13 Nisan 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 13

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| | ŞĞ —— e LT O U 18 NİSAN — 1935 HABER — Akşam Postasr ğ Osmanlıcadan Tür 13 sz Kklavuzunu neşrediyoruz ..ll ok;::î(r Kö.) - beldeği nekler de konulmuştur. 3 — Kökü türkçe olan kelimele - rin bugünkü işlenmiş ve kullanılan şekilleri alınmıştır: Aslı ak olan hal, aslı ügüm olan hüküm, türkçe “çek kökünden gelen şekil gibi. Haver — Doğu Havf — Korku Havfetmek — Korkmak Haif — Korkak İhafe etmek — Korkutmak Mahuf — Korkunç Örnek: Mahuf bir fırtına — Kor - kunç bir fırtına Hiras — Korku irasan —— Korkak —. | ğıwi olmak, ihtiva etmek — İçine kaplamak , alm;::ek:pBu kitabın havi olduğu (ih- tiva ettiği) fasıllar — Bu kitabın içi- ve aldığı ayrıçlar Havza — Havza (T. Kö.) Hicab — Sıkılma T c  2R4 Örnek: Çok mahcup bir çocuk - tur — Çok utangaç bir çocuktur. Hayal — Hayal (T. Kö.) Hayalet — Görümsü Hulya — Kuruntu Hayat — Hayat (T. Kö.) Hayide — Bayat Örnek: Bir takun hayide sözlerle başımızı şişirdi — Bir takım bayat sözlerle başımızı şişirdi. Hayıflanma (Telehhüf) — Yazık - lJanma Hayli — Hayli (T. Kö.) Haylület etmek — Araya girmek, yol kapamak Örnek: — Haylület eden manialar dolayısiyle — Araya giren engeller dolayısiyle. Hayme — Çadır Hayr — Hayır (T. Kö.- Hayret etmek — Şaşmak — (Fr.) S'ötonner Hayran — Hayran (T. Kö.) Hayran kalmak — Hayramak — (Fr.) Admirer Şayanı hayret — Şaşılacak Örnek:; Şayanı hayret bir hare - ket — Şaşılacak bir hareket Mütehayyir — Şaşkın Meftun ve meshur olmak — Tan - sımak — (Fr.) S'emerveiller Haysiyet — 1 — Onur, 2 — (Bak: keyfiyet, mahiyet) Hayşum — Geniz Hayt — İplik, tire ç Hayvan — Hayvan (T. Kö.) Hayyen — Diri olarak, diri diri Örnek: HBayyen mi, meyyiten mi BORJİYA derdest edildi? — Diri olarak mı, ö - lü olarak mı yakalandı? Hayyen meyyiten — Ölü diri Haz — Haz (T. Kö.) ; Hazan — Güz Hazfetmek — Kaldırmak, çıkar - mak Örnek: Bu kelimenin bir harfini hazfedince — Bu kelimenin bir har * fini kaldırınca (çıkarınca). Kabilihazf — Kaldırılabilir Örnek: Bir noktası bile — kabili - hazftır denemez — Bir noklası bile kaldırılabilir denemez. Hazer — Çekin İçtinap — Kaçınma İçtinap etmek — Kaçınmak Örnek: Her türlü fenalıktan içti - nab eder — Her türlü fenalıktan ka - çırır, e Müctenib — Kaçıngan Tevakki — Korunma, sakınma Örnek: — Büyük &öz söylemekten tevakki lâzamdır — Büyük söz söyle: mekten sakınma gerektir. Tevakki etmek — Korunmak, sa ; kınmak. Örnek: Herkes sâri hastalıklardan tevakki etmelidir — Herkes bulaşık | hastalıklardan korunmalıdır. Gençler, yalancılıktan tevakki edi- niz — Gençler, yalancılıktan sakını - nız. Mahzur — Çekinecek : Örnek: Bu işin mahzurlu bir ta - rafı yöktur — Bu işin çekinecek bir tarafı yoktur. İhtiraz — Çekinme Örnek: — Onun bu işte ihtirazına hayret ettim — Onun bu işte çekin « mesine şaştım. İhtiraz etmek — Çekinmek Muhteriz — Çekinger Hazır — Hazır (T. Kö.) — (Fr.) Prât İhzar etmek — Hazırlamak — (Fr.) Preparations, preparatifa Müstahzarat (1 tıbbiye) — BHazıri- lâçlar) — (Fr.) Spicialit€ pharma - ceutiğue Örnek: Eskiden memleketimizde müstahzaratı tıbbiye imal olunamaz - dt — Eskiden yurdumuzda hazırilâç- lar yapılamazdı. Müstahzarat (1 kimyeviye) — Hazırlamalar — (Fr.) Prsparation Hâzik (Bak: mahir) — Uzel Örnek: O, hâzik bir tabibdir — O, uzel bir dişçidir. Hazakat — Uzluk Örnek; M. Hazakati ile müştehir- dir — M. uzluğu ile tanınmıştır. Hazine — Hazne (T, Kö.) Hazm — Ezim, sinirme Hazmetmek — Ezimek, sinirmek Hazmi kolay — Singin Heba — Boş, boşuna Heca — Hece Hediye — Armağan Hedmetmek — Yıkmak : Helâk olmak — Bitmek, yoğalmak Örnek: Düşman ordusu açlıktan helâk oldu — Düşmüan ordusu açlık - tan bitti. Bu sesenin mahsulü kargalar yü - zünden helâk oldu — Bu yılın ürünü kargalar yüzünden yoğaldı. l?!ll!l' İstihlâk — Yoğaltım Örnek: Şeker istihlâki gitgide ar « tıyor — Şeker yoğallımı gilgide artlı- yor. İstihlâk etmek — Yoğaltmak Örnek: Ankarada günde ne kadar buğday — istihlâk edilir — Ankarada günde ne kadar buğday yoğaltılır? Helecan — Çarpıntı Helezoni — Yılankari Hem — Hem Heman — Hemen (T. Kö.) Hemağuş — Kucak kucağa Hemasıl — Aslıbir Hemayar — Denk Örnek: — Bu iki adam biribiri ile hemayar mı? — Bu iki adam biribiri ile denk mi? Hemcins — Cinsibir Hemdem — Arkadaş Hemnam — Adaş Hempa — Ayaktaş Örnek: Asilerin reisleri ve hempa- ları kaçtılar — Azıyanların başkan - ları ve ayaktaşları kaçtılar, Hemrah -— Yoldaş Hemsin — Yaşıt Hemşeri — Hemşeri (T. Kö.) Örnek: Samsun'un fahri hemşerb si — Samsun'un onürsal hemşerisi — . Hemşire — Kızkardeş. Hemşirezade — Yeğen Hemta — Benzer, taydaş. — Bihemta — Benzersiz DaR- (Lütlen sayıfayı çeviriniz) 281 z — ruyorsunuz? Yo nuz?. Md“ir? nı değil midir?. Ş — Haydil. Lükres elleri titreyerek gümüş ku- payı aldı. Zehirli kâğıdı | kenarlarma sürmeğe başladı. Maga sözüne devam ediyordu: ĞA erlaşi . Oradan da gidecek!. Sü- rün kızım sürün!.. Oh ne iyi sürüyor- sunuz, zehirlemekte ne büyük bir me- “eterivorsunuz/. Dikkat edin, haret gösteriyors gekağştein gümüşün içine giriyor! Borjiyanın dudaklarına banızın dudaklarıma dokunacak olan bu kupayı zehirlemiş olduğunuz son” radan bütün dehşetiyle rüyanıza Bİ- recektir., Çünkü girmesi lâzımdır! Maganın bu sözlerine karşı Lükre- sin hiddetlenmesi lâzımdır değil mi?. | Lâkin nerede?, Sihirbaz kadın söyle- bir kâbusa tutulmuş gibi itaat ediyordu. Korkunç bir hal . almıştı. Çehresi mosmor kesilmişti. gihirbaz kadın ona kızım! Dediği hal- de Lükres farkmma bile varmamıştı. Maga gümüş kupayı birdenbire o- dikçe kızı müthiş nun çelinden alarak: Bu kadar yeter!.. Haydi git.. Ü” tesi sana aittir.. Sen defol.. dedi. Benzi sapsarı kesilmiş, korkudan Üyüy lerini Magaya dikmiş ol- y e Y kres geri geri çekilerek duzu halde Lü odadan çıkıp gitti. inden altın kupayı yerin ü F hat - işleri bitirince tı. Dolabın kapısını it men kapatmadı. Bu ya kızı tarafından öldürülmelidir. Siz babanızı zehirlemeli ve bunu her Za- man hatırlamalısınız.. Haydi! Ne du- ksa korkuyor musu- Baorjiya ka- yanındaki odadan geçerek beklemeğe başladı. Derken - birdenbire ayağa kalktı. Çünkü Papanın odasında ayak sesleri ve konuşmalar duymuştu. Ma- ga kulak vererek dinlemeğe başladı. -— 73— | ALTINCI ALEKSANDR'IN HA- YIRLI ADAMI Hakikaten Papa bahçedeki gezin- tisini bitirmiş odasına dönmüştü. Ma- ganın işittiği ses Papanm sesiydi. İh- tiyar Borjiya pek keyifli, pek neş'eli bulunuyordu. Bütün düşüncesi ya- kında Romaya dönmekten ibaretti. Beatrisin namusu berbat edildikten sonra Ragastan için intihardan baş- ka çare kalmıyacağını, ve bu suretle ondan kurtulmuş olacaklarmı düşü- nüyordu, Papaz Anjeloya gitmesi için müsa- ade verdikten sonra odasında yalnız kalınca kalktı. Kapıyı sıkı sıkı kilit- ledi. Her akşam yaptığı gibi kilidi yokladı. Ve tam arkasmıma döndüğü s- rada sihirbaz karıyı odanm ortasın- da görünce dizlerinin bağı çözüldü. O kadar korkmuştu ki haykırmak için ağzını bile açamadı. Yüzü sararnuşu, Yavaş yavaş geri çekildi. Odanm için- de bir cin, bir şeytan peyda oldu sa- nıyordu. Maga sesini çıkarmadan ih- — tiyarın yüzüne bakıyordu. Papa onu tanıymca biraz kendisini topladı. Ve kekeliyerek şu suali sorabildi: — Buraya ne yapmağa geldin? — Sizi kurtarmağa.. — Beni kurtarmağa mı?, Evvelâ buraya nasıl girebildiğini söyle!. — Senyöra Lükrese bir takım mü- cevherler göstermek behanesiyle şa- toya girdim. Sizin bahçede olduğunu” zu öğrendim. Gizlice buraya girerek saklandım. Papa korkudan titremeğe başladı. Maganın yaptığı bu şeyi ancak bir ka- til, bir cani yapmağa cesaret edebilir- vaş karanlık basmış olduğundan ar- tık hiç bir şey göremez oldu. Şövalyenin yanından bir adım ay- rılmamış olan İspada Kapya bu sıra- da: — Mösyö, saat dokuza geldi! Şövalye derin bir kâbustan uyanı- yormuş gibi terle ıslanmış olan elle- rini alnının üzerinde gezdirdi.. Sonra : — Haydi gidelim! Diyerek ayağa kalktı. * âkk * Evet, gemide Sezar Borjiya vardı., Cehennem boğazı — bozgunundan sonra Sezarın Primvere olan arzusu büsbütün artmıştı. Gerçi bir müddet Marki dö Roka- zanta'nın teklif etmiş olduğu şan ve şeref düşüncesiyle meşgul — olarak Primveri unutur gibi olmuşsa da son- radan genç kızın hayali gene bütün benliğini kaplamıştı. Sezar için artık bu aşktan başka bir şeyle uğraşmak kabil değildi. Damarlarında kan ye- rine güya erimiş ateş dolaşıyor. Ve bütün vücudu yanıp tutuşuyordu. Bir gece, Sezarın çadırı. önünde nöbet beklemekte olan muhafız nefer- leri başkumandanın kendi kendine sevinçle haykırdığını duydular. Bir postacı henüz varmıştı. Beş dakika geçmeden Sezar ikinci kumandanı ça- gırdı. Yarım yamalak bir takım emir- ler verdikten sonra hemen atına bin- di. Osti tarafına doğru yola koyuldu. Osti iskelesine varır varmaz Sezar hemen bir gemi tuttu. Lükresten al- mış olduğu mektubu gemide tekrar tekrar belki yüz kere okudu. Moktup- da yalnız şu kelimeler vardı. “Kapreraya gelmek için —hâlâ Şa- tomda mahpus bulunan— Beatrisin kaçmasını mı bekliyeceksin?,, Sezar mektubu ilk defa - okuduğu zaman büyük bir hayrete düşmüştü. Beatris Lükresin elinde bulunuyor ha!., Kendisinir bundan hiç haberi yoktu. Lâkin orası nesine lâzım! Kız artık eline düşmüştü ya, bu kâfi!, Sezarım Primyere olan şehvet ve isteği aldığı bu haberle çoğalmıştı.. Bilhassa ona kavuşmak için — uzun müddet beklemiş olması, ve bu yüz- den bir oçk felâketlere uğraması bu isteğini körüklüyordu. Onun için Sezar, Beatristen hem hevesini hem de iİntikammı nlacak, her okşayışı bir tırmalama, her — öpü- cüğü bir ısırış olacaktı. Gece yarısma iki saat kala Sezar Borjiya karaya çıktı. Kendisini ge- tirmiş olan sandalı geriye gönderdi. Yanına bir üşak bile almamıştı. Bir kaç dakika tereddüt etti. Sonra hü- cum etmek üzere bulunan bir yaban domuzu gibi başını önüne doğru w zatmış olduğu halde duvar diplerin- den dolaşarak şatonun kapısımna doğ- ru koşmağa başladı. On beş dakika sonra Lükresle buluştu. Sezarı görünce kız kardeşi çok se- vindi. Sezar süratle onu tetkik etti. Lükresin benzi atmış dudakları mos- mor kesilmişti. Kanlı gözleri fırıl fı- rıl dönüyordu. Sezar kısık bir sesle ona sordu: — Kız burada mı?., — Şimdi göreceksin., Gel!.. — Lâkin niçin titriyorsun Lükres?, — Sana ne?. Haydi gel!, Yürü! Sezar kardeşinden şüpheleniyor- du. Eğer bu şüphesi doğru çıkarsa hemen öldürmek üzere onu bileğin- den yakaladı. Sonra: — Kız nerede?, Diye sordu. Lükres kardeşi Sezarı elinden tu- tarak sofalara doğru çekip götürdü. Bir oda kapısının önünde durdu. Ne- fes nefese şu sözleri söyledi: — Kız işte buradadır! Eğer karşı gelecek olursa hemen öldür! Eğer Forma: 36 Ha gi t - T oea OEDM CW b e AOT 00f apak Hami de —& .

Bu sayıdan diğer sayfalar: