No. 18p0—165 SERVETİFÜNUN 143 Hafta... Haftalar!... Perşembe, cuma... Perşembe- ler, cumalar!.. Birbirlerini okadar çabuk kovalıyor- lar, ve Samiye ile aramızdaki dostluk okadar çabuk İlerliyor, birbirimizi okadar kuvvtli kıvrımlarlake- netliyordu... ei — Gene bir perşembö idi. Mektepten henüz gel- miştim... Kedilerimizin odasında onların sütlerini «şipılrTr... ŞIPITITT....» yalayışlarını büyük bir zevkle seyrediyordüm.. Samiye cuma günü gelecekti... Birden gokak kapısının zili evimizin melta taşı döşeli loş ve rutubet kokan taşlığında uzun uzun, acı acı çıniadı.. Biraz sonra aşağı kattan merdiven- lere m kogan ayak sesleri ve haykırışlar; met... Ahmet... Ben geldim!.,. e fırladım — Samiye.. İnişi İki adım atmadan ayağımın altında yumuşak bir şeyin ezildiğini İnce, ve tâ derinden gelen &cı bir miyavlama duydum. Durdum... Eğildim... Bütün ciğerlerimi, hançere- mi yırtarak yükselen boğuk bir feryat boğazımdan fırladı... Arkasından bir hıçkınk tufanı)... Ayagımın altında «Sevim» in yamyassı, yumuk, pamuk vücudü... yumuk Acı E rilen Bu, bir ie mı, bir lânet sayhası mı, bir istimdat tadı mi Bilmem... Midir, Bilmiyorum... Bu, bir acı miyavlaımea idi! e © gündenberi gözlerimin önünde nice can verenler, nice yardım dilenenler gördüm. Kulaklarımda nice ölüm şayhaları. nice ıstırap baykırışları çın çın öttü.. Bunlardan hiç biri bende o uzak günlerin bu acı hatırasını silemedi... Seneler geçtikçe bu ıstırap za- yıfladı... Fakat bu yara hiç kapanmadı... Kurumuş kabuğunun altında zaman zaman hep kanadı, kan sızdı... Bunu acaba benim hasta sinirlerim mi icat ediyordu? Bilmiyorum!.. O zamandanberi ben, o günlerin heyecanile, hiç bir kadını sevmedim.. Hayatıma karışan ilk sev- gili çehresi yanımda yamyansı zavallı bir hayvan- cığın kadavrası beliriyor!.. —i — Seneler birbiri üzerine yığıldıkça etrafımda ke- diler kalmamıştı.. Bu hayvanlara olan düşkünlüğüm çoktan geçmişti.., Geçen gün, sürüne sürüne karşı kaldırıma geç- meğe uğraşan sefil bir kedi yavrusu, hemen önümde bir kamyon tekerleğinin altında can verdi!,. Bu sefil kedi yavrusu hu alttan işleyen garip ve asabi yara- nin yeniden deşilmesine sebep oldu... Deli gibiyim.. Hayatımda intizam kalmadı. Et- rafımdakilerin basit ve her şeye gürültülü bir kah- kaka ile cevap veren bir gamsız zannettikleri bu adamın görünüşünün altında kaynayan asabi ihti- lâli ve dimagi inhilâli bilmem anlayabilirler mif... ; | Çinde Japon malı satanlar boyunlarına «< haini vatan » levhası asılarak teşhir olu- nuyor Bu resimde gördüğü- nüz tacir bunlardan biridir. Japon malları sattıkları içinğhapse atılmış olan tacirler. Çinde Japon mallarına boykotaj Çin'de, Mançuriyi işgal eden Japonya ya kazşı müdafaa ve tezahürler devam etmektedir. Bir te raftan ateş ve kan içinde karşılıklı mücadele devam ederken diğer taraftan bütün Çin'de milli bir isyan gittikçe genişlemektedir, Ezcümle Japon malı satan tüccar ve esnafa karşı umumi bir kin büküm sür mektedir. Resmimiz bu suretle nefretle cezaya çar- pılan eşhası gösteriyor. Hiç zannetmiyorum.. Herkes benim görünüşüme aldanıyor... Zaten hasta olan sinirlerimi bu son bae sit hadise büsbütün perişan ettil... Zayif, acı bir miyavlama, halâ kulaklarımı tirme lyorl.. Hayalimde yasılanmış bir kedi yavrısı uzun uzun miyavlıyorl... Miyavlıyor |...