30 Aralık 1929 Tarihli Hayat Dergisi Sayfa 2

cede, kariler bu mütehayyizlerin sayi- inden müstefit olamıyor... Düşündüğümüz şudur: Böyle ik- lidar oeshabına bir mecmua tahsis etmek, onları yazıya tergip etmek ve kari varmış, yokmuş bu mes'ele ile alsa mukayyet olmamak! Belki o yz- zılar intişarı günü az okunur; fakat bir memleketin, bir edebiyatın bir de istikbali yok mu? Muhallet eserler beş bin seneden- beri klâsikler asırlardanbari, güzel ve mühim kitaplar dalma okunmuyor mu? Bir fikri mecmua gündelik gaze- telere benzetilmemelidir. Gazetenin hayatı bir kaç saattir. Buna karşı (O“Reuve des deux “Niner- tenth ceutury,, gibi risalelerin kolek- sionları daima araştırılıyor ve karış- urılıyor, İngiliz ve İskoç mecmuala- rında intişar eden Lord Macaulay'in yazıları bu gün” mektep talebelerine ezberletilmektedir. Memleketimizde de Avrupa mec- muaları gibi risalelerin intişar edebile- vatan harimi içinde dolduracak iktidar erbabı bulunduğunu kuvvetle zanne- diyoruz. Hayat bunu isbata çalışacak. Mecmuamız bir umumi kültür aletidir, bir ihtisas risalesi değildir. Bu cihetin bilinmesi lâzımdır. Fikri ve Telseli, siyasi ve iktişadi, ictimai ve mali, edebi ve ilmi, bedii ve tarihi her mevzu, her umumi mevzu bu sahilelerde münakaşa edilebilecektir. Yalnız ihtisasa taalluk eden kısımlar işin teknik ciheti sair hususi matbuata bırakılmıştır. Gelecek nushadan itibaren Hayat ayda bir ve yüz sshifelik bir cüz şeklinde çıkacak. Yazıları erbabı taralından o gelişi ceğini, ve Şu öyle mecmuaları güzel gönderilm ş makalelerden değil, sipariş edilmiş, hususi surette ve bir program tahtında yazdırılmış, münakaşa ve ıslah edilmiş benitlerden müteşekkil olacaktır. Tahrir heyeti bu hususta azami gayreti gösterecek, bir takip fikri ile hareker edecektir. Başta bilhassa pek mütehayyiz ve muhterem Maarif vekili Cemal Hüsnü Bey olduğu halde bir çok kudret ve salâhiyet erbabı bu gayemizin husu- lüne çalışmaktadırlar. Hayat kendile rine minnettarlığını takdim eder ve bu teveccühe liyakatını isbata çalışacaktır. Sevgili Hayatı karilerimizden dileğimiz himaye buyurmalarıdır, Bizi lütfen okuyunuz; okutunuz, Seviyeyi yükseltmeğe çalışıyoruz. İstiyoruz ki türk milleti de fikri ceryanların içinde bulunsun, cihan oinkişafına karışsın, medeniyette, irfanda, kültürde onun da bir hissesi olsun. Böyle serbes bir fikri mecmuasını ancah cumhuriyet devrinde inkılabımız HAYAT,?. husul sahasına çıktıktan sonra neşte- debilirdik, yakın bir mazide dirilerden ziyade ölülerin ve ölmüş fikirlerin hâkim ve hükümran olduğu günlerde bü içtihatlarda bulunamazdık. 1919-1920 denberi kuvverli iki projektör, radiyo - aktiviteyi haiz iki göz Türkelini aydınlayor, kudreti na-mahdut iki el, Türkiyenin taşına, toprağına bile veni bir şekil veriyor yüce bir dimağ onun ruhunu kuvvet- lendiriyor, tazeleştiriyor. İşte, naçiz Hayat, kendi hayatının yeni bir devrini açarken o pek büyük adama Gazi Mustafa kemal'e mez tazimlerini arzetmek ister. tüken- Yazı hey'eti Nereye? Son gündü, yolumuz düştü ormana, Tabiat bozgundu, darmadağındı, Wadi gömülürken sise dumana Uçuşan kuşların sesi darğındı, Bir kan damlasıydı düşen her yaprak, Savrulan bir alev ormanda rüzgâr, Esdikçe yollarda uğulduyarak Dallarda hıçkırdı kavrulan bahar.. Güneşi, çiçeği, rengile bir yaz. Dağılmış bitmişte yok haberimiz! Gelmişken kdibimiz çılğın, yaramaz, Yolunu şaşırdı gölgelerimiz. Kara bir sis perdeledi engini, Ruhumuza bir ürperme sinerken, Neden sonra çılğın rüzgâr dinerken Durmuş gördük arzın çarpan kalbini.. Baktık, coşgun akıp giden dereye, Sularının her kıvrımı bir mezar, Kuş tuyleri, kuru yaprak, yuvalar... “ Ey güzel yaz bu yolculuk nereye? $. Nihal