7 Şubat 1936 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 13

7 Şubat 1936 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

7 SIJBAT 1936 CUMA ULUS iein pusu kuracağı ve müdürünün vi âmiri olması dolayısile pusuyu nerede ku- racağını müdüre söylemiş olduğunu ifade etmektedir. Gece vakti müdürün evinden hareket eden misafir müteakib kaçakçıla- rm pusu mahallinden geçmedikleri anla- şılıyor. Bu, bize şunu gösteriyor ki, Şem settin daima kirli işler peşinden koşmuakta ve arasıra da vukubulacak pusularla alâ- kadar görünmektedir. Şimdi Şemsettinin en mühim olan iki *delil üzerinde bir az fazlaca tevakkuf et- mek lâzımdır. arasmda mevcud jandarma kumandanı tarafından kazaya yazılmış bir. — mektub 13 - VITI - 1935 tarihini taşıyan bu mek tu;')tn. Temmuzun 29 - 30 gecesi Şemsetti- nin gizli bir surette Kümbetir köyüne gi- derek Üzeyirin evinde bir müddet kalarak Yukarıda Üze- yire aid fasılda uzun uzadıya izah etmiş Evrak mevcuddur konuştuğu merkezindedir olduğumuz vechile snikastcilerin Kümheti- re gelmiş olAukları tarih temmuzun sonu ile ağmustas iptidalarıdır. Semsettinin bu tarihte orava gitmiş — olduğunu tesbit edince Semsettin hakkındaki en hüyük de- Yalnız burada hallk ieab eden bir nokta vardır. O da kımandanı bn izahatın Altunbuğa köyünden lili tesbit etmiş oluyoruz yukarıda ismini zikrettiğimiz Harun tara- Harun ifade- ginde bu ciheti inkâr etmiştir. Yalnız yu- karıda da izah etmiş olduğumuz veçhile Harım cerkestir ve gerkeslerin tehlike kar- sısmda hirlestikleri el birliği yapmış ol- dukları izahtan müstağni bir keyfivettir. Jandarma kumandanı Zeki bu ciheti istin- taknamedeki ifadesinde de söylediği halde Harmn vine Nite- kim vukarıdı da söylemiş olduğumuz veç- hile Harun maznunlardan Şemsettine söy- fından verilmiş - olmasıdır red ve inkâr etmiştir. lemiş olduğu Hamdi ile bir arkadaşımın Ge- benbeli mevkiine kâr etmiştir. Onun içindir ki, tahkikatla hiç bir alâkası olmayan jandarma kuman- danmın sözüne inanmamak için bir sebeb görmüyor ve hunu hir hakikat olarak-ka- bul edivoruz İstintaknamenin 61, 62, 63 neü sayıfa- larında Yunus namındaki bir adamım ifa- desi mevcuttur. Şahid sıfatile ifadesi alman Yusuf Yahyanın tutulmasını müteakib Şem- settinin kendi K. ne geldiği ve sında Hamdinin büyi nı ve SÖz arTa- ük bir adam olacağı- ancak bu sözü Hamdiyi aramryorum, yanında bir arkadaşı vardır, onu arıyorum, mealinde olduğunu söylemektedir. Şemset- tin Hamdi ve Yakubu aramak için oşhas yanmda tahkikata memur bir zat değildir. Bunun çin Yusuf nammdaki adamm ya- nmda Hamdinin büyüklüğünden bahset- mesine lüzum yoktur. Esasen Şemsettin bu ciheti yapılan yüzlesştirmede de tama- mile inkâr etmiş bir vaziyettedir Şemsettin hakkında da Yahyanın orta- ya ismini atması keyfiyetini ileri sürebili- riz. Yukarıda da bilvesile söylemiş olduğu- muz vechile Şemsettin Çokak nahiye mü- dürüdür. Yahyanm köyü ise Karamezar köyüdür. Binaenaleyh Yahyanın durup dururken ortaya Çokak nahiye müdürü- nün ismini atmasmda mana var mıdır? Kaldıki. zabıta evrakmın tetkikinden de an- laşılacağı vechile Yahya SŞemsettinin ismi- ni dahi vehleten söylememiş, bir müddet hatırladıktan sonra söylemiştir. Eğer Yah- ya aklma gelen. hir ismi atmış olsaydı is- belki adamı ovrtaya at- mini dahi unuttuğu bir adamı değil, ismi zihnine menkuş bir mıs olm isi iktiza ederdi Tdrisin vaziyetine geçelim : kdris hakkın- Merci Sultan köyünde hiç bir akrabası olmadığımı red ve inkâr ettiği halde Merci Sultan kö- yünden kendisine mektub gelmiş olmasıdır. İstintaknamede kâtib Abdülkadirin ifadesi tetkik olunduğu zaman görülecektir ki ta- ris esasen bu günkü rejime muhalif ve bu günkü rejimi beğenmeyen bir adamdır. İd- ris hakkmda serdedeceğimiz diğer bir mü- Şama kadar seyahat etmiş olması keyfiyetidir. Şama kadar gi- İdris, Çerkes E- tanımamaktadır. Buna gülmekten başka ne denebilir. Yukarıda uzun uzadı- ya izah etmiş olduğumuz veçhile Yahya- nm Tdrise müracaat ederek para isteme- sini dahi İdris red ve inkâr etmektedir Yahya hu Tdrisle olan temasmdan sonra- dır ki Snriyeye kacmış ve tesadüfen İdri- sin akrabası olan Merci sultandaki h- rahimin yanma gitmiştir. Tdris hakkındaki deliNer meyanında Yahyanm ifadesini de zikrettikten sonra Tdrisin bu komplo işin- de alâkası « daki en kuvvetli delilimiz, kendisine taleada kendisinin den ve eşraftan geçinen temi Nduğu hakkmdaki kanantimiz kuvvetlenmiş oluyor. Şabanla İsmailin vaziyetleri yukarrda ki fasıllarda hılmınıasobv tıilmış olduğu için burada tekrara lüzum görmüyoruz. Şabanm Üzeyire mektuh ver vınq olduğu ve İsmailin de gözeülük yap- we alAnğn — Üzeyirin ifadesile 4 etraflrca anla sahittir geçtikleri sözünü de in- , - rüyoruz. Yalnız burada İsmailin ve Şabanm Musa isminde Suriyede bir akrabaları bulunma- sı ve Yahyayı Halepten Şama sevkeden tesadüfen — İsmail ol- ması cihetlerini bilmünasebe tekrar et- mek faideden hali olamayacaktır. Diğer maznunlardan Zerkuşoğlu Ömer Harbi, Talib, Mrrzaoğlu İsmail, İsa, Ca- fer, ÂAlim ve Sadinin bu hareketle bir alâ- kaları tesbit edilememiştir. İddialarımızı, delillerimizi şu suretle tahlil ettikten sonra şimdi hulâsa olarak bir daha yüce heyetiniz huzurunda ar- zetmeği münasib görüyorum : Yahyanm bütün söylediklerinin doğru olduğunu kabul etmiş ve ni- çin kabul etmiş olduğumuzu da izah ey- lemiştik. Hatta o kadar ki, Yahyanm mahkeme huzurundaki inkârında ne bü- yük tenakuslar bulunduğunu da ayrıca izah etmiştik. Binaenaleyh Yahyayr ka- bul ettikten sonra ve Üzeyirle Arifin de tahlil ettiğimiz — ifadelerinin, Yahyanıı ifadelerile —mutabık bulunduğunu izah ettikten sonra hâdisenin izah edilmemiş hiç bir noktası kalmadığma kaniiz. 1 - Yahya Suriyeye gitmiştir. 2 - Ammanda Çerkes Etemle görüşmüş- şahsın . isminin de ve samimi tür. 3 - Çerkes Etemden suikast mat almıştır. 4 - İstasyon memuru İzzetin evinde Ali Saibin ismi de karıştırılmak üzere ye- min edilmiştir. 5 - Yahya, bütün bu ifadelerini Çerkes cemiyetinin en ince teferrnatma kadar söylemek suretile tesbit etmiştir. 6 - Üzeyir, Yahyanm ifadesini teyid etmektedir. 7 - Arif, bu ifadeyi teyid etmektedir 8 - Ali Saibin ismi bütün bu ifadeler- de musımrrane bir surette geçmektedir. 9 - Ali Saibin hakkmdaki Emin Bu- roskinin ifadesi viedani kanaat te en ufak bir tereddüd bırakmaksızm hâdiseyi sabit bir hale getirmiştir. Bütün bunları zikrettikten sonra hu- lâsai iddiamı zikretmeden evvel maznun- larm en önemli bir müdafaaları üzerinde durmak istiyorum. Hepside yekavaz ola- rak işkence gördüklerini ve o suretle itiraf ettiklerini söylemektedirler. Bunun üzerinde çok durmayacağım. Bütün ci- han efkârr umumiyesine hitab ediyorum için tali- Eğer bu maznunlar dövülerek söyletil- miş ise, zabıta, İdrisi, Şemsettini, İs- maili, , Şabanı niçin söyletememiştir? Ma- demki zabıtanm elinde kudret ve kuvvet var idi, bunları da söletebilirdi. Bütün viedanlara bu hususta söyleyecek başka hiç bir sözüm yoktur. Hem ne hacet, bütün dünyadaki maznunlar arasında zu- lüm gördüklerini söylemek bir âdet hük- müne girmiştir. Daha çok yakınlarda in- tac edilen Staviski davası maznunları da- hi zulüm gördüklerini söylemişlerdir. Tekrar Yahyaya rücu - edeceğim ve sö- zümü bununla bitireceğim. Yahyanın ifa- deleri tam bir hakikattir. Bunun aksi bile tasavvur olunamaz. Bir an için aksi- ni tasavvur edersek şu neticelere varnmız : A - Yahya ya delidir. B - Ya bir tertibi mahsus ile her hangi bir fikre âlet vi sokulmuştur. C - Yahya müftteridir. Yahyanm deli olmadığımnı hepimiz gö- Bir tertibi mahsus ile gönderil- diği hakkımda da bir — delilimiz yoktur. Hem buna ne hacet. Ali Saihin yeyahud diğer herhangi bir maznunun nikbet ve hüsranı için böyle tertiblere mahal var mr? Ali Saib veya her hangi diğer bir nun aleyhinde öldürecek kadar hımeı olan bir adam böyle tertiblere neden lüzum gör- Neden Ali Saibe bir kurşun olmak üzere hududdan içe- maz- sün kendisini de ipe versin. Gelir atar, bu suretle inti- kamını almış olur Yahya müfteri de değildir. Çünkü yu karıda da bilmünasebe söylemiş olduğumuz gibi iftira eden şahıs her şeyden evvel ken disini karte etmiş olmak lâzımdır. Bundan başka hir nokta yüksek viedanlarmızı üzerine daha çekmek istiyorum. ,Bütün bu itirafatta ve bütün bu ifadelerde Yahya bize öyle tafsilât vermiştir ki, ken- disi gihi bir sığır çobanının bulup icad ede ceği şeyler değildir. Cok rica ederim, bü tün bunları polisin Yahyaya dikte ettiğini farzedelim. Amman istasyon müdürü İzze tin evini de polis mi tarif etti. Sirf . bir Yahyanm şahsı icin polis buradan oraya ';ııl.'ııu göndererek istasyonun müdürünün evinin şeklini mi aldırdı? Yine kabul ede “Hm, haydi tazyik ile söylettiler divelim Bizim emniyeti umumiyenin 3 4 av sonra muttali olduğu Cerkes cemiveti isimlerini Yahya bize nasıl verdi Beni dünvyanm en müthiş işkence aletlerile tazyik — etseniz nasr| hakkında alabilirsiniz ve size el — kulesinin olduğu benden nasıl malümat nasrıl verdiğim malümat hakikate temoa eder o — Memleket Postası — Aydının baymdırlık programı Sürek avları yapılıyor — Kış toplantıları Aydın vilayet encümeni bir hafta- Özd. Gündayın baş- kanlığında toplanarak 1936 vilayet büt- masraf bölü ü tesbit etmiştir. Kültür, sağlık, bayındırlık bütcele- rine bu yıl geçen yıllardan fazla tahsi- sat ayrılmıştır. Daimi encümen üç yıllık yol prog: mını da yapmıştır. Bu programa göre Mnakaei ea U üç yıl içinde ilimizin başlıca şoseleri ya- pılmış olacaktır. Sağlık subesine beş ta- ne gezici doktor, iki sıhat işyarı ve bir ebe tahsisatı konulmuştur.. Bunlar mü- temadiyen köyleri dolaşarak köylerimi- lunduğu bu toplantıda öğretmen Sadi- fe, Mebrure, Nevzat öğretmenlik haya- tıni Osman Becerik de halkevi ile o- lan ilgi ve hizmetlerini anlatmışlar, Vali kendisini kutlamış, Şükrü Say da karşı- p hk vermiştir. Toplantı gece yar sonra üçe kadar sürmüş, dans edilmiş ve bir çok eğlenceler yapılmıştır. Sürek avı Aydın avcılar cemiyetine mensub 50 avcı dün Kızılcaköy dağlarında bir sü- rek avı yaptılar. Ava Kızılca, Ahır ve Gedikbası LAylerinden de 50 avc: Aydının sürek avcuları gurp halinde D dır. zin sağlık d ile ilgil kl Bundan başka köycülük burosıı için 100 sürekçi davul zurnalarla karıştı. Kızılca dağlarında sekiz saat sürek de gerekli olan tahsisat k ti Şehir kulübü Aydın şehir kulübü umumi heyeti evelki gün toplandı. Yeni idare heyeti- ni seçti. Yeni heyet şöyle kuruldu: Reis: Doktor Münif, komiser: çiftçi Nail, Muhasib: Salih Akbaş, Aza: Ha- lim Aysın, Aza pul ispekteri Nusret. Yeni idare heyeti son günlerde kulü - be karşı başlıyan ilgisizliği kaldırmak üzere gerekli tedbirler almıştır. Bu ted- birlerin faydası iki günde kendini gös- termiştir. 34 yıllık bir öğretmen Aydın cumuriyet ilk okulu baş öğret- meni Şükrü Say kendi isteğiyle emekçi oldu. Şükrü Say 34 yıllık bir öğretmen- dir. 34 yıl süren öğretmenlik hayatın- da bir ihtar bile almamış daima takdir kazanmıştır. Şükrü Say kültür işlerinde yükendiği bir çok ödevleri de muvaffa- * yap ş her süreğe üç kol iştirak et- miştir 19 ana domuz öldürülmüş dişi domuz- lardan da 100 den fazla muzu çıkarıl- mıştır. Süreğe iştirak eden avcılar ara- sında 60 - 70 lik delikanlılarla 16 - 17 yaşında gençler de vardı. Kaptan Mus- tafa Dirioğlunun idare ettiği bu sürek- lerde yeni yetişen gençlerin avcılığa ve atıcılığa alıştırılması gayesi ele alınarak tertibatı alınmıştır. Avcılar cemiyeti bü- tün köy delikanlılarını tabii azas: saya- rak bunların diğer bölgelerdeki sürek- lere iştirakini temin için tedbirler almış- tır. Dün mücadele memurları da Balık ve Arab köylerinde bir sürek yaptırdı- lar. Bu sürekte 2 domuz öldüüldü. Bu bölge avcılar cemiyetinin yaptığı bölge ye çok yakın olduğundan her iki taraf için de zararlı olmuştur. Gaye bir ve maksad zararlı domuzların öldürülmesi kiyetle başarmıştır. Aydın öğretmenl ci Şükrü Say için dün akşam halkevi l da bir plantı yaptılar. Vali Özdemir Günday, parti reisi Etem Öz- denle bütün Aydın öğretmenlerinin bu- ld ğund. yetin de yap ğı av- dan mücadele dayresini günlerce evel haberdar ettiğine göre mücadele işyar- larının cemiyete yardımcı olmaları çok yerinde olur. O. Becelik Akşehirde kurutulan bataklıklar <Kurutulan kanlı yer bataklığı lefiyetleri yaptırılmak suretiyle 23 - 9 Konya sıtma savaşı bölgesini Akşehir şubesinde Çay nahiyesinin kuzeyinde Cumuriyet köyünün yanında bul- 333 hektar büyüklüğündeki Kanlıyer bataklığmın, Çay nahiyesi ileCumuriyet köyü halkından 729 kişiye bedenen be- şer gün ve 16 kişiye de nakden mü! - 1935 tarihinde sıtma savaşı kurumu tarafından kurutulmasına başlanmış ve 3 metre genişlik, 0,90 metre derinlikte açılan 8095 metre uzunluğunda bir ka- nal ile bataklık tamamiyle ortadan kal- dılılmıştır.. bu iş doğrudur. Ne hangi Hâkimlerim, tara- fından haksanız, ifadeyi tahlhil etse niz, hangi vakıyar iİnceleseniz bu iş yine doğrudur. Size hu işe İiman etmiş bir adam sıfntile söylüyorum, Bu iş doğrudur Ben bütün wzmimle millet ve vatan için, Yüksek Türk Cümhuriyeti icin güğsü car Beni dinle Iütfunda bholunan sizler de pan hir Türk hakukcusuyum mek ayni hisle yürekleri çarpan” Cümhuriyetin büyük hâ kimlerisiniz. Nize gördürlüğüm bu davayı önünüze #setirirken her sevder evvel elimi vicdanıma koymuştum. Şimdi yine elim © yiedanın üzerinde alnım semalara doğru kuvvetimle Karşmızdaki maznunlar Ata- türkü onun şehsiyetinde toplanan Cümhu- huriyeti yıkmak istemişlerdir. Bu bir ba- Sizler de bu hakikati hissedecek, görecek ve Buna be- nimle beraber on yedi milyon Türkün de imanı sarsılnaz bir snrette mevcuddur,. 168 nci madde mucibince yükselmiş bütün kudrei ve bağırıyorum. kikattir ieabını. yapacaksmız. Suçtularm gevn bT İm a larını istivemmım * | tizm ve esaret rejiminin Kamal Atatürkü memleketinde Hanri Laporte'nin inkilabımı hakkında Revue'” de France'” yazdığı yazıyı bugün dede ediyoruz:. Ankaradaki önderler, Türkiye nü sunun 1959 da 40 milyonu bulaca tahmin etmektedirler. Belki bu tahi biraz mübalâğalıdır. Her halde 30 1 yon tahmin etmek mübalâğa olmız. mek oluyor ki şu halde 25 sene ıo ra| Avrupa ve Asya gibi iki ihtiyar kı! arasında nöbet bekleyecek olan d insan ve malzemece genişlemiş ve HIİ vetlenmiş bir devlettir. Ğİ Yeni Türkiye şimdiki halde yerin '*1 « bir ihtiyatın saikiyle, Sosie'nin ııylıı' nı kabul ederek “herkesle dost” hığıj” bul etmiş, ve on senedenberi bu sıya: vlet,| tatbik ir. Diğer leketlerl lan mü betlerine geli bunl. giltere ile iyi, İtalya ile oldukça iyi, ya ile mük ldir. (1) Fakat ge Türk Cumuriyetinin çok anlaştığı devlet varsa, o da Rusyadır. Bu da b ziyade f l ve ayni zamanda da Sovyetler yetinden başka kimsenin el uzatn bir anda görülen yardımlara kar teşekkür borcudur. 1921 de, Yun: : na karşı yapılan büyük savaşta Rusya il bir anlaşma şimalde süküneti temin etmiş ve Karadenizden yiyeceği ve silâhları tirtmek kabil olmuştur. Gene iki yılç beri, Al ile bu h rek girişerek, Kemalist beş senelik plâna lâ- zım olan makine ve malzemenin en b yük kısmını Büyük Sovyet Cumuriyeti | uzun vadeli krediler veya malzeme karşılığını kabul ederek temin ediyor. Bu vaziyetin gayet isabetli bir iş politikası olmasına rağmen, iki mem ket ar da hakiki bir pati cere nının mevcud olduğuna inanılmaı dır. Yeni Türkiye komünist değilidir. O | ancak hâdiselerin seyri icabı olarak dev,, letçi ştur. Zira lekette hususi | sermaye yoktur, dışardan l'ıemen_k bir yerden de kendisine kredi açılm maktadır. İstihsal vasıtalarını lü kadar şüphe yok ki devletleıhreı: Fakat ondan ileri gitmiyeceğini ruz. Neticede, Türkiye Rusya il mantık izdivacı aktetmiştir; bu izdi lar da hakikatte en ömürsüz ve en k tüleri değildir. $ Yeni Türkiye doğduğu gund ç dünyanın en barışçı ulusu gibi - İ olarak - hareket etmiştir. 18 temuz 931 de Uluslar sosyetesine rey ittifa kabul edilmiş, ve bu güne kadar bu yetenin fikrine ve şekline itina ile yet etmiştir ki bu da pek sık göri SAi ihlal etmek istiyen her halde od dir. AĞ Bu seri tetkikin nihayetine bırak: kılabını yapan adamlar bizim kü müzün tesiri altındadırlar. Voltaire R: 'yu ok şlardır, beşer hak- larını ve büyük demokratik prensip) e rimizi benimsemişlerdir. Aynı zamaı yılabilirler. Nitekim bir sene evel'| gurupunun bir kaç belli başlı müme: ile Türkiyeye gitmiş olan Herriot da can ve gönülden kabul edilmiş ve detin de oranın insanlarından ve g; lerinden heyecanla bahsetmişti. Ga den bahsederken Herriot: “Bir diki tör mü? muhakkak ki hayır. Bilakis o bir cumuriyetçi, bir kabine ve me- | - Ş killere dayanan konstitüsyonel bir bn;t kandır” demişti. (2) B Kamâl Atatürkün şahsında demokra riayetkâr bir cumuriyetçi — gören Her:— riot'nun aldanmadığımndan pek emin !-- gilim Bununla beraber, aldanmış oldu- ğuna da kani değilim. Her halde bir Hitler ve bir Mussolini diktatörlerini | hüriyetin enkazı üzerinde oturtmııglıı-r ' iken, Kamâl bütün eserini bir despo- ilgası üzerine kurmuş ve hiç bir hususi kuvvete_ da- ; yanmıyarak sırf şahsi prestijinin yar | mıyla memleketin, bizim ihtilâlimiz büyük prensipleri namına ihya etr-i (Sayfayı çeviriniz (1) Bunlar içinde dünkü mük.etfiki- ne somurtkanlık eden yalnız” Bıvıgan ristandır. (2) Orienit, E. Herrot (Hachetta)

Bu sayıdan diğer sayfalar: