404 SERVETİFÜNUN No.2074—389 Türk Çocuğu Yaşamalıdır Değerli Dr. Besim Ömer Akalının Çok Faydalı Bir Eseri Yıllardanberi memleketin sıhhat kütüphanesini zenginleştiren birçok eser yazan ve bilhassa çocuk- ları koruyncu yollar gösteren eserleri mühim bir ye- kün tutan değerli Dr. Besim Ömer Akalın, bu saha- daki devamlı faaliyetinin yeni bir merbalesine vardı. Mevcut eserlerine «Türk çocuğu yaşamalıdır - küçük çocuklara bakım ve sosyal yardım» adını verdiği çok faydalı bir eser kattı. Muhterem doktor, fihrist ve ekleme kısımları ha- riç olarak 125 sayfa tutan ve resimli bulunan bu temiz basılınış faydalı eserinde <çocuk işi mem- leket işidir, doğanları ya- şatımalıyız» esasını ileri sürerek, doğanları nasıl yaşatmak gerek olduğu- nu etraflısurette ve her- kesin kavrıyabileceği 2- çık bir dille anlatıyor. Çareleri kolaylıkla tatbik yollarını gösterip aydın- latıyor. «Çocuk ölüyor; bilgi- sizlikten, keyıtsızlıktan, duygusuzluktan, bakım» sızlıktan ölüyor» diyen ve «küçük çocuklarda, süt çocuklarında ölüm» bahsini mukayeseli bir şekilde ifade sırasında «tehlike osgandığımızdan büyüktür» diye ikaz edi- ci bir işaret barizleştiren Dr. Besim Ömer Akalın, kitabının «Ön Söz» ünde «Her doğan Türk çocu- gunu yaşatabilsek ve yo- lile bakarak sağlam ve gürbüz büyütebilsek, az zamanda nüfusumuz Ç0- galacak ve ırkımızın es- ki Türk gibi kuvvetli şöhreti yeni baştan canlanacak» kanaatini kuvvetle belirtiyor. «Yeni doğan çocuk çok naziktir, öteki hayvan yavrularından çok daha zayıf tır, bakıma çok muhtaçtır, Bundan dolayıdır ki, ölüm en ziyade yeni doğanlarda, daha iki yaşına basma- mış olan çocuklarda görülmektedir. İşte bu düşünce iledir ki her yerde bu yaşta olanların ölümüne karşı savaşa girişilmiştir. Sağlık yurtları, sosyal kurumları ileri giden batı memleketlerinden birindeki yüksek bilginlerden ve profesörlerden biri gibi ben de şu elli yıllık hekimliğimi göze alarak diyebilirim ki, her yıl ölüp giden çocukları yaşatabilseek yurdumuza tü- men tümen babayiğit asker kazandırmış oluruz. Her ulus nüfusunu çoğaltmak istiyor ve bunun için çalı- şıyor, uğraşıyor» diyor. Sıhhati yerinde yetişen miniminiler, böyle gülerler! «Ün Söz» ün mütaakip bir parçasında, bahse daha izahlı olarak dokunan Dr. bu parçada işte şunları yazıyor: «Nüfusun artması, hem doğumun çokluğuna, hem de ölümün azlığına bağlıdır. Bu iki sebebe ırkdaşlar rımızın yabancı memleketlerden yurdumuza sığınma ları gibi bir üçüncüsünü, göçmeyi de katmalıdır. Lâkin yurdumuzda doğum bu işe ikinci derecede t8- sir eder,asıl olan, ölüme karşı koymaktır, çünkü Türk ırkı bereketlidir, Türk kadını doğurgandır. Fakat ömründe yedi se- kiz hattâ daha çok do- Burduğu halde hiç bir çocuğu yaşamamış nek9- dar kadın gördüm! ocuk iyi ve yolile korunmalıdır ki, yaşıya- bilgin, gürbüzleşsin. Fa- kat çocuğun, hususile yoksul halk çocuğunun bakılmasında yalnız aile- nin, annenin fedakâlığı işe elvermez, bugünkü yaşayışımızda doğan Ç0- cuğun iyi bakılması, sağ- lam yetişmesi Sağlık yurt larının, sosyal kurumların goğaltılmalarına ve iyi çalışmalarına bağlıdır. ocuğun sağlam ve hastalıksız doğması ilk önce ana ve babalıu sağ- lığına, hususile dokuz ay süren döl yatağı - rahim - misafirliği zamanında an- nenin iyi yaşamış olma- gına, iyi beslenmesine, mutlaka yolunda ve nor- mal doğurmasına ve do- gurduktan sonra da ç0- cuğa yolile bakılmasını ve emzirilmesine bağlıdır. Lâkin bugün bitçok anne vardır ki gebeliği esnasında sıhhate uygun ve iyi şart- lar içinde yaşıyamamakta, fennin öğütlerine uyar bir tarzda doğuramamakta ve doğurduktan sonra da ne kendini, ne de çocuğunu adamakılh besleyip büyüte- memektedir, Birçok anneler ise varlık ve bolluk içinde yaşadıkları halde çoöuğa yolile bakamadıklarından, daha doğrusu bakmak yolunu blimediklerinden yav- rularını kaybetmekte, hattâ doğruyu söylemek lâzım gelirse, o zavallıları öldürmektedirler. Her halde ço- cuklar iyi bakılmak, ölmemek, daha doğrusu öldü- rülmemek için çok sık ve çok sıkı yoklamalardan ge- girilmeli, her vakit gözönünde bulundurulmalı». Dr, bundan sonra ziysretçi hasta bakıcıların, çocok ba- kıcı hemşirelerin, müsbet yardımları dokunacağını anlatıyor.