13 Nisan 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

& FÇ A FT Osmanlıcadan Türkçeye SÖZ —— TC AAAT klavuzunu neşrediyoruz « 1 — Öz türkçe köklerden — gelen sözlerin karşısına (T. Kö.) beldeğ: falâmeti) konmuştur. Bunların her biri hakkında sırası ile uzmanlarınuı: zin (mütehassıs) yazılarını gazete - lere vereceğiz. 2 — Yeni konan karşılıkların iyi ayırd edilmesi için, — gereğine göre. İransızçaları da yazılmış, ayrıca ör -< nekler de konulmuştur. 3 — Kökü türkçe aolan kelimele - rin bugünkü işlenmiş ve kullanılan şekilleri alınmıştır: Aslı ak olan hal:. aslı üğüm olan hüküm, türkçe “çek,. kökünden gelen şekil gibi. Hamiyet — Egemenlik, başatlık — (Fr.) Souverainete, Domination Örnekler: | — Hamiyet milletin - dir — Egemenlik — ulusundur — La souverainle appartitent â la Nation 2 — Hindistan İngilizlerin hâkimi- yeti altındadır — Hindistan İngiliz - leirn başatlığı altındadır — Les İn - des se trouvent sous la — dominatiton Anglaise, Mahküm — Kölemen — (Fr.) As - servi Örnek: Mahküm millet — Köle - men ulus — Nation asservle Mahkümiyet — Kasınlık — (Fr.) Condamnation Mahküm olmak — Hüküm giymek, kasanmak — (FT.) Etre condamn& Mahküm etmek Kasamak (Fr.) Condamner Muhakeme — 1 — Ükem, 2 — Du - ruşma — (Fr.) 1 — Raisonnement, 2 — Jugement Muhakeme etmek — 1 — Üklemek, 2 — Durüşmük' — (Fr.) 1 — Juger *Örkek? 1 —İnsan hiç bir fikri mu- hakeme etmeksizin kabul ediverme - melidir — İnsan hiç — bir fikri ökle - meksizin kabul edivermemelidir. 2 — Alacağımı vermiyen adamla dön mahkemede muhakeme olduk — Alacağımı vermiyen adamla dün hak yerinde duruştuk. Hâl — Ben — (Fr.) beautâ Hal — Hal (T. Kö.) Hâlen — Şimdileyin Grain — de Ha'"i hazır — Bugünkü (şimdiki hal, Örnek: — Hali hazırda — Şüimdiki halde, bugünkü halde, — Hali hazır- da böyle bir işe teşebbüs edemem. — Şimdiki halde böyle — bir işe girişe - mem., Hali Medeni — Saysallık hali : Hali nekahate gelmek — Dincel - mek. Hâleti nezi — Can çekişme, - Halü vaziyet (Bak: ahvalü şerait) — İşler, haller. Hall — Kotarma Hall — Eritme — (Fr.) Action de dissoudre Örnek; Şekeri suda hallettim — Şekeri suda erittim — Pai dissou le sücre dans Üecan, Halletmek — Eritmek Rösoudre Halletmek — Açmak — (Fr.) De- nNouer, deviner Halletmek — Kotarmak — (Fr.) Salutionner Örnek: Bu İşi büyük müşkülâtla halledebildim — Bu işi büyük güç - lüklerle kotarabildim — Jai pu so - lutionner cette affaire avec beaucoup de diffficultöş, Çarei hall — Çözge — (Fr.) So - lution, arrangement, transaction, ac - comodement Örnek; Ben bugüne kadar bu işin çarei hallini bulamadım — Ben bu - güne kadar bu işin çözgesini bulama- — (Fr.) — dim — Je mai pu trouver ancune so- lıştioı! â cette affaire (probleme) Tarzı hall (sureti tesviye) — An « latış — (Fr.) Campromis Örnek: — Tarafeyn bugüne kadar hiç bir tarzı hall (sureti tesviye) bu - lamadı — İki taraf bügüne kadar hiç bir anlatış bulamadı — Les deux par- tles n'ont pu Eroubver aucun coimpro - mis jusgu'aujourd'hut. < — <<< © < Örnek: Kan tahlili — Kan çözesi — Analyse du sang. Tahlili — Çözel — (FrT.) gue Örnek: Kimyai tahlilt ile meşgul - dür — Çözel kimya ile uğraşıyor — İl s€'oceupe de la chimie analytigue, Tahlil etmek — Çözelemek — (Fr.) Analyser zi Tahallül — Erime — (Fr.) Disso - lution Örnek: — Onun tahallülü pek güç oldu — Onun erimesi pek güç oldu — Sa dissolution a &tü trös difficile. Münhal — Erir — (Fr.) Soluble Örnek: Suda münhal cisimler — Suda erir cisimler, . Münhal — Açık — (Fr.) Vacant Münhalât — Açık yerler — (Fr.) Les places vacantes - Münhallât — EBrirler — (Fr.) Ma- tiğres solubles insolubles İnhilâl — Dağılım, çözülüm — (Fr.) Döcomposition, desagregation Örnek: İnhilâli siyasi ve içtimai i- çinde bulunan memleketler — Siya - sal ve soysal dağılım içinde bulunan ülkeler — Les pays gui se — trouvent dans la döcomposition politigue et la desağregatlon sociale, İnhilâl — Erime — (Fr.) . Action de fondre geee Örnek:; Şeker su içinde inhilâl e «| der — Le sucre fond dans Vean İnhilâl — Açılma — (Fr.) Vacance Kabili inhilâl — Erir — (Fr.) So- luble Örnek: Bikarbonat dö sud suda kabili inhilâl cis'mlerdendir — Bikar- bonat dö sud suda erir cisimlerden - dir. ğ Gayri kabili inhilâl — Erimez & (Fr.) İnsoluble Örnek: — Demir suda gayri kabili inhilâl cisimlerdendir —- Demir suda erimez cisimlerdendir — Le fer est insoluble dans Veauı. Kabiliyeti inhilâl — Erigenlik — (Fr.) Solubilit& Örnek: Kabiliyeti inhilâliyesi çok olanlar — Erigenliği — çok olanlar — Matiğres gui ont une grande solubi - litâ. Mahlül — Erimiş — (Fr.) Resou Mahlül — Eril — (Fr.) Solution Örnek; Asitborik mahlülleri — A- sitborik erilleri — Leg solutions bori- gudes, Muhallil — Eritir — (Fr.) Dissol: vant Mürekkep — Katınç — (Fr.) Com. pöad. . ğ Örnek: Mürekkep cisimler — Ka - tınç cisimler — Les corps composös. Terkip — Takım — (Fr.) Campo - sition Örnek: Suyun terkibinde müvelli- | dülma ve müvellidülhumuza bulun - duğunu Lavvaziye keşfetti — Suyun katımında idrojen ve oksijen bulun - duğunu Lavvaziye ortaya çıkardı — C'est Lavoisier gul a döcouvert Pexci- stance de Dhydrogöne et de Voxygöne dans la composition de Veat, Terkip — Somtöz — (Fr.) Syothöse Örnek: Kimyev tahlil ve terkipler — Şimik çöze — ve momtözler — Les analyses et les synthöses ehimigtes Terkibi — Somtözel — (Fr.) Syn - th&tiser Örnek: Terkibi hükümler — Som tözel — hükümler — Les jergements Synthötigues 4 Örnek: Eski fikirleri yeni bir şe - kilde terkip etti — Eski ideleri yeni bir şekilde somtözledi — İl a sunthö tise les idöes — anclennes dans une forme nouvelle, Terkip etmek — Somtüzlemek — (Fr.) Syntl&tisier ser Örnek; Bu ilâcı bir çok maddaleri terkib ederek yaptım — Bu ilâcı bir çok etenleri katımlıyarak yaptlım — C'esi de beauncoup de . matiğres gue j'alt composâ te medilament. -Terekküb etmek — Katımlanmak — (Fr.) Se composer Örnek; Su müvellidülma ile mü - vellidülhumuzadan terekküb eder — Su idrojenle oksijenden katımlanınış- tır — L'eau se compose de Uhydro - göne et de Voxgyene, Halâs — Kurtuluş, kurtulma Halâs etmek — Kurtarmak Halâs olmak — Kurtuülmak Halâskâr — Kurtarıcı Halâvet — Tatlılık, Hale — Ayla Halef — Ardıl — (Fr.) Successeur Halel — Bozukluük Hali — Boş Halâ — Baoşluk e ll Halim — Yumuşak, yavaş Halis — Katıksız Örnek: Balis kahve, halis yağ — Katıksız kahve, katıksız yağ : Halita — Karmaç — (Fr.) Alliage Mahlüt — Katışık Örnek: Mahlüt yağ — Katışık yağ. Halk — Halk (T. Kö.) — (Fr.) Peuple l : Halketmek — Yaratmak — (Fr.) Crâer Hilkat — Yaradılış (Fr.) Creation Hâlik — Yaratan — (Fr.) Crtateur Mahlük — Yaratık — (Fr.) Cr& - atuüre Ham — Ham Hamakat — Beyinsizlik -Hamaili — Arkuru — — — unamasi Hame — Kalem (T,. Kö.) Hamız — Ekşit — (Fr.) Acide Hamil — Taşıyan, götüren, gehe, yüklü Hamile — Gebhe Hamule — Yük — (Fr.) Charge Mahmule — Yüklü Hamul — Dayangan Mütehammil — Dayanır, kaldırır Örnek: Lâtifeye mütehammil de - ğildir — Şaka kaldırmaz. —- Acıya mütehammildir — Acıya dayanır. Tahmil etmek — Yüklemek Tahammül etmek — Dayanmak, çekmek, götürmek, kaldırmak Örnek: Bu kadar eziyete taham - mül edilmez — Bu kadar eziyete da.- yanılmaz. — Bu hayata tahammül e- demiyorum — Bu hayatı çekemiyo - rum, — Bu işin bu kadar müzakereye tahammülü yoktur — Bu iş bu kadar söyleşme götürmez (kaldırmaz). Mukavemet — Dayanık Mukavemet etmek — Dayanmak Mukavim, mukavemetli — Daya - E Giltli res nıklı, M Hamle — Atılım ge Hamletmek — (Bak: atfetmek) — Vermek — (Fr.) Attribuer Örnek: Başımın ağrısını soğuk al- ğınlığına hamlediyorum — Başımın tağrısını soğuk alğınlığına veriyorum Hamrâ — Kızıl Hançere — Gırtlak | Chaud, ardent Ha e — Hapsevi Haps — Hapis (T. Kö.) — (Fr.) Emprisonner Mahpus — Kapsık Habsetmek — Hapsetmek — (Fr.) Emprisonner Mevkuf — Tutsak — (FT.) Detenu Tevfik — Tutsam — (Fr.) Arrös - Tevkif etmek — Durdurmak, âh - koymak, tutsamak — <(Fr:) —Arrâter, Tevkifhane — Tutsalık Hâr — Diken Hâr — Yakrcı, sıcak Hararet — Sıcaklık, ateş — (Fr.) Chaleur, fiâvre Örnek: Hastanın harareti var — Hastanın ateşi var. Suhunet — Isığ — (Fr.) Tempâra- ture : Hararetli — Sıcak, atesli — (Fr.) Örnek: Hararetli adam — Ateşli Hararetlenmek — Ateşlenmek Örnek: Bugünlerde siyasi konuş - malar pek hararetlendi — Bugünler- ruine Fay Tahribkâr — Yıkrer — (Fr.) tructeur | Örnek: Tahribkâr bir tesir icrü * ti — Yıkıcı bir etke yaptı — İl1 d d : un elffet destructeuf - — Harb — Harp €T. Kö.) — d*'â Güerre | MEE SYA? l Tetmek, sarfetmek — “Hartdâ | Mük - -Harç — Harç : Hareli — Menevişlt - Harelemek — Menevişlemek Hareli — enevişli ! Hareke — Hareke | Hareket — Hareket (T. Kö.) | Hareketi arz — Deprem Seriülhareke — Tezgider | Muharrik (âmil anlamına) — Etk — (Fr.) — Mobile | Muharrik — Elebaşı İ Örnek: İsyanın muharrikleri ""Jh zının elebaşları. — D | Müteharrik — Oynar | Örnek: —Müteharrik sandalya * Oynar sandalya. î de sıyasal konuşmalar -pek ateşlendi. Teshin etmek — Isıtmak Harab — Yıkık, harap (T. Kö.) — (Fr.) Enruine : Örnek: Harab bir hane — Yikık bir ev — Üne maison en ruine Harabi — Yıkım, yıkkınlık, harap- lık — (Fr.) Ruine : Örnek: Memleket için harabiyi mu- cib olur — Yurd için bir yıkım C(yik- kınlık) olur — Ce sera la ruine pour le peys. Harab etmek, tahrib etmek — Yı- kılamak, haraplamak — (Fr.) Ruiner köyü harab (tahrib 'ettt — Şiddetli bir deprem bütün köyü yıkıladı — Un tremblement de terre violent a d&t - ruit le villağe. Harabe — Yıkı — (Fr.) Les ruines Örnek: Balebek harabeleri — Ba - JTebek yıkıları — Les ruines de Bale - bek, _ , Müşrifi harab — Kağşak — (FrT.) Ounli Mmenace ruine, delabre, ruinâ Örnek: Müşrifi harab bir hane — Kağşak bir yapmı — Üne batisse gui menace ruine (dölabrse ruinee) Müşrifi harab olmak — Kağşa - mak. Örnek: Müşrifi harab olan ebni - İ ye — Les bâtise —ses ani menacent ÖNERGELER Kılavuz sözleri üzerine, her list nin (ULUS) ta çıktığından başlam? üzere bir ay içinde, - istiyenler yt ni bir önerge ileri sürebilirler. Butt lar T. D.T. C. Genel Kâtipliğine $ sekil'altında gönderilecektir: —— Osmlwa.ı.-...kelimemlf lavuzda , .. « » «« .karşılığını uygüt (yahut: yeter) görmüyorum. : Sebebi: (kısaca)....!ıııı'i ... Hu d ea ** | * Seesses ee Aem —- r “Ünergem şudur? « a « ÇEP” j (1) Burada bir önerge gösteril miyen yazılar üzerine bir şey yapıla mıyacaktır. ' ; DÜZELTME Dünkü 15 numaralı kılav ızut birinci sayıfasının ilk sütunund! 11 inci satırda (Gussa) sözünt | karştlık olarak yazılmış olan türk” çe söz (tasa) olacak iken makine' de son (a) kırılmış ve (tas) şek' linde çıkmıştır. — “İE .Emıwwwmmmımwm kuruE | W[ "Alafrana bu kitabda bula.cak ciltsiz 100 P ASN Hi 3 ZLK ... YENIİ CIKT ğmmnnnumımıuqm"; H N İ a ve alaturka YEMEK ve TATLI KiTABI Hergün pişecek yemeklerin ve tatlıların listesini ve yapılışların! - Satış yeri; İstanbul “Ankâra caddesi No. 15? - Hande — Gülme Handan — Güley Handan olan — Gülegen Örnek: Hande, insanda meserre - tin bir alâmetidir. Handân bBir yüz, görenin de yüreğine —inbisat verir, Handan olan insanlar, her yapacak « ları işe gönül rahatlığı ile el vurur - lar — Gülme, insanda — sevincin bir beldeğidir. — Güley bir yüz, görenin yüreğine açılma verir, Güleğen insan- lar, her yapacakları işe gönül rahat - lığı ile el vururlar. Hane — Ev Hanedan — Dinasti (T. Kö.) Hâne halkı — Evgil Hane berduş — Yersiz yurdsuz Hanüman — Ocak, evbark Hanis olmak — Antsıymak — (Fr.) Violer le serment DNDN MNDK tniantab Kitabevi üi Doktor Ahmet Asım Ortaköy $ hastalara açık hastahane, Doğum ve kadın ameliyatlarıyle Lenzer ameliyeler için hususi, fiyatl brosşür gönderilir. Telefon: (42221) ifa Yurdu Tramvay yöle, Muallim Naci cad. No 115: i İstanbulun en güzel yerihde geniş bir park ortasında her türlü asri B Konforu haiz çök temiz, fiyatları çok ehven ve kadın erkek her türlü Yatak fiyatları iki liradan iti baren | | apandisit, fıtık, basur ve bunâa ar, arzu edene fiyat — listesi vd Günün Fotografları Muhtelif gazetelerde çıkan tograflarla spor ketlerine —ait — fotograflar v kütüphanesinde satılmakt'adır mecmualarında günüu hadiselerine ait fa: gördüğünüz spor hare- alnız — İstanbulda VAKIT

Bu sayıdan diğer sayfalar: