ARTHUR RIMBAUD Hayatı 1877 Mayıs ayında (Harrar)a tekrar dönen Rimbaud şehrin ida- ri vaziyetinde büyük değişiklikler gördü. Bir zamanlar Habeşistan karbiyle meşgul olan misyonerler şimdi burasını tamamiyle nufuz- ları altına almak için çırpınıyorlar- dı. Bu verimli şehire hakikatan bu fedakârlık değerdi, Kahve, parfüm, Koton fildişi ve altın Harrar,a Somali'den bol bol geliyordu. Harp dolayısıyla inkitaa uğrayan ticaret artık canlanmıya başlamıştı - Rim baud'nun tabiriyle tam çalışma anıydı. Fakat şehri kaplayan seri hağ- talığın işçilere de sirayet etmesi Rimbaud nun işini zorlaştırıyordu. dört bin &sker iki bin esir; hasta- lar hayvan iskeletleri ve gübreler arasında kalmışlardı. «Harrar> 8 yaklaşırken rüzgâr şehrini müjdeci- 8i gibi insana sadece taaffun ko- kusu getirir. Bundan tiksinen ve yorgunluktan harap olan Rim- baud bir az istirahat etmek için Kahireye gitti. 23 Ağustosta yaz- dığı mektubunda şunları okuyoruz ; «Bu genç yaşda saçlarımın ta- mamiyle ayırması çektiğim sıkıntı» ların sembolüdir. Susuz, aç, elbise- siz engin denizleri kayıkla dikenli ve taşlı yolları bazen ab bazen yürüyerek aşan ben ; içte bu hele geldim. . Vahşiler arasında yaşamak ne kadar acı ve tahammül edilmez bir haldedir bilseniz; Şimdi okadar yorgunum ki ken- dimde maziyi değil hali bile dü- şünecek kuvvet bulamıyorum. Bana öyle geliyorki bu sıkıntılı melan- kolik yeknesak hayat az bir Zaman sonra beni ölüme sürükleyecek Bu kuruntudan kurtulmam için mu- hakak haystımda bir değişiklik yapmam lâzım. Bulunduğum şehrin fena iklimine, serseri hayatına çok alışkınım, yorgunluk açlık ve izti- rap hepsi burada. Fakat bütün bunları unutturan bir tek şey var oda : hürriyet.. Artık zenginim belimde 8 kilo ağırlığında 16 bin altın lira tagı- yorum. Sıkıntılı anlarımda Parise v JEAN MARIE CARRE'DEN ÇEVİREN: Neriman KURTBAY d gitmeyi kaç kerre düşündüm, ne- dense kendimde bir türlü eski ener- jiyi bulamıyorum. Oranın medeni hayatından, ri- yakar nankör insanlarından okadar nefret etmişimki! Fransaya git- mektense Şudana, İapanyaya Çine gitmeyi bin defa tercih ederim», Rimbaud nun her an değişen fikir. lerinde şimdi askeri işlerle meşgul olmak heveajyuyandı. Krala 200 deve 100 silahiı asker 8 bin fişeksiz Res mington tüfeği yolladığı gibi hususi hediye olarak ta fişek ve kapsul imali için makineler yolladı. Rimbaud pek ucuza mal ettiği bu harp malzemelerini Fransanın menfaatini düşünerek bahriye n&- zırı «Feliz, Faure»a bir mektup ya- zarak Fransanın ticari mümessilli- ğini almak istedi. Rimbaud'nun ticari muvafakiyetine itimadi olma- yan nazır kendisine bilahire böyle bir imtiyaz vereceğini söyleyerek atlattı; genç şair nankör vatandağ- larının mantıksız itirazlarına güce- nerek onlardan daha çok nefret etti. Ve bu acının verdiği tesirle olacakki Rimbaud'nun tekrar yazı hayatına atıldıgını görüyoruz Bu denelerden sonra çok gerip ve bek- lenilmiyen bir hadisedir ! Temps, Figaro, Courrier des Ardennes ga- zetelerine şarki Afrikada ki sey&- hstlerine dair makaleler yolladığı gibi jeografi kurultayına da jJeog- refik etütlerini götüren bir heyet yolladı. Heyetin kurultaya kabul olunmaması » yazısının reddi, onun muherirlik havesini, çalışma gayre- tini tamamiyle yok etti. Rimbaud gene zorla eski ticaret hayatına meyus bir halde dönmeye mecbur oldu. Halk yalnız ve yalnız paraya ve Eserlerine Dair kıymet verlyor.. Ben de zamana uymalıyım diyordu - şimdi yegâne düşüncesi Arabistana dönüp serve- tini çoğaltmak - eski alışkanlıkla Harrar şebriui tercih eden Rimba- ud 3 bin silah yüklü 200 deve ile yola &oyuldu. Başlangıçta işi iyi gidiyordu 4 Ağostos 1888 de yazdıgı bir mek- tupta diyor ki: Bu vahşi dıyarda hiç kimse benim gibi muztarip de- gildir. Buranın her şeyine alışan ar- kadaşlarım çok mesut görünüyorlar. Ben ise yokluk ve yalnız yokluk içinde kıvranıyorum. Aileden, inte- lektuel muhitten uzak benim düş- manlarım olan vahşiler arasında yaşamak, lisanlarını konuşmak, pis yemeklerini yemek ve neşele'- rine ortak olmak beni mahvedi yor.. Vegâne tesellim arada sırada buradan geçen ve bana misafir olan seyyahlardır. 1888 Eylülde Rimbaud nun misafiri olan Avuş- taryalı Barelli onu bize şöyle tarif diyor: kendisinin misafiri bulundu: gum müdetçe o eski günlerini yad için bizimle muhtelif lisanlarla kos nuşur; ilmi ve edebi münakaşalar yapardı. Onun beyaz saçları, uzamış sakalı melankolik derin bakışları bizim ne kadar hoşumuza gitmişti Rimbaud daima sessiz, neşesiz, hiç gülmiyen mizantrop bir tipti. Fakat o hafiikulade buluşlarıyla entere- san maceralarını misafirlerine an- latmakla onları çok güzel meşgul ediyordu. Bazılarının kâba diğerlerinin 0- rijinal diye tavsif ettikleri hareket- leri beni çok cezbetti. O ne orijinat ne de kaba bir adamdı - bakışlari, hareketleri cemi» yet hayatından nefret eden hür karakterinin ifadesiydi. Rimbaud yu iyi anlayabilmek için hususi hayatının ;akış targını takip etmek lâzımdır - Silinmez bir İz birakan felaketler karakterinde büyük değişiklikler yaparak onu bedbin, muztarip bir hale örtirmi; ti uzun zaman arkadaşlık cimemmi ve tecesaisiime rağmen İitistiki ha- yatı hakkında kendisine kiç birşey m "4 ik 119 — Servatifünun — 7344