23 Nisan 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

23 Nisan 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

T YA NALI ö AY CB E'ı mv;lv P ; kWVu w bildiriyor) Hava zi fevkalâde di- tı reisi General Pa kararını verdi. em ve General K aa yaptı. İt- e olduğu Üzerinde 18 garar vermek lundüu. zaman Papulas ni bildiriyordu. lâttan Miralay Pakks on birer se- r sene hapre, General Papulasın larına malıküm edi)- Bunlardan bir kıs lulardan biri kadın- slcre silâhla karşı ödeyoeceki ınt tevi Tahkeme, mahkümların emvalinin haczine karar vermistir. İdam hi n 48 szat zarfında inlazı icub etmektedir. Ma'ıtünlar |: lirken hazır değillerdi. Papılas bundan evvelki celsede: iea — Ben bu iste yokıum, Eğer olsaydım, müuhalkkak müuvaffak ; olurdum, dem'şti. ğ W o Venize'os Bilkin Bir Ha Atina 22 (Telefenla) — Paristen Atina gazetelerine gelen tel- graflara göre cevvelce Napoliye sığınan Venizelos, evvelâ karısı- nı Parise göndermiş ve üç gün evvel de kendisi gelmiştir. Ven zelos hasta deği'dir. Yalnız çok bitkin vaziyette görünmektedir. Eizçok gazete muhkabirleri kendisini ziyaret etmişlerdr. Fakat Voen'zeler hiç kimze ile görüşmemektedir. Ke “Atinzda Verize'oc anmımda Maliye Naztrı bulunan Giridli firar! Noris'in cm delterdarlığı taralından haciz altına Fikret Adil , "—ı—q' - A T” ”n stanbula haçan Asiler bitlerden Ce- 1 Kaloros, eki bir nu- Ja beraber meb 22 (Telefenla) — İstan! inbaşt Zat suhakemelerine bu, rma alı Civanı h rotisd's de mu bitec-k ve burdan sohra avni divenı barb isyena İş rez hükümet mo semezine irak eden So- alıacaktır. o t ç £ L ..| , z Muhalit Parii Liderleri Atina, 22 (Telefonla) — Muhalif Melerine yarın b: Bit n Div arti liderlerinin muhake- anastasyu'ya, Ka- larına tebligat is divanda ha- mak üzere pi riyazetinde bir divanı harb teckil edi'm üde Suda şehrinde toplana- cak ve mu' a “TAN” m telr'ikect yatımı düşü' iyorum. Kırk yaşını bulan insarlar z W çlik, yağ A, bol. Göz doyurucu, çok çiçekli bir bahar gibi ne olduğunu bile anlat. Mmadan geçiyor. Otuzla kırk arası meslek üstünde tutunmalı kaygu. larile do'u Falıat bundan sonra yat çerçevesi kend'ni bel Müştir, Olgun bir adam V Kirince yaşamak la mikldi d Dizi çağırdı. dedi — GCörüyorum ki koltuğunuz- da Oplomalarına elduğu halde Maltepten ayrılmak istemiyorsu. nuz. Hayat sizi birdenb're ürküt- 8 k yanlış, siz ha- t sizden kark- ni Bile- et bir dev arımız g'bi bir zin bance bü onlar bir ba kopağı ats bunu nimet bil'm Zevli şalıl Yaşlı insanl 2rino, İçmı n lermo'eri de b Çoldarı ge: Avuca sığmazlar. yirmi ile oluz yaş ırn;ml <ennete çevir'rler. Börlcleri yaşlan: dikları zaman hiç gam yemezler! ni arlzaya çevirince, yaşa- dıkları tarihin bu . muvaf Ve sevinçli vak'alarını görür, avu- Merlok n enlara Azıl havat rıdadır. Du memlol sizler , genç mühendirlerden im- dat bak'iyor. Bon sizi bir kaç ye- re tavsiye edeyim. Her halde ma- sa başında mühendislik etmekten Çok kârlı çıkarsınız. Razı mısınız? Uç arkadaştık. A Balkan gııofbhrlııdın Bulgaristanda zirai buhran | La Bulgari'nin makalesi La Bulgarie gazetesi, Bulga- bahsederken diyor ki: “Esasen bir ziraat r olan Bulgaristan çok a raat buhranı g? cünkü Bulgar halfçının ücten ikisinden fazlası münhastran ziraat ve ü r zi ancılık ile çareekuk yanm'etir. (i) eden ziraat müs- >dilmedil kee, yurda 1 acağını ümit etmek boş - F>Af muüvazenenin tur. Bu meselenin menacini, arsı- ulusal mübadel n gecirdi bubranda aramak Vzımdır.., Bulgar gazetesi busünkü ti- caret mürmelelerinin tekem- mül etmis bir tramna usulüne benzediğini, alıs verisin toma- mile kararlıklı bir bel ni vazdıkton senra di “Bunun isindir ki mili istihsali, vurdu: Yen:; abineyi teşkil eden Toşef ve yeni kabine azasından Gene- ral Radel - çekilen kabineden Batalot ve Kolet Yeni Kabinenin Sofyadaki Tesiri Sofya, 22 (Telefonla) — Za- | varlarına ve menfzatlerine te- bit ve küçük zabit teşekkülleri | tabül edecek bir surette tanzim roisleri, b ile, tara bir m etmefe çalısıyor. Zirai istih- zaheret göstermeyi vadetmiş - | Saller?e, ecnebi mahsullerine lerdir. muvs Tatiyetle rekabet edebi- pemontık vürrüe mid ediliyor. Bu- entralarda favda- gz ve Pslabalık srntayanmıtla - mmoertedan kaldırılmasma ça- Trarlryor posta merkez bi - nasmı işgal etmeltedir. Saray, muhafaza altındadır. Maliye Nazırı, muvakkaten Milli banlsayı da idare edecek - nezırlar vazifelerine eri üÜmeranm dair çıkan şa- n ranm rcuncal olduğunu ve yalnız millf alanda halli im- kânsız bulunduzunu yazan Bul- mer pazetesi sözün kısası ola- rak diyor ki: “Ancak arstulutal bir teşeb- büs ve yanıcı arsmulusal bir si - yasanım il*n ve tatbiki iledir ki bulhran todavi edilerek savılabi- derilen eeki baş- vekilin serbe: bırakılacağını başvekil telkzip etmiştir. Faşve'sil, bütün gazetecilere | rici 2 9 yıs 934 te om;'.'; atılan prensi'p- | ı;, Üa lerden ayrı'mıyacaktır. Geriye, lir. Her,hanzi Bin-ulusun, tek yani fırkacılığa doğru dönülme- basına !ev_tsı'.“ıedece!ı çareler, Si mevzuubahis değildir. Bütüz | devamlı bir tesir yapmaktan u- cabine âzaları — arasında birlik | zak kalacalttır. ve uygunluk vardır. BDiz irkil - |ai ye doğru — gitmeğe 1ektepten Koğuluyor Hukuk talebesinden olup ge- n çenlerde Universite koridorla - (Muhabirlerimizin || yında üzerinde bir tabanca pat - İ_&JMS_E_RLE_R_'- layarak kazacn yaralanan Sırrı- Atina, 22 (Telefonla) — | nın muvakkaten mektenten ko- Mayısm 19 unda yapdacak in- vulmasına karar verilmiştir. tihabat için hükümet partisi |e a namzetleri tesbit edilmiştir. Bir | Drama'da çıkan Tarros ismin - üne kadar neşredilecektir, ki gazetede isyan hareketi lif parti liderlerinden esxi | lehinde yazı yazdıklarından do- ye nazırı Mihalokopulos | layı gazete muharrirlerinden bata içtirake karar ver - | Veziroğlu ile Karatancs üçer se- m'etir. | cezasına mahküm edil- © Atina, 22 (Telefonla) — i'de dün yapılan i: deri münasebetile buş- san, belediye — reisine tebrik göndermiştir. © Atina, 22 (Teleforla) — Pangales'un diktztörlüğü esna- sında nazır bulunan Rentis is - yanla alâkadar görülerek dün tevkif edilmişti bir yaşında bir. gencin mak için çöl baş — sayılan i bir. gözönü, n bu mavi baharını, 4 çula hav , bu ince natin kadınlarını - biralıp — (Mor- d'n) e noft aramağa gidiş iyi bir değ'ldi. her acıyı unı t dip'omayı alınca, iş r iht'yar müdür bu lâ. mdadıma yetişmeseydi ağlamaklı olacaktım. Oteki iki arkadaş da benim gi- biydiler, Bir kaç gün mektepte misafir kaldık. Sonra müdürün hazırladığı tavsaiyelerle herbirimiz bir tarafa Istanbuldan uzeklaşlık , ne-çare. Bana bu iyiliği yapan müdürün elini de öptüm. Ve dürt yıl önce — Malatyadan bin b'r ümitle geldiğim — yoldan tera yüzüne geri döndüm. Hem bu sefer (Malatya) bile gerimde kal- di. Anadolunun arap çöllerine ba- kan yükrek topesi (Mardin) beni bekliyordu. Iste, şimdi, İstanbulun mavi ba- em ne parasın- | harına tekrar gömülürken, 6 yir- parça harç: | mi yıl neft kuyuları etrafında ge- aşka şu- | çen hayatımın açık havada kalmış benzin g'bi uçup ZitEŞNİ ve bana pmenkk marot kader ağır bir posa birektiğınr görüyorum . Benim gencl'tim de böyle neft kuyuları, çöl volcelekları — iç'nda geçti. Kırk bir yaşında- Istanbu'a döz'terorum. Bu dönüşte hiç heyecan yok. Vücudümde biraz serin deniz, bo. » | ğaz havası almak ihtiyacı var. O Mardinde neft ve gaz araştıran | kadar . Lehli bir kumpanyaya tavsiye edil. İnsan cefaya, acıya, mahrumi- mine gidiyeordu, BDiri de Adanada büyük bir çift- Ek sah'bi tarafından arazi ve su işlerine balzmak için çağırılmıştı. Benim taliim en kötüsüne dü tü. ristandaki ziraat vaziyetinden | Atina, 21 O alışam, bütün Istanbu'lular gi- bi Istanbuldaki evimde yattım, uyu- dum, ve ben de bir İstanbullu idim. Yalmız ertes; --bah, bütün Istanbul- luların değile — > büyük bir ekse- â henüz — nıp kahve altıla leri bir eaa'te ben, çoktan Şiş'inin bomboş caddesin « den, azfzltim tmsah arrtmmı aadırır memli yolunu gectil bayırından uzun sürmedi. Orada üç motörlü, tek satıhlı, ikı abinli b'r denit tayyaresi beni ve ben'mle beraber gidecek — yolruları bekliyordu. Fakat daha evvel, sero cspresso'nun binasında pasapart vi. zesi, gimrük muayenesi yaptırmak Pızımdı. Pasaporlu polise verdim. Çantalarımı gümrük — memurunun araştırıcı gözlerine açtım, biri vize etti. Otoki aradı, taradı . — Üzerinizde para var mı? Bunu soran gümrük memuru idi. | — Var. — Ne kadar? — Ben gazeteci, — Oy'e ise geçiniz. Evet. Gazeteci oluşum, memrra üzer'mde fazla deği'l, kanumun bi- le müsaade ettifi hadde yalzın para elmadığına kansat vermisti. bıraktı, öteki yolcuları muayene et- ti. Bütüm muameleler bitmirti. Saat 6.30. ”Haydi,, ded'ler. Yürüdük, Den'x keaarma #eldik. Tavvere, bu acri Zümrüdü Anlın kusu, bize gö sünden bir kapı açtı. İçeri girdim. Mükemmel bir otobüs saklinde, se- kiz kisilk bir kabin. Tıpkı buna ç BAn 'M.,:' MİSİR OB İstanbuldan Atina'ya, Tayyare ile... | bus devai :e'.'ıııı bir kab'n de yanı başımız - a. Derhal haber vereyim ki, den tayvaresi İle yolenlek, manzara bar'la değ'lse bile rahatlık itibari. le daha iyi Kapı üzerime kapandı. Peni se- lümetlemete ge'en — sevdiklerimle aramız”'a b'r tek ince İkapı olması- na rağmen, artık o kadar sonzuz wer ki... y avaş bir ufultu, sonra bir 'nci, bir üçüncü vFultu ve sem uğultu. Kalktı! t havava değil, isbeleden b t Henüz tavvare değ T'z. Sirdi. 3ki tefneli bir gem'v'z, sular, e n Çifte burnu ile yarı'ıyor, ikler saçıltıyor, kab'nenin cam Tarma çarprvor. Bevkoza doğrü müt hiş D'r hız İle saldıriyor. B'r an fi de vmur yerindeyiz. gemi be depolarına - çarpacak - sanıyorum, Hayır, dönüyor. Buğaz boyunca ini yoruz. Kıyılara bakarken Âfi saadat gö- iyim. Beltci hiresm yok. Föyle de elsa ayıplanmam. Çünkü en gürbüz ve istahlı zaman- larımı hayatı yenmelde irdi Erenköyün sivri tcpal bahçe'er arasındaki beyaz k. e | ri İstanbulun, bize göre bir zevk ve hayal âlsmi elan Ietanbulun bi. | rer ileri karakolu gibi gözlerimize müjde veriyor. Ve nihayot Toros ekspresi ka- ba relıklar, sert demir gıcırtıları a- Yasında taşıdığı beş ön yolcuyu bo- şalttı. Elimde küçük Ççantamla yap yalnızım. . Yirmi yıl önce buradan (Mar din) e giderken de böyle — idim. i ğ var. | Giderken korkak, ümi fakat gücü, kuvveti yerinde bir geaçtim. | Şimdi hayatın — dizginlerini el'ne | geçirmiş, fakat gençliğinden bir çok şeyini kaybetmiş bir adamım. Yirmi vı! neft ve coz kuyuları | içinde talih beni kemirdi. Fakat | ben de öğsü at ettim. Bazün İs- | tanbula havatını yapımış, - düzenini | kurmuş, o'dukça zengin bir adam | olarak dönüyorum - Burada bir zaman dinlenece- ğim. Zevkim yaşıyacağım. Bu benim hakkımdır. Bu arzu belki de kırk bir yaşı- | söyretmelk is! | bunları hep tesadü TAIARİ! Alina mubeb'r'mizi Pireye göülüren tayvrra bire artık süların çırpıntısı kesili » yor. Çünkü pimdi tayyare olduk, u- çuyoruz. * Ht Saman uğrusunda imişiz gibi sü- tayf gibi uçuyoruz. Ha- taraflı mavna mezarlığı boş bir bamamda, bula- leri bir kırıntıya üşüşmüş bir Fatma taburuna bonziyor. ğinde. Bu harita, Çanakkaleye kadar vzuyor. Ne de çabuk geldik. O ne? Sar:ılıyoruz. Bir daha, bakı « . Haritanm üzerinde beyaz köpüldler var,. Demek hava fena.* No cıkar? Şimdi geçer. Hakikaten or. Ve ban, başımı pencerenin mma dayayarak, bir. ,alıdan di i seyrederken nasıl bir reha « vet çöker de uyulklanırsa, öylece yapıyorum, gözlerimi kapıyorum. ** İnsan bazen kübuslar geçirir. Rü. yasında uçurumlara yuvarlanır, bir utummak — ister ve gözlerini korku İle açınca, kendini karyela « min kenarma yapışmış görür. Ayni hisle uyanıyorum, Fakat u- uma yuvarlanış durmuyor. Kâ- odiyor. Meğjjer golmişiz, denize iniyoruz. Camdan bakmak istiyorum. İmkânı yok, buz tutmuş ve her tarafım da üşüyor. Acaba yelu şaşırmp kutuplara mı indik? Hayır, Falfı miyeruz. Öy'e ya. Büyükdere yer de Faliro ola « çu Hen. Bakalım nasıl? hyor. Bir sandala biniyoruz. Bura- & me tuhaf yer? Karaımda bir kıya var. Bir çaraklı kahve ve iki üç kuli ınca — kulübe'crin pol's daireleri olduğunu sorum, Ortalıkta sayfiyeyi an- derir bir sey yok. Acaba buraya ge« Vp çadır kurarak mr oturuyorlar Manmelcler yapılıyor. Bir oto zoble biniyoruz, asfalt ve güzel bir yolda i'orliyoruz. Beş, on, yirmi dak'lra, yarım sant, kerle beş daki- ka. bir saat, Yol bitmiyor. Haniya Fal'ro Atinaya on beş dakika idi? Nihayot ista rim bir saate Otomab:l bir ci yor ve derhal birisi bana sesleni » yorı — Seni sabahtanberi Faliroda bekfedim. Hava fenamış, tayyare oraya inemedi ve Mezalo Pefkaya di Uzak eldufu için gelemedim.. Ve devam ederek: — Gol, diyor, önce bir uzo iç te aklın başına gelsin. , Fikret ADİL Atizadayız, gözle işiyor, — saat ea bir. ir yi mak hirsidir. Belki de hayatm şme ve çalışmadan iha- ufulların 'a kaynayıp eriyen — kız- gın günoşle kamaşan gözlerim bi- raz da İstarbulün mer akşamlarını Elimde kücük çantam, ne xa« mandır hatretini çektiğim mavi denizin ayaklarındayını —- Crvil crvil kaynaşan — dişili er- kek'i bir kalabalık arasına vahşi bir ürkeklikle karıştım. Vapurâ akan bu halk, benim yabancımdı. İstanbul.... Dışarıdan gelenleri içinde eriten bir pota... Vilayet merkezlerinde yaşamağa alışanlar için bu kalabalık şehrin gurur kırıcı bir deygüsüzlüğü var, Ben neroye gideci Buraya eöTenmek, çin gelmiştim. — Tanıdı Bakâr bir taşralı ze da ne vapar. Bol kadatlarımı - bulab Yireni yıldır çöll ran arkadaşlarım — aramıyanları ben arıyacak değilim ya Hem çöl, (Arkası var) y ESİ

Bu sayıdan diğer sayfalar: