Bahar geldi.. Bu adile tatlı bir kelime, öyle büyük bir kudret ve öyle azametli bir geliş ki; onun mevcudiyetini anlamıyan, duymı- yan kalmıyor. Mecmua kapaklarından tutun da, kostüm tahavvülü, tabiat yeni- leşmesi, kuş cıvıltısı ve nihayet igimizde, kanımızda hissettiğimiz sonsuz bir coşkunlak hep, herşey herşey bunu, bu büyük kudreti, bu azametli gelişi bize haykırıyor. Bahar geldi!.. Bu adile büyük, öyle muhteşem bir geliş ki; kendi varlığını sağır bir adam görünerek, âma bir geceye ciğerlerine dol- durduğu temiz kokuyla anlatır ve nihayet bütün bealiğimizi coşdu- SERVETİFÜNUN ran, kanımızı kızışdıran hislerle bizi mest eder. Bütün insanlarda bir olan bu kaynaşmanın, kalb duygularımızda acaba ne gibi başkalıklar yapabile- ceğini düşündüm. Bir çocuk, bir genç, orta yaşlı ve nihayet nebat- tan feyiz almış ihtiyar bir kimse bu güzel ve mavi dekor karşısın- da meler düşünürler, neler hisse- derler ve baharı nasıl telâkki eder. ler dedim. İşte bu merak ve baharın tâ içime doldurduğu çoşkun hislerle onları ayrı ayrı dinlemeyi ve kalb- lerinin tercümanı olmayı düşün- düm. Sorgularıma ilk olarak kü- çük bir mekteb talebesinden baş- No. 3228—543 ladım. Şimdi, gözle- rinizin önüne koyaca- ğım her yaş insanın bahar duygularını be- nim gibi merakeden okuyucularıma hem yaş ve hem de Ka- rakterlerinin mahiye- tini anlatmış olaca- ğım. — İsmim Bürhan Erişken, ilk mektebin birinci sınıfında ve yedi yaşındayım, diye suallerime cevab ve- ren küçük muhatabım sorduklarıma şöyle de- vam etti: Havalarla beraber sular da Isınıyor, çi- çekler açar, ağaçlar giyinir.. Bahçede ko- şabiliyorum, tulumba- dan su çekib elimi yüzümü yıkıyorum. Çok sevdiğim kazları- ma ve tavuklarıma su veriyorum. Hele kır- larda koşmak, yumu- şak otların üstüne düş- mek öyle hoş oluyor ki... Bu küçük muhata- bımdan sonra 9-10 yaşlarında, siyah ön- lüklü, beyaz yakalı, tertemiz kıyafetli ba- yan Gülsever'e rastla- dım; — Kaçıncı sınıfta- sın Gülsever 9 dedim. — Üşdeyim, bu sene dörde ge- çeceğim. — Bahar geldi, bu senin için nedir, onu sever misin? Hayretle yüzüme baktı. Gayri tabii birşey sorduğumun o da farkındaydı: -— Bahar sevilmez mi hiç. O zaten bizim bsyramımızdır. Mek- tebimizin bahçesine gelseniz; ba- dem ağaçlarının beyaz çiçekleri altında nasıl coştuğumuzu, setleri- mizin nagı! cıvıldadığını duyardı- nız. Onu - baharı - annem, babam ve mektebim kadar çok, pek çok severim, dedi. Ya siz. Bahar bi- zim bayramımızdır. 23 Nisan bile onun içinde değil mi kif.. Yazan : BPahmı Karaca "