* SERVETİFÜNUN i Yetrika Ne. 2 m Niçin?. Açtık.. » olarak bir âileye Mra mukabilinde verdim, miydim, ki... Komiser, yalnız ahlâksız olarak düğü:keğının hikâyesini garih ittüşfe. İreati: : Mazi igin söy- yara hepsi maşa! ve ya- ğtar. Manâsı olmıyan kendin de iranmı- m soyunuzdan birçok Gırım ki bir sürü aaıl- i Runanları aldatacakla- Si Bulştarın bazısı ko- li ba NE dk Dibi âh şikâyet eder. nâil İiBarite yapılan suçü sı Buğum Tersessi' ne olursa mebdkiisk peza ile neticele- ” Mik, bu sop şözleri söyler- $ Kahlü, Ke polis başını pi uzattı: - Biri gelmiş.. Komiser: - Nef, — Birisi gelmiş diyorum efen- dim, sizi görmek istiyormuğ.. — Nasıl birisi? — Bilmem, bir adam işte.. — Kim olduğunu öğren de gel! — Kartını verdi, buyurunuz beyim. Komiser kartın üzerinde, polis kapı eşiğinde uzunca bir müddet durdalar. Sonra, gözlerini karttan kaldırdı. — Çocuğunun adı idi? Diye kadına sordu. Evet. — O halde şu dipteki kanape- Suad mi ye git otür. Sekin sesini çıkara- yım gdeme., Polise döndü: - Gelsin! Emrini verdi. Rakkas dakikaları saymaktaydı. Arafavan kapıda Suad göründü.. Komiser: - Emriniz? Kadını göstererek: - Şu metple hakkında görüşmeğe geldim, Çün- kü hakikati sydınlatmak mecburi- No. 7239547 yetindeyim, Cavabını verdi. — Hakikat mı dediniz? — Evet. Bu mecburiyeti bulu- yorum ben kendimde. Bu kadın suçsuzdur. — Fakat nasl olurki. Biz... — Suçsuzdur. Bu cürmü o de- gil, ben yaptım! — Lâkin çalınan mal bu kâ- dının odasında bulundu. Bu böyle olunca cürmü üzerinize çekmeniz keyfiyeti suya düşer. ği — Filiyat onun, fikir benimdir. Kendisi her hangi bir korku tesi- rinde hakikati aydınlatmamış ve bütün cürmü üzerine almış olabi- lir, Ve yahud da alacaktır. Fakat suçsuz olduğunu bildiği halde suç- ln olduğunu kabul ettirmek isti- yen bu kadının bir yalan söyledi- Bini isbat edeceğim size. — Söylediklerinize inanmadı- ğımı kabul ettiniz... Peki, bu cür- me niçin vamta oldunuzf, Kartı- nızdan anladığıma göre bir hu- kukçusunuz. Çünkü bu isme, yö ni isminize bir çok defa gazete stitunlarında tesadüf etmiştim. Bir avukatın böyle bir yola saptığını söylemeşi bilmem ne dereceye ka» dar doğrudur? Ve buna nasıl in& nılır?.. , — Doğrudur, çünkü seviyorum. — Böyle bir kadını? Siz? Ola maz bul, — Gürmün hakikati bu haki katle müsevidir. Arkada oturan kadının ayağı kalktığı görüldü; bu hareketi kısık ve boğuk bir ses takib etti: - Ya- lan söylüyor kemiser!. , Aldatıyor sizi. Bu erkeği tanımıyorum ben!.. Komiser kadının sözlerini hiç: duymamış gibi idi. Suad aynı 18- rarla devam ediyordu: - Beni Bay- ram sokağında dört numaralı evin kapısında görmüşlerdi. İşte bu kör dını arıyordumi Adamlarınıza 80“ rumuz, tasdik ederler. Şimdi kızile beraber evimde ofliran ihtiyar bir destancı da göylişebilir bunu, O ki, senelerdenberi bu sokakların emektar bir şahidi imiş. Bu terz şahadetler için işime yarıyacağına emin olarak onu yanımda butuyo- rum.. — Buna benzer bir cürümle ilk olarak karşılaşıyoruz. Bu hâdi- se belki hafif bir ceza ile netice- lenebilir. Fakat beni inandırinz buna?