James Bond'un Ölümü Bond. diye biriydi. İsim hoşuna gitmişti. e Fleming sonradan şöyle diyecektir - Babayani ve sade bir ad arıyordum. James Bond tam İstediğim isimdi". Fleming, yazı makinesinin başında,. loş odasında tam yedi hafta çalıştı. Her sabah, saat dokuz ile öğ- le arasında, nişanla Ajme b ahçede resim, yaparken yatıyordu. Öğleye doğru bahçeye çıkıyor ve tropik güneşinin altında uzanıyordu. Sonra yemeğini yiyor, bir saat dinleniyordu. Saat beşte odasına dönüyor, o sabah yazdıklarını okuyor sayfaları bir dosyaya yer- leştiriyordu. Altıbuçukta, günün ilk viskisini dudak- larına götürüyordu. 18 martta, kitap tamamlanmışa: Fena adam Rak- kam, James Bond tarafından yenilmişti ve "orospu- karı" Vesper Lynd ölmüştü: 62 bin kelimetik bu ma” cerasında 007 ilk zaferini kazanıyordu! "Bir kumarhanenin, sigara dumanı ve terden te- şekkül eden kokusu, Şabanın üçüne doğru mide bu- landıracak hal alır. Oyunun sebep olduğu sinir yıp- ranması tahammül edilme? duruma gelir. Bu yıpran- ma hırsın, korkunun ve asap gerginliğinin sonucu- dur. Hisler uyanırlar ve isyan ederler." James Bond kitaplarının ilki, "Casino Royal" işte böyle başlar rhaneler, lan Fleming için meçhul bir âlem dir. Romanın kötü adamı, Rakkam, Fleming'in harp yıllarında (o tanıdığı bir astrologun eşidir: . Alister Crowley. Fiziği itibariyle ve huyu, âdetleri itibariy- le.. Zaten Fleming'in sonraki kitaplarında da kötü a- damlar, az veya çok, aynı cizgileri taşıyacaktır. Buna mukabil, "Casino Royal"de ortaya çıkan ve bütün James Bond'larda iş olan, 007'nin âmi- ri, ihtiyar amiral ye Bakanlığındaki giz- li servisin şefi Amiral Gödtey'değ çok şey alacığlır. Amiral Godfrey, Fleming'in patronu olmuştu zahmet çektiği sanılmamalıdır. dan böyleleri çok gelip geçmiştir. Zaten bu çeşit, az vahşi, James Bond'un cazibesine dayanamayan: fakat fizli ajanın hayatına musallat olmayacak tarzda, manında ölmesini bilen kadınlar Fleming'in bütün romanlarında bulunacaktır James Bond'un kendisine gelince.. O da elbette, lan Fleming'in modeli üzerine yaratılmıştır. "Moskova'ya, sevgilerle" Jan Fleming'in hayatının en maceralı kısmı, herke- sin, bir savaş ihtimali karşısında heyecan içinde bu- lunduğu 1939 yılının mayıs ayında Londra'nın meş- hur Carlton lokantasınd. John Godfrey ile yediği yemekle başladı. Sonradan, 1940'da, bir alman bombası bu tarihi lokantayı yerle bir etti. Carlton'da "büyük bakanlıklar"ın mensupları toplanırlar ve mi- safirlerini, aralarında hayli mesafe bulunan -konuşu- * 36 lanlar doyulmasın diye.., masalarda ağırlarlardı. O tarihte lan Fleming, borsayla ilgili bir şirkette basit bir memurdu. Görevi, elinde para bulunan kim- mak, onlara dilerini şirketin başka ve daha müşahhas mensuplarına devretmekti. Amiral Godfrey i ise yılın başında, Bahriye Bakan- lığının gizli servisinin başına getirilmişti.Bu servis 1914 savaşı sırasında İngiltere'nin en başarılı ve ve- rimli istihbarat servisi olmuştu. Şimdi yeni bif sa- vaşa gidildiği hissi hâkimdi ve servisin tekrar can- landırılması isteniyordu. irale Fleming, İngiltere Bankasının müdürü tarafından "işe yarar ve becerik- li biri" diye takdim olunmuştu. lan, bir subay olan Valentin Fleming'in ikinci oğ- lu ve İskoçyalı banker Robert Fleming'in torunuydu. Avam kamarasında milletvekili bulunan Valentin Fle- ming 1917'de cephede ölmüştü. Tan, hayattaki ilk "görülmemiş başan"sını Eton kolejinde kazandı. Arka arkaya iki yıl "victor ludo- um", yani atletizm şampiyonu oldu ki, o zamana ka- m bunun bir eşi yoktu. Öğrenci olarak fazla parlak değildi, Daha ziyade muhteristi. Fakat özel bir isti- konuşan lı, kibar tavırlı, hafif züppe giyinen, kadınlar üzerin- deki tesirini bilen, yakışıklı bir gençti. Bir futbol kar- şılaşmasında kırılan ve gümüş plakla tutturulmuş burnu, hatlarına erkeklik ekliyordu. yaşında Reuter ajansına girdi. Maddi bakım- dan rahattı. Ama parayı, iyi hayatı seviyordu. Baba- sı ölmüş, annesine bütün servetini, iki oğlu kendisini tatmin etmediği takdirde onları mirastan mahrum etmek hakkıyla bırakmıştı. 25 yaşında ajans kendisi- ni Moskova'ya gönderdi. O sırada Rus başkentinde bü- tün İngiltere'yi şiddetle ilgilendiren bir duruşma ce- reyan ediyordu ve lan'ın Rusça bilmesi kendisi için avantaj olmuştu. Sovyetler Birliği hükümeti, bir elek- trik kumpanyası hesabına çalışan altı İngiliz mühen- disi casusluk yapmakla suçlamış ve tutuklamıştı. Du- ruşma açık olacaktı. lan, Fleming, o tarihte Avrupa'- nın en ilgi çekici tren seferi addedilen Kuzey Ekspre- siyle 6 nisan 1933'de Varşova üzerinden Moskova'ya hareket etti, Genç adam, kendisin! göstermek arzusuyla do- luydu. O günlerde gazetecilikte başarının ölçüsü ha- berler) erken vermekti. Atlatmaların esasını hu teş- kil ediyordu. Fleming, tanıklarla mülakat yapmak is- tedi. Gerekli izni alamadı. Üstelik sansür de vardı ve muhabere gereği gibi sağlanamıyordu. Bir sürü İngi- liz gazeteci Rus başkentine dolmuştu ve herkes, 1 nu- mara olmak arzusuyla yanıyordu. Bunların çoğu bir yalan olur diye santral kızlarıyla ahbaplık kurmaya çalıştılar. Fleming başka bir yol tuttu: San- sür memurlarından Mironof adım taşıyan biriyle ar- kadaş oldu. AKİS