14 Ekim 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 7

14 Ekim 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ENİ bir Türkiye'de, yeni bir A- KİS bugün yayın bayatına baş- lıyor. Bu Türkiye nasıl, 1960 ön- cesi Türkiyesinin devamıysa bu A- KİS de, 1954'de başlayıp geçen haftaya kadar süren AKİS'in bir Birinciler olmasaydı Fakat birinci- lerde kalınsaydı, gerçeklere ve on- ların şartlarına uyulmazdı. Çok kimse, yeni bir Türkiye'- nin varlığından habersiz bulunu- yor veya, onu farketmemeye dik- kat edip bununla, onun mevcu- diyetini ortadan kaldırabileceğini sanıyor. Çünkü bu yeni Türkiye bir takım alışkanlıkları bozuyor, yer- leşmiş çıkarları tedirgin ediyor, dümenini düzende bulanlara ra- hatsızlık veriyor. Bundan dolayı- dır ki toplumun güçlü bir kabu- gu, içten gelen patlama temayülü- ne karşı koymak maksadıyla, ca- METİN TOKER nını dişine takmış uğraşıyor. Boşuna gayret. Şimdiye kadar hiç kimse, su- ları tersine akıtmaya (muvaffak olamamıştır. ÜRKİYE, Birinci Dünya Sava- şından bu yana inananlarla inanmayanların çatışması üze- rinde yükselmiştir ve sonda hep, inananlar kazanmıştır. 1918'de müstevliden savaşarak kurtulmak, Mustafa Kemal ile bir avuç ideal arkadaşının hayaliydi. Yalnız Pa- dişah çevresi değil, iyi niyetli dün- ya kadar da insan bu hayali bir tehlikeli macera olarak görüyor- du. Kurtuluştan sonra devletin, bir cumhuriyet olarak ömrünü sürdü- rebileceği gene Mustafa Kemal ile başka bir avuç ideal arkadaşıma inandıkları ihtimaldi. Padişah gi- decek, halifelik kalkacak, Cumhu- AKİS TÜRKİYE, 1967 riyet olacağız, lâik olacağız.. İnan- mayanlar, bütün bunları rüyala- rında görseler hayra yormayacak bir rufa haleti içindeydiler. Aradan zaman geçip de bir gün İnönü, artık çok partili sisteme geçebileceğimizi, varlığımızın te- meli olan Atatürk Devrimlerini de- mokratik rejim içinde de koru- ii ia ila le irkilenler arasında Şefin en ya- kın, ona en bağlı arkadaşları da vardı. Sonradan, iktidarı İnönü'- nün elinden kapıp kendi "tek par- ti hegemonyaları"nı kurmak için bu teze kavuk sallayanlar da de- mokrasinin aleyhine döndüklerin- de mücadele çetin oldu ama, za- fer gene inananlarda kaldı. İS'in rolü o günlerden baş- lar. AKİS uzun bir süre, inanan- ların safında bayrağı en önde ve en yüksekte taşıdı. Şimdi, sosyal ve ekonomik dü- zenimizin yeni şekil alması ge- reken bir devrenin eşiğinde bulu- nuyoruz. Ortada gene sm el ve inanmayanlar var. "Düzen de- gişikliği"'nin lâfı bile lie tüylerini diken diken ediyor. Dire- nirlerse düzenin değişmeyeceğini sanıyorlar. Safsata! UGÜN Türkiye'de, aksayan bir nokta olduğunu istisnasız her- kes kabul ediyor. AP ve CHP'- den geçerek, aşın sağdan aşırı sola kadar.. Bunlardan yalnız AP'dir ki düzeni değiştirmeden, herhal- de hârika Başbakanlar bulmak su- retiyle, aksaklıkların giderilebile- ceği görüşünü savunuyor. Bu, bün - evi bir hastalığı arızi sanıp, o aspirinle tedaviye kalkışmaktır. Bunun tehlikesi yok mudur Hep böyle kalırız. Daha po gittikçe dertlerimiz, sıkıntılarımız artar, deliğimiz genişler. Böyle bir tecrübeyi biz DP devrinde geçir- dik. Ders almamış olmamız, hazin- dir. Aşırı sağ ile aşırı solun reçe- teleri ellerindedir ve bunlar, ken- di ilâçlarım milletin burnuna da- yamak için fırsatı kollamaktadır- lar. Aşırı sağa göre eğer Kur'ana dönersek, hükümet nizamı olarak Hilâfeti alırsak her şey yoluna gi- recektir. Bizi bozan, bu sistemden ayrılmış bulunmamızdır. Bunun propagandasını her gün, dünya kadar irtica organı yapıyor ve bir kütleye tesir edilmediği sanılıyor- sa, baş kuma gömülüyor demek- tir. Aşırı- solun çaresi ise, komü- nist düzendir. Aşırı solun içinde bu düzenin nasıl kurulabileceği tartışmaları var. Bunlar stratejik ve taktik tartışmalar. Yoksa, e- sasta bir görüş farkı yok. Dünya- dan kalkmış bir sosyalizm anla- yışı, komünist düzene paravana o- larak kullanılıyor. O propaganda da, başka bir zümre üzerinde başardı sonuçlar vermektedir. Bir yandan genç ba- zı aydınlar, ama diğer taraftan tabana da ait kalabalıklar bu ede- biyatın cazibesine kendilerini kap- tırmaktadırlar. CHP'ye gelince.. Türkiye'nin 1 numaralı reformcu partisi Orta- nın Solu politikasına satılmıştır. Ne var ki, Ortanın Solu hâlâ geniş bir aydın çevre için de, küt- leler için de, memleketin sağlam kuvvetleri için de, hatta CHP'nin kendisi için de bir zümrüdü anka kuşudur. Onu Kaf dağından tutup, Türkiye'ye getirmek lâzımdır. ŞTE, 1967 Türkiyesi. Yeni bir fi- | kir plâtformuna erişmiş, mese- bunların hal yolunu henüz ara- yan canlı, heyecanlı bir toplumun yaşadığı ülke: 1967 Türkiyesi. Dikenin bütün iyi niyetlilerinin, bunca karışıklık arasında toplu- mun doğru yolu tutması için se- ferber , olmaları (o gereken yıldır, bu, 1967

Bu sayıdan diğer sayfalar: