eee Taksimde meydanında bir apartıman alınacak Büyük ikrıimiyeyl k Maide neler anlatıyor: Tayyare piyangosunun son ke - şidesinde en büyük ikramiyeyi ka- zananlar tamamen belli olmuştur . Bunlar, Şişlide Kır sokağında otu - ran Hüsniye, — Beyoğlunda Sakız Salim çıkmazı beş numarada Kre- di Liyone Bankası eski veznedarı | Yani —Kukulapulos, Çatakcada mahkeme kâtibi Adnan, Kalyoncu kulluğunda oturan Maide, Trab - zon İisesi Fransızca — muallimi kaptan Rıza, Ankarada Tahtaka - lede elbiseci Marko, İzmirde İkin- ci Karantinada binbaşı Yahya ve Bursada Tahtakalede Tahan ha - nında Abdülmeciddi. 'Yirmi bin lira kazananlardan biri | de, Tepebaşında İngiliz — şefareti karşısmda Matmazel Kiveli, diğe - ı ri Heybeli adada Mihaldir. Bir | muharririmiz dün büyük ikramiye- yi kazanan Maide ile görüşmüş ve onun kazandığı parayı nasıl kulla- nacağı hakkındaki fikrini öğren - miştir. Muharririmiz konuşmasını şöy- le anlatmaktadır: —— Daracık sokak hangisidir?. — Soldan ikinci... İki gün evvel tayyare piyango » sundan 200.000 liralık büyük ik - ramiyeyi kazanan Maidenin evini çok çabuk buldum.. Evi komşular, ahbaplarla dolu bulacağımı zan - “hEtHİFİk Hâlds âldandığımı anla - doi Maide'beni içeri aldı. Ve ko - nuşmağa başaldık: — Dokuz senedir, yani piyango çıktı çıkalı muntazaman bilet alı - rıra.. Bugün değilse — yarın, fakat günün birinde muhakkak surette kazanacağımdan emindim.. Nite - kim ummduğum — gibi de kazan - drm. — Piyangoyu kazanmadan ev - wel bu ay kazanacağınıza dair içi- mize bir şey doğdu mu 7. — Nasıl diyeyim? Bu ay büyük bir ferahlık ve sevinç — duyuyor - dum. Ahbaplarıma da söylemiş - tim. Meğer bislerim hakikaten be- ni aldatmamış.. — Kazandığımızı size nasıl ha - | ber verdiler?. | — Perşembe — günü idi. Saat | dört olmuştu. Mutfakta dolma sa - | tıyordum.. Birdenbire evin önün - | de bir otomobil durdu. İçeriye bi - leti aldığım gişede bulunan bir genç girdi.. Kendisini — görünce biletime bir şey isabet ettiğini an - ladım. . Bana evvelâ: — 2000 lira kazandınız! dedi... Herhalde fazla bir heyecana kapı - lacağımı zannediyordu. — Fakat ben de hiç bir fevkalâdelik gör - meyince o zaman hakikati söyledi ve: — 20.000 lira kazandınız, dedi. Dediğim gibi, günün — birinde muhakkak surette kazanacağıma emin olduğum için bu hal bende hiç bir fevkalâdelik uyandırma - dı. — Bu para ile ne yapmak fik - | rindesiniz?, — Taksimde Talimhane mey - danında bir apâytman satm ala - cağım. .. — Ahbaplara, dostlara ziyafet falan?. — Ben öyle parayı çarçur ede- | defalar kazanacağıma eminim . süyük'”ıkramıxe talilileri: "' Talimhane azanaulaıîdan Bayan cek bir kadım değilim. .Eh, ne de olsa ahbaplara bir ziyafet vermek lâzım.. Bunu yapacağım.. — Fakat o kadar . — Bir seyahat fikriniz varmı?. — Bursaya kadar da istiyorum. — Kocanız var mı? . — Hayır, on üç senedenberi ko- camla ayrıyız.. Ve on üç seneden - beri hayatımı yalnızca kazanıyo - rum., Burhaneddin isminde 30 ya- şında marangoz bir oğlum var.. — Piyango almakta devam ede- cek misiniz?. — Elbette! Ve daha da bir çok filân gitmek — O halde ben de sizi daha bir çok defalar ziyaret etmeği ve size böyle tatlı sualler sormağı temen- ni ederim. , Talili Maideyi bir daha tebrik ederek ayrıldım..., —ümumî mağazalar Ticaret odası bu mevzuu tetkik ediyor 'Ticaret Odasının — bugünlerde tetkik ettiği umumi mağazalar te - sisi meseleşine büyük bir ehem - miyet verilmektedir. Dünyanım bütün ticaret şehirlerinde olduğu şekilde İstanbulda umum! mağa - zalar bulunmayışı ticaret erbabımı ötedenberi fena bir vaziyete dü - şürmektedir. Umumi mağazalar tesisi hakkı ticaret kanuniyle münhasıran Ti- caret odalarına verildiği için ta - bit bu işe kimse de girişmemekte- dir. Evvelce İstanbul Ticaret oda - | sında bu hususta hazırlanmış bir nizamname de vardır. Bu nizam- nameye göre umumi — mağazalar antrepo muamelâtı, emteanm iş - lenmesi ve standarizasyonu işleri - le meşgu | olacaktır. Mağazaya malını btrakan tacire — verilecek emre muharrer sened hariçte para gibi tedavü! edeceği için piyasada tabif bir genişlik husule getirecek - tir, Ticaret odası şimdiye kadar ihmal edilen bu çok mühim vazi - fesini şimdi yapmağa karar vermiş bulunmaktadır. —— 0—— Almanya ile ticaret anlaşması Almanya ile aramızda bir tı'carct'ı ve klering anlaşması yapılması için Berlinde yapılan müzakereler nihayet bulmuştur. Anlaşma Pazartesi günü imzalanacaktır. — Türkspor - Rami ı Dün Karagümrük sahasında da | gayri federeler arasmda bir çok | maçlar olmuştur. Bunlardan en , mühimmi Türksporlar Rami ara - | sında oynanan maç idi Çok güzel | olan bu oyun neticesinde Türkspor kuvvetli rakibini 3 - 1 yenmiştir. | cak olan ittifak sıyasası almış yürü- HABER — Sabah Gazeteleri ne diyorlar? CÜMHURİYET — Abidin Daver imazalı makalede “Feribot işi ne ol- du?,, Diye bir mesele münakaşa edil- | mekte ve İngiltere ile Fransa arasın- da yeni başlıyacak olan bu küçük va- pur seferlerini ileri sürerek, bizim de Anadolu—İstanbul arasında böyle bir sefer ihdas etmemiz ve bunu kuvvetli yapmamız isteniyor. Maten gazetesinin bu yolda bir pro- | jesi yazılıyor. Ve savaş zamanlarında pek büyük ehemmiyeli olabilecek bu işe muhakkak dikkat edilmesini öğüt beriyor. ZAMAN — “Şeker ucuzluyor,, baş dıklı makaltede şekerin on kuruş ucuz- latılması yani otuz kuruşa salılabil. mesl işinden bahsediyor. İklisat Bo- kanlığının bu yoldaki tetkiklerini an- | Tatıyor ve bu tahakkuk ettiği takdirde Bilhassa fakir halkın çok sevineceğini | yazıyor . | MİLLİYET — Fransa ile Sovyet Rusyanın yakınlaşma siyasetini ele alarak bunu tahlil etmekte ve Fran- | sarın eski Avrupa siyasetiyle karşı- | laştırmaktadır. Makale sahibi Ahmed Şükrü Esmer, Alman ve Lehistan an- daşmasına karşı bu anlaşmanın vere- ceği imkânları tahlil ediyor ve niha- yet bu anlaşmanın bir başlangıç ol- duğunu yazarak ileride küçük itilâf ve İtalyanın da içeri alınması ihtima- dinden bahsediyor, Ve sözünü — şöyle bBitiriyor: *Strera'daki görüşmelere rağmen dışarda Avrupayı iki zümreye ayıra- müştür.., AKŞAMH — Adalara su gelmesin- den memnuniyet göstererek bunun şimdiye kadar ne büyük bir eksik ol- duğunu anlattıktan sonra, hafifçe su fiyatının yüksekliğine — dönüyor, ve şöyle diyor: “Biraz pahalı olmak ta- bül ise de belediyemizin bunda kâr a- aramga kalkmıyarak yalnız sarurt fazla masrafları terkos fiyatına zam etmekle iktifa eyliyeceğini ümit ede- TimM..,, SONPOSTA — İhtikâr üzerine bir. tahlil ve münakesa yarısı yarmıştır. | Demirle yaraladı Aksarayda Mehmed Lütfi soka- ğında 15 numaralı evde oturan Hi- dayeti ayni evde oturan Mehmed demirle başından yaralamış, ya - kaalnamıştır. Yoğurtçular döğüştü Feriköyünde seyyar — yoğurtçu Artin ile seyyar yoğurtçu — Sadık | yoğurt satmak yüzünden kayga etmişlerdir. Sadık dirhemle Arti - ni başmdan yaraladığı için yaka - C Yo! vörmeyince Fatihte oturan şoför Abidin o- tomobili ile Fenere müşteri götü - rürken arkasından gelen otobüse yol vermemiş, buna kızan otobüs şoförü Ahmed Mahir, Abidin müş- terisini indiriken üzerine atılmış , kama ile yüzünden yaralamıştır. Taşla Mahmutpaşada Hamam soka - ğında oturan 12 yaşında Tevfikle | arkadaşı Musa oyun oynarlarken Musanın attığı taşla Tevfik ba - şından yaralanmıştır. Baca tutuşlu Samatyada Selâmi Ali mahalle - sinde Ermeni yetimhanesinin ba - çası tutuşmuş, hemen — söndürül - Mmüştür. Esxi ahbaplar Kalyoncukulluğunda oturan An don ile alacaklısı Dimitri kavga Vetmişlerdir. Dimitri Andonu döv- düğü için yakalanmıştır. Dün iki zelze!e oldu ı Dün şehrimizde iki zelzele ol - | muştur. Bunlardan birinncisi, onu altı dakika on beş saniye geçe şid - detlice, diğeri üçü on bir dakika on saniye geçe hafif — bir surette olmuştur. Bu iki zelzelenin merke- zi Hindistandadır. Nakleden: ğ (VaA-NüA) | — Ben yokken ne yaptın?. Kadın, bir şey anlamadı: — Aşıkların var mıydı?. Öyle vahşice bir sualdi ki bu ... Ayni zamanda, erkeğin tırnak - ları bir pençe gibi, kadımnın omuzu. na geçti.. İşte o zaman Kâmilenin zevkine payan olmadı: “ — Beni kıskanıyor.. Kıskanı - yar..,, diye düşündü. —Iİ7— Erkek örtüler üzerine uzanmış- tı. Yüzünü yastığa — dayamıştı. Dinleniyordu, mesu'tdu.. Kâmilenin biraz sonra geleceği bu yatakta tam bir saadet hisse - diyordu. Gözleri, lâke — paravanalara ve diğer oda eşyasına ilişiyordu. Per - delerin düz ve basit hatlarma ba - kıyordu... . Lâmba, vaktiyle Vahidin tayin ettiği yerde duruyordu Eşyanın ü- zerine süzülen ziya, eskisinin ay - niydi.. Ortalıkta ayni güzel koku- lar dolaşıyordu. Kâmile hiç bir şeyi değiştirme - mişti. O da buraya geldikten sonra bir şey değiştirmek niyetinde de- gildi. Zira, eskiden — olduğu gibi, ayni dekora bir bağlılık hissedi- yordu.. Kâmileyi bekliyordu.. Kıskançlık artık kalmamıştı. İşte bu oda eski odaydı. Burada ga OYT ee glaa HST y eee YO — hid, bu hususta tamamiyle tatmin olunmuştu. Kendi kendine: « —.. Aman yarabbi.. Beni nasırl seviyor!.,, diye düşündü. Ve, bu, o kadar basit bir şey ha- linde tecelli etmişti ki.... Hatırlıyordu.. Hatırlarken, göz- lerini yarı kapıyor ve gülümsiyor- du.. Betbaht olduğunu ileri sürerek na- sıl da yanmış yakılmıştı.. Lâkin hakikatte, hiç de mesele böyle de- ğgilmiş, .Hayat onu talisiz bir adam olarak ortaya atmamış meğer.. Kendi kendini istihfaf etmiyor - du gayri.., . İşte sonra, onu elden de kaçır « mayacaktı... Oh... Yatak sıcaktı.. . Vahid, mes'ud vücudiyle boylu boyunca uzandı.. Kâmile, neredeyze cekti. . İstikbali düşündü.. Fakat, dima- ğı daha ilerilere varmadığı için ge- ri döndü... geri döne » “— Vah zavallr altr senem.. Bu | altı seneyi — nasıl da heba ettim.. Nasıl heba ettim.,, Fakat, birdenbire: “— Acınmamalıyım.. Bu altı se- ne için esef duymamalıyım.. Zira, bunlar böyle geçmeseydi, onun beni ne kadar sevdiğini asla öğ - için bunu anlayabildim..,, 'BERL $ meccanendir. Anktara: Konva caddesi HABER'in tefrikası l renemiyecektim... Onu aldattığım | hallinde hazır bulunacak memüftf ı T z7d Yeni açılan e Lisan Kurslar! Türkçe, Fransızca, Ingilizce İtalyanca, Almanca v. S. Kayıt muamelesi başlamıştır - Tecrübe der$'|| Üa No. 54 İ Aşk ve His Roml Düşünceleri bir mevzudan öbi rüne uçuyordu: “— Evimiz!..,, diye söylendie ) Hiç bir yerde, hiç bir şey df gişmemişti... Bu odada oldvilll' bi, salonda da her şey yerli ce muhafaza olunmuştu.. B | nin süslenişi bile ayni tarzdayd Kâmile, Vahidin avdetinde, © vin eskisi gibi bulunması için V yük bir emek sarfetmiş, hekî" etmişti sanki.. . ğ Şu biçare Feride de bakın he İnsan halinden nasıl da - anlâ mıyor... Aptal... Vahide, boyuna: “— Brak onu.. — Rahat bırrak! diyip durmuştu.. . Halbuki karısınm rahati Onu tayin edememişti... Bu hikmeti vücudu kendi - şahsıyd! Bu yuvayı, Kâmile, onun için v şekilde alıkoymuştu.. Buraya döf memek büyük bir cürüm olurdu #“— Kâmile beni beklemiş, l! muş demek...,, İ Merdivenin basamakları çıtif ” dadığı zaman, ne kadar tabii sesle: .— Dikkat! Turgud uyanmö” smi,, — diye mırıldanmıştı.. . Turgud... . K Oğlu... Oğulları.... . Ne de güzel isim koymuşlar Turgud... Türk ismi... Acaba çocuk güzel miydi?. Hürute yüzer VIMASIYKUZE CUN ( Kâmile, kendi güzelliğini böf maktan korktuğu bu çocuğa vaktiyle kin beslemekte ne haksızlık etmişti.. İşte, aradan sene geçmişti... Şimdi, Kâmile kisinden bile güzeldi.. Tam siyle harikulâde bir kadındı. Vahid, Kâmilenin çıplaklık lini gözünün önünde canlandır! Fakat bu hayalinde şehvet hi den eser yoktu.. Şunları dü.ıülı de dahil - hep birlikte, ihtiyar! doğru kayıp gideceklerdi. Başlarmdan geçen bu onların biribirlerine yakın doğmasına ihtiyaç yoktu! Ma! zel Jackson Turgudu büyütecek ti. (Devamı var) İstanbul Attıncı İcra memurlu! dan: ç Maheuz olup paraya mükarrer 135 kilo kösele 15 — * 985 tarihinde saat 11 den 12 ye KaT birinci açık arttırma suretiyle l#; bulda Hacı Alaettin ııaluılledn:;"' ka Çeşme sokağında 4 No: lu di 'q! önünde satılacaktır. Taliplerin F, müracaatları ilân olunur. (4207) —) —) İstanbul, 373 Istiktâl caddefi,