GALA -i — Lti Yazması benden | Dünkü maç — | Dün, Galatasarayla Libertas, kar- —ılışıı.ı Bu maç hakkında k”m:'(ui ütunlarda kıymetli arkadaşlarım S;ı;v n 'M. &. kendi görüşlerini Yi nu anlattılar. Ben kendi ":'îd":;koıı"ilr görüşle — arkadaş- :nıy:m fikirlerinden bir kısmına işti- | rak etmiyeceğim. | Viyananın Libertas li de, dünkü oyundan sonra iddia edil- diği kadar fena bulmadım. . . « takımımı, hiç uzun — ve yorucu bir — yolculuktan sonra bir bile — istirahat etmeden | sahaya çıkan Avusturya takımı, ı-lbıîl tam varlığını gösteremezdi. Buna ra£- men dün hakikaten bizden en az il.ı' kere seri bir oyun oynuyan V iyanalı- lar, gol çıkaramadılarsa, bunu yalnız | Avusturyalı rakiplerimizi şüt '“'"f'_“' malarına ve beceriksizliklerine değil, biraz da Galatasaray müdafaasının çok güzel oyununda aramak doğru olur. daha - Libertas takımında teknik '_vııktuı diye de, yalnız dünkü oyunu uormrlvı— le iddia edilemez. Çünkü, uzun bir tren yolculuğu insanı tam münasıyle | bu vaziyette bir adam, | teknik bir — kabiliyet | gösteremezse haklıdır. Esasen bugün | bütün dünyada futbol tekniği lıiıim; anladığımız mânadan başkadır. En büyük teknik sürat ve — topu ııııinı—ı kün olduğu kadar ayakta az tutmaktır | ki, bu da Viyana takımında fazlasiyle vardır. Gâlatdsaraya gelince, dün hakikaten çok güzel ve canlı bir oyun oynadı ve eğer böyle olmasaydı muhakkak — bir mağlubiyele uğrayabilirdi. Takımda herkes elinden geldiği kadar azami varlığını sar(ederek çalıştı. Sarı Kırmızılılar da, yeni merkez | muhaciminin çok akıllı oyumunu, sonla daki arkadaşları almış oyunun sonla- | rına doğru değil, başlarında anlasa- lardı çok heyecanlı bir maç seyredebi- lirdik, ) n | Sağiçi Münevver, gurUşle"n, %lın geri çalışması, ve nefis -_sutl_ı-_n_ylr. hergün biraz daha terakki ettiğini is- pat etti ve hemen de yanındaki merkez müuhacimle beraber, — bütün muha” | «im hattının yükünü üstünde taşıdı. Viyana takımında, en fazla beıiı-n-_ diğim oyuncular, başta sağaçık olmak | üzere, sağ müdafi ve sol hafları oldu. Hakem Halit Galip Erzgünün idî"' si baştan sona kadar fevkalâde güzel ve bilgiliydi.. sersemletir ve kafa işi olan Son olarak şunu da göylemek iste- rim, Viyama takımımın hakiki kı)ıncıi—: ni dünkü oyunla ölçmenin çok yanlış bir'iş olacağını, yarınki ve ondan son- raki maçın ispat etmesi cok muhtemel görünüyor. İzzet Muhittin APAK Ist. Spor kongresi İstanbulspor Klübü dün öğle - den evvel Halkevi salonunda top- lanarak evvelki haftadan — yarım kalan kongrelerine. devam etmiş- lerdir. Dünkü toplantıda gene Gü- neş Klübü ile birleşme — meselesi mevzuu bahsolmuş bir çok üyeler söz alarak diğer klüplerle birleş- menin kendi klüpleri için müm -| kün olamıyacağını !öylem_ı_şlerdiı. Bu mevzuun münakaşası (ç saat- ten fazla sürmüş ve kat'i Lir neti. ce verilmemiştir. vora Dün seçilmiş olan yen! ldAfe heyeti bu meseleyi yeniden tetkik ederek bir rapor hııırlıvı(ık_vc üyeler ikinci bir toplantıya ÇA&T Tarak idare heyetinin ha Mh:hğ.ı rapor üzerinde konuşarak kat İ bir karar vereceklerdir. Günlerden beri dedikodusu ya- pılmakta olan maçlardan birincisi nihayet dün oynandı. İstanbul lik ikincisi, — Viyana profesyonel lik | dördüncüsü ile berabere kaldı. Maçın tafsilâtına geçmeden ev vel şu noktaları işaret etmek isti yorum: Libertas takımı, şehrimize ev - | velce gelen Slâvya, Sparta, Admi ra ve sair birinci sınıf Avusturya takımlarından en az bir sınıf aşa ğgıdır. — İçlerinde sağ açıkları, sol hafları ve sağ bekleri gibi cidden çok iyi oynayan oyuncular olmak: la beraber adamakıllı top kesme - sini bile beceremiyen oyuncular da mevcuttu. Hele hücum hattı sağ açıkları müştesna pek sönük ve si- likti. Viyanalı mühacimler on on beş defa kaleci Avni ile karşı karşr ya kaldıkları halde bir defasında bile topa doğru dürüst vuramadı - lar. Gelelim maçın tafsilâtına: Bembeyaz formalı Libertaslı - lardan sonra çıkan Galatasaraylı - lar merasimi müteakib şu şekilde dizildiler: Avni, Lütfi, Osman, Kadri, Fa - hir, İbrahim, — Necdet, Münevver, Welvacı, Suavi, Fethi, Görülüyor ki Galatasaray hü -| cum hattına Peralı Helvacıyı al - mış, sol açık mevkiine de Danyal! | yerine genç takımda — oynayan Fethiyi, Soliçe de hasta olan Fa - zılın yerine muavin Suaviyi koy - müuştu. Bu suretle hücum hattı bi - ribirleriyle oynamamış ve anlaş - | mamış oyunculardan terekkb et - mişti. Maç tam beşe çeyrek kala ha - kem Halid Galib Ezgü'ün idare - sinde başladı. Viyanalılar sağdan seri bir iniş yaptılar.. Hücum Lüt - finin ayağında eridi. Fakat top bir türlü Galatasaray kalesinden | | uzaklaşmıyordu. Sağ açık - içlere | nefis paslar veriyordu. Fakat fev- kalâde beceriksiz olan mühacim . ler bir türlü topa vuramıyorlar, bu suretle gol de olmıyordu. Yalnız sekizinci dakikada sağ içlerinin sıkı bir şütünü kale dire - ği çeldi. Bu suretle aradan on da - kika geçtikten sonra top yavaş ya. Dünkü maçta, iki takım kaptanları ve hakem Halit Galip Ezgü yanalıların nısıf sahasma intikal etti. Fakat bugün Galatasaray mü- hacimleri de Viyanalı mühacim - lerle söz birliği — etmiş gibi - pek da mükemmel iki fırsat kaçırdılar. Bundan sonra Viyanalılar tekrar | ni şekilde devam etti. Yalnız bu beceriksiz 15, ve 17 inci dakikalar- | sefer Galatasaraylılar biraz daha ARAY-LİBERTAS berabere kaldı Şsece Iki taraf da çok fırsatlar kaçırdılar, gol atamadılar Sadi Karsaııwdiyror ki: Dünkü maçta tek- nik aradım! Stadyomun kapılarından oluk gibi akarak caddeye taşan halk ile beraber dünkü Libertas - Galata - saray maçını seyrettikten sonra çı- karken kendi kendime maçın nasıl teknik tenkidini yapacağımı düşü- nüyordum. Meşhur feylezof “Diogene,, in gündüz elinde fener insan aradığı gibi ben de bütün müsabaka müd- detince gözlerimi fal taşı gibi aça- rak tekniğe benzer bir şey aramış- Dtm, Bu kadar boş yere intizar et- | isabetli bir kaç şüt hiç bir netice vermeyen hücum - lara başladılar. Böylece — birinci devre bitti, İkinci devrede aşağı yukarı ay - M. - .S. (Devamı 11 neide) Milif takım Dün Galatasaray, Libertas ma - | çından evvel milli takım namzet - | leri ile ikinci küme muhteliti de | bir maç yapmışlardır. Dün de, her zamanki gibi bir | türlü çalıştıklarını, ve namzed mil- K takımda yer aldıklarını göreme - diğimiz namzed oyuncuların yer - leri, gene iğerti oyuncuların dol - durmak mecburiyetinde kalmıştı. Maç ikinci küme muhtelitinin canlı ve enerjik hücumlariyle baş - Libertas'ın hiç bir netwce vermiyen hücumlarından biri Hikinci küme muhteli- tini 4-1 yendi | lara taktı ve vaziyet 1 - 1 berabere | oldu. | Zeynel (Hilâl), namzetlâdıîi fadı. Ve bu hücumlar on beş da - kika sürdü. Bundan sonra namzed milli takım yavaş yavaş hâkimiyeit yele aldı. Ve 18 inci dakikada Sü - leymniyeli Alinin ayağiyle ilk golü attı, 35 dakikalık devre de böyle - ce1-0 bitti. İkinci devre de muhtelitin gay - retiyle başladı. Bir aralık sol açık Kasımpaşalı Saidin mükemmel bir eden — Hilâlli Rauf bir kafa vuruşu ile topu ağ - pasından istifade Namzed milli takım bu golden sonra kendini topladı.. 25 inci da- kikada santrhaf oynayan Vefalı Lütfi ikinci golü, 28 inci dakikada Saliâhaddin üçüncü golü, ve 32 - inci dakikada da Eşref dördüncü gölü attılar. Vaziyet 4d-1 olmuştu . Dün (B) muhtelit takım — çok güzel ve canlı bir oyun çıkardı . Eğer tecrübeli iki beki olsaydı, her halde — netice 4 . 1 bitmezdi. Milli takım namzetleri ise bilâkis pek gevşek oynadılar.. — Yalnız Yaşar, Esad ve Eşref — bunlardan istisna edilebilir. Dün iyi bir oyun oynayan (B) muhteliti kadrosu şöyle idi : Salâhaddin (Topkapı), Akif (Hilâl), Ahmed (Anadolu), Liva | (Anadolu), Mahmud (Anadolu), | Hhan — (Hilâl), Mes'ud (Anadolu), Neş'et (Eyüp) | Rauf (Hilâl), Salâhaddin (Beyler- | beyi), sağ bekde Mazhar (Beyler- | beyi) ve sol açıkta da Said (Ka - | sımpaşa) oynamışlardır. tiğimi bugüne kadar hatırlamıyo - rum, Müşkülpesentliği bir tarafa bıraktım.. Hiç diğilse — bir buçuk saat içinde bir iki güzel akım, mun- tazam paslaşma, kaleye yerinde ve çekilmesini bekledim, Bu kadarcığa — kanaatkârliğim bile mükâfatını göremedi.. Karşı « mızda futbol diye seyrettiğimiz o- yun sonu gelmiyen bir didişme - den başka bir şeye benzemiyordu. Ne fırsatlar heba oldu!. Ne lüzum- suz ve mânasız yere kuvvet ve e- nerjiler sarfedildi!.. Neufak bir plâse ile muhakkak yapılacak sa - yılar kale önünde havaya dikile - rek kaçırıldı!.. Ayağına hâkim ve şuurlu bir o- yuncu kalenin üç dört metre ya » kınmmda önü tamamiyle boş iken gol kaçırmaz. İşte bunu Viyana - hlar dün belki beş altı defa yaptı- lar. Sağ açıkları müstesna takım- larında göze çarpan — bir oyuncu göremedim. Paslaşmalar, top sürüşler, hat - lar arasındaki ahenk ve insicam, topun üzerine çıkışlar, — vasattan bile aşağı idi. Eğer dün Galata - saray takımı esasen en zayif nok- tasr olan mühacim — hattında iki mübim rüknünden mahrum olma - saydı netice muhakkak lehine o « lardu. Fazıl ile Danyalın rahat - sızlıkları dolayısiyle oynamamış olmaları mühacim hattının sol ta - rafını felce uğrattı. Galatasarayın yeni tecrübe et - tiği merkez mühacim arkadaşla - riyle — bir kaç defa daha oynarsa her halde iş göreceğe benziyor. Dün Galatasaray hücum hattı - nn en şuurlu oyuncusu Münevver idi. Bu genç hakikaten çok çalış. tı, yoruldu.. — Fakat yalnız başına tabiatiyle bir şey yapamadı.. Mü - nevver böyle çalışmasında devam ederse istikbalde kendisinden çok ümitler beklenebilir. Yirmi iki kişi içinde en iyi oynayan Avni olmuş - tur, Çıkışları, kurtarışları, topa hâ - kimiyeti ve emniyetli hareketleri kendisinin bir klâs oyuncusu oldu- ğunu gösteriyordu. Sol müdafi | Lütfi de Viyana takımımın en teh - likeli mühacimi olan sağ açığa göz açlırmıyacak derecede iyi oyna - mıştır. Yalnız müdafilerle mua » vinlerin iyi anlaşamamaları Gala - tasaray kalesi için dört beş defa tehlikeli vaziyetler doğurmuş, be- reket versin ki Viyana mühacim * lerinin beceriksizliği Galatasara - yın imdadına yetişmiştir. Sadi Karsan