#Son Postas nin zabıta romanı: & Vard Yazan: Sapper Takib eden adam — Bu zat münhasıran tayyare ile mi Beyahat eder? — Hususi bir tâayyare ve şahsina bağlı bir pilotu vardır. — Pransaya tayyare ile gittiğini söy- lemiştiniz değil mi? — Evet, bu kanaatteyim!. Drummond kendi kendine söylenir Bibi:” — İş gittikçe garipleşiyor, dedi ve bir tebessümle muhatabı hesabına ilâ- ve etti: — Bu muhavere size hakikatte ol- Guğundan fazla esrarengiz görünebi - lir. Fakat maalesef şimdilik daha fazla izahat veremem. Babanız muvazzaf za- bit imiş hayatında, öyle mi? — Evet, Kim söyledi size bunu? — Algiden öğrendim. Bu münase - betle size söyliyeyim ki Burton hakkın- da malümat almakla en fazla alâkadar , plan ordudur. Ve sizden benim için bir | Tütufkârlık yapmanızı istiyeceğim Alis. * — Ne gibi? — Bahis mevzuu olan zatı gözetle - mek ve seyahatlerinden, ne kadar ghemmiyetsiz olursa olsun beni haber- Har etmek... — Aziz dostum, size fazla yardımım olabileceğini sanmıyorum. — Belli olmaz. Buraya getirdiği a - Bamların ve bilhassa bu akşam yanında bulunan kadının isimlerini öğrenmek » — Oh, bunu eğer arzu ederseniz he- men tahkik edebilirim. , — Alis siz bir meleksiniz. — Hele gidip bir yüzümü pudralıya- Drummond genç kızın masalar ara- sından geçerek uzaklaşmasına bakar - “ ken içinden: — İyi bir kızcağız, diye düşünüyor- Gu, Bana getirebileceği malümattan yüzde doksanının hiç bir işe yarıyamı- yacak olmasına mukabil geriye kalan yüzde anun fayda vermesi mümkün- dür. Sonra ne olursa olsun, düşman ka- rargâhına emniyet edilebilecek bir ka- din dastün ikamesi esaslı bir şeydir. — Nasıl, memnun musunuz? Algi haber almıya geliyordu. Drum- mond! — Fevkalâde memnunum, dedi. Bu Gakikada adamın yanındaki kadının adını öğrenmekle meşguldür. Bundan başka bana Jimminin Kanda bulundu- ğu sırada Burtonun da Niste bulundu- ğunu öğretti. Algi dudaklarının arasından hafif bir ıslık çıkardı, sonra öğrenmek iste- diz — «Alisse vak'ayı anlattınız mı? Türkceye çoviren: Hasmın Uşaklığll «— Peki ne yaparsmız, polis çağırırsınız?> genç kıza uzattı, ağır ve ciddi bir sesle:| — Herhalde tarakki yolunda oldağu- — Dikkat ediniz, azizim, dedi. Adam|muz görünüyor. Artık hâdiseyi inkâr casusluk ettiğinizden şüphelenecek o-|etmiyorsunuz, dedi. Fakat bu köşe ba- lursa kablelvuku bir his bana anlatıyor | şında müdhiş bir hava cereyanı olduğu ki vaziyet iyi olmaz, hattâ biraz daha |için size yanyana yürümiye devam et- ileri gideyim: Şüphelerimiz tahakkuk |mekliğimizi teklif edeceğim. Şayet gö- ederse hakiki bir tehlike geçirirsiniz. |/Zünüzden kaçmış ise, boyca ve adalece Alis gözlerini açtı: size çok faik olduğuma dikkat etmenizi — Ne heyecan verici şey. Bana eli-|ilâve edeyim. Eğer boğazlaşmak mee - nizden gelince bu sırrı söyliyeceğinizi | buriyetinde kalacak olursak ayağa vâdediniz bakalım. kalkmadan önce bir hafta dinlenmiye — Hay, hay! Garson hesabı getiriniz, |ihtiyacınız olacağı muhakkaktır. hesabla beraber bir de etiket getiriniz| Adam.. ki bu viski şişesinin üzerine adresimi| — Cesaret edip de elinizi kaldıracak yazabileyim. Benim hesabıma saklatır- |olursanız.. LA Diye başladı, Drummond: Genç kız: — Peki ne yaparsınız? diye sordu. — Hugh buraya gelmeyi geçiktirme- | Polis çağırırsınız, değil mi? yiniz, dedi. Ve çevik kolunu adamın koluna ge- — Hiç şüpheniz olmasın. çird.Onu caddeye çıkmıya zorladı, 9 ayni zamanda da sordu: Drummond sokağa çıktığı zaman| — Kimin hesabına çalışıyorsunuz? yağmur durmuştu, evine yaya olarak| — Söyliyemem, fakat kolumu kıra- dönmiye karar verdi. Kabare hbütün caksınız, o kadar sıkmayınız. diğer eğlence yerlerinden daha iyi ha-| — Ya? valandırılmış olmasına rağmen zabit| Ayni dakikada » karşı sokaktan bir taze havaya kavuşmaktan memnundu. |Polis memüuru çıktı, adam: Sokaklar rütubetli ve fener ışıkları-| — İmdad diye bağırmıya koyuldu. nın altında akisli idi. Yaya kaldırımla- (Arkası var) yında hemen hiç kimse görünmüyordu. | PRAAAAKAKAKAKAAK e SanşeNa. Döeşeek BNi $ FU L Y Bugünkü program birine bir para vermek üzereydi ki al- tıncı hissi birden uyandı. Dilenci kadın: — Allah sizi takdis etsin, diyardır. A Fakat Drummond onu dinlemiyordu. IST NBUL 40-45 metre geride dolaşıyor görünen öğle ı':"_ ŞA Sula bir yolcuya gözleri dalmıştı. 1220; Plükla Türk musikisi. 1250: Hava- Drummond takriben 200 metre ka- |dis. 1306: Plâkla Türk musâkisi, 13.30: Muh- dar yürüdü. Sonra iskarpin bağlarının | telit plâk neşriyatı. A- Akşam neşriyatı: İki yeni Türkiye rökorile kapanan 'Türk - Mısır atletizm müsabakaları ü- mid ettiğimiz şekilde bitmedi. Son idmanlarından sonra yaptıkla- yı müsabakalarda dikkate şayan dere- celer elde eden atletlerimizden — yüz metreci İrfan ile dört yüz metreci ve cirid atıcı Melihin hiç beklenmedik bir zamanda sakatlanmaları kolay temin edeceğimiz galebenin misafir atletler tarafına geçmesine sebeb oldu. Sür'at (koşularında seçmeden sonra o nisbette ayağına çabuk bir atletimiz yetişme - diği için bugünkü mevcuda — nazaran sür'at yarışları için yeni yetişecek yıl- dızı uzun zaman beklemek icab ede - cektir. Sekiz yüz metrelik yarışda galebeyi temin maksadile iki tane fedai koştu - ran Mısırlılar bu koşunun icab ettirdi- ği en makbul taktiği yarış esnasında en güzel bir şekilde tatbik ettiler. 'Yarışda galebeyi temin etmesi ev - velce kararlaştırılmış olan atlet haric, diğer bütün müsabıkları beş yüz met- reden fazla alabikliğine peşine takan Mısırlıların fedai atleti, yarı yolda ko- şuyu terkedeceği için güzel bir tempo ile büyük bir âhenk ve o nisbette mev- zun bir koşu isteyen yarışı çorbaya çe- virdi ve bu gidişe inanan atletlerimiz bu yüzden tabil koşu tempolarını boz- dukları gibi kazanılacak bir müsaba - kayı da kaybettiler. Güzel ve yerinde tatbik edilen bu taktik Mısırlılar için ne kadar büyük bir muvaffakiyet ise bizimkiler için de © kadar büyük bir noksandır. Bütün mevsimi, namülenahi kır ko- şularile geçirmiş olan mukavemetcile- rimiz, bu müsabakada —da gösterdiler ki, Rıza Maksudun yerini henüz dol - duracak kadar olgun ve hazır bir halde — Hayır, böyle hareket etmek şim- | çözülmüş olması vesilesile durdu. dülik makul olamazdı. Alis adamdan |dam daima ayni mesafeyi kollayordu. 18,30: Tepebaşı Belediye bahçesinden na- kil: Hafif müzik, 1915: Konferans: — Fatih nefret ediyor, biliyor musunuz? — Azizim burada ondan nefret et- miyen var mı ki?. Bu sırada genç kız görünmüştü, yan- larına gelince Algi ona hitap etti: — Bu ihtiyar arkadaş hiç olmazsa size kür yapmadı ya?. Genç kız güldü: — Sizin de sonuncu tasanız budur. Ve Drummonda dönerek söyledi: — Bahsettiğiniz kadının adı Madam 'Tomeskodur. — O halde Romanyalı olacak. Ve garson tavuk ile istakoza son ola- rak meyva getirirken Algi ayağa kalk- tı, genç kıza döndü: i ğulma nöbeti geçirdiği içindir. yahud Ga bir hazımsızlık neticesidir. Maama- fih ikisi birden de olabilir. Ben bir de- fa haber vermiş olayım, şimdilik Al- lahaısmarladık kuzularım. Algi uzaklaşırken genç kız: — Delidir, dedi, bağlanacak derece- Ge delidir, fakat iyi çocuktur. Hugh şimdi bana adresinizi vermelisiniz ki sizi olup bitenden haberdar edebile - yim. Delikanlı adres ile telefom numara- — gini bir kâğıdın üzerine karalıyarak Demek kendisini takip ediyordu. Drum | Haltest namma: Selim Nüzhet (Kitab nev- mond kaşlarını çatarak yürümiye ko -| 2uu). 19.56: Borsa haberleri. 20: Grenviç ra- yuldu. Hay Allah eezalarını versin, a- | #adhanesinden naklen sant âyarı, Vedin Rı- caba şül i 9 ga ve arkadaşları: Nehavent, hicazkâr ve Delîf:lîıîr_'m'ğ:';&f':î' k ar. | *ik türküleri, 2145: Hava raporu. 2048: Ö- İ olmak Al-İmer Riza Doğrul tarafından arabca söylev. züsile beylik metoda başvurdut: Bir-|21- Orkestra. 2120: Cemal Kâmil ve arka- denbire yan sokağa saparak gölgede | daşları. Hüzzam ve halk şarkıları. 22.10: 'Te- durdu. Aradan otuz saniye geçmemişti |Ptbaşı Belediye bahçesinden makil: Varyete, ki-arkasındak! adam da ayni manevra- | "üZik. 2250: Son haberler ve ertesi günün iyı yaptı. Karşılaşmışlardı. Drummond: |oü 8 Bt taee... — Bonsuvar, dedi. Bu çeşid sporda . n mütehassıs değilsiniz, anlaşılan yeni m zal'nhr başladınız. Ş N çı_.iw_ Öbürü: Bu gece möbetci olan eczaneler şunlar- dir: İstanbul cihetindekiler: : (Surım), Alemdarda (Bir- — Ne demek istediğinizi anlıyamı - yorum, diye homurdandı, otuz yaşla- rındaydı, temiz giyinmişti, iyi konuşu- yordu, kolaylıkla bir noter kâtibine |benzetilebilirdi. Drummond sordu: — Beni ne sebeble takip ediyorsu - ruz? — Ben sizi takip etmiyorum. — © halde köşeyi döner dönmez be- nâ görünce neden durdunuz? Yalan söyleme kabiliyetiniz adam kovalama | kabiliyetinizden fazla olmıyacak. Bir daha söyliyeyim, beni ne sebeble ta - kip ediyorsunuz? Adam: Boğaziçi, Kadıköy ve Adalardakiler: Üsküdarda: ( Selimiye ), Sarıyerde: (Nuri), Kadıköyünde: — (Bıhhat, Rafat), Büyükadada: (Halk), H E . ai ç n üy ada: (Halk), Heybelide: (Hulk) Drummond: değildirler. a metrelik koşuda kendi bil - AA 4 bin dikleri gibi yarışan atletlerimiz, on Di i i sanılan — Hüseyine metrede en iyileri la yapmak suretile bir taktik tatbik et - mek istedilerse N ve takati kesilen Hüseyin mü!lhk'.ıyı terketti ve müsabakada yardımcı ola - mkkoşsnArthdemkmncâula— bildi. ll Balkan oyunlarına ka' ıza Mak- sudun eski formunu bulması için icab ruret vardır. 800 metrede ağır bir mağlübiyete uğrayan Receb 1500 de hıınnhnndı_n iyi bir öç aldığı gibi bize de bir Türki- ye rökoru hediye etti. 4.11.2 Recebin iyi bir form üzerin- de olduğuna işarettir. Yüksek atlama havuzunun en genç ve yeni atleti Jerfinin 1.863 gibi cid - den güzel bir meı!edm aşması ilerisi için bir beşaret haberidir. atmayı — terketmiş — olan sonra iki kilo — ağırlığındaki emekdarların mesafele- ri üzerinde dönüp ğa — başladı. Diski Veysi, gülleyi de hakikaten 'bundan böyle atmıyacak olurlarsa u - zun seneler k derecelere — hasret çekeceğimize inanmak Tâzımdır. Sırıkla atlamada yeni bir yıldız o - larak gözümüze çarpan Muhiddin 3.32 gibi bir derece ile iyi bir istikbal vüde- der vaziyettedir. Senelerce üç metre üzerinde dolaş- tığımız günleri göz önünde tuttuğu - muz içindir ki Muhiddinin üzerine a- lâkadarların nazarı dikkatlerini celbet- meği faydalı gördük.. Bir avuç Masırlı atletin galebesile bi- ten bu. , Balkan oyunları Disk Veysiden bu siklet eski OR Mısırlı atletlere niçin ve nasıl mağlüb olduk? Ancak iki yeni Türkiye rökorile kapadığımız bu müsabakalarda rökordmen birkaç atletimizin bulunmaması bizden galebeyi uzaîlaşhrmış oldu İ az l de li DĞ bakımından bize gidiş yolumuzu pek e- saslı bir şekilde göstermiş oldu. On beş günlük kısa bir istirahatten sonra, toplu ve devamlı bir surette ya- pılacak hazırlıklara bir 'ki ecnebi te - ması da ilâve edilecek olursa — doku - zuncu Balkan oyunlarında son bir de- fa daha şansımızı denemeğe hakkımız ve yüzümüz olacaktır!.. Ömer Besim Mısırlı atletlere ikinci bir ziyafet verildi Atletizm Federasyonu Mısırlı At - letler şerefine dün Büyükadada bir zi- yafet vermiştir. Ziyafette karşılıklı nutuklar söylen- miş, Mısırhlar bilhassa gördükleri hüs nü kabule teşekkür etmişlerdir. Almanya futbol şampiyonası Berlin — Geçen hafta beraberlikle neticelenen Almanya futbol şampiyo - nası final maçı, yüz bini bulan bir se- yirci kütlesi önünde Olimpiyad sta - (dında evvelâ — Fortuna ile Hamburget S. V. ekipleri arasında üçüncülük için bir karşılaşma yapılmış, bu karşılaşma- da Fortuna 4-2 galib gelmiştir. Hanover 96 ile Şalke arasında yapı- lan final maçı, geçen hafta olduğu gibt beraberlikle neticelenmiş işe de tem - didden sonra Hanover takımı 4-3 galib gelerek Almanya şampiyonu olmuştur. (ALA.) Ziraat: Antep fıstığı ( Baştarafı 6Gımcı sayfada ) tutmasına mâni olur. Her hangi bir se - beble böyle olursa gözü yerleştirmeden yerini iyice sıkıp bu cüz'i sızıntıyı çıkar- malı, ondan sonra gözü yerleştirip sıkıca pamuk ipliğile bağlamalıdır. Aşılar o sene sürerler. Birlikte sürecek olan diğer yabani güzleri kâmilen körle- yip, yalnız aşı sürgününü bırakmak Jâzım geleceğini söylemek fazladır. İkinci sene fidanın yanına bir herek dikerek aşı sür. gününün rüzgârdan kırılmasını önleme lidir. Bir kaç yıl dibi kazılacak, lüzum « suzları budanacak olan yeni «Anteb f tığı» fidanı, nihayet bir ağaç olup çıkar, Anteb fıstığının memleketimiz iktısa- diyatındaki bugünkü mevkii bir kat da- ha kuvvetlenmek imkânındadır. Devlet bu sahada icab eden eksikleri tamamla « mak, tedkik etmek üzere Gaziantebde bir enstitü ve fidanlık kurmuş bulunuyor, Başka yerlerde çalışanların bu enstitü ile temasta bulunmaları çok temenniye jer bir harekettir. beze Tarımıman _o;un—ıığumuz adamlar (Baştarafı 8 iönci sayfada) nedense tutulmadı. Hes eserim gibt bu da başıma belâler getirmekten hali kal - madı. Hattâ düello bile. (Muhit) i Faik /(Sabri ile çıkarırken 31 mart vak'ası zu « hur etti. Bizim de idarehaneyi yanlışlık« la bastılar. Bu hal bana çok dokundu. | Matbuat âlemirden soğudum ve çekilk ' dim.. sonrasını biliyorsunuz.. Susmuş ve yorulmuştu. O çektiklerine, hâlâ çekmekte devanı ettiklerine, ne kadar süreceğini tahmin edemediği çekeceklerine değil, unutul « duğuna yanıyordu. Bu ıztırab içinde onu daha fazla yaralamamak düşüncesile na - sıl geçindiğini sormadım. Tecessüsümü, okuyucular namıma olsa bile dilim fren- ledi. Maamafih, biliyordum ki, kitabı daht bu sene başında beşinci tabını yapan, çıktığındanberi tam 20,000 satan milel * lif eline ön para almamıştır. Ve bugün. geçirdiği hayat en katı yürekliğimizi bile hüngür hüngür ağlatacak kadar fecidir. Nusret Safa Coşkun