HAFTANIN İÇİNDEN (Mahkeme eliyle aldığımız tekzib) EVET yolsuzluklara karşıyız! Dersinizin 2.9.1967 tarihli 689 sayılı nüshasının 5 inci sahifesinde Metin Toker imzası altında yayımlanan, "A.P. yolsuzluklara karşıymış!" başlıklı yazıda; A.P. içinde bir takım yolsuzluklar olduğu iddia edilmekte, porselen ve zeytinyağı olayları yolsuzluklara örnek olarak gösterilmektedir. Bu yazı ile açıklanan görüş, yanlış ve hatalı te- mellere dayanmakta, verilen Örneklerin sunuş şekli gerçeğe uymamakta, örnekleri verilen yolsuzluklar ile ne A.P. nin ve ne de Hükümetin en ufak bir ilişkisi bulunmamaktadır. Porselen işinde, memlekette turistik tesisler ku- rarak işletmek için gerekli izinleri alan bir firma, maun fiyatını düşük göstermek suretiyle, verilen izin- de yazılı kıymetten daha fazla kıymette porselen it- hâl etme teşebbüsünde bulunmuş, ihbar üzerine ha- diseye el konulmuş, suçluları adli makamlara teslim edilmiş, yabancı sermaye izni iptal olunmuş, yapılan tahkikat sonucunda, izni veren organların bir suçu bulunmadığı da anlaşılmıştır. Zeytinyağı olayında ise, bir firma, İtalya'ya ma- deni yağ ile karışık zeytinyağı ihraç etmiş, mağşuş olduğu iddiası ile alıcı firma malı geri çevirmiş, olay öğrenilir öğrenilmez, Bakanlık Teşkilâtınca ve Müfet- tişlerince hadiseye el konulmuş, yapılan tahkikat so- nucunda tanzim olunan, 14.8.1967 tarihli 5 saydı mü- fettiş raporu İzmir Cumhuriyet Savcılığına tevdi edil- miş ve sanıklar hakkında İzmir Ağır Ceza Mahkeme- sinde dava açılmak suretiyle konu adalete İntikal et- tirilmiştir. Kamu oyuna, zamanında, ayrıntılı bir şekilde açıklandığı gibi, Hükümet, her iki olaya da gereken önemi vermiş, titizlik göstererek, zamanında işe el koymuş ve gereğini kısa bir süre içinde yaparak, sa- nıkları hâkim önüne getirmiştir. Bundan sonraki saf- ha, tamamen adalet makamlarım ilgilendirmektedir. Yazı sahibi yapılanları hiç bilmiyormuş gibi yazı- sında, Hükümeti, yolsuzlukları himaye ile itham et- AKİS mekte ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının, kişi do- kunulmazlığını hükme bağlayan 14 üncü maddesini de bilmemezlikten gelerek "Porselen hikâyesinin sa- nıkları ellerini, kollarını sallıyarak dolaşıyorlar.", "Zeytinyağcılar belki hala zeytinyağı karıştırıyorlar." diyerek kamu oyunun düşüncelerini çelmeğe yelten- mektedir. Ayrıca, "Üstelik, AP. İktidarı da, yolsuzluklarla cid- di şekilde mücadeleye niyetli bir iktidar intibaını hiç. ama hiç vermemektedir." diyen yazar, acaba Hükü- metin daha ne yapmasını istiyor? Anayasayı hiçe sa- yarak, kaza mercileri yetkisi ve hükümleri dışında sa- nıkların nasıl cezalandırılmasını arzuluyor? Bu arada, yazarın, kaleme aldığı yazıda, ortaya at- tığı faraziye ile gösterilen Örnekler arasındaki ilişki- sizliğe de değinmek isterim. Yazar; yolsuzlukların, AP. nin partizanca davra- nışından ve parti ileri gelenlerine bir nüfuz tanıma sistemini uygulamasından ileri geldiğini iddia ediyor, porselen ile zeytinyağı olaylarım örnek göstererek id- diasını ispat etmeğe çalışıyor. AP. İktidarı, partizan- ca bir davranışta bulunmuş ve parti ileri gelenlerine nüfuz tanımış da, porselen ve zeytinyağı yolsuzlukla- rı bu nedenle mi doğmuştur? Yoksa, bu yolsuzluklar- da AP. iktidarının bir dahil mi olmuştur? Asla, olay- lar böyle bir tutumun mevcudiyetini değil ispat et- me; hatıra getirebilecek bir nitelik dahi taşımıyor. Bir veya bir kaç kişinin yaptıklarım, AP. ye ve Hükümete maletmek ve onları suçlamak yanlış, mak- satlı ve kötü bir zannın ifadesi olur. Evet, sayın Yazar, Hükümetin bir üyesi olarak, partinin ve Hükümetin her türlü yolsuzluğa karşı ol- duğunu bir kere daha ve kesinlikle ifade etmek iste- rim, Ticaret Bakanı Ahmet Türkel