Mütefekkir bir şair HAYAT, Fikret'in fikir hayatımızdaki tesiri kendini asdınlatan bir adam- Fikret bir meşale erit tek etrafını dı. Bütün aşıklar kendinden baş- kalana idikten sonra namüte- nahiye çeki idi imdi ştür; si o, sönmüş fakar neşrettiği Ziya bugünün güne- şinde yaşıyor. Fikret hr Kuvvetli adam gibi fına müessirdi. Bu tesirleri bilhassa aramak Jâzı il Di lm san'attaki tesirinden a onun İz leri vardir. Bunlari birer birer ve k- saca anlatmak iste Fikret, torleyıci bir adamdı. Her- nakadar bu kabiliyette iki insan edebiyat ve 8 t tarihimizde Fikret'e tekaddiim ediyorsa vaziyeti i nu daha fazla kir büyük B , da Onların beraberlerindekiler arasında tam birer üstat halinde idi. Ne Şina sinin, ne de Kemalin hakikatte arka- daşları “yok; tilmizleri ovardır. Hal- buki Fikret, arkadaşlarını topladı. Ser- vetii Fünun, ulak telek farklarla, ayrı ı ayni şeyleri hissed.n insanların kil ettikleri bir camiadır. Edebi bir mektep olmak itibarile Serveti Fünün fikir ve san'at hayatımızda ne kendinden evel, ne de kendinden sonra Eşi vok tur. Serveti İlnun camiası içinde ei sivade Fikret idi ki, yaşadıkları hürri- vetsiz hayatın acısını duydu. “ Han bum, *Kahkahai yeis,. z lüğüm.,,.. © Baharı nef... Bili remzi, * Sis ,, “Revzeni mahlü,,, * Bir İâhzai teahhur,, * Mil et şarkısı... gibi sarih şiirlerle bü acıları terennüm etti. Bu manzumeler Abdülhamit devride münevver züm- re in teselli menba oldu. Harbiye, Tibbiye, Mülkiye mekteplerinde hür- tiyet dersinin hakiki hocası Fikretti. Gençlikte tiyet sevdasını Kemâl doğurduysa, Fikret yaşatmıştır. Şinasi'nin, ne Kemal'in hakikatte arkadaşları yoktur, tılm zleri vardır. Halbuki Fik- ret, Serveti Fünunda aikadaşlarnı topladı. , Fikret, . bunduon o başka, içtimsi halâsın garpra olduğunu da en gür sesl anlatnağa çalışmıştı. Oğlu Ha- lük'un şahsında fena bir isabetsizlikle tecessüm ettirdiği Türk gençliğine diye bağırırken eliyle de güneşin battığı tarafı gösteriyordu. * Asm saader,in istikbale değil. bin üçyüz sene evelde bulunduğuna kani insan- ların ekseriyeti teşkil. ettiği. bir za- manda garba ve önün medeniyetine iştiyakı o uyandırmakta SeryetiFünun ve bilhassa Fikretin çok tesiri ol muştur. Yalnız, onun için, aha doğrusu onlar için muhayvel bir âlemdi; esiri bir mevcudiyeti. sezişleri doğru bir gelmemişti. görüş Fakat hangi şey sezğilmeden görülebilir? Nolursa olsun buğün © âlemi tanivorsak, tanımak ihtiyacını bizde doğuranlardan biri de Fikret'tir. Fikret, belki o milliyetçi değildi; Fakat mi > idi. © Hasanın ga zası., . Ken * Verin zavallılar, 5 Şehitlik, , - ıç »s © Asker: peçer- ken,,... gibi manzumeler, sevilmiyen bir millet için vazılabilir mi? Namık Kemal'de mücerret bir halde bulunan millet mefhumu, Fikrerte: müşahhas bir hale gelmiştir. Onun nazarında “ Hasan, Türk askerinin timsali, Ke- nan Türk kahramanlığının enmuzeci, ” Balısesir, harap olan vatandan bir nümune, © Sehidik, nazarlarına bir tâkızater kuran milli tarih, “kılıç, memleketin en mukaddes müdafaa remzi değil miydi? Muasırları arasın- da miller severliği Fikretten öğren- medim diyecek kim vardır? Habibin dediği gibi, titiz, Fakat e Bütün ha- yatında pislikten iğren ve ona elsürmedi. Bu itibarla çekingen bir Fikret, | İsmail adamdı. Teess ruhta r çok müsait bir bulunması onu kat bu küskünlük şiddetli bir mu habbetin aksülsmeli idi. * Rubabın cevabi. bu h i tercümanıdir. © Hânı yağma, “* Doksan beşe doğru.yu yazan ellerin; kopsun seni Fikret diye alkışlıyan eller diyenlerinkinden daha temiz ol- duğunu zaman bize göstermedi mi? Bu iki manzume umumi harp için- de midesinde süpürge çöpü veya mısır tanesi bulunan memleket ev- latlarının dilinden düşmedi. Onlar siperlerde' can verirken başlarındaki insanların nasıl (yaşadıklarını duy- ukça, Fikrerle beraber. Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin diye en derin bir gayizla ba- gırmadılar m Fikret, bazı sayı - faları tashihten ziyade tenzile mulr taç canlı bir alak Kabir, ei kalmak istiyen her genç, dür gibi bugün de onu b kalır kalbi. ile okumalıdır. Bu. itibarla Fikret mem- leket işlerinde idealist kalmayı daima ihtar eden bir vicdan a t, Saltanatların ber türlü- mütenellirdi. Yerdeki ir kadar, gökteki ce- en korkusuz Tarihi kadim, bir mül- di bir müminin anca seve inamlacak bir Allaha iştiyakının şiiridir. OO zorla inanamazdı, “* Tarihi adim ,i ile zorla inanmamayı bize öğret. Fikret nasıl inanamadığını anlâtarak nasıl inanmak Jâzım gelviğini bize er- miştir. Şüphe ve tetkik etmeden itikat edenlerin yıkılıp çöken iman mabetleri enkazı üstüne kurduğumuz inkılâp abı- desinin temel taşlarından biri de Fik- rettir. i sünden in © Hasan Âli