13 Nisan 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

13 Nisan 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

K 7 n M — Benim göcüşüm: Sovyet tayyareci- lerile artisleri (Baştarafı I 3 leri yalnız Sovyetlerin değil; I::u : tün dünyanın en tanınmış sân at kârları arasında bulunmuıd:lr.. Rusyada bulunduğunuz zamanda siz de balet oyuncusu Messerer'i için Rusyada bulunmağa da hacet yoktur. Bu zat, bütün en iyi baletcisidir... — Mu iler?.. — , — Baso sesi olan Pirogof. Ba:'ı- i £ da dünyanın en muü - ::oeı:n::îuk:hn sesli insanlarıdır. — Bunları diğer meşhur opera” larım hangi artistlerile kıyas ede - -. ?. büîz Hiç biriyle!.. Eşsizdirler... — Peki baritonları?.. Kadınla: ril.. : . Muhaveremizi dinliyen artist Küçük Kemal gülümsedi: y — Ruslar, ekseriya kalın sesli muganhiler yetî!tîrmekle_ ; şöhret kazanmışlardır da onun için soru- yorErtuğrul Mühsin ise, bu gelen heyetteki bütün ı_ıı_ı’nşkârlırm dünya mikyasında birinci derece - de olduklarını tekrarladı. Artık vapur yanaşıyordu. Mu:- danyaya işliyen bizim küçıık yva- purlara benziyen ufarak bir ;eyı.ı.; Ön güverteyi iki büyük sand kaplamış. âzerlerînde, Rusça olarak: “Yere ahlmasın!,, diye yı_zılı. Tayyare Cemiyetinin ı.'numes' sillerinden üstat Arif Cemil: | — Bizim plânörler olacak! -di- vor. WMhurfacenl malümalt tonladm: lik mektebi açılmıştır. İsıwi Türk 'Kuşu'dur. Bu mektepte talebenin tayyarec'l'ği planör denilen mo - törsüz tayyarelerle öğrenmeğe başlaması lâzım. Zira, Alınanya da olsun, diğer yerlerde olîun, tedris usulü böyledir. Planörle e kesbettî-kten sonra ayrıca ünsiy motör öğreniliyor. Sovvetlerde tayyareci'il. bilhassa planörcülük fevkalâde terakki ettiği i';.'ltî, bu dost ve komşu memleket sşvıl tay- yareciliğı'mizin inkişafı için bize yardım edecek. Askerlik yaşında bulunan fakat henüz asker olma - mış gençler, burada yetiştirile- cek. y i Sivil tayyareciliğin heniiz mem— leketimizde inkişaf etmemesi pek büyük bir noksandı. Bir ay kadar evvel bir yazımda bundan acı acı bahsetmiştim. Şimdi bu ekıı'ğı . miz de tamamlanıyor demektir. . * . « D - * * " Vapur rıhtıma yanaşırken, et l'lıf& baktım: Bir kaç yüz kişi birikmişti. Ka- labalığın arasında bir çok ta ka- dınlar göze Sarpıyordu. Hepsişla ellerinde buketler... Öyle ki, hei tım, çiçek tarlasına dönmüştü. Arıî,çegüverlede artistler, giyi nişlerindeki ve sâÇ '-“_"mııı-m.ı  ki hususiyetlerle, bariz surette gö ze çarpıyorlardı. Herkes bunları seçiyor. İsimlerini dıoylıyerek bi « ribirine gösteriyordu. - Nihayet vapur yanaştı. Artist- ler, buraya geldiklerînde_n_ dolayı memnuniyetlerini bildiriyorlar. Zaten yüzlerinde de güzel tebes- sümler var. a Etraflarını çiçek ve insan kala- balığı almıştır. Böyle bir anda. san'at hakkında — kendilerinden, bir sual sormak pek gülünç ola sak. Onlarm bana - söyliyecekleri salonu Halkevi Beyazıt da yaptırmıya karar verdi İstanbul Halkevi gençliğin be - deni terbiye ve spor ihtiyaçlarını tatmin etmek için bir — jimnastik salonu yapmağı ötedenberi düşün- mektedir. Bu salonun parası — geçen sene ayrılmış, fakat yeri bir türlü tayin edilememişti. Jimnastik salonu - nun Halkevinin bahçesi ve yanın - daki arsa üzerine yapılması müna - nasib görülmekteydi. Halkevi uzun tetkiklerden son- ra jimnastik salonundan gençli - ğin ve bilhassa Üniversite genç - liğinin kolaylıkla istifadesi için bu salonun Beyazıtda yapılmasına karar vermiştir. Salon için Beya - zıdda arsa bulunmuştur. Aldığı - mız malümata göre salonun parası hazır olduğundan — Halkevi idare heyeti inşaata yakında başlanma - sına karar vermiştir. Halkevi spor şubesi jimnastik salonun projesini hazırlamıştır. # ——— “Istanbul ve Türkiye intibaları,, ne olabilir? Tayyarecilere yakla: ' şıyorum... Zira, Tayyare Cemiye- tinin misafirperverliği olmasa, u- nutulacaklardı az daha... Bütün hazirun, tayyareciliğin istikbal ol- duğunu unutmuş; opera san'atı nın gayyasma dalmış... lcm, artiollar, gündüz yapa | cakları resmi ziyaretlerden son - | ra, bu akşam Ankaraya hareket e- deceklerdir. On gün sonra buraya dönecekler... Musiki ve dans tem- silleri verecekler... O zaman ken dilerinden uzu uzadıya bahsede - rim, 4 Tayyarecilerin ikisi de genç... Şimdiye kadar Kırımdaki Âli tayyarecilik mektebinde *ahsil et- mişler... Şimdi Perapalas oteline yerleştiler. Fakat yarm öbürgün Ankaraya giderek, işlerine başlı - Gümrük muamelelerinin yapıl- masına yardım ettiğimiz sırada, yolun fırtmasız geçtiğini söyledi- ler. p — Herhalde neşeli de geçmiş - tir.. Artistler şarkı söylediler mi?...İçlerinde en neşelisi kimdir? — Yol çok eğlenceli geçti... En *neşeli Barsova idi... : Son sayfamızdaki resimlere bakın.. n (Va-Nü) Seyya tomobil bu toz mışlar. aşağıya birlikte yürüyoruz. Arkadaşım bana mün y h otomobilleri arka arkaya ve sik sık geçiyor- lar. Bahar olmasına rağmen yol tozlu olduğundan bir i rdığı toz daha dağılmadan arkadaki o- Lağmeç T çıkabulutuna dalryor. Bunun için arka oto- mobillerdeki seyyahlar mendilleriyle burunlarını tıka- üleymaniye camii ile Üniversite arasındaki yoldan | çe ey::ığru Süleymaniyede oturan bir ve Süleymaniyelilerin dertlerinden bahsediyor: — Şehrimize her sene gelmekte olan binlerce seyyar hın hepsi muhakkak surette Süleymaniye camüni gezer- ler. Dünyanın en büyük şaheserlerinden biri olan bu ca- anıbaşındaki yol ise gördüğün gibi bu derece ber- battır. Beyazıt tarafından ortası parke, iki vut kaldırımı olmak üzere iyi kötü bir cadde t kat bu caddeyi otomobillerin dönüş yolu olan bu isti- | | de biran evvel uzatmak lâzımdır. Zaten, parke- | | te İg";er nihayet yüz metredir. İleride tekrar parke kal- | dırıma çıkılıyor. 3 ihracatırmıza kasteden Bâzı tüccarlar - damı varmış ? Berlin Ticaret — mümessilimiz Türkofis merkezine — müracaatla bir kısım ihracat tacirlerimizden şikâyet etmiştir. Berlin ticaret mü- messilimizin bildirdiğine göre bu ihrac tacirleri muhtelif hareketle - riyle ihracatrmıza kastetmektedir- ler. Buna misal olarak şu vak'a zikredilmektedir: Almanyada — soğanlarımız için sürüm imkânları olduğunu yaptığı- mız tetkiklerde öğrenmiş ve Al - man firmalariyle temasa girişmiş - tik.. Bunun üzerine Münihte Hans Tremmel firması Türkiyeden s0 - ğan almağa teşebbüs — etti ve ilk tecrübe olduğu için biraz da fiyat fedakârlığı gösterdi. Fakat ne kadar şayanı teessüf - tür ki bazı tacirlerimiz Türkiye - Almanya ticaretinde yeni başla - yan bu işten istifade şöyle dursun, bilâkis iş yapılmasın (!) diye ilk hamlede fiyatları yükselttiler. Bu şekilde fiyatlar yüzde on pahalı - laştı. Bu vaziyette Alman firma - ları Alman hükümetinden aldık - ları soğan ithal müsaadesi ile baş- ka memleketlerden soğan almağa başladılar.,, Berlin 'Ticaret — mümessilimiz bundan evvel de portakal ihracam da ayni şekilde hareket edildiğini | bildirmişti. Türkofis bunları naza- rı dikkate alarak tetkikat yapmak- tadır. — Malatyalı gençler toplantısı Şehrimizde yüksek tahsil gö - ren Malatyalı gençler — dün öğle - den sonra Halkevinde toplan:- mışlardır. Toplantıda İstanbulda bulunan Malatyalı gençlerle gelenlere yar - dım etmek ve bir yurd açmak için hazırlanan nizamname okunmuş ve münakaşa edilmiştir. okunan nizamnameden de istifade edile - rek yeni bir nizamname yapılması istenmiş İbu istek egseriyetle ka- Sbul edilerek bu iş için sekiz kişi- lik bir heyet seçilmiştir. ŞEHRİN DERDLERİ sSüleymaniyeliler ne diyorlar? Bu esnada yolun dar kısmına geldik. Birdenbire bur- numa fena bir koku geldi. Koku Süleymaniyeli arkada- şıma da tesir etmiş olmalı ki sözü değiştirdi: — Burası da senelerden beri böyledir. Yaz kış pis ko-| kudan geçilmez. Bu civarda umumi bir halâ bulunmadı-. ğt için umumi halâ vazifesini görmek bu medrese duvar- larına kalmıştir. Şimdi tasavvur et! Seyyahlar buradan geçerlerken duvarların bu halini seyrediyotlar. Arkadaşımın yerden göğe kadar hakkı vardı. Başka memleketlerde seyyahların uğrağı, büyük bir eserin et: rafını yoluna koymak, güzel parklar vücuda getirmek bglediyı:,lerin en birinci şartı sayılır. Halbuki biz değil böyle bir şey yapmak, eserleri bile iyi muhafaza ede- arkadaşımla Süleymaniyenin, mMmiyoruz. yanı AÂrna- var. Fa- İstiyorum. &, bir boğa Dün Eyüpte halkı telâşa düşürdü Dün Eyüpte Halk arasında bü - yük bir telâş uyandıran bir hâdise olmuş, etrafa saldıran azgın bir boğa bir kaç kişiyi — öldürdükten sonra zabırta memurları tarafın - dan güç nalle öldürülmüştür. Boğa, Defterdarda kepekçi Ali- ye aitti. Eyüpte — Kalenderhane caddesinden Ramiye götürülürken birdenbire sahibinin elinden kur - tulmuş, kaçmağa başlamıştır. Az- gın hayvan evvelâ kasap Celâlin dükkânma, boynuzlariyle dükkâ - nn ön kısmını kırarak — girmiş, tezgâhr parçaladıktan sonra tek - rar sokağa çıkmış, üç yaşında bir çocuğu düşürerek yaralanmasına sebeb olmuştur. Bundan sonra Es- ki yeni çeşmesine doğru koşmağa başlamış, oduncu İsmailin eşeğini boynuzlariyle karnından yarala - mış, Fıstıklı sokağında evinin ka - pısını çalmakta olan Mehmedi de yere düşürerek boynuzlariyle bir kaç kere vurmuş, tekrar yoluna devam etmiştir. Bu sırada yirmi kadar polis ye- tişmiş, azgın boğanın üzerine ateş etmeğe başlamışlardır. Boğa an - cak yüze yakın kurşunla ölmüştür. ——— Yaz mahsulleri Son günlerde şehrimize yazın ilk mahusulleri gelmeğe başlamış- tır.. Akdeniz sahil vilâyetlerimiz- den gelen — bu mhsuller oldukça ucuz fiyatlarla da satılmaktadır . Bakla ve enginardan — sonra bu hafta İstanbula marul ve cağla ba demi de gelmeğe başlamıştır. Ma - rulların tanesi on kuruştan satıl - maktadır. Baklanın kilosu on ku- ruşa kadar inmiştir. ©e Ca L Büyükdere gençle - rinin müsameresi Dün Büyükdere Halk Fırkası tara- fından güzel bir müsamere veril- miştir. Müsamerede Münirin yaz - dığı iki piyesle, bir facia oynan - mıştır. Baş rollere çıkan Münir ile Hayrullah muvaffak olmuşlar ve fevkalâde alkışlanmışlardır. Gene kendi aralarından teşkil ettikleri bir caz davetlilere güzel bir gün geçirtmiştir. Kendi kendilerine binasında Gençler mahfeli çalışan bu gençleri tebrik ederiz. Arğadışg: .d;v?iııı ;&yordu: — Şunu uliye ki ben, bu yolun düzeltilmesi- ni, buraya asri bir halâ yapılmasını, ve talebelerim eso— k;ıkta oynıycgıı ilk meîhteıbln bahçesinin bir duvar içine alınmasını yalrız seyyahlar için istemi , . rin yapılmasını ilkönce blzimç için, rürür eei kendimiz — için * Bugün için: Uluslararası Kadınlar Birliği kongresi ve Türkiye Son yıllar içinde memleketi » miz, ikinci defa olarak, Uluslara- rası bir çalışma bucağı halinde- dir. 1934 Eylülünde Uluslararası parlâmentolar konferansı, İstan - bulun Yıldız konferans salonunda toplandı. İşsizlikten, muahedele - rin yeniden gözden — geçitilmesi meselelerine kadar konuşuldu. En makul tedbirler üzerinde du- ruldu. Ve her murahhas, kendi memleketirin — parlâmentosunda faaliyete geçmek üzere memleke- timizden de iyi hatıralar — edin » miş olarak ayrıldılar. . £ Bunlar, erkekler arasındaydı. Bugün “kadınlar arasında,, di- yerek, arada fark gözetmek gibi büyük bir yanlış yapmadan söy - liyeyim ki, gene Uluslararası mü- him bir kongre memleketimizde toplanıyor!: Dünya — feminizm kongresi... LA Mesleğimiz icabı olarak, her « gün, bu kongrede yer alacak olan yabancı murahhaslarla görüşüyor ve görüştüklerimizi kelime kaçır- madan gazetelerimize — geçiriyo- ruz. Bugün bütün dünya kadınla - rı, muhtelif hükümet idareleri al- tında elde etmek istedikleri bazı hakları, şiâdet ve sıcaklıkla mü- dafaa etme — vaziyetindedirler. Bunlar, ya'nız medent dünyada yaşıyan kız kardeşlerinin hakla - rmı değil, kâbile hayatı geçiren yarı yabani kadınlar 'arasında bi- le ayni müsavatı, ayni miüşterek ilerleyişi temine çalışıyorlar. Fa - kat, mederni dünya içerisinde bir yola koymağa uğraştıkları kadın hayatını, ayni derecede mühim ve çarpışmağa değer bulmakta - dırlar. Kadım ticareti, işsizliğin e- seri olan fuhuş, kadınların erkek- lerle tam hukuk müsavatı, kadı- nın özel hürriyetinde kayıtsızlık, kütle halinde kadınların işten çır karılışı; kadınları eve döndürmek teşebbüsü ile kalmayıp onları eve “mahküm etme,, temayülleri... Bu- günkü feminist hareketin bütün sinirlerile çekiştirdiği - nihayetsiz mevzulardan bir kaçıdır. * & * Bunları, mücerret bir takrm mer seleler halinde, şehrimizdeki ya - bancı kadın murahhaslarla her münakaşa ettikçe, bir şey dikkati- mi çekiyor: Türkiyeye karşı mef- tunlukları... # & » Bu kadar dünya kadınımnm Tür- kiyede köngre yapışları yalnız bir tertip, anlaşma meselesi değil- dir. Kadınm,; erkekle ayni basa - makta tam hürriyeti ile — bütün medeni refahı duyabilmesi için, münakaşalarına bu defa Türkiye- yi uygun bulmaları, yeni. sağlam ve anlayışlı cümhuriyetimize olan katgısız bağlarıdır. * v A Kaynaşan dünya kadmirğının yüreğini en hoplatan meseleleri, Türkiye, bir örnek sayılacak — su « rette daha dünden halletmiş bu - lunuyaor.. j Hikmet Münir YAT ÜT öyayooçttl N aayyyayeot İ o ıyyyyayeEFTAMM ı geyyyytUPKyeş 23 Nisan Çocuk Bayramı haftasının ilk günüdür. Yavrularınızın bayramı için hazırlanınız.

Bu sayıdan diğer sayfalar: