13 Nisan 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 4

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Büyük ikramiye 'talilileri: Taksimde Talimhane meydanında bir apartıman alınacak Büyük ikramiyeyi kazananlardan Bayaıı Maide neler anlatıyor: Tayyare piyangosunun son ke - şidesinde en büyük ikramiyeyi ka- zananlar tamamen belli olmuştur . Bunlar, Şişlide Kır sokağında otu - ran Hüsniye, — Beyoğlunda Sakız Salim çıkmazı beş numarada Kre- di Liyone Bankası eski veznedarı Yani Kukulapulos, Çatalcada mahkeme kâtibi Adnan, Kalyoncu kulluğunda oturan Maide, Trab - zon İisesi Fransızca — muallimi kaptan Rıza, Ankarada Tahtaka - lede elbiseci Marko, İzmirde İkin- ci Karantinada binbaşı Yahya ve Bursada Tahtakalerdde Tahan ha - ninda Abdülmeciddi. 'Yirmi bin lira kazananlardan biri de, Tepebaşında İngiliz — sefareti karşısında Matmazel Kiveli, diğe - ri Heybeli adada Mihaldir. Bir muharririmiz dün büyük ikramiye- yi kazanan Maide ile görüşmüş ve onun kazandığı parayı nasıl kulla- | nacağı hakkmdaki fikrini öğren - mistir. Muharririmiz konuşmasmı şöy- le anlatmaktadır: — Daracık sokak hangisidir?. — Soldan ikinci... İki gün evvel tayyare piyango » sundan 200.000 liralık büyük ik - ramiyeyi kazanan Maidenin evini çok çabuk buldum.. Evi komşular, ahbaplarla dolu bulacağımı zan - "OhEttiRiMk Hâalde âldandığımı anla - m>itdim: Müide'beni içeri aldı. Ve ko - nuşmağa başaldık: — Dokuz senedir, yani piyango çıktı çıkalı muntazaman bilet alı - rım.. Bugün değilse — yarın, fakat günün birinde muhakkak surette kazanacağımdan emindim.. Nite - kim ummduğum — gibi de kazan - drm. — Piyangoyu kazanmadan ev - vel bu ay kazanacağınıza dair içi- nize bir şey doğdu mu 7. — Nasıl diyeyim? Bu ay büyük bir ferahlık ve sevinç — duyuyor - dum. Ahbaplarıma da söylemiş - tim, Meğer hislerim hakikaten be- ni aldatmamış.. — Kazandığmızı size nasıl ha - ber verdiler?. — Perşembe — günü idi. Saat dört olmuştu. Mutfakta dolma sa - rıyordum.. Birdenbire evin önün - de bir otomobil durdu. İçeriye bi - leti aldığım gişede bulunan bir genç girdi.. Kendisini — görünce biletime bir şey isabet ettığını an - ladım. . Bana evvelâ: — 2000 lira kazandınız! dedi... Herhalde fazla bir heyecana kapı - lacağımı zannediyordu. — Fakat ben de hiç bir fevkalâdelik gör - meyince o zaman hakikati söyledi ve: — 20.000 lira kazandımız, dedi. Dediğim gibi, günün — birinde muhakkak surette kazanacağıma emin olduğum için bu hal bende hiç bir fevkalâdelik uyandırma - dı. — Bu para ile ne yapmak fik - rindesiniz?. — Taksimde Talimhane mey - danmda bir apaârytman satm ala - cağım. « -— Mıbıpları, dostlara ziyafet falan?. — Ben öyle parayı çarçur ede- cek bir kadım değilim. .Eh, ne de olsa ahbaplara bir ziyafet vermek lâzım.. Bunu yapacağım.. Fakat o kadar. — Bir seyahat fikriniz — filân varmı?. — Bursaya kadar da — gitmek istiyorum. — Kocanız var mı? . — Hayır, on üç senedenberi ko- camla ayrıyız.. Ve on üç seneden - beri hayatrmı yalnızca kazanıyo - rum.. Burhaneddin isminde 30 ya- şımda marangoz bir oğlum var.. — Piyango almakta devam ede- — Elbette! Ve daha da bir çok defalar kazanacağıma eminim . — O halde ben de sizi daha bir çok defalar ziyaret etmeği ve size böyle tatlı sualler sormağı temen- ni ederim, , Talili Maideyi bir daha tebrik ederek ayrırldım...,, UYmumi mağazalar Ticaret odası bu mevzuu tetkik ediyor tetkik ettiği umumi mağazalar te - sisi meselesine büyük bir ehem - miyet verilmektedir. Dünyanın bütün ticaret şehirlerinde olduğu şekilde İstanbulda umumi mağa - zalar bulunmayışı ticaret erbabmnı ötedenberi fena bir vaziyete dü - şürmektedir. Umumi mağazalar tesisi hakkı ticaret kanuniyle münhasıran Ti- caret odalarmma verildiği için ta - bit bu işe kimse de girişmemekte- dir. Evvelce İstanbul Ticaret oda - sında bu hususta hazırlanmış bir nizamname de vardır. Bu nizam- nameye göre umumi — mağazalar antrepo muamelâtı, emteanın iş - lenmesi ve standarizasyonu işleri - le meşgu | olacaktır. Mağazaya malını btrakan tacire — verilecek emre muharrer sened hariçte para gibi tedavül edeceği için piyasada tabif bir genişlik husule getirecek - tir. Ticaret odası şimdiye kadar ihmal edilen bu çok mühim vazi - fesini şimdi yapmağa karar vermiş bulunmaktadır. ; —e Almanya İle ticaret anlaşması Almanya ile aramızda bir ficaret ve klering anlaşması yapılması için Berlinde yapılan müzakereler nihayet bulmuştur. Anlaşma Pazartesi günü imzalanacaktır. ——İ——-— Türkspor - Rami Dün Kıuıümrük sahasmda da gayri federeler arasında bir çok maçlar olmuştur. Bunlardan en mühimmi Türksporlar Rami ara - sında oynanan maç idi Çok güzel olan bu oyun neticesinde Türkspor kuvvetli rakibini 3 - 1 yenmiştir. Sabah Gazetelerili ne diyorlar? CÜMHURİYET — Abidin Daver imazalı makülede “Feribot işi ne ol- du?,, Diye bir mesele münakaşa edil- || mekte ve İngiltere ile Fransa arasın- da yeni başlıyacak olan bu küçük va- pur seferlerini ileri sürerek, bizim de Anadolu—İstanbul arasında böyle bir sefer ihdas etmemiz ve bunu kuvvetli yapmamız isteniyor. Maten gazetesinin bu yolda bir pro- jesi yazılıyor. Ve savaş zamanlarında pek büyük ehemmiyeti olabilecek bu işe muhakkak dikkat edilmesini öğüt vberiyor. ZAMAN — “Şeker ucuzluyor,, baş- dıklı makalede şekerin on kuruş ucuz. latılması yani otuz kuruşa satılabil. mesi işinden bahsediyor. İktisat Ba- kanlığının bu yoldaki tetkiklerini an- latıyor ve bu tahakkuk ettiği takdirde bilhassa fakir halkın çok sevineceğini | yazıyor . MİLLİYET — Fransa ile Sovyet Rusyanın yakınlaşma siyasetini ele alarak bunu tahlil etmekte ve Fran- sanın eski Avrupa siyasetiyle karşı- laştırmaktadır. Makale sahitbi Ahmed Şükrü Esmer, Alman ve Lehistan an- Taşmasına karşı bu anlaşmanın vere- ceği ünkânları tahlil ediyor ve niha- yet bu anlaşmanın bir başlangıç ol- duğunu yazarak ileride küçük itilâf ve İtalyanın da içeri alınması ihtima- dinden bahsediyor. Ve sözünü — şöyle bitiriyor: “Streza'daki görüşmelere rağmen dışarda Avrupayı iki zümreye ayıra- cak olan ittifak sıyasası almış yürü- müştür.,, AKŞAM — Adalara su gelmesin- den memnuniyet göstererek bunun şimdiye kadar ne büyük bir eksik ol- duğunu anlattıktan sonra, hafifçe su fiyatının yüksekliğine — dönüyor, ve şöyle diyor: “Biraz pahalı olmak ta- bit ise de belediyemizin bunda kâr a- aranmığa kalkmıyarak yalnız zarurt fazla masrafları terkos fiyatına zam etmekle iktifa eyliyeceğini ümit ede- SONPOSTA taiıtıl ve münakütsa yazısı yazmıştır. mpıin:l Demirle yaraladı Aksarayda Mehmed Lütfi soka- ğında 15 numaralı evde oturan Hi- dayeti ayni evde oturan Mehmed demirle başından yaralamış, ya - kaalnamıştır. Yoğurtçular döğüştü Feriköyünde seyyar — yoğurtçu Artin ile seyyar yoğurtçu — Sadık yoğurt satmak yüzünden kavga etmişlerdir. Sadık dirhemle Arti - ni başından yaraladığı için yaka - lanmıştır. Yo! vörmeyince Fatihte oturan şoför Abidin o- tomobili ile Fenere müşteri götü - rürken arkasından gelen otobüse yol vermemiş, buna kızan otobüs şoförü Ahmed Mahir, Abidin müş- terisini indiriken üzerine atılmış , kama ile yüzünden yaralamıştır. Taşila Mahmutpaşada Hamam saka - ğında oturan 12 yaşında Tevfikle arkadaşı Musa oyun oynarlarken Musanın attığı taşla Tevfik ba - şımdan yaralanmıştır. Baca tutuşlu Samatyada Selâmi Ali mahalle - sinde Ermeni yetimhanesinin ba - çası tutuşmuş, hemen söndürül - müştür. Esvi ahbaoplar Kalyoncukulluğunda oturan ÂAn don ile alacaklısı Dimitri kavga etmişlerdir. Dimitri Andonu döv- düğü için yakalanmıştır. OüÜn iki zelze!e oldu Dün şehrimizde iki zelzele ol - muştur. Bunlardan birinncisi, onu altı dakika on beş saniye geçe şid - detlice, diğeri üçü on bir dakika on saniye geçe hafif — bir surette olmuştur. Bu iki zelzelenin merke- zi Hindistandadır. Esir Kadın| ” 43 NİSAN — 1935 Nakleden: * HABER'in No. 54 — (va-Na) | — tefrikası İ Aşk ve His Romlü — Ben yokken ne yaptm?. Düşünceleri bir mevzudan 09" — Ti İ runc uçuyordu: Kadımn, bir şey anlamadı: — Evimiz !..,, diye ıöyiendh — Âşıkların var mıydı?. Hiç bir yerde, hiç bir şey ** Öyle vahşice bir sualdi ki bu ... | ğişmemişti... Bu odada olduğu $ :' Ayni zamanda, erkeğin tırnak - | bi, salonda da her şey yerli yef” ları bir pençe gibi, kadının omuzu- İşte o zaman Kâmilenin zevkine pıyın olmadı: — Beni kıskanıyor.. Kııkı.nı yor...,, diye duşundu -— 17 nan Erkek örtüler üzerine uzanmış- tı.. Yüzünü yastığa — dayamıştı. Dinleniyordu, mesu'tdu.. Kâmilenin biraz sonra geleceği bu yatakta tam bir saadet - hisse - , diyordu. Gözleri,lâke — paravanalara ve diğer oda eşyasına ilişiyordu. Per - delerin düz ve basit hatlarma ba - kıyordu... . Lâmba, vaktiyle Vahidin tayin ettiği yerde duruyordu Eşyanın ü- zerine süzülen ziya, eskisinin ay - niydi.. Ortalıkta ayni güzel koku- lar dolaşıyordu. mişti, O da buraya geldikten sonra bir şey değiştirmek niyetinde de- ğgildi. Zira, eskiden — olduğu gibi, ayni dekora bir bağlılık hissedi- yordu.. Kâmileyi bekliyordu.. Kıskançlık artık kalmamıştı. İşte bu oda eski odaydı. Burada — İhtikâr üzerine w-wmmv— - hid, bu hususta tamamiyle tatmin olunmuştu. Kendi kendine: «0 Aman yarabbi.. Beni nasıl seviyorl.,, diye düşündü. Ve, bu, o kadar basit bir şey ha- linde tecelli etmişti ki... Hatırlıyordu.. Hıtırlarken, göz- lerini yarı kapryor ve gülümsiyor- du.. Betbaht olduğunu ılerı sürerek na- sıl da yanmış yakılmıştı.. Lâkin hakikatte, hiç de mesele böyle de- ğilmiş. .Hayat onu talisiz bir adam olarak ortaya atmamış meğer.. Kendi kendini istihfaf etmiyor - İşte sonra, onu elden de kaçır - mayacaktı... Oh... Yatak sıcaktı.. . Vahid, mes'ud vücudiyle boylu Kâmile,neredeysze — geri döne - cekti. . İstikbali düşündü.. Fakat, dima- ğı daha ilerilere varmadığı için ge- ri döndü... “— Vah zavallı altı senem.. Bu altı seneyi — nasıl da heba ettim.. Nasıl heba ettim.,, ç Fakat, birdenbire: “—— Acmmamalıyım.. Bu altı se- | neiçin esef duymamalıyım.. Zira, bunlar böyle geçmeseydi, — onun beni ne kadar sevdiğini asla öğ - renemiyecektim... Onu aldattığım için bunu anlayabildim...,, İ Narane güzetr vIMASI IKLIZa ce muhafaza olunmuştu.. Bat nin süslenişi bile ayni tarzday?” Kâmile, Vahidin avdetinde, © vin eskisi gibi bulunması için DU yük bir emek sarfetmiş, bekçi' etmişti sanki.. . Şu biçare Feride de bakın £ İnsan halinden nasıl da mıyor... Âptal... Vıhıde, boyuna: — Brak onu.. Rahat bırrak": diyip durmuştu.. . hikmeti vücudu kendi şahsıydi! Bu yuvayı, Kâmile, onun için " şekilde alıkoymuştu.. Buraya d0 memek büyük bir cürüm olurdu ' “— Kâmile beni beklemiş, du? muş demek...,, Merdivenin basamakları çıt dadığı zaman, ne kadar tabii sesle: . « . . Dikkat! Turgud uyanmö” smi,, — diye mırıldanmıştı.. « 'rm'udııı P ğ Oğlu... Oğulları.... Ne de güul isim koymugîıl' Turgud... Türk ismi.. Acaba çocuk guzel mıydı?. i Kâmile, kendi guzelhğini w maktan korktuğu bu çocuğa kâ” haksızlık etmişti.. İşte, aradan 4' sene geçmişti... Şimdi, Kâmile kisinden bile güzeldi.. Tam mâr siyle harikulâde bir kadındı. Vahid, Kâmilenin çıplaklık H lini gözünün önünde canlandırd!? Fakat bu hayalinde şehvet hiss! den eser yoktu.. Şunları düşür yordu: Oğlu.... Karısı.., Evime İstikbal, ona, gayet sakin & nüyordu.. Bütün bunlar, - aralarında k de dahil - hep birlikte, ıhtıyı.t doğru kayıp gideceklerdi. ! doğmasıma ıhtıyaç yoktu! Matıt zel Jackson Turgudu büyü (Devamı var) ; İstanbul Altıncı İcra memin dan: Mahcuz olup paraya çevril ” mükarrer 135 kilo kösele 15 — ÖÇ 935 tarihinde saat 11 den 12 ye K& | birinci açık arttırma suretiyle 157 , bulda Hacı Alaettin ııaha.llestndl z ka Çeşme sokağında 4 No: lu 6 ' önünde satılacaktır. 'I'aliplerln hallinde hazır bulunacak memur” müracaatları ilân olunur. (4207) — B ERLİTZ'de L,;I," eeef Türkçe, Fransızca, Ingilizce,İtalyanca, Almanca v. S. E Kayıt muamelesi başlamıştır - Tecrübe defi* :ı ! meccanendir. * Anbara: Konvı eıddeıı Istanbul, 373 Istik'âl cadd f—

Bu sayıdan diğer sayfalar: