İÇ OLAYLAR Herkesin bunu böyle bildiği, an- cak, üç ölünün mezarlık dışı bir ye- re gömülecekleri hatırlara dahi ge- tirilmezken İstanbul Belediye Mec- lisindeki oyun sahneye konulmuş- tur. Meclisin, dinleyici sıraları ev- velden doldurulmuş AP militanla- rıyla tıklım tıklım toplantı salo- nunda kürsüye bir adam çıkmış ve şöyle demiştir: — Arkadaşlar, burası bir cami- dir. Allanın huzuruna sükün içinde çıkmak lâzımdır. Arabaların gürül- tüleri bu sükünu bozuyor. Eyüp ca- miinin yanındaki otomobil parkı- nın kaldırılması lâzımdır." Bu konuşma bir müslüman tara- fından da değil, Agop Binyat adını taşıyan AP'li bir ermeni Meclis üye- si tarafından yapılıyordu. Meclisinde ne u'nun, ne O gün e Menderes'in, ne Zo latkan'ın isimleri sei Camiin ya- nında bir otopark vardı. Korna gü- rültüsü namaz kılanları tedirgin e- diyordu. Orası kaldırılmalı, mezar- lığa katılmalıydı. Bundan daha masumane bir tek- lif olabilir miydi? akat herkes, minareye kılıf a- randığından bile iyi biliyordu ki AP'li üyeler üç ölüye, mezarlık dışı özel mezar yeri yaratıyorlardı. Nite- kim karar, dinleyici AP'liler tarafın- dan "Yaşa! Varol! Reylerimiz siz- lere helâl olsun.." nidalarıyla al- kışlandı. Bir otopark için bu ne büyük hassasiyetti! Ama tertipçiler, o za- mana kadarki bütün adımlarını ba- şarıyla attıkları için herkesi kör, fi- lemi sersem zannetmekte devam e- diyorlardı. ERTUĞRULADALI Kuyuya taşı atan Söylentiler, vakalar Bütün bu olaylar bir takım söylen- tiler, Demirel'in Sükan'ı İsmet İnönü'ye,gönderip de onun müsaa- desini aldığı saçmalıkları ve fotoğ- raflı ziyaretlerle süslenirken orta- ya tarihler de atılıyordu. “3 Kasım Cuma"nın hikmeti, 29 Ekimden sonra ve 10 Kasımdan önce gelme- si olacaktı. Ankara'daki Atatürk Bulvarının kahvelerinde İnönü'nün cenaze törenine gideceği lâfı dolaş- tırılıyordu. Başka bir iddia, De- mirel'in Hasan Dinçer'e: "— Aman, ben yurt dışındayken bu işi hallet. Bir çapanoğlu çıkarsa seni Adalet Bakanlığından alır baş- ka bir makama getiririm.." dediğiy- di. Ama gerçek şudur ki hazırlıklar, sualtındaki tertipler Milli Emniyet, askeri istihbarat ve siyasi polis ta- rafından Hükümete aksettiriliyor- du ve Hükümet atacağı adımda dik- katli olmak mecburiyetim duyuyor- du, İstanbul'un karıştırılması, "Din isteriz!", "Şeriat o isteriz!" sesleri- nin yükselmesi, hattâ daha büyük taşkınlıkların (o yapılması işten de- gildi. AP'lilerle din istismarcıları bu ihtimaller (o karşısında ortaya yeni kılıflarla çıkıyorlar ve bunların, ya- pılırsa, CHP'lilerle solcuların mari- feti olacağını peşin peşin beyan e- diyorlardı. Halbuki CHP de, komü- nist olmayan sol da rejimin boş ye- re böyle bir tehlikeyle karşıkarşıya bırakılmaması gerektiğini söylüyor- lar, 6/7 Eylülü hatırlatıyorlar, Hü- kümeti basirete çağırıyorlardı. Başta Berrin Menderes ve çocuk- ları, aileler adına bir heyetin Ada- BARDAĞI TAŞI Çi his, çok anlayış, çok acıma ve çok insaf "Cenazeler Meşe - lesi"ni sükünetli bir yola sokar- ken ve hadisenin "siyasi tarafı "insani tarafın arkasında gözler* den saklanırken AP'nin İstanbul'a Belediye Başkanı olmak İsteyen meşhurlarından Ertuğrul Adalı'- nın bir çıkışı bütün sabır bardak- larını taşırmıştır. Ölülerin, aile- lerine verilmesinde geç bile kalın- mıştı. Ölülerini aileler elbette ki dini törenle kaldıracaklardı. Ölü- leri sevenleri, onların son teşyiin- de bulundukları için elbette kim- se kınamayacaktı Ama Türkiye'de ölüler mezar- let Bakanı Hasan Dinçer'le Devlet Bakam Seyfi Öztürk'ü ziyaretleri böyle bir havanın içinde oldu. Bü- tan ölçülerin bir kenara bırakıla- sürpriz olmayan karşı tepkiyi do- ğurmuştu. Bakanlar, Menderes ai- lesinden anlayış ve izan bekledikle- rini saklamadılar. Zira tepkinin de yaman olacağından İktidarın şüp- hesi yoktu. Zaten tertipçilerin ha- zırladıkları, tek başına, kâfi dere- cede barutu ateşin yanma itecek nitelikteydi. Hasan Dinçer, Bayan Menderes kendisinden ayrılırken, iri vücudun- dan beklenmeyecek bir zerafetle eğilip talihsiz ananın elini öptü. Fa- kat Dinçer, bu işin sorumluluğu o- muzlarına yükletildiğinden bu yana, daha ziyade "Öp babanın elini!" de - vip duruyordu. M.A.B. PARLAMENTO Nefesine güvenen borazancı başı! Bu a çıkışının ertesi günü, Süley rel'in, içindeki "gerçek imtihandan geçmiş olacaktır. Bu imtihan, Meclisin açılışıyla e yapılacak olan Meclis ve Sen Başkan seçimleriyle, AP Meclis ve Senato gruplarındaki yönetici se- çimleridir. RAN DAMLA lıklara gömülürler. Bazı ölülere özel yerler tahsisine kalkışıldı mı, onlara mezarlıklar dışında ma- hallerde mezar yapma çabasına girişildi mi, türbe temelleri hazır- landı mı hadise insani olmaktan çıkar. Bu ölüler bir Gençlik ve Or- du İhtilâlinin idama mahküm et- tiği kimselerse, hareketin taşıdığı meydan okuma niteliği hiç kimse- nin gözünden kaçmaz. Var mıydı, böyle bir meydan okumanın lüzumu? Üç cenaze, dost - düşman herkesin rahmet dileğini oalarak kaldırılabilecek- ken?. . AKİS