Erzurum'a ll yük transit yolu ve transit lınıelı' - nin merkezi haline gelecek ol: Trabzon limanı işiyle Erzurum şi mendüferi ve yeniden kurulacak Şe- rabat barajının çalışma programının başında olduğunu söyledi. Haliç şirketinin vaziyeti İstanbul, 6 — Haliç şirketi umu- yeyeti salı günü toplanacak, fa kat işletmenin belediyeye geçmiş ol- Mmasına rağmen şirketi fesetmiyecek, şirket hissedarları belediyenin şimdiye kadar yaptığı ve bunde yapacağı masraflara rağmen - şirketi işletmiye vi ve ergeç kendile - rine yeni D kanaatindedir. da bulunan Avrupa, doğudan gelen ve tehlikeyi hatırlatan bu ihtarı/ işit- memezlik etmemelidir.,, 'Balkan Birliği ile “Önasya Bir- liği., ne Kemalist Türkiye bütün manâsıyla müstakil ve neye te- şebbüs ederse onun hesabını yal- 'fuz kendisine veren bir devlet ola- rak iştirak etmiştir. Katolik — gazetesinin, - “Önasya Birliği” nde tevehhüm ettiği tehlike- lerden, bundan 500 yıl önce olsa bir haçlılar seferi çıkabilirdi. Bugün. Balkanlar'da ve Önasya'da barışı kendi iradesi” dahiline alan Tüşkiye, e barış ne de kültür için bir tehlike- dür Hadreli de büyüreni Kurtuluşçu — Kemalizm'in , genç devleti, Balkanlar'da olsun Önasya- da olsun, yaptığı bütün politik kom- b 2zonlarda, milletlerin kurtuluş ve yeniden kuruluş davalarma filen sa- Tılmaktan ve bunu filen garanti altı- 'na almak işine katılmaktan başka bir şey yapmamıştır. Viyana'da çıkan - Reichspost'a “Yakındoğu'dan, gelen bir. örnek,, adlı bir makale ” yazmasını tavsiye KAMUTAYDA İnhisarlar memur tekaüd kanunu Kamutay dün B. Refet Canıtezin reisliğinde toplanmıştır. Bazı büdce- lerde yapılan münakaleler kabul e- dil Mmüstahdemlerinin tekaüd kanun pro- jesinin görüşülmesine başlanmıştır. Projenin yirmi beşinci maddesin- de çocuksuz, anasız ve babasız ölen memurların — mevduatının — intikali, hakkı şahsi olduğundan “kanuni va- islerine verilmesi şeklinde madde ' Üçüncü muvakkat mad- de tekaüd sandığının — kurulma - sından evel — inhisarlar — idaresi girmiş olan memurların tekaüd — ka- nundan istifade edebilmeleri recekleri aidata aiddi. Hükümetçe bu gibi memurların idareye intisab gtikleri tarihle sandığın kuruluş ta- Fihi arasında geçen müddet için al dıkları aylıkların yüzde beşini f birlikte ödemeleri tekli İnhisarlar ve maliye encümeni Ancak büd- ce encümeni bu mikdarı f Fak yüzde ona çıkarmış ve her ay' 'dat için ayrıca yüz- de beş faiz vererek geçmiş zamanla- ikten sonra inhisarlar memur ve memurların bu İstanbulun pazarları İstanbul, € — İstanbul umumi meclisi bugünkü toplantısında pa - zarlar meselesini münakaşa etti. Dük- kâncıları fazla zarardan korumak için pazar günü hiç bir semtte pazar kurulmamasını ve gene uzun bir Münakaşadan sonra İstanbul müze - Ter idaresinin teklifini kabul ederek Kâtibiâdil sokağına İstanbul 'un türk ler tarafından muhasarası sırasında muhasara toplarını döken ve muha- sarada büyük Ffedakârlıklar yapan inin verilmesini karar Eski mecidiyeler hakkında Eski gümüş mecediye ve kısımlarının her hangi bir lüymetle mübadele vasıta- s1 olarak kullanılmıyacağı hakkındaki ka- ikmü dünden itibaren yürürlüğe ve projesi görüşüldü Mi Kamutay, 11 marta kadar toplanmıyacak ya aid müddetin borcunu ödemelerini dayihaya koymuştu. Verilen bir tak- veç hile tadil edilmesi istenilmiştir. Tak- rir nazarı itibara alınmış ancak büd. ce encümeninin isteği üzerine madde encümene geri verilmiştir. Ve bu sebeble inhisar memurları bitirileme: miştir. Mart toplantısından sonra mü- zakeresi tamamlanacaktır. rirle maddenin hükümetin tekli nn tekaüd kanunu dün 2540 sayılı kanunla kırtasiye için Mmaliye vekâleti emrine verilen mute- davil sermayed n otuz bin liranın ın- ata ve arsa satın alınması işine a) rılmasına mezüniyet veren kanun li yihası kabul edilmiştir. Satın alınan aydın ve şubeleri demiryollz sellüm ve tasfiyesine ve işletmesine dair olan kanunun 6 ıncı maddesine bir fikra eklenmesine dair olan ka- nun projeleri kabul edildikte Kamutay elde bulunan ve projeleri” çıkarmış olduğundan 11 Krart çarşambaya kadar kış tatili ya- pılması hakkındaki Cemal Tunca ve Hasan Sakanın takrirlerini kabul ede ” toplantıya son verdi. Tıp fakültesindeki doktora imtihanları İstanbul, 6 — Tıp fakültesinde doktora imtihanları bitti. İmtihanla- ra 300 talebeden 150 si girdi. Kaza- nanlar yüzde elki hadardır. Posta tayinleri körlüğüne yekilelinde bulunan mühen dis Mazhar, ondan boş kalan mühendis- liğe fen müşavere heyeti azasmdan Fa- ad, fen müşavere heyeti azalığına da Seyhan posta ve telgraf baş direkt Bekir Vefa tayin edilmişlerdir. Sigortacılar talimatnamesi Ekonomi bakanlığı, sigerta akdi- me tavassut edenlere verilecek kom- siyonlar hakkında bir talimatname hazırlamıştır. Bu talimatname bu a- Haa aa aaraba ya da “milletler İ Suriyedeki karışıklıklardan da bahse- | ederiz. Kanuna aylırı hareket edenler para | yın 15 inden itibaren yürürlüğe gire- Toarasında yeni bir ahlâk- salabeti dilmektedir. BURHAN BELGE — Stzasiyle cezalandırılacaklardır. cektir. çemizdeki “Toyğar” kuşu | turhu (troho tpozo) da insan is- | — Tor — Şimal kavimlerinde yıl | zaten analiz bu hakikat bize do | rekbe. Bu eksikliği biz ayrı a) G uçmakla / tanınmıştır) k Hallandeyorda: Ayare, dırım ilâhıdır. Buna saksonlar ta- | hal açacak ve aydınlatacaktır. | imlâlarla yazılmış olan thor, ve . de bir yökşeklik anlamış olu- 153" gar şimali Almanlar Donar Her dört kelimenin etimolojik | donner kelimelerinin analizinde oruz (Z. Bir eski ve kahraman Türk site- ü olduğunu öğrendiğimiz Trova » şehrinin güzel ve manalı anlamın- n aldığımz ilham ile ceki ve ye- Türk yurdunda ve tarihinde kelimelerin araştırmasına vam edelim: “Turku (3) Fırtına ilâhi, fırtına “Hittiter und erme- ve hısımdır. Yine İbraniye terak ile İbrahim Yalavac'ın babasının “adı olan en eski “tarh” adının a) mı olması da kabildir. Çunkü gök — $anrı (anu) ile de münasebeti o- n bu kelime yakın Asya'da mil- n millete devredilerek dolaş- mış ve Şam şehrinin (Aydın gök) ve (Berrah hava) mabudu — (Ra- ) n (4) aynı bulunmuş olan 12) Ankarada da - tanınmış bir / damilyanın adı Taygr oğullarıdır. VE) Tokatın taş ovasında bi arkaik has isimler arasında de Türkü köy adı vardır. |4 Diyarbekir civarında yaşı- Roma aşiretinin adı ile Arap- ıman adına dikkat, T Yüksek, âli, sadrı meclis “Büyük Türk Lügati Uygur lehçesi”. Tür-kün — Yığın “Büyük Türk Lügati Kazan lehçesi”. Türkün — Baba ocağı “Biyük Tür Turun de bir kahraman ilâh adıdır. Ali, bâlâ, sadır, tavur. Altay kozmogonisin- canavarı iski Altaylılar s. 101”. Turun — Şarki Moğolistanda bir nehir adıdır. Uratha, tatna ve 'tuba Türkleri bu nehir kıyıların- da yaşarlar. “Potarim, Şimali garbi Moğo- listan taslakları Il. 23”. Turan — Altaylarda küçük bir oymak adıdır. (Aristov Zametki). Turan — Etrüsklerin “Turan” 1 Yumanlıların Afrodit'i yakın As- sı (Güneş) hepsi . “Marr münteha- batı I. s. 2-3. Mabut. Zoltniski Çuvaş yorlardı. Not: — Saksonların “Tugar” ve şimali Almanların (Donar) keli- mesi aynı irk çocuklarının / aynı anlamda ve maksadda kullandık- larını iki kelime olduğu halde morfolojilerinde fark vardır. Bu fark birindeki (g) yerine öbü- ründe (n) bulunmasıdır. Kelimelerdeki (g) ve (n) değişimi kendi üzerlerine dikkatimizi çe- kecek kadar önemldir bura- da genizden okunur bir (g) sez- mekteyiz. Analizlerine girişmeden evel aynı kavimler arasında aynı manada fakat üçüncü bir ortoğra- fide bir kelime daha yardır ki a- maliz esnasında onu ihmal etmek doğru olmaz bu kelime thâr - dır: Cermenlerin (Thâr) » ve Hindin Gindra) sı fırtma müvekkili idiler. La civilisation des Hittit et des mitanien contenau: s.178 Bu eski kelimelerin yanında bu: günkü Almancada bildirmek adı (Damar) dır. Her dört kelimenin de yıldırım ve fırtına anlamına bakılınca yıldrım. ve fırtınanın tabii merkezi olan dağ ile alâka- larnı ve bu üç kelimede de tur ve dağ kelimelerinin ana kelime ol- duğunu kabul etmek zorundayı tahlilleri şunlardır: () (2) (3) (4) 6) Tugar — uğ - vt uğ H ar 4 - Donar — uğ — vt an H ar Thâr —uğ H ut 4 oh 4 ağ H ar Donner— oğ 4 od 4 oğH en - er Birinci kelimeden baş mana verelir 1) * uğ — ana köktür. Güneşin vasıflarından ışık; ses, yücelik ifa- de eder. 2) 4 ut — köktür. Bu vasıfla- vın sahibidir. Burada afiks olarak ana () köke yapışmış ve anlamı- nı üzerine almıştır. 3) 4 uğ — ektir. Bu halin ifa- desidir. Buraya kadar ( uğ -& ut - uğ) yani (tuğ) ışığın, yüksekliğin ve sesin bir sahipte ifadesi olur. Kelimelerin üçünde ilk üç unsur bir olduğu halde donar kelimesin- de bunun değişmiş olduğunu ve (. * g) yerine (. 4 n) geldiğini görürüz. Rolü; manayı obje veya süjenin yakm muhitine ve bitişiğine getir- mekten ibaret olan (. -£ m) unsu. runun; yıldırım, fırtına / ve dağ anlamları veren bu kelimede yer- olmamak veya bize gelen bugün- kü şeklinde bir eksiklik olmak ge- görebiliyoruz. Eksik olan unsur C4 8) dir. (C 4 n) unsuru kelime ek rolünü hakkiyle görmediğimiz zaman o unsurun i- çinde bir (ğ) nin kaynamış oldu- gunu hatırlamak lâzımdır (5). Bi- naenaleyh “Donar” / kelimesinin etimolojik analizi hakikatte şöy- olmak gerektir. Donar — oğ * od 4 ağ 4 ön 4 ar. Şimdi artık kelimelerin tahlili- 'ne devam edebiliriz: Tuğ , yüksekliğin ve sesin bir sahipte taaı - ar — anlamın süje veya obje üzerinde karar kıldığını ektir. limede hal böyledir. Çünkü “Do- nar” kelimesinde eksik olan (8) ile Donner kelimesinde fazla olan (- &) nin (. * n) unsurları ile kaynaşması etimoloji icabıdır H. Reşit TANKUT (Sonu (5) ( * n) ile kaynaşmış (2) seklinde düşünebiliriz.