ilham almış ve teşvik görmüştür. Attık o, kitlenin mondataire'idir. Bir mahalle kahvesinde lâaletta- yin bir kimse kafilenin en şen, şakacı uzvu olarak konuşmağa Ve- yahut şarkı söylemeğe başlar, Di- gerleri unu evvelâ dinlemezler. Fakat daha sonra ona karşı alâka duyarlar, cesaret verirlar, halk oturup bekler; Korife ona sual sormasını ve cevap vermesini bilir. Dramatik sahne yaratılır, komed- yanın ve aktörün mesleği doğar, Bu hadiseyi çocuk oyunlarında da sık sık görürüz : Bir oyuna çocuklar evvelâ hep birden iştirak ederlerler, Sonra bir tanesi bu guruptan syrılır; Protagonist olur. Diğerleri onun etrafında organize olurtar, dinlerler; Antikite dinle- yicilerinin şeklini eni olarak bu- lurlar: Heyet ve sirk... Bsasen Max Reinhardt da: Aktörün esası en saf şeklinde ç0- cuklarda tezahür eder, der... Gündelik lisanda hiç bir fark gözetmeden kullanılan aktör ve komediyen tabirlerinde bir mesle- ki fark bulmalıdır. Aktör ancak bazı roller oynayabilir ; Diğerle- Tini şahsiyetine göre deforme eder. Kemediyene gelince o her 10- lü oynıyabilir. Aktör tek şahsiyete temessül eder, Komediyen ise birçok şahsi- yetlere intibak eder. Garrick bir komediyendi, Ko- mik ve trajik rolleri ayni kudret ve ayni sadakatle temsil edebi- lirdi. Komediyen olan aktörler ol- duğu gibi aktör olan komediyen- lerde vardır. Bir trajediyen daima bir aktördür. Yani; şahsiyeti o kadar kuvvetli, o kadar aşikâr o- lan bir mümessil ki; mukallidlik onu dalma şahsiyetine sahib bı- rakır. Makallidiik en genç çağımızda bile bulunan insani bir insiyaktır. Demek oluyorki mükemmeli bir komediyen bu insiyakın inkişafını azami dereceye götüren adamdır. Komediyenin mesleğini ve istida- dını her belde insani noktali na- zardan etüd etmek icab eder. tesbit edilmiş bir gaye için sevk ve inkişaf ettirilen insanın intibak hasletleridir ki profesyonel kome- diyeni vücude getirir. Komediyen ile aktör arasındaki başlıca fark — Devamı son sahifede — j Cahit S. IRGAT N e wi TÜL PERİ Her zaman yolda rastlarım da sana bakmak aklımdan gelmez. Geçmez değil, sana her zaman bak- mek istiyorum. Fakat ne zor işbu Daima seninle beraber olduğum halde yolda rastladığım sen «her zaman benim ruhumda bulunan kadın» değildin. Görmediğim, bak- mağa cesaret edemediğim bir ka- dın sevmekte büyük bir mânasız- lık ve büyük bir lezzet var.. Mü- nasızlık damgası başkalarının hük- mü, Benim hükmüm bana göre büyük bir mâna taşıyor, Şair Göthe göyle söyler: «Kafamdeki fikirler: herkesin olabilir; fakat duygularım sâdece bana sittir; ben en iyi on- ları bilir, onları severim.» Bunun gibi ben de başkalarının hükmüne kıymet veriyorum, Fakat asıl şev- diğim kendi hükmümdür. Seni sev- mek yolundaki halimi görüp te deliliğime, aezime acıyan veya gü- len dostlarımın sözlerinde bir he: kikat payı var mnhâakkak. Aklımı topladığım vakit bu hakikat pa- yını kendimde görüyorum. İnsanın bile bile ve istiye istiye yokolabi- leceğini artık kabul ediyorum. Böy- lece kendi balimi mânasız bulmak- tan kurtuldum. Sen olmasaydın yaşamanın ve dünyayı güzel görmenin imkâm olmazdı. «Sen olmasaydın, bu &- lem olmazdı.» 8 >> 5 Gi Doktor — dize Dır klro:orm vereyim de uyuyun biraz. Senin geçtiğin yollardan geç- mek, senin bulunduğun yerde bu- lunmak ve nihayet uzak ta olsa seni her gün bir an görmek bula- bildiğim yegâne ve ümitsiz kurtu- luş çaresi oldu. Senelerdir böyle avunuyorum. Hayatıma başka ka- dın girmedi değil, fakat ne g&- rtptir, hitab ettiğim vakit ekseriya şaşırır, onları senin adınla çağırı- rım... Sende toplanan mesiyetler- den birini ber hangi bir kadında görünce onda senden bir şey var diye yanaşıp konuşmaktan kendi- mi alamam. Bir kül olarak bula- madığım şeni parça parça birçok yerde buluyorum, Kimisinde senin gözlerini, bazısında gülüşünü, kimi- sinde de yürüyüşünü keştedince mümkün müdür ki onlardan uzak kalayım? Onlarda daima benden nefret etmiş olan seni buluyorum. Bu hâlim büyük bir bedbinlik- ten, bir iç gikıntısından geliyor.. Sevdiği insan tarafından hiçbir va- kit sevilmemiş olduğunu ve bundan sonra da sevilmiyeceğini bilen bir adamın düşünmesidir bu.. Bir deli- lik: onunla kendimi aldatarak, mü- teselli olmışa çalışıyorum. Beni bu komik halden kurtarabilirsin ve bir daha, bir tek saniye senin yanından ayrılmamak üzere beni sana bağlı- yabilirsin: İşte benim bir vehmim ve bir hayalim daha.. Hasan TANRIKUT Ş KA NN LI K ga Hasta — Siyah şarapla daha çabuk vyotum. 197 — Servetifünun — 2351 , ih