Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
Osmanlıcadan Turkçeve Ssö klavuzunu neşredıvoruz 17 1 — Öz türkçe köklerden — gelen sözlerin karşısına (T. Kö.) beldeği (alâmeti) konmuştur. Bunların her biri hakkinda sırası ile uzmanlarımı- sin (mütehassıs) yazılarını gazete - lere vereceğiz. 2 — Yeni konan karşılıkların iyi ayırd edilmesi için, — gereğine göre İransızçalan da yazılmış, ayrıca ör « nekler de konulmuştur. 3 — Kökü türkçe olan kelimele - rin bugünkü işlenmiş ve kullanıları şehkilleri alınmıştır: Aslı ak olan halt, w aslı ügüm olan hüküm, türkçe “çek.. kökünden gelen şekil gibi. Müteharrik — İşler Örnek: Buharla müteharrik maki- " ne — Buğarla işler makine Müteharrik bizatihi — Kendi işler. Örnek: Müteharrik bizatihi maki- neler, büyük bir terakkiye vasıta ol - müuştur. — Kendi işler makineler, bü- yük bir ilerlemeye araç olmuştur. Gayri müteharrik — Oynamaz, kı- mıldamaz, hareketsiz Örnek: Gayri müteharrik bir cısim gibi durdu — Kımıldanmaz (oyna - müz) bir cisim gibi durdu. Kuvvei muharrike — İşletge — — (Fr.) Force motrice Örnek: On dokuzuncu asrın kuv * vel muharrikesi buhar idi; yirminci asrın kuvvel muharrikesi — elek - triktir — Ön dokuzuncu asrın işlet - gesi buğar idi, yürminci asrın işletge- si elektriktir. Tahrik — Harekete getirme, kış - kırtma, uyandırma, işletme Tahrik etmek — İşletmek Örnek: Vatanperverlik hissiyatını tahrik etmek, (harekete getirmek) — Yurdseverlik düygusunu — uyandır - mak, Tahrik etmek — Kışkırtmak Örnek: Fransada mensucat amele- sini tahrik edenler tevkif — olunmuş - tur — Fransada — dokuma işçilerini kışkırtanlar tutulmuştur. Tahrik etmek — Harekete getir - mek — (Fr.) Mettre en mouvement Örnek: Makineyi tahrik etli — Ma- kineyi harekete getirdi. Tahrikâmiz — Kışkırtıcı Tahrikât — Kışkırtım Harf — Harf (T. Kö.) Harfendaz — Lafatan Harhara — Hiırıltı. Hariç — Diş, dışarı Dahil — İç Harie — Dış Örnek: Harici cephe — Dış yö - ney — Hariciye bekâleti — Diş Ba. kanlığı Dahilt — İç : Örnek: Dahil cephe — İç yöney — Dahiliye Vekâleti — İç Bakanlığı Haricen — Dıştan, dışarıdam Harif — Güz Harifane (Bak: arifane) lüşa Hârika — Tansık Harikavt — Tansılı Harikulâde (fevkalâde) — Görül - medik, işitilmedik, duyulmadık Örnek: 1 — Harikulâde (fevkalâ: de) bir basiretle — Görülmedik (işi - tilmedik) — bir öngörürlükle —— Avec ne clairvoyance extraordinaire. 2 — Görülmedik, işitilmedik şey — UÜne chose inouie. 8 — (konuşurken) — harikulüâde, .- fevkalâde yerine: — Olur şey değil — C'est extraordinaire — Olmaz şey — C'est merveilleux, — Ortal- HABER Akşa.m Pnstnsı — Harikulâde (fevkalâde) — Ünmno-' mal — (Fr.) Extraordinaire, inoui, merveilleux Örnek: Harikulâde bir sây — Üs - nomal bir çalışma — Un travail exra- ordindaire, Harim — Gizey, avlu — (Fr.) Sanc- tuaire, enceinte sacrâe, enceinte Örnek: Ev, insanın harimidir — Ev,insanın — gizeyidir — La masion est le sanetuaire de 'homme, Mahrem — Gizli, özdeş—(Fr.) Con- fidentiel, intime Örnek: Mahrem evrak — Gizli kü- gıitlar — Piğces confidentielles. Mahrumiyet — Gizlilik, özdeşlik, içli dışlılık — — (Fr.) Confidence, intimite Örnek: Bu dosyanın mahremiye- ti — Bu dosyanın gizliliği, İki arkadaş arasındaki mahremi - yet — İki arkadaş arasındaki özdeş - lik. Mahremane — Gizli olarak — (Fr.) Confidentie'lement Örnek: Bunu size mahremane söy- liyorum. — Bunu size — gizli olarak söyliyorum. Mahremi esrar — Gizdeş — Confident Harir — İpek Harita — Harta Has, mahsüs — Özgü Propre â Örnek: Onun kendine has bir ya - zısı Dar — Onun kendine özgü bir ya - rısı Dar — İl a une mani&re d'ecriture propre & lui, Tahsis —etmek — Özgülemek — (Fr.) Affecter, consacrer, — destiner, allouer Örnek: Bu mağazanın kirası ver - giye tahsis edilmiştir — Bu mağaza- nın kirası vergiye özgülenmiştir. — Le loyer de ce magasin est affectâ â Timpöt Hassatan, bilhassa, Hele, yalnız Hassa, hasiyet, hususiyet — ÜÖz - güllük — (Fr.) Propritte, particula- rite Örnek: 1 — Madenlerin hassası — Madenlerin özgülüğü — La propri&ste des m&taux, 2 — Mesaiperverlik onun mizacın - daki hususiyetlerden biri idi — Ça - lışkanlık onun özgülüklerinden biri idi — Vamour du travail formait un des partlculariles de son caractâre, Cevher — Öz — (Fr.) Substance, essence, fond Asliyet — Özgünlük — (Fr.) Ori - ginalite Örnek: Bu yazıda bir ösliyet gö - rünüyor — Bu yazıda — bir özgünlük görünüyor — On remargue de İ'origi- nalite dans cet article. Asli — Özgün — (Fr.) Original Hususi, şah&i, zati — Özlük — (Fr.) Personnaliti Örnek: Yüksek —bir şahsiyet — Yüksek bir özlük—ÜUne haute person- nalite, Hasad — Biçme Hasad etmek — Biçmek Hasar — Zarar (T. Kö.) Hasbihal — Söyleşi, — söyleşmek, söylet (monoloğ anlamına). Mübahase etmek (Münakaşa et - mek) — Atışmak, çatışmak. Mükâleme, — muhavere, Konuşu, konuşma * Münakaşa (Mubahasa) — Aytış — ma Muhabere -- Haberleşme, yazızma (Fr.) - (Fr.) alelhusus — Müzakere — Belletim (Okula te - rTimi) Müzakereci — Belletici Müzekkere — Asbitik Taatii efkâr — Oylaşma Tezekkür etmek — Görüşmek Tezkere (Tahrirat) — Bitik Hasbeliktiza (Bak: İktiza) — Lü - zumundan dolayı Hasebiyle — Dolayı, ötürü Örnek; Böyle olmak hasebiyle — Böyle olmaktan ötürü, böyle olmak dolayısiyle Haseb (Bak: Neseh) Hased etmek (Bak: kanmak, günülemek Örnek: 1 — Bana haset edeceğine sen de bir baltaya sap olmağa çalış — Beni kıskantcağına sen de bir balta- ya sap olmağa çalış. 2 — Hased etmek, benzemer — Günülemek Gıbta) — KRis- gıbta etmeğe imrenmeğe benzemez, Hasud (Bak: Gırbta) — Kıskanc, günücü Hasıl olmak, husul bulmak — OlL mak, Üremek Hasılat — Ürüt Hasılatı safiye — ÜÖzürüt — (Fr.) Bönefice net Hasılatı gayri safiye — Ham ürüt İstihsal — Üretim — (Fr.) Pro - duction Örnek: İktisad istihsal yolundaki terakki şayanı hayret bir derecede - dir -- Ökonomik üretim yolundaki i - lerleme şaşmağa değer bir derecede- dir. İstihsal etmek — Uretmek — (Fr ) Mahsul — Ürüm — (Fr.) Produit Müstahsil — Üretmen — (Fr.) Producteur Mütehassıl — Olma, ürüme, çıkan Hasrm — Hasım (T. Kö.) (Hak ye- rinde biribirine karşınlık anlamına) Hasım — Düşman Husumet — Hasımlık — (Fr.) Ad- versit& Husumet — Düşmanlık Hasis — Cimrt, bayağı, aşağı Örnek: Hasis menfaatler — Buya ğt (aşağı) asığlar. Hisset — Cimrilik Haslet (Bak: Seciye) — Ira Hasretmek — Hasretmek (T. Kö.) Örnek: Mesaisini, yalnız ilme has- retmiştir — Çalışmalarını, yalnız il - me hasretmiştir. Hasren — Hasrın Mıinhasıran — Salt Örnek: Münhasıran pederini ça - ğirmiş — Salt babasını çağırmış. İnhisar (Monopol) — Tekit İnhisara almak (Monopolize et - mek) — Tekitlemek Hasret, tahassür — Özlem Örnek: Hasret günlerini cndım — Özlem günlerini andım. Mütehassir olmak — Özlemek Örnek: Mütehassir olduğum dem- ler — Özlediğim demler. İstiyak — Göresi SAŞEĞĞAA | Örnek: Günler geçtikçe size olan | iştiyakım artınaktadır — Günler geç- tikçe size olan göresim artmaktadır. Müştak olmak — Göresimek Hasta — Hasta (T. Kö.) Haşâk — Çöp, süprüntü Haşere — Böcek Haşin — Sert, Katı Huşunet — Sertlik, katılık, Örnek: — Huşunet göstermeden iş deki yanlışı anlıyor musunuz? | mek, ayia söylemek yaptırmasını bilir — Sertlik göster - meden iş yaptırmasını bilir. Haşiv — Şişirme Haşiye — Çıkma Haşmet, ihtişam — Görkem Örnek: Haşmetli bir yürüyüşü var- dı — Görkemli bir yürüyüşü vardı. Haşyet — Belin Örnek: — Yıldırım düştüğü vakit haşyet içinde kaldık — Yıldırım düş tüğü vakit belin içinde kaldık. Tehaşi (Bak ihtiraz) — Sakınma Örnek: Ona söz söylemekten teha- şi ederim — Ona söz söylemekteıi sa- ktnırım. Mütehaşi (Bak: Muhteriz) — Sa kmgan Hat — 1 — Çizgi, 2 — Yol, 3 — Ya- zı, â — Hat (T. Kö). Örnek: 1 — Kırmızı bir hat çek - ti — Kırmızı bir çizgi çekti. 2 — Hututu hadidiye — Demiryol- ları 3 — Hattı mühi — Çivi yazısı. Hattı hareket — Gidiş, — tutum — (Fr.) Maniğre d'agir, ligne de con - duite Örnek: Hattı hareektini beğenmi- yorum — Gidişini (tutumunu) beğen- miyorum. Hattı vâsıl — Bağdaç Hattâ —1 — Yanliş, yanlışlık, 2 — Yanılma, 3 — (Bak: kusur) — (Fr.) Faute, erreur Örnek: 1 — Bu yazıda tertip hata- sı (sehvi) var — Bu yazıda dizi yan - İışı var. 2 — Bu hattı hareketinizdeki hata- 3 — Hatayı adli — Tüzel yanılma Zühul — Unutsalık — (Fr.) İnad- vertance Örnek: Affedersiniz, zühul etmi - şim — Bağışlayınız, unutsalık etmi - şim. Hataen — Yanlışlıkla Örnek: Bu sözü, her halde hataen söyledi — Bu sözü, her halde yanlış- lıkla söyledi. Hata etmek — 1 — Yanılmak, 2 — (Bak: kusür etmek) — (Fr.) Com - metitre une faute, se tromper Örnek: Size ilimad etmekle hala etliğimi anlıyorum — Size güven - mekle yanıldığımı anlıyorum. Zühul etmek — Unutsamak Örnek: Bu işte zühul ettim — Bu V işle unutsadım Hatır — Hatır (T. Kö.) Hatıra — 1 — Anı, 2 — Andaç — (Fr.) Souvenir İhtar etmek — Hatırlatmak — (Fr.) Rappeter Tahattur etmek — Hatırlamak —- (Fr.) Se rappeler, se souvenir 'Muhtıra — Andıç — (Fr.) Memoire Yâdü tezkâr etmek — Anmak Hatib — Aytaç Hitabe — Ayta Hitab etmek — Aytamak Örnek: Size hitab ediyorum — Si- ye aytayorum. İradı hitabe etmek — Ayta — ver - Örnek; İradı hitabe ederken sözü- | nü kestiler — Ayla söylerken (verir- ( ken) sözünü kestiler. İradı nutketmek — Söyler vermek Örnek: B.M. Meclisinde iradı parole facile, beau parleur. Nutuk — Söylev — (Fr.) Discourt Muhatab — Aytıç | Hatime — Sonsöz ' Hitam — Son, bitim ' Hatmetmek — Bitirmek, sona er * dirmek, tüketmek ü Örnek: Koca bir kitabı bir gecedi hatmetti — Koca bir kitabı bir geri'* de bitirdi. 4 Hattâ — Bile j Örnek: Hattâ sen — Sen bile Hatve — Adım Hava — Hava (T. Kö.) Havale — Gönderi Örnek: Para havalesi — Para gö derisi b Havale etmek — Bırakmak, üstü" ne bırakmak, göndermek (para için) Örnek: Bu işi ona havale ettiler < — Bu işi ona bıraktılar (onun üstüne Ü raktılar). İ Havali — Dolay | Örnek: İstanbul havalisinde — ’ tanbul dolayında. . pi Etrafü havali — Yöreçevre — j Örnek: Köyün etrafü havalisi hef bahçe idi — Köyün — yöreçevresi hef bahçe idi. ; Havari — Yarlar Örnek: Havariyundan Saint Patil ilk incili yazdı — İsa'nın yarlasında! Saint Paul ilk incili yazdı, Havas — Afal Havası hamse — Beşduyu # Örnek; Şeker de havayici zaruri * yedendir — Şeker de yaşatıklardan * dır, : ÖNERGELER 4 nin (ULUS) ta çıktığından başlamti" üzere bir ay içinde, istiyenler ye* ni bir önerge ileri sürebilirler. Bun * lar T. D.T. c.cmıxmpııp.e i Osmanlıca , . ... kelimesine hi ğ — lavuzda........kmıdığwuygm Hİ (yahut: yeter) görmüyorum. Sebebi: (k“aca)ııııooııı t ..........1:| Önergem şudur'ı .. (1) Mizda (1) Burada bir önerge gösteril İ miyen yazılar üzerine bir şey yapıl? İf nuütketti — Kamutayda söylev verdi. Natuk — Sözmen — (Fr.) Oni a la: DOKTOR .. Kemal özsan Ürolog — Operatör Bevliye Mütehassısı Kraköy — Ekselsiyor — mağazas yanında, Her gün öğleden sonrü | 2 .den 8& -e kadar.. — Tel: 41235 : 4 Bulunmalıdır. İçilmesi kolay ve zevklidir. Müteferrih, müler” Herkesin evinde her M A 2 j N yindir. Mide ve barsaklara zarar vermez ve alıştırmaz. Güç hazift” leri kolaylaştırır. Kabızlığı defe der. Mide şişkinliğini ve y şeYden evvel bir Şİşe M E Y V A T U Z Uve şişkinliği hafifletir. Ağızdaki tatsızlık ve kokuyu izale eder. h;:. rını giderir. Fazla bir yemek ve içmeden sonra hissedilen —_rm-g-ı.ınl“ıı İ ZON isim ve markasına dikkat. Deposu Mazon ve Botton ecza posu Bahçekapı İş Bankası arkasında No: 12 hit Ehei Vil «i l ö el li ÖL A n ..'ı.. ıl.' V'i Wamc hl