a” No, 39333—547 Hüsni muhafazası şartiyle tevdi edilmiş âsarı vakfiyeyi, olanca dikkat ve hassasiyeti ile tahribden vikaye vazifesinde, -mutlaka. mecbür ve mükellef olması lâzım gelen evkaf idaresi, Türk tarihinde eşsiz kıymet taşıyan bu dsarı, bizzat kendi elile çekdiği tebeşir tezyinatile boyar ve bozarsa bu şahâne tezhib (J)in, mütemmim (1) mükemmeliyyeli karşısında : Bilemem eyleyecek girye midir; hande midir? Bu Abideler kurulurken Evkef'tda düşünül- müş; birçok «vakfiye> ler, «tevliyyet> ler te'min edilmişdir. Su borularını bile ayni san'at inceliğile tamir etdiremediğimiz bu eserleri, hiç değilse hüsni muhafaza edebilmenin yolunu öğrenelim. Ye büyük sam'atkârların huzürunda yapdığımız tebcil ihtifalleri'le iktifa etmeyip; çocuklarımıza, o İhtifali yapılan adamların cihan değer ema- netlerine ve tarihi kıymet taşıyan bi'umüm eski /(*/ eserlere hürmetkâr olmanın lüzumunu belletecek san'at terbiyesi verelim. Cihân tari. hinde eşsiz göhret sahibi ecdadımızın vekür ve necib asâletine vâris olacak «Hayrülhafef» ve mütemeddin nesiller yetişdirelim. » Mektubumun, zevk ve istifade ile'okuduğum kıymetli yazılarınızın arasında intişarı süretile : «Muhafazai abidât komisyonu», < Müzeler idaresi> ve İstanbul Evkaf müdüriyeti> gibi meşgül olacağını zanneldiğimiz mekamatın, na. sanı dikkatine arzedilmesini müsellem, lütfu. muzdan bekler; derin saygılarımın kablünü reod ederim efendim. Mütekaidin-i- Bahriyeden hürmetkârniz Tal'ât Çakıroğlu Aziz kariimin içli ve dokunaklı yazısından ve 1924 yılında Vefada «Koğacılar» caddesinde 1334 Mayı- sında yanan meşhur “İşretname,, şairi Revani Çelebi camii'nin,- şimdi yola giden - haziresinde «Çelebi»nin, Cihanı serteser tulmuşdu ndâmı Emiri nazım kim yâni : Revâni beyti muharrer mezar taşını, « bakıyye-i-zâm > ını, yangından parçalanan «başlık» n, «kâtibi» kavuğunu, ihtifalei Ziya merhumla beraber - ziyâ'dan kurtarmak (9) Kadim manâsında. Rev - Ser. Sokaklarımızdaki metrük çeşmelerden biri ve Ayasofyanın tarihi levhaları UYANIŞ 23 , endişesile- câmiin mihrabı önüne nakletmesinden; bu- nunla da iktifâ etmeyip yeni kabrin etrafını, kendi eliyle dikdiği çiçek ve servilerle süşlemeğe varınciya kadar iymâra müteallik her işden zevk almak istemesi gibi insanlığın en yüksek fazilet ve heyecanlarından birini yaşıyan muhterem Tal'ât Çakırcıoğlu'ünu, t#- rihde yer almış Türk büyüklerine ve târihi eserlere karşı -muhassas- bir sevgi beslediğini görüyoruz, Onun teşekkürle köydedeceğim irşâğından sonra kemali essütle gördüğümü de ilâve etmeden geçemiyseeği bedbaht Sebil'in, nefis «ta'lik> hı setil “Kitâbe, ai okuyayım: Menbo'i cüd-ü-himem Sultân-ı-Mahmüd.ü-ss0emdn Bu Sebili eyledi tecdid-ü-ihyd; &b iç. Eylemiş Cennet mekân Mahmüdi Hân'ı evtelin Başkadın âli cendbı anı inşâ üâb iç. Nâgihân dteşle mahv olmuşdu db-4i revnalı Şimdi süyn buldu tâ'mir, oldu d&'td; âbiç Meşrebi pâki ola deryâ gibi pür cüz -i- fayaş. Ömri Nüh ihsân ede ol şaha mevlâ; âb iş. Ayniyâ dildâdedir tarihine mât hayal; “Bu Sebili kıldı Mahmüd Hân icrâ /*/ &b iç. —1046 -: Bay (Talât)ın mektabu, yalnış yazımın başmdgiği mısrâ'ları değil, «Güzel San'atlor Akşöüeisir şörlerinden : Üstadım Hacı Nuri Beşiktaşlı ve Yililö- Çapanoğlu'ndan : «Engüşt, ber dehân-i' hayret» istiğrâkı içinde dinlediğim bir Evkaf faciasını daba batırlatdı: — Lütfen sahifayı çeviriniz e- (9) (Cereyan) dan : akıtdı. Rev » Ser. ,