1 — Oz Türkçe kölderden gelen sözlerin karşısına (T. Kö.) beldeği (alâmeti) konmuştur. Bunların her biri haklında sırası ile uzmanları- mmı (nütehassıs) yazdarını gaze- telere vereceğiz. 2 — Yeni konan karşılıkların iyi Ayırd edilmesi için, gereğine göre, feansızcaları yazıkmış, ayrıca örnek- ler de kosulmuştur. 3 — Kökü türkçe olan kalimele- rin bugünkü işlenmiş ve bak, aslı ügüm olan hüküm, türkçe “çek,, kökünden gelen çekil gibi. Kilayet — Yeterl.k Örnek: Kifayeti dolayısile ona bu vazifeyi verdiler — Yterliği do- layısle ona bu ödevi verdiler. Ademi kifayet — Yetmezlik Örnek: Ademi kifayeti gö için işten çıkarıldı — Yetm işten çıkarıldı. Örnek: Çok kifayetli — bir dt — Çok yetkil bir adamıdı. Kafile — Katar, takım Örnek: Mühacirler - kafile kalile gidiyorlardı — Göçmenler — katar katar (takım takım) gidiyorlardı. Kırçıl Kâhin — Baksı, ırkıl, — baknı, falcı, bakıcı Kıhk.ı — Ardım ardın, gerisin ge- Kıhı— Kağır (Kırgızca) Örnek: Kimin — kahrına — Kimin kağırına uğradı? Kahraman — Kağırman (Yakutça i- lâh anlamıma), Alp Örnek: Kahraman xıgınııın ordumuz. Kaht — Kıtlık Kar — Dip Örnek: Kamrı derya — Denizin di- adam- uğradı? ordumuz — bi Kaide — Kural — (Fr.) Rögle Örne: Her kaldenin — müstesnaısı olabilir — Her kuralın ayramı ola- bilir . Kaide — Taban — (Fr.) Base Kaide — Duraç (Heykel — için) — (Fr.) Piâdestal, socle Kall olmak — (Bak: razı olmak) Kaim — Dik — (Fr.) Perpendicu- laire, vertical Kaim — Ayakta — (Fr.) Debout Kaimen — Dikine — (Pr.) Perpen- | diculairement, verticalement. — Ayalkta — (Fr.) Debout, Örnek: Aksarayda — kâin bir bab bane — Aksarayda — bulunan bir €v. Küöinat — Evren (Bak: Alem), kâi- il, tebdil) Örnek: Bakırı altına kalbetmek — Bakırr altına çevirmek. Kale — Kale Kalem — Kalem (T. Kö.) Örnek: Madenleri izabe ettikten #onra kalıba dökerler — Madenle- Ti erlnikı:n sonna kalıba dökerler. —- AÂr Kameriye — Çardak Senci kameriye — Ayyıl Senci .—ııy. — Günyil — Boy K-nılı mevzun sahibi — Taylar Kâmil — Olgun, erişkin Örnek: O, kâmil bir insandır — O, olgun (eriskin) bir insandır. Köâömilen — Büşbütün, hep birden Örnek: Borcunu kâmilen ödemiş- ti — Borcunu büsbütün üdemiştl Kamus — Kamus Kân — Kaynak, ocak Kanaat — Kanağat Örnek: Kanaatim bu yoldadır — Kanağâtım bu yoldadır. Kanal — Ark (Bak: Cetvel ) Kani — Kanığ Örnek: Kaniim ki siz bu işin üs- tesinden geleceksiniz — Kanığım ıi ıu bu lıl:ı üstesinden gelecek- Kâr — Iş, kazanç —İk Kârazma, kârazınüde, — Işanlar, iş- Örnek: Aramızda karabet — vardır — Aramızda hısımlık vardır. Karar — Karar (T. Kö ) Örnek: Çok konuştuk, bir karara varamadık — Çok konuştuk, - bir karata varamadık. Ko:ha — Yara Kari — Okur, Karib — Yokın Örnek: Yüze karib — mataşı vardı — Yüze vııkm yanlışı vardı. Kariben — Yakında Örnek: R:rllı:n avdeti memul- dür — Yakmda dönmesi umulur. Kar'bi hakikat — Hakikatsi (Bak: Karin 3 1 — dap, —e 2 — Yakın Kame T İA , Örnek: Onun ne demek istediğtni » ancak karine ile anladiık — Onun kullanılan | şekilleri — alınmışlır: Aslı ak olan | nacabey ilçesi. DİKKATI! Vilâyet i : el drekeiliken | Örnek: İzmir vilâyeti — İzmir i- DİL TEMİZLENDİK- |)| wahiye — Kar ÇE, AYIKLANDIKÇA,İ| Omek; Bu kazada üç nahiye var- DÜŞÜI.ÜŞÜMÜZÜN vşr—“Eıikcdchqklmunvırdn. KARBASALIĞI VE N Ömek: Adane rülle — Âdanı İ KARALTILARC DÜ bayk ZENE - GİRER A Ni Söreksn c Doker, DINLANIR, ÖZ ÜLÜN aa <n SÖZLÜĞÜN E — Kamunbay sö RİN V Müfettiş —İpıââ:m“k MA A $i umumilik — Genel Ispek- UL — Teltiş (T. Kö.) TU Gi Tika, yalnc; sldeç ğini ancak imkanıt run, çağ — (Pr.) Epogue Kasaba — 1 — Kent, 2 — (Teşril mânder terim koluna bırakılmıştır. Karye — Köy Kasavet — Tata (Bak: gussa) ramadı — Tasadan kendini kurta« dı. Kasom — Ant Size kasemle — söylüyorum — Size antla söylüyorum. Kasretmek — Kısmak, kısaltmak Örnek: Sözü bu kadar kasresmek anlaşılmasıma müâni olur — Sözü bu kadar kısaltmak / anlaşılmasına engel olur. Kasrı basar — 1 — Kısa görü, 2 — (Tıb manası terim koluna birakilmiş. tır.) Kasir — Bodur, kısa Örnek: Kasiriikame — Kısa boy: ha. Kasıt sâi — Ulak Katsam — Bölücü Kasd — Kurma Örnek: — Kasd ile yapılmış bir iş — Kurma ile yapılmış bir iş. Kasdetmek — Kurmak Su.kıı( — Kıyınıç Köşk Nolaydı Örnek; Kâşki oraya — gitmeseydi — Nolaydı oraya gitmeseydi. Kat'etmek — Kesmek — (Fr.) Cou- per, trancher Örnek: Mücadeleyi kat'etmek i- Kemakân — Eekisi gibi, olduğu Kizb — Yalan Kebed — Kebir — Bü: Karaciğer. yül Keder — Keder (T. Kö. ) Keenne — Sanki, sanırsın ki Kefalet — Kefillik Kefalet akçası — Tulak Örnek: Bu işi deruhte etmek isti- yenler 96 10 derecesinde akçası yatırmalıdır. —Bu tüne almak istiyenler 96 10 dere- cesinde tutak yatırmalıdır. Kefil — Kefil (T. Kö.) Kefaret — Arımnma Keffiyed etmek — Elçekmek, .çekil- mek Örnek: Bir kaç defa pey vurdük- tan sonra keftiyed ederek - rakibi- ne bıraktı — Birkaç kere pey vur- duktan sonra elçekerek — (çekile- rek) işi hasmına bıraktı. Kehf — Kovuk, mağara Kebkeşan — Gökdere, yola Kelâl (Bak; Hüzün) — Usanç Kelime — Kelime (T. Kö.) Kem — Kötü, az Örnek: Kem söz, kem akça sahi- binindir — Kötü söz, kötü akça ıssnındır. Örnek: Kemakân makamında — ib- kası — Eskisi gibi orununda bıra- kılması. Kemend — Boğuluk Kemin — Pusu | Kemiyet — Nicelik, — kemiyet (T. Kö.) Keyfiyet — Nitelik, keyfiyet (T. KĞZ S SAT ee A, n | Kerar — Kanar (7-K5.) yij yazenlç Hi kapmek — CEr> Cewer | Ketmlar T Si a Sizinle kat'ı — alâka ettim | Çi - —ı e Sanis HFK RE İ ÜĞ Tav'an — Istiyerek, gönülden Bu işten kat'ı alika ettim — Bu 'Tesklikim a aai dal işten elçektim. Kat'ı mesafe — Yol alma — (Fr.) Parçourir les distancea Kat'ı morahil — Herleme, yoldürme istiyerek istemiyerek Örnek:; Tav'an ve kerhen — bu İşi behemehal ifa etmelisiniz. diye verilen emre — nazaran — İstiye- Örnek: Yavaş yavaş kat'ı mesale | edebildi —— Yavaş yavaş - iledliye» | — £Ci H;:üymk :ı" işi ':n _nlunım- bildi. olsun yapmalısınız Kuttar tarık — Yolkesen re ıîv İ Kat'i — Kosin 5! ıı—ç. tiksindirici İ Örnek: Kat'T olarak size söyliyo- W"—_ rum — Kesin olarak size söyliyo- K""_' _'k;u Kesif — Sık, koyu. Tum, Katiyyen — Asla, üzkes, cuda Örnek: Kat'i; iyyen izin veremem — Üzkes (asla) çemem. errğizcai çe SA Kat'ileşi (Bak: halekat) Örnek: Yevmi hareketini — henüz kat'ileştiremedi — Hareket günü- nü henüz kesinleştiremedi. Kati — Olüt Örnek: Onun katli herkesin yü- reğinde derin bir acı - bıraktı — Onun ölütü herkesin yüreğinde derin bir acı bıraktı. Katletmek — Oldürmek Örnek: Katledildiği vakit yanında kimse yoktu — Oldürüldüğü va- kit yanında kimse yoktu. Katil — Olütçü, öldüren, kanlı Örnek: 1 — Katilini — bulamadı- lar — Ölütçüsünü bulamadılar. ü ».. . dir — Onun T Katre — Damla Örnek: Su muüslüktan katre kat- re akıyordu — Süu musluktan dam- da damla akıyordu. Kavi — Kuvvetli, zorlu Örnek: Hi bir irde. Kavim (millet anlamına) — Ulus Örnek; Cemiyeti akvam — Ulus- lar sösyetesi. Kavs — Kavis (Kavus — Radloff I) Kay — Kusu p Kayh — İrin Kaymıkam (askerlikte) — Yarbay Kayd — Bağ — (Fr.) Lien, röserve, entrave Kayd (Bak: Ihtimam) — Kayıd — (Pr,) Soin, souci. assiduiti Örnek: Kayıdsız bir adam — Ka- ydsız bir adam. 'avi bir irade — Kuvvet- Kemer: Örnek: 1 — Kesif bir orman — Sık bir orman, 2 — Kesif gölge- lerle mestur bir yol — Koyu göl- dlerle örtülü bir etmek toplan- Tıhıldııd w kö- M dııııılık Kisbi — Edinsel Örnek: İnsanların bazısında — fitri olan mevahibi tabiat bazılarında da ancak kisbi olarak tezahür eder — Insanların kimisinde doğunsal ©- lan türem vergileri, kimisinde de edinsel olarak görünür. Kesir — Kesir (kesmekten ) Kosretmek — Örnek: Kimsenin hatırını kesret. mek istemem — Kimsenin hatırını kırmak istemermn. 1500 Zabitin Geçit Resmi Bu yıl ihtiyat zabit mektebin- den 1500 talebe çıkmıştır. Mek- tebi bitiren genç zabitler, bugün Taksim Çümhuriyet âbidesine çelenk koyacaklardır. Vergiler Gelecek Yıla Bırakılmıyacak 1934 mali yılının son ayı olduğun dan Istanbul Maliye vergi şubeleri- ne gerekli bir yayım yapılmıştır. Kayd — Yazma, — geçirme — (Fr.) | Buna göre bu uyın sonuna kadar, İnscriptlon, enregistrement bu yıl için 1ııı|ııı vergiler tama- Örnek: Bu !ıım!uh deftere kaydı | men almacak, öteki bitmedi — Bu isimlerin — deftere geçirmesi bilmedi. Kaza — Kaza (aslı: kada) Örnek: Büyük bir kaza geçirdi — Büyük bir kaza geçirdi. Kaza — liçe Örnek: Karacabey kazası — Ka- çirilmiyecektir. M şubeleri ayın san üNi vakte kadar açık bulunacaktır. Ver alımının bu yıl sonunda yüzde doksan nisbetinde olacağı ve 22 d-:rl,_ lira tutacağı umulmakta- Dün Kadınlar Dün Akşamki Miting Miting Çok Heyecanlı Başladı, Şiddetli Sulh İstekleri İle Bitti Mile. Rosa Manus ve Seniha Rauf'un başkanlığı altında Ar- sıuluşal Kadınlar Birliği tarafın- dan tertip edilen miting dün ak- şam saat 17.30 da Üniversite konferans salonunda yapıldı. Kongrenin bir çok üyeleri ile Istanbulün ileri gelen kadınları, ÜUniversite kız ve erkek talebesi mitinge gelmişlerdi. Salon vaktinden önce doldü. Saat 17.30 da Arsıulusal Kadın- lar Birliği fahri başkanı Mrs. Carrie Chapman Catt'ın Ameri- kadan gönderdiği mitingi se - lâmlıyan mektubu - okundu ve alkışlarıdı. Bundan sonra Seniha Rauf | kürsüye geldi. Birliğin yaptığı işlerden ve kadınların sulh me - selesindeki hayırlı hizmetlerin - den bahsetti. Daha sonra, — Alyansın sulh komisyonu reisi Amerikalı Jo- sephine Schain söz alarak. dünya sulhü meselesinden daha esaslı hiç bir mesele olmadığını söyledi, Kadinlar Birliği sulh komisyonunun mütekabil emmi- yet, ihtilâfların hakeme hava - lesi, cemiyeti akvam, silâhla - rın tahdidi, ve arsıulusal müda- bale işlerile meşgul olduğunu anlattı. Bayan Roosvelt'in telgrafı Bu nutuktan sonra, Ameri - kadan —Madam Roosvelt'in, ması münasebetile, çektiği şu telgraf okundu : “Arsıulusal Kadın Birliğin - den, Türk kadınlarının elde et- tikleri siyasi ve medeni haklar - dan dolayı yolladığım - telgrafı kendilerine bildirmenizi rica e- derim .Onları gazetelerin, bize kadar ulaştırdığı büyük muvaf- fakiyetlerinden dolayı tebrik e- derken, kongreye iştirak etmiş ve memleketlerinde — seçmek Saylav Mihri Pektaş söylevini veriyor hakkını kazanmış olan kadınla- rı da unütmüyor ve kendilerini de tebrik ediyorum.,, Milletler Cemiyeti resmi mu- rahhası Prenses Ratzivill nutku- na başlarken — Bana müşkül bir vazife ve- rildi. Etrafımızda. karışıklıklar, ihtilâller devam eder, harp teh- likeleri — kendini gösterirken, sulhten nası | bahsedilebilir ? dedikten sonra : — Avrupa öyle bir dönüm ye- rine geldi ki, bu yol, ya savaşa, ya harbe çıkacaktır, sözlerini i- lüve etti. Seyhan Saylavı Esma Nay - man, çok güzel bir fransızca ile: — Ön altı sene var ki, Büyük harp bitti. Fakat insanlar, hele buügün Avrupa'da yaşayan insan lar, altı gün, rahat yüzü görme- diler!,, Diye başlayan bir nutuk söy- Bu Toplantılarında: *Tu,; Değildir, Kendisile Gurur Duyduğumuz Bir “ Evli Kadınlara » Sulh Bir Edebiya. attir.. ,, Dediler Çalışmak Hakkı Verilmelidir..,, BAŞKANIN BİR ŞİKÂYETİ : “ Yazık ki Paraya Dokunan Toplantılar da Azadan Kimse Bulunmiuyor!,, Aramılusal Kadınlar Birliği kon. gresi dün sabah saat 10 da murahhası Malalerre « Sellier'nin başkanlığı altında toplandı. Celse açılır açılmaz - Emilie Gourd muh« telif memleketlerdea kongreye ge- len tebrik telgratlarını okudu. Bu telgraflar okunduktan sonra, başkan Malaterre-Sellier Atgtürk'e kongre namına — çekilen telgrafa gelen karşılığı okuyacağını söyle « di. Murahbaslar ayağa kalkarak Atatürk'ün telgrafını saygı ile din- lediler, Atatürk'ün telgrafı «Kadınlara rey hakkı temini için toplanan Arstulusal Kadınlar Bir « liği 12 inci kongresine Yıldız — İstanbul «Bana yollamış olduğunuz cemi- lekâr sözler için size teşekkür ede- | rim, Siyasa ve içtimai hakların ka- dın tarafından istimalinin, beşeri - yetin saadeti ve prestiji noktai na- zarından elzem olduğuna eminim. Kongre mesaisinin Feyizli neticele- re ulaşmasını dilerim.» KAMAL ATATURK Telgraf okununca şiddetli bir al- kış tufanı koptu. İktisadi meseleler, kadın söylediği uzun bir nutukta iktısa. di meseleler tabirini çok şu (allü bulduğunu — söyledi ve iktısadi buhran karşısında kadınm vaziye- tini tetkik ederek uzun tta bııhıırıh dedi ki: Möük çok -ıdıhıtl-dı işsiz kadınlar, işsizlerin ancak yüzde 15 veya 16 sını teşkil ediyor. Evli kadına da çalışma hakkı verilmesine dair o « lan teklife gelince, arsıulusal me- sai bürosu bu meselede sizinle ay- ni fikirdedir. Bugün çalışan kadın- ların yüzde otuzunu evli kadınlar teşkil ediyor. İktımadi buhranı kıa- men olsun hafifletmek için kadına da çalışma hakkı verilmelidir. Bu sayede her memlekette halkın sa. tın alma kuvveti artacaktır.,, Kadının vazifesi evidir Söz alan Fransız murahhas he - yeti başkanı Brunschvicg Fransada iştiz kalan kadınların vaziyetin - den bahsetti ve erkeklere şu tarizi fırlattı: — Kadınların en BW M nı, güya kar onların evlerinde lıı.lıı.ıuuu ııu- yenlerdir. Kadının en büyük vazi- fesi evindedir. Fakat unutmamalı- dır ki kadın eğer çalışmak istiyor- sa, bu, kendi zevki için değildir. Bu, sırf muhtaç olduğu içindir. Şu halde muhtaç olan kadına, evli ol- sun olmasın çalışma hakkı veril - Bundan sonra evli kadınlara da çalışma halkı verilmesini — istiyen ve iktısadi meseleler karşısında ka dının vaziyetini — izah eden karar sureti reye kondu. Ve bazı müza- kerelerden sonra ittifakla kabul e- dildi. Kongre başkanı, haziran ayında Cenevrede uglnısık arsıulusal mesai kongresine verilmek üzere bir teklif ortaya attı. Bu teklifte evli kadınlara da müsavi çalışma hakkı d için mesai bürosu- nun yardımı isteniyordu. Bu da itti- fakla kabul edilcikten sonra celse saat 13 te tatil edildi, ledi ve nutkunu : —' Bizde sulh, Bir edebiyat değildir. Kendisile gurur duyu- lan bir hakikattir.,, sözlerile bi- tirdi. Bu arada Ingiliz parlâmento- su kadın âzasından Ladi Astor, programda olmad.ğı halde kür - süye geldi ve Türk kadını hak- kında duyduğu hayranlıktan, Türkiyede gördüğü yüksek ko- nukseverlikten uzun uzadıya bahsederek alkışlandı. Bundan sonra, profesör Dr. Akil Muhtar, söz aldı ve dünya- nm umumi vaziyetini kendi mes leği noktasından teşrih etti. Konç den ve söz söyliyen na- tiplerden görünüşler Öğleden sonra Celse saat 14.30 da — Arsıulusal Kadınlar Birliği ikinci başkanı Ro- sa Manus'ün başkanlığında toplan- dı. Ruznamede Arsrulusal Kadin « lar Birliğinin mali vaziyeti hak « kındaki raporun müzakeresi, birli- ğin âtisi mesolosi vardı. Mali vaziyet hakkındaki rapor veye konarak aynen kabul edildi. Murahhasların teberruu Murahhaslara Arsıulusal Kadın- lar Birliğine yapacakları - taahhüda- tı yazmak için matbu kâğıtlar da- gıtılmişti. Türk murahhaslarından Nebahet Hâmit şahsı namıma tene- do altı lira, iki İran murahhası o- nar lira, dinleyicilerden bir Türk bayanı da bir İira teberru ediyor - lardı. Difer — murahhaflarn — yap- tıkları toberrular — alkalandıktan sonra kongre başkanı Corbett Ash- « by arsruluşal birliğin mali — vazi. yetini anlatmış ve parasızlık yü - zünden propaganda — seyahatleri yapılamadığını söyliyerek yardım- €: teşkilâtların yardımlarını iste « miştir. Bundan sonra başkan Rosa Ma- nus gelecek kongrenin Hindistan- da toplanması temennisinde bu « lunmuş ve kongrenin bu ce'sesin « de Arsıulüsal Kadınlar Birli mali vaziyeti — müzakere edildi halde pek az âzanın müzakereya iştirâk etmesinden şikâyette bulun muştur. Daha sonra, icra komitesine se- çilecek azanın intihabı meseleri bu- günkü celseye bırakılarak toplan- tıya nihâyet verilmistir. —— ——— — .—— İSTANBULDA HAVÂ ——— Sihı baratet detecesine ve deriz sevyesine indir İmiş barometre bu sa- bah sant 7 de 765, 14 te 7654, hârâ- Yet derecesi saat 7 de 10, 14 te 18. En yukarı hararet 17 en aşağı 9. Rüzgâr poyrazdan esmiştir. En yu- karı sürati nıııyoıiu & m:ırey: gike mıştır. M