durumundadır. Tesisler halk için değil, spor yapan belirli bir zümre içindir. Yatırımlar, seyir sporuna verilecek büyük tesislere oayrıl- mıştır. Talât Akgül'ün bu sözleri, ger- çeğin veciz bir ifadesidir. Spor-Totodan elde sdib gelir- le bugüne dek yapılan yatırımla- rın incelenmesi, bu iddiayı doğru- layacaktır. Birinci beş yıllık plân döneminde, Spor-Toto gelirlerinden 195 milyon 605 liralık yatırım yapıl- mıştır. 1963 yılındaki 49 milyon li- ranın yüzde 72.2si, 1964 yılındaki 30 milyon liranın yüzde 74.3'ü, 1965 yılındaki 25 milyon liranın yüzde 95.6'sı, 1966 yılındaki 41 milyon lira- nın yüzde 77.2'si, 1967 yılındaki 50 milyon liranın da yüzde 78.1'i seyir sporları için harcanmıştır. Bu ra- kamlar, Türkiye'de, halkın spor yapmasından çok, sporu seyretme- si amacı gü üldüğünü ortaya koy- maktadır. Çünkü, seyir sporları a- macıyla yapılan bu tesislerden her yurttaşın spor yapmak için yarar- lanması imkânsızdır. Eskiden, ar- salardan sistemli şekilde kurtarıl- mak istenilen küçükler, gençler, bu- gün, top kovalayacak arsa bile bu- lamamaktadırlar. NACİ ERTEZ FUTBOL Antrenör enflâsyonu yel Federasyonunun geçen se- zon açtığı futbol antrenör kur- sunu bitirip diploma alanlardan genç bir antrenör, — Biz, çamurdan birer bebe- &iz" dedi. Sonra ekledi; — Çamurdan bebek yapan, 'ek- meğini vermedikten sonra, yap yap koy kenara demiş. Biz de bu du- rumda değil miyiz?" Genç antrenör, futbol piyasasını, Yugoslav futbolculardan sonra Yu- goslav futbol antrenörlerinin do durmasından, Birinci Türkiye Li- gi takımlarından sonra İkinci ve üçüncü Türkiye Ligi takımlarının Yugoslav antrenör özentisi peşinde koşmasından yakmıyordu. Birinci Türkiye Liginde yer alan takımlardan yedisinin -bunlar Be- şiktaş, Vefa, Altay, Altınordu, De- mirspor, Hacettepe ve Eskişehir- spor'dur- çalıştırıcısı (o Yugoslavdır. İkinci ve Üçüncü Türkiye Liginde- ki takımlarda görev yapan antre- nörlerin sayısı da az sayılamaz. SPOR Sadece bu genç antrenör değil, görev yapan antrenörlerin hemen hepsi, piyasayı bir anda Yugoslav antrenörlerin sarmasından şikâyet- çidirler. İstedikleri, Futbol Fede- rasyonunun, klüplerdeki bu özenti- ye son vermesidir. Bu konuda, bazı antrenörler, Türkiye Futbol Antre- nör ve Monitörleri Cemiyetine baş- vuracaklarını açıkladılar. Bu cemi- yetin sorumluluğunu taşıyan kişi- lerin de Yugoslav antrenörlerin a- leyhinde bulunmaları sebebiyle önü- müzdeki günlerde Yugoslav antre- nörlere karşı bir kampanya açılması beklenilebilir. Çünkü, futbol piya- sasında bugün, açıkta bekleyen bir- çok antrenör bulunmaktadır. Fut- bol Federasyonunun bütün kursla- rına katılmış olan dünün ünlü fut- bol antrenörleri bile, görev bula- mamışlardır. Naci Özkaya, Coşkun Ozan, Necdet Erdem gibi, büyük takımları çalıştırmış antrenörler şu anda boştadırlar. Bunların yanın- da, kursta başarı göstermiş, fakat bir klüple anlaşamamış birçok genç antrenör daha vardır. Bu bakım- dan, Türkiye Futbol Antrenör ve Monitörleri Cemiyetinin yabancı antrenörler aleyhine girişeceği mü- cadele hayli ilgi toplayacaktır. NACİ — AKİS COŞKUN — BASRİ — Boş bekleyen yerli mallar. NECDET 43