meye yönelik olmalıdır. — Temel eğitim ve lise SÖZEL programlarınızın — yöneldiği amaçları açıklar mısınız? — Düzeyleri farklı olmakla birlik- te iki program dizisinin bu amaç- ları aynı: Gençlere, metinler yo- luyla Türkçenin kurallarını sezdire- rek anadillerini kullanma beceri- lerini geliştirmede yardımcı ol- mak, her dizide yer alan binden fazla soruyla da gelişme düzey- lerini kendi kendilerine değerlen- dirme fırsatını vermek. Bu programların yalnızca Türk- çe derslerinde değil, dolaylı ola- rak bütün derslere yardımcı ola- cağını düşünüyorum. Üniversite giriş sınavlarında soruları doğru olarak okuyup anlayamadlıkları için başarısız olan gençlerin ya- şadıkları dramı biliyoruz. Özellikle bu yıldan başlayarak ÖSS ve ÖYS'de Türkçenin ağırlığı geçen yıllara oranla üç kaftan fazla bir artış gösterdi. Sayın Prof. Altan GÜNALP'ın açıklamaları, Türkçeyi iyi bilmeyen öğrencilerin üniversiteye girmemeleri gerekti- ği doğrultusunda. Liselerimiz için üzüntü verici bir duruma burada değinmek isti- yorum. Çeşitli kaynaklardan yetiş- miş öğretmen arkadaşlarımız, anadili eğitiminde farklı anlayış- lar taşımakta, aynı listede çalışan arkadaşlarımız arasındıa bile fark- li uygulamalar görülmektedir. Yıl- lardır müfredat üzerinde gerekli düzeltmeler yapılamadığı için li- selerimizin çoğunda dilbilgisi ça- lışmalarına dili iyi kullanma bece- risini ölçemeye yönelik olmaktadır. Hazırladığım programlar. bu alandaki boşluğu bir ölçüde dol- durursa muflu olacağım. — Daha çok sayısal verilere yönelik bir araç olan bilgisayarı Türkçe eğitiminde kullanmak nereden aklınıza geldi? — İzin verirseniz biraz gerilere gideceğim. Ailevi nedenlerle şirin bir İç Anadolu ilçesi olan memle- ketime yerleşmek zorunda kalın- ca bir orfaokulda görev aldım. Yıllardır öğretmen adaylarına te- orik olarak anlaftığım çocuk ede- biyatı ve anadlili eğitimi konuların- daki görüşlerimi uygulama fırsatı böylece doğdu, Milli Eğitim Ba- kanlığı'nın aldığı isabetli bir karar- 'a orta öğretimdle üst okullara öğ- renci hazırlama kursları açılınca bu kurslarda önce yönetici, son- ra öğretmen olarcak görev aldım. Her branştan yetenekli ve özellik- le amatör ruhlu arkadaşlarla iyi bir ekip oluşturduk. Üç yıl kadar önce ev bilgisayar- larından bu kurslarda yararlana- bileceğimizi düşündük. Okul mü- dürümüzün ve velilerin desteğiy- le kısa sürede on bilgisayardan oluşan basit bir laboratuvar kur- mayı başardık. Türkiye çalışmaları için öncelik- le ekranı yazı tahtası olarak kul- lanmayı düşündüm. Metinleri tah- taya yazmak zaman israfına ve il- gi dağılmasına yol açıyordu. İyi planlanmış bir bilgisayar progra- mındla ise istediğiniz metne bir sa- niyeden kısa bir sürede ulaşmak mümkündü. Zamanla bu prog- ramlar sevgili öğrencilerimin de katkılarıyla gelişerek elinizdeki programlar ortaya çıktı. — Programları yayına hazırlar- ken, birlikte çalıştığımız için sor- madan edemeyeceğim. Her bi- ri bir kitap yoğunluğundaki bu yetmiş eğitim programını ne ka- dar sürede hazırladınız? Sizi yor- duğumu biliyorum. Desteğiniz için de ayrıca teşekkür ederim. — Estağfurullah, yoğun bir ça- lışma yaptık ama yorucu değildi; üstelik bana lise yıllarının tatlı he- yecanını yaşahığınız için ben size teşekkür borçluyum. Süreyi sor- mMuştunuz. Yaz tatillerinde de aralıksız ça- lışmak şarfıyla yaklaşık iki yıllık bir sürede gelişti programlar. Siz de bilimsel çalışma yaptığınız için bi- lirsiniz. Bu tür çalışmalar fişleme yöntemiyle daha sağlıklı yapılır. Yıllardır biriktirdiğim fişleri düzen- leyip bilgisayara girmek süreyi ol- dukça kısallttı. — Bilgisayar programcılığını nereden öğrendiniz? Bu alanda bir kursa katıldınız mı? — Basic öğrenmek için bir kur- sa katılmayı düşünmedim. Bu ko- nuda ulaşabildiğim bütün kay- nakları derlemek ve okumakla işe başladım. Programlarımın akış di- yağgramlarını gerçekleştirmek için gerekli teknik bilgiye ulaşmak zor olmadı. COMMODORE dergisi, programcı için başlı başına bir OkUl niteliğinde. — Bilgisayarla çalışmanın öğ- rencilerin başarısına katkıları ko- nusunda gözlemlerinizi açıklar mısınız? — Bu sorunuzu kendi oğlumu örnek vererek cevaplamak istiyo- rum. Oğlum ilkokulu bitirdiğinde Anadolu Lisesi sınavlarını kazana- mamiış, gözle görülür bir bunalı- ma düşmüştü. Orftaokul ikinci sınıf- ta bilgisayarla çalışmaya başla- di. Kisa sürede dikkat, algılama, problem çözmede sürat yetenek- lerini geliştirdi. Ortaokul son sınıf- ta TÜBİTAK”ın açfığı matematik ya- rışmasında İç Anadolu Bölgesi ikinciliğini kazandı. Şimdi İzmir Fen Lisesi'nde öğrenci. Okulumuzdaki hazırlık kursları- na katılan öğrencilerimizde de bilgisayarın oldukça etkili olduğu- nu gözledik. Televizyonda genç- lerin en çok ilgi duydukları prog- ramların yayınlandığı saatlere rastlayan hafta sonu çalışmala- rında bile devamsızlık problemi olmadı. Öğrencilerimiz bilgisa- yarla çalışmayı tercih eftiler. Do- ğal olarak yetenekleri ölçüsünde başarılı oldular. Şu anda 28 öğ- rencimiz Fen Liselerinde okuyor. 200'e yakın öğrencimiz de Askeri Liseler ve parasız yatalı meslek li- selerine girerek geleceklerini gü- vence altına aldılar. — Soön olarak çok fartışılan bir konuda görüşlerinizi almak isti- yorum. Öğrencileri küçük yaşlar- da çeşitli yarışlara zorlama ko- nusunda neler düşünüyorsunuz? — “Zorla güzellik olmaz” demiş atalarımız. Eğitim, çocuk tarafın- dan bir külfet olarak algılandığı anda amacına ulaşamaz. Eğitim olgusunda veli ve öğretmenlere düşen görev, öğrencinin yetenek- lerini ortaya çıkaracak fırsat ve or- tamı hazırlamak olmalı, gerisi ço- cuğa bırakılmalıdır. — Bu söyleşi için teşekkürler efendim. — Görüşlerimi açıklama fırsatı- nı verdiğiniz için ben de teşekkür ederim.Li 43