v A-8 928 ELER c©üc ÜL S- S G rına götürd d . Üü | bir arada yüz otuz yedi izilo ço- | Holandalr elbisesi nüz kardeşim Greguar'la yirmi senedir artistlik ediyoruz. Ağır- lığim 23 kilo, boyum doksan beş santimetredir. — Büyümek iztzmiyor mu- sunuz? — Neye yarar, böyle pek iyi- yim, Yegâne arzum bir gün kü- çük bir köy evinde tavuklar, tavşanlar, bir geyik, genç bir fil beslemek ve istirahate tavuş - maktır. Greguar trupun enyaşlı ”- Cöceler kratiçeil Ray'a hayatımda başrm çti Bir gün Şi- a dev gibi bir adamı bize te memur etmişlerdi. Du çıkarken t, nihayet saat dım, LDeni aradı, buldu ama kızgınlığı üç süirdü. — Rteğin altında rahat mıydı nız? — Çok sıcaktı dojrusu, fakat —e || OKUDUKLARIMI Aramızda batıl i!? nAnlarımız eve“ .C sanlar durup dürür'zen, "endile- rine L -çok s talarda kaygular icat etmişlerdir. cini batl Üzerler Anc k itil şekilleri di Son zaman! *Dicitatla la: vetli bir cereya üv r nronaganda veşina giriş T le! nusan bir Fr- cız göze tecizi gövle an'atı 2r: Cencbi zat dedi ki ti. ederi.., evv *i kenci siga- ranızı yakmız.,, Emirlerine ita- &. e$i “Şimdi dostumuzun Tetmi Bu kitapta dik " değer raklıam!ar vardır. Rak - kamlara göre 1933 te dünya buğ daymın kıymeti 12 milyar altın franktı. Halbuki satılan ekmek kıymetinin yekünu 64 milyar - dir, 52 milyarlık bir £ Bu 52 imlyar hüki sasına gitmiş olsa yine iyi! Çün kü âmme hizmetlerine sarfedi - tecefi için tekrar müstehlike ia- de edilecek demektir. Kitabın muharriri değirmen- cilik ve ekmekçilik sanayiinin de hükümet eline geçmesini mü dafaa ediyor. 5 b ŞÇokl başladı. Du ' ce- reyanın başında olanlar BDerlin tiler, Dunlardan bi- | — Demin balsettiğiniz Der- Tü.deki klüp uasıl şeydir? Anlattı: mıza dalıa bir fazlasını almıya- cağız. Cumz günlerini nedense Av - rupada uğursuz. gün sayarlar, Hele ayın on “çüne düşerse.,. Berlinli zat anlattı: — Biz hop c--aa gi duyarlar M 7 D B L A —. Gt b DA B KUŞLAR GİBİ BİR SAAT HAVADA DOLAŞAN ADAM | Dünyanm maruf paraşutçula- rından Klem Son kuslar gibi bir saatten fazla havada dolaş - mağa muvaffak olmustur. Vü - cuduna, üstü tavvare bezile ör- tülü çok hafif aliminyom kanar lar takan bu adam, dört bin met © | gün bir merdiven altınıdlan geç- Bir kibritten mutlaka üç kişinin ti- #ara yakmasından ayrı bir zevk Hai N l D ö a ç ? lanırız. E*er ayn gerse, O gün da g. € Üşüne dü- ziyalet vardır. E a il> B mezsem içim rahat etmiyecek,. Sokaklara dalıp çıktık, uzak- larda yeni yapılmakta olan bir ev görünce, ecnebi dostumun yü zü güldü. Fakat orada da bir tek merdiven vardı ve aksi gibi üst tarafındaki çengelle rdaki bir çi a al Ecnebi dogtum işcilerden birine yalvardı, merdiveni in dı- ö vara dayattı ve altından geçlik ten sonra ferahladı. Bu sefer ben de merdivenin altından geçtim, Öte tarafta bekliven Berlinli zat sordu: — Nasıl? dedi, şimdi - içiniz daha rahat değil mi? Fakat m içi rahat değildi. Du sefer bir kara kedi arrvordu. Epevce Bir tek ka-- Lediye rastlama — Ah Berline gelseniz a o kadar bol kara ke m bir kara köne! Başını sall; a.g.f 1 202 | i ile köpek “arz tlar - bakımından tunu anlatirken, ir cenaze alayı O zaman bizi. * üstat kara yi unuttu. Derhal koluma yapışarak beni sürükledi ve cad ceyi geçirtti. Herkes bunüu uğur- suzluk sayar va.. Biz de inadına uğursuzluğa karşı gittik. Ne oldu? Caddevi ters geçtiğimiz * in b'7 seyrüsefer memuru asık | suratla ihtarda bulundu. Aksi istikametten gelen bir otomnobi- lin de nerdeyse altında kalıyor- duk. Ben sapsarı kesildim, fakat Berlinli zatın bir kere dahı içi ferahladı. Baktım ki, adamcağız bana lüzurnsuz yere zulmedi - yor, bir volunu bulup sıvıştım. Kondi kendime düşi'nc'im, Batıl itikatlara inanmak ger;i sey.. Fakat inan bir mezheb icat et- meği de böyle hastalık şekline sokmakta ne möna var? Sağda on ücler kl. ' ü âzası, toplan- o Açağıda batıl itihatlara isyan eden bir adem. Evinin dwvarında bile tak- v'min 13 üncü yaprağı, ölü kafası, i imcek, devrilmiş tazluk resim- leri var, re yükseklikte tayyareden atla- mştır. Bin metreve valın hir tas gibi düştükten sonra cesür tayyare © sun'i kanatlarını açmış, aşa - ğıda hayretle sevreden halkın önünde kanatlarını oynatmak çak, iğne gibi hediyeler gönderirler. mak için iyi gün sayılmıyan Cuma- yı bilhassa toplantı günü olarak se- çerler. Biçakla iğnenin - dostluğu Tönle Ti mensupları hep kalıç, bi © retile kayara <, dönerek, hatrâ taklaklar atarak yere inmistir. Son bu tecrübesini, senclerce tyaların havada uasr bereket 2Z.DUYDUKLARIMIZ (Ca7 D mühim bir bir şöhzeti Mide ve bağırsak rahat yrının en değisik şeh Dil midenin barometresi: | âlimleri, nasıl bir bakışta has - talığı teşhis ediyorlardı ise, şim di de doktorların dil muayene - sile hastalık hakkında bir fikir edinmeleri kabildir. Tabii bir dil, pembe, hafif nemli, çıkıntısız ve çizgisizdir. Bununla beraber hiç bir hastalı- ği olmıyan kimselerde de bunun aksine tesadüf edilebilir. Dilin sarımtırak bir pas ile örtülü olması, umumivetle mi- de bozukluğunu, kabzı gösterir. Grip vakalarında da bunu gö « Türüz, Tifoda dil, ateste kızartılmış bir et parçası halini alır. Dilin ucu ve kenarları krzarmıs gibi- d'T, ortası ise beyazdn. Şiddet- L hastatıklarda bu hal fazlala - gır ve dilin Hetündatki nas, papa- ğan dili &ihi. bütürlesir. Kızılda dil kırmızılaşır. nekse rengine ca'ar, umumi za- fiyette ise renrini kavbeder. İdrar hastalıklarımda, şeker- de ve m.. .& vereminde G1 krpkır L zıdır. © DENİZ TAYYARESİNİN 25 İNCİ YILI İlk deniz tayyaresinin ilk w- çuşunun yırmi beşinci yıldünü- mü geçenlerde Marsilvada bü » yük merasimle kutlulanmıştır. Bu tayyareyi yapan adam Hen- ri Fabre isminde bir Fransızdır ve ona “deniz tavvareleıinin ba- bası,, diyorlar, Ondan evvel de deniz tavyarelerinin tecrübesi yapılmamış değildi. Fakat o va- kite kadaı hiç bir tayyare su satlım lan yükselmeğe müuvar - fak olamamretı. Fabre 1910 Martının son'a rında Eranseda, Porre gölü Üstönde, toyyaresile sti satbım- dan vükselme*e muvaffak oldu. Hd Ve bir Curtisa lr da ayni uzun wörasmalardan sonra avni muvaffak'veti gös- termistir. Fakat Fabre'den bir kaç ay sonra.. x PAPALIĞIN ORDUSU Teslihat v Yalnız Mmer-sasını göz Şartile, ettiklerini tetkik suretile başa - Tabilmiştir. Panatık tanraklarında vası - van 1025 niifnetan ROM H aeker « dir. Bunlardan 70 i zabittir.