YURTTA OLUP BİTENLER Meydanlarda seçim nutku atan- lar örneği, masanın üstüne çıkan Demirelin, TRT mikrofonuna yap- tığı konuşma şu oldu: "— Afettir. Allah tekrarından saklasın. oCanlarını kaybedenlere Tanrıdan mağfiret, yakınlarına baş- sağlığı dilerim. Her türlü tedbir a- lınmıştır ve alınmaya devan edile- cektir Vatandaşla, kendileriyle (o ko- nuşmak için kollarını açarak yanına ağıran Demirel, etrafını saranlar- la tek kelime konuşmadan Bakanla- rım dinledi ve arabasına binerek, 200 metre ilerdeki, yıkılan bir apartma- nın enkazım seyretmeğe gitti. Ora- dan, Hastaharienin bahçesini dol- duran hastalara gidildi. Ağır yara- lılar İzmite nakledildiklerinden, ha- fiflerden bazıları Hastahanenin bah- çesindeki (o yataklara yatırılmıştı. Bahçeyi dolduran hastaların çoğun- luğunu ise, felâketle ilgisi olmıyan normal hastalar teşkil ediyordu. Diriye nutuk, ölüye dua Halk susuzdu, ekmeksizdi, çadır- sızdı. Enkazlar kaldırılmamış, dükkânlar açılmamıştı. Bütün bun- ların nedenlerini soracak bir Baş- bakan, saat 10.00'da, 2. Tümenin bahçesindeki çardak altında, etra- fına sekiz Bakan ve dört generali alarak yaptığı basın toplantısında, "Bakanlarının bütün gece uyumadı- ğından, kendisinin Konyadan geldi- ginden" söz etti; enkaz kaldırma fa- aliyetlerinden ötürü askeri ve sivil idarecileri övdü. Demirelin “çardak altı" basın toplantısı bittikten 20 dakika sonra, Cumhurbaşkanı Sunay, Adapazan- na girdi. oSunayın bir fırtına gibi gelişi, arabadan inmeden caddeyi geçişi ve 2. Tümenin bahçesinde istirahate çekilişi 25 dakikayı aldı. Burada, Genel Kurmay Başkam ile birlikte, Vali Erişten bilgi alan, sı- cak çayını yudumlıyan Cumhurbaş- kanı, Adapazarını terketti. Dokunulmazlık Kapı açılıyor Bir grup milletvekili, Parlâmento binası ile Bulvarı birleştiren yol- da yorgun adımlarla ilerliyordu. Dalgın ve düşünceliydiler. İnzibat kulübesini geçip, Halkevinin hizasın, dan dönerek Bulvara çıkınca birden şaşırdılar, önlerinde, caddeleri ve bulvarları bomboş bir Ankara var- 8 dı. Bu değişik manzara karşısında irkildiler. Şeref Bakşık, Gökdelene ve daha aşağıda, Büyük sinemaya doğru uzanan bomboş caddeye ba- kara "— Ankarayı hiç böyle görme- miştim" dedi. Birisi cevap verdi: — Sağolsun AP'liler; kimbilir daha neler gösterecekler bize! Olay, geride (o bıraktığımız haf- tanın sonunda Cuma günü cereyan etti. -Demirelin, önemli işleri Cu- maya rastlatmak huyunun yeni bir örneği-. O şurada saatler 05.30U gösteriyordu. Güneş doğmak üze- reydi. AP İktidarı, az önce muradına ermiş, Çetin Altanın yasama doku- nulmazlığını, 12 saat suren geceyarı- sı oturumu ile kaldırmıştı. Biraz yukarıda. Meclisin çıkış kapısı önünde başka bir tablo şekil- lenmişti. Kapıdan çıkan APli mil- letvekilleri, bir grup gençle karşı- laşmışlardı. Göğüsleri TİP rozetli ve bir kısmı bıyıklı gençleri görünce, birden durakladılar. Onbe a genç TİP'li ile üç-dört A 5-6 metre mesafeden, en az bir hi birbirlerini Süzdüler. Bu bakışlarda neler yoktu ki!.. Taksi durağına git- mek için kapıya çıktıkları anlaşılan AP'liler, usulca geri döndüler ve içeri girdiler. Aslında AP'liler, lü- zumsuz yere geri dönmüşlerdi. Çün- kü, kapının önündeki gençler kendi- AKİS lerini değil, Çetin Altanı bekliyor- lardı. Ama AP'liler bir şeyi biliyor- lardı: Açtıkları kapı, her çeşit ihti- malin bulunduğu yeni bir devreye bakıyordu. Birkaç saat önce bu hususu, tec- rübeli İnönü, o kendine özgü, gös- terişsiz, az sıfatlı konuşma üslübu ile şöyle belirtmişti: "— Şimdi yeniden bir şiddet po- litikasına girmek için açık kapının önüne geldiğimizi ta tahmin ediyorum; ondan sakınıyorum Rahatlayan AP'liler Tahminler, AP'nin, herşeye rağmen bu kapıyı açmıyacağı, Seçim Ka- nununda, temel hakları ve hürriyet- leri tahdit eden kanımda olduğu gi- bi, bir noktadan geri döneceği şek- linde idi. Ama bu defa AP, adımını attı. Emri, dokunulmazlığın kaldı- rıldığı geceyarısı görüşmesinden bir gün önce Demirel verdi. Bazı AP'li- ler, gündemde şuası yaklaşan doku- nulmazlık dosyalarına ilişilmeme- sini, eğer ilişilirse, çoğunluk sağla- namıyacağı için AP'nin yeni bir ye- nilgiye uğrayarak müşkül duruma düşebileceğini Başbakana Mecliste söylediler. Demirelin buna cevabı, — Çoğunluğu mutlaka sağla- yın!" oldu. Nitekim çoğunluk, Ankara dışın- daki AP'lileri de çağırarak sağlan- dı. Ertesi gün AP Grupu, bütün ki- nini ve hırsını ortaya dökerek kav- galı geçen saatlerden sonra, Çetin Anayasa Mahkemesi Son merci 29 Temmuz 1967