No. 2228—343 UYANIŞ 371 TARİHTE IHTİYATLI OLALIM Üstad; sizin hatalarımız nerede- dir? Bunu tedkik edelim: Bu se- bebden «Yeni» Sabah da intişar e- den bir yazımdan sonra, ilmin ve sanatin hakiki bir emekdarı «Ser- vetifünun» da da ayni bahsi taze- lemek, daha derin, daha ince bir yoldan yürümek mecburiyetinde kaldım. Yalnız siz değil, üstad ismi- ni verdiğimiz birçok kimselerin, yalnız gazete sütunlarında değil, kitab sayıfaları arasında da, tarihi teşviş edecek yazılar neşretmeleri, böylece de gençliği yanlış bir tarih yolu içinde yürümek mecburiye- tinde bırakmaları son zamanda âdeta bir moda halini aldı. Bu üstadların her şey evvel bil- meleri icab eden şey dünkü tarih ile bugünkü tarih arasında husule gelen büyük fark, büyük değiş- meğdir. Dün tarih neydi? Bugün tarih nedir 9 Dün tarih, indi düşünüş ve gö- rüşlere, hükümlere istinad ediyor, bir muharririn dar zihniyet çerçi- vesinden fırlıyan efsane ve masallar- la binlerce senelik mazinin geçirdiği bütün safahatı terennüme uğraşı- yordu, Meselâ, İran saraylarında, üç beş senelik bir ömür geçirmiş olan Sitşias! «Herodot» dan daha fazla bir malümeat verebilmek kas dile bu saraylarda duyduğu ma- salları, bir hakikat gibi sayıfaları arasına sıkıştırıyor, gerek «Ekbatan> ve gerekse «Van» şehirlerinin banisi olmak üzere tarihde gelmemiş ve yaşamamış olan «Semiramis» na- mında bir kadını karşımıza ko- yuveriyordu. Bunu da kendisine mehez edi- nen Diadore de cecili'de bu uydur- maları bir hakihat olrak kabul ediveriyor, o da yazıyordu. Böyle. ce asırlarca hayali «Semiramis? ta- rihin sayıfaları arasında bir varlık olarak yaşadı. Bir Lenormant çıi- kıpta öldürmemiş olsaydı halâ ya- şayacaktı. Ayni hatalar Türkistana aid birçok buluşları Çine, Hinde, İrm na izafe ediyordu, Böylece kâğıdın, matbaanın ihtira, barutun ihti- ra, hattâ ipeğin ihtira, Çinin bir malı olarak kabul edildi. Halı ve dokuma işleri, İran, Hinde peşkeş çekiliverdi. Bunların hakiki muhterileri olan biz Türklere de bütün bu medeni eşyanın hamal- lığı yükletildi. Yani asırlarca tarih yalancı bir şarlatanlığın meddahı kesildi. Çok şükür lisan ve kazıntılar, ve bu iki yeni ilmin pek büyük bir terakki ve inkişaf gösterınesi, tabiatın, bilhassa iklim kanunları- nın tarih ile tevhidi; sonra eski dinler üzerindeki derin tedkikler; nihayet çıkınca asârın sahih ve doğru olarak tercümesi bütün bil- diklerimizi ve öğrendiklerimizi alt üst eden yeni bir tarih meydana çıkarıyordu. Eskiden tarihin kendisine mah- suş coğrafi bir hududu vardı. Le- jander tarih zaten bu hududa da- yanarak onun içinde yalancı mev- cudiyetini muhafaza edebiliyordu. Halbuki tarih ilmin eline geçince, bütün bu hudutlar kaldırıldı. Or- ta Asyanın en eski medeni tarihi, şimali garbi Avrupada Skandinav- yada, şimali Amerikada, Meksika- da bulunup çıkarılmağa başlandı. binlerce sene evvelki eski vaziyeti, «Gobi» çölünde, Hindin «Senede in- de, Pencabı>nda» bulundu. Egeli- lerin Etililerin muhteşem medeni tarihleri, Mısırın kumları altından toplanıldı; jeolojik tedkikler, me- deni tarihte bir rehber vazifesini gören en büyük bir varlık olarak telâkki edildi. Bütün bu çalışmalarda, tarihin . eski yanlışlarını düzeltebilmek için müracaat (edilecek (mehhazları intihab işi de, zor ve çetin bir hâdise olarak belirdi. İşte üstad sizin hatanız, bu hususları itibar nazarına almadan, elinize geçen her hangi bir kitaba iman ile onu doğru bir mehhaz olarak kabul edivermenizde, yeni M. TURHAN TAN'A BİR CEV A B MN M. Turhan Tan Yazan RIZA ÇAVDARLI tarihin bizden istediği tedkiklerden uzak kalmanızdadır. Ve hâlâ eski zihniyet ile tarihi lejander hudu- du dahilinde muhafaza etmek iş- temenizdedir. Bugün Anadolu ve Türk teri- hini lâyıkile anlıyabilmemiz için, birçok şeylere başvurmak meebu- riyetinde kaldığımızı unutmamalı- yız. Bunun için «Hotan:, «Şans, «Kansu» kazıntılarını, Hinddeki «*Mohen Jadaro> hafriyatını, Türkis- tan, Mozapotamya, Mısır kazıntıla- rını, çok yakından ve derinden ted- kik etmek mecburiyetinde kaldı- gımız gibi, ayni gaye ile şimali ve garbi Avrnpadaki kazıntıları, ve bunları bir kül halinde toplıyan «Alkes Bertıran»ı da uzun uzadıya tedkik etmek, ve sonra Amerika — Devamı 381 inci Sayfada —