22 Ekim 1936 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 6

22 Ekim 1936 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

338 SERVETİFÜNUN No. 2096 —411 Sönen Edebi Bir Varlık “Muaşaka Şairi” Mustafa Reşidin 83 yaşında habersizce ölüşünden geçen sayımızda bahsetmiştik, Bu arada kıymetli edibin eserlerinden bazı parçalar da alarak okuyucularımıza sunmuştuk. Gezetemizin sahibi ve başyazıcısı, Ordu saylavı Ahmed İhsan Tokgöz, şairin yakın tanıdıklarından olması dolayısile, merhum hakkında «Tan» gazetesine naklettiği dikkate değer hâtıraları, aşağıya alıyoruz: ' Mustafa Reşid kimdir ? — «Mustafa Reşidi «Envarı Zekâ» adlı eski bir mecmuapın sahibi olarak tanırım. O vakittenberi 52 veya 53 etne geçmiştir. Mustafa Reşid, o zamanların modasına gayet iyi uyarak sakalını hiç traş ettirmemiş, gür, kumral, düzgün sakalı, dik kolalı yakası, incecik bastonu ile ve daima şık tavrile gözümün önündedir. Temizliğe çok meraklıydı, üstünde bir toz olmasına tahammül edemezdi. «<Enyarı Zekâ» adlı mecmua; Mecmuni Ebuzziya- nın, Beşir Fuadın Güneşinin, Selânikli Tevfiğin <Tea- vünü eklâm> ın Babıâli yokuşu arkadaşıdır. Ben Mektebi Mülkiyenin son sınıfında iken Babi- âli yokuşuna sevgi ile, gıptaile bakan gençler arasında idim. Mahmud Sadık, Ahmed Rasim, Şair Celâl de Babıâli yokuşunda benim gibi yeni idiler. Fakat Mustafa Reşid, bizden 15 yaş büyük ve mesleğin kıdemlisi idi. Temizliği, modaya, şıklığa ipti- lâsı dolayısile kendisine «Çıtkırıldım» adı verilmişti. Bu arkadaşın en büyük meziyeti, yarım asır evvel yaz- dığını bastırmağa kıymet veren ufak bir zümrenin içinde bulunmasıdır. Mustafa Reşidin «Envar Zekârsı ufak hacimde idi. 15 günde bir çıkardı, Yanılmıyorsam dört sene kadar yaşadı. Mecmuanın kuruluşu 1890-1892 olmak gerektir. O tarihte İstibdat devrinin sansörü, Maarifte kurulmuş teftiş ve muayene encümeninde yapılırdı. Mec mua sansörlerinin Dahiliye Nezaretindeki ayaklı sansöre bağlanışı Envarı Zekâ ile beraber bütün mecmuaların kapanmasını icap ettirdi. Zira mecmualara yeniden ga- zete imtiyazı almak lâzımdı, Bu imtiyazı da Dahiliye Nezaretinin matbuat müdürlüğü verecekti. Fakat ver- miyordu. Gazetecilikten ayrılışı Mustafa Reşid, çok sevdiğim yazılarını bastırmak imkânından mahrum olunca o vakit Maarif Nazırı olan Münif Paşanın himayesini temin etti ve Maarif Neza- reti mektubi kalemine girdi. Hiç unutmam, o zaman bana şu sözleri şöylemişti: — <Dahiliyenin ayaklı sansörüne dayanamam. Ma- arifin tahrirat kaleminde benim imzam altında olmıya- cak yazıları yazar geçinirim. Benim Servetifünun da çıkmak için ayni zorluğun karşısında idi. Galatada Nikolaidis isminde birinin *Ser- veb adlı günlük bir öğle gazetesi çıkıyordu. fenni ilâvesi tarzını aldık. Servet adının yanına bir de Fünun: ilâve ettiler. , Mustafa Reşidin nesil ve yazı arkadaşlarından kimse kalmadı. Bir tanesi var: O da Ubeydullahtır. Mustafa Reşid, sinirlenmez, çabuk heyecana kapıl- maz, güleryüzlü, soğukkanlı, filezof ruhile doğmuş, geniş yürekli temiz bir adamdı. Edebi hayatı Servetifünundan 15 sene evvel baş- lamış, Namık Kemalin, Hâmid Beyin, Ebuzziyanın, Va- kitçi Saidin, Recai Zade Ekremin himayesini görmüş- tür. Bir Babıâli yokuşu adamı olmaktan vazgeçmemişti. Ben onu arasıra Babıâli yokuşunu dolduran kitapçılar- dan Aragel'in dükkânında görürdüm. Mustafa Reşid, Babıâli yokuşunda gazeteler ile matbaalar üzerinde istibdat fırtınasının sert estiği zaman- larda belki haklı olarak bir kenarda durmağı tercih etmişti. «E.nvarı Zekâ? mecmuasından sonra tektük yazı- larını gördüm. Bizim Servetifünuna bile 1903-1904 yıllarında yazılar vermişti. Bunun Acınılacak nokta Şimdi en çok acındığım yer şudur: Mustafa Re- şid, matbuat âleminin en eski bir arkadaşıydı. Hiç kim- sesi olmadığı için evinde yalnız yaşıyordu. Nihayet 85 yılı dolduran ömrü tükeniyor, ölümü birkaç gün sonra duyulabiliyor, otopsi için Morga gönderiliyor ve oradan da ölümü zabıta havadisi tarzında gazetelere gidiyor. , © Bizin meslek — içindekiler münevver olmak şartile — en şanlı çalışma âlemidir. Eski, yeni, genç, ihtiyar bir- birimizi daha iyi araştırıp soruşturmakta isabet — zannediyorum. > Ahmed İhsanın bu beyanatı biteceği sırada kapı açıldı. İçeriye aksaçlı, aksakallı ve inci dişli bir zat girdi. Ahmed İhsanın çocukluk arkadaşı olan ve ge- çen seneye kadar Millet Meclisi matbaasını idare eden Mazhar Kaskan, üstadın anlattığı şeyleri dinledikten sonra ilâve etti: — Mustafa Reşidin bütün meziyetlerinden başka musikiye de merakı vardı. Merhum, her türlü san'at eserlerine alâka gösterir tam san'atkâr ruhlu bir adamdı....

Bu sayıdan diğer sayfalar: