ÜNİVERSİTELER AÇILIRKEN YUVAYA DÖNENLER "Sağlam kafa, mini-etek üstünde bulunur” Zeki bakışlı, gülümse İ: — Adım, Gülay Taşcıkara. Fransız Filolojisine gidiyorum. Ankara Antep'ten, hele Kilis'ten birçok bakımdan değişik. Üç yıl € Veni İri geldiğimde, kız ve- ya erkek, a yanaşamıyordum, güvenemiyor. dum. Soruna, ö e kutlarla, vi yavaş, da erkek öğ- rencilerle ei etmeye başladım — Evlenmeyi düşünüyor Musunuz?" Tabii", evlenmek lâzım Ama, önce mesle- gimde ilerlemek, okumak istiyorum." "— Anlaşa arak, yani önceden tanışıp flört ederek mi, yoksa doğrudan doğruya mı evlenmeyi tercih e- dersiniz?" — Elbette ki, anlaşarak... Geride bıraktığımız hafta İçinde, yani Üniversite ve yüksek okulların açıldığı veya açılmak üzere oldu- ğu bir akşamüstüydü. Tatil fiilen bitmişti. Saat 20.30a geliyordu. Karanfil sokaktaki Yenişehir Kız Öğrenci urdunda aa faslı başlıyalı 15 dakika olmuştu. İda- sveter-etek giymiş gençkiz, hafifçe " re kıs indeki büyük masanın üzerinde du- ran kat defterleri açılmış, Öğrenciler, yurtta bulun- duklarını veya yurda döndüklerini ispat etmek üzere, tek-tük, imzaya gelmeye başlamışlardı. Saat 21'e doğ- ru birde n büyük bir gürültü koptu. Yurttakiler, mer- diyenlerden koşarcasına iniyor," sokakta olanlar te- Şi, büyük demir kapıdan içeriye giriyorlardı. Ki- sabahlık ve bigudilerle, kimi de şık sokak kıyafe- b. gelmişti. Yurdun, siyah kısa saçlı, simsiyah göz- lü Müdiresi Meliha Tanyeli, Balam bigudiler, sırt- larında sabahlıklar ve ayaklarında tokyolarla bir ko- 22 u imzaya gelen öğrencilerin, patlayan flâşlar karşı- sında attıkları çığlığa içten gülüyor ve tatlı bir sesle çıkışıyordu: — Size defalarca söyledim, giyinip de inin, bir- gün yakalanırsınız, diye. Sosyalizm ve mini - etek A lu katlı Yenişehir Kız Öğrenci Yurdunun öğren- cileri, günlük yaşayışları' içindeydiler. Yatakhanenin birinde "Bir içim su", "Altın tasta üzüm var" türküleri hepbirağızdan söylenirken, Tek- nik Yüksek mn Okulu Nakış bölümünden Is- patalı Dilek Gökoğlu, yatağının kenarına oturmuş, kasnağa gerili beze şiir işliyordu. Bir başka yatakha- nede kızlar, modern dansları öğrenmeye çalışıyorlar- dı. alışma odalarında ise çıt yoktu. ba kaldırıp ziyaretçilere bakmıyordu bile. Iraklı Tıp 6ğ- rencisi oHaule ülmümin, yurdun lokantasında oturmuş, ci kaldığı için bir başına yemek yiyordu. Ankara" sevdiğini, Irak'la Türkiye arasında fazla bir trk bulunmadığım, sadece Türkiye'de kız - erkek arkadaşlığının daha tabii olduğunu söyledi. Diyarbakır'dan Filiz Oğuzata, İskenderun'dan Ca- nan Altunlu, Manisa'dan Serap Bakır, Kars'tan Son- nur Coşkun ve sohbetteyken, Müdire Meliha Tanyeli (yavaşça ortadan Ee ybolmermiğii. Öğrenciler, kapıların 21 'de kapanmasından şikâ- yetçiydiler. Zaten ders çalışıyorlardı, 21'den sonra sokağa çıkıp da ne yapacaklardı; ama şu, koşarak imzaya yetişmek yok muydu, işte ona deli oluyorlardı! AKİS