No. 2081—396 Büt'te bu sıralarda ne istidatlar türemedi ! Her tarafa ressam dağılıyordu. Mak Orlan, di- yordu ki: — Bana şiir ısmarlıyacak bir zengin bula- mazsin, fakat duvarının deliğini kapamak için belki benden bir tablo satın alacak vardır. Herkes ressam diye meydaha çıktı. Hemen heinen her evde bir ressam vardı. Ben bile res- sam oldum. Fakat işin tahafı yaptığım, daha doğrusu müştereken yaptığımız bir tablo bütün dünyada kendinden bahsettirdi. O zamanlar - kendimi mesul tutuyorum - çekilmez bir çocuktum ve en büyük zevkini ya- lanlar. bulup başkalarile alayetmekti. Bir şey- den anlamtıyanların emniyetle takdir ettikleri bir sürü uydurma ressamlarının muvaftfakıyetlerine kızıyordum; bunun için hepsini söndürmeğe ka- rar verdim. Nasıl? Müs- UYANIŞ 49 — İnsanın <Orman içi» diyeceği geliyor, dedi. Diğer biri: — Mehtap... Natür-mort.. tablosu... Ben ise, bir deniz manzarası görüyordum ve törenle karalahana: <Ve güneş Adriyatikte uyudu!...» ismini taktım. İmza yerine de Ali- boron tabirini - Lâfonten, eşeğe böyleder - ter- sine çevirip Boron-ali yazdım ve büyük bir giz- lilikle, bu saçmayı, böyle işlerde suç ortağım olan Hanri dö Forj ile anlaşıp Salona gönderdim! 'Tablom - eşeğin hakkını yememek için tab- lomuz diyeyim - pervasızlığile kimseyi hayrette bırakmadı. Diğerleri arasında hiç te tahaf dur- muyordu; hattâ, bu M. Boron-ali iyi birressam istidadına, ayrı bir yapış şekline ve münakaşa kabul etmez bir boyacı hassasına malik, diye yazan Deve... Aile takiller sergisinde bir eşek tarafından yapılmış bir tablo teşhir ederek.. Eşek hazırdı: Lapen A- jilin sipası Lolo. Kuy» ruğunun ucuna bir fırça takarım, zorla havuç ye- dirmeğe çalışırım, cinsi- nin usulile memnuniyet- sizliğini gösterirken İler halde alelâde bir ressam kadar bir tablo çizer. Yalnız bana bir şahit, reddedilemiyecek bir şa- hit lâzımdı. Bunun için Monmartr havalisi note- rine vak'ayı gelip gör- mesi için gittim. Tüysüz yüzüme bakıp aldır- maz diye ceketime maarif memuru nişanı tak- tığımı şimdi hatırlıyorum. Bu eflâtun düğmeye ragmen adam gene emniyet etmedi. — Yapılacak bütün iş nedir? diye sordu. Eğer kadın, sahtekârlık mes'elesiyse selâhiyetim haricindedir. Fakat Lapen Ajile gelip şen arkadaşlarla buluştuğumuz zaman, Lolo anırarak bezi maviye, beyaza boyamağa başlayınca noterin neş'esine diyecek yoktu ve mutantan soytarılığın şaheseri bir müşahede kâğıdı kaleme aldı: < Mevzuubahis mahlükun kuyruğu nihayetine bir fırça rabtedip geri kısmına bütün lekelerden âri, bakir bir tablo yalaştırılmış bir halde...» Size söylüyorum: bir şaheser. Tablo bitince iş neye benzediğini tayine kaldı. Hiç ayrılma- dığım bir arkadaşım: Sularda Gidiyoruz ! Uzaklık yakımlaşı, yakınlık uzaklaştı, Üstünden geçtiğimiz dalgalar bini ağlı, Başımızda ak martı Ardımızda çırpınan beyaz mendiller gibi... Sisten bir duvak sardı minareler başına, Dalgalar cevap verdi rüzgârın bağrışına, Biz de kapıldık suyun köpükten akışına, Yıldızlar parıldadı, söndü kandiller gibi... a bir münekkit bile çıktıl Fakat hile meydana atılınca, bir pazar sabahı gazetelerde noterin mü- şahede kâğıdı ve Laolo- nun iş başında fotoğrafı neşredilince bir hâdise, bir iskandal, bir zafer oldu. Turnikede ezilen ezilene ve hiç bir za- man Müstakiller sergisi bu kadar seyirci gör- medi | Herkes etrafı rilen gardiyene : — Eşeğin tablosu, lütfen? diyordu. Bu vakanın üzerin- den nice seneler geçti, bazı ressamlar hâlâ beni aifetmediler... Sonra, zavallı Lolo öldü, şu halde artık bütün mes'uliyeti ben üzerime alıyorum!» sürüleri dolaştı Çey- Muazzez Haptanoğlu Ne mütercimin, ne de <Uyanışsın re'sen birer hükme bağlamadan ortaya koydukları bu konferans yazısında, Rolarıd Dorgel&s'in kübizmin doğuşunu anlatış yollu, inceden inceye alay dolu sözleri, hele eşeğin ressamlığı faslı, du- daklarda tebessüm izleri belirtecek bir buluşlur. Hattâ, bunu okurken, gülümsemekle kalmıyan, bol bol kahkaha atan da çıkabilir. Hele oku- yanlar, kübizmin kıyasıya düşmanları olursa! Bu vesile ile gazetemiz, kübizmin bilhassa Almanyada, son zamanlarda doludişgin hücuma uğradığına işaret eder. Hattâ geçenlerde açılan bir sergide kübik resimler, alay mevzuu mahi- yetinde olmak üzere teşhir olunmuştur |