YURTTA OLUP BİTENLER bu kadar başarısızlık Fösiemmesi mucizesi -yeni devrin, Süleyman mirel mucizesinden sonraki tek mu- cizesi budur- o zayıf hükümetlerle Türkiyenin güç şartlarına çareler aranmasının neticesidir. İkinci Demirel Hükümeti bu dev- renin daha devam edeceğinin işare- tidir. Hükümet "Olunca olur!." (Kapaktaki o yolculuk) ygeftanın başında Pazartesi sabahı, Paraşüt kulesinin karşısındaki u- zun ve gri binanın önünde kırmızı plâkalı bir otomobil durdu. Şofö- rün saygıyla açtığı arka kapıdan inen kahverengi pardesülü, kalın bıyıklı şişman adamın adı Sâadet- tin Bilgiç, o andaki sıfatı ise "Ulaş- tırma Bakam" idi. Bu manzaraya bakılırsa, birbu- çuk yıldanberi sözü edilen ve niha- yet gerçekleşen "kabine revizyonu" Demirelin a ile sonuçlan- mıştı. Öyle ya, Başbakan, ana mu- halefet partisinin karışıklık geçirdi- $i bir anda kabinesini kuvvetlendir- miş, üstelik, Gruptaki hizip liderine -Başbakan Yardımcılığı istediği bi- lindiği halde- Ulaştırma Bakanlığını Kulağa Küpe Sen asıl ötekilere bak! Şi “kampanya” modası var ya.. Bizim Çerkez Et- Hem de C.H.P. teşkilâtı içinde bir "kendine acındırma o kam- panyası"na girişti. o İzmirde şöyle yakınmış: "Siyasi o hayatımızda o bize hiç bir vakit bu kadar sövül- medi. Ama bize asıl zor gelen bizim hakkımızda bizim par- tililerimizin o söyledikleri, bi- yazdıkla- zim gazetelerimizin ri.” Sen onlara ne üzülüyorsun, aa Çerkez Ethem? oÜzülecek' sen, karşı partinin adamları, karşı partinin gazeteleri şimdi senin için ne söylüyor, ne ya- zıyor, ona üzül.. AKİS Demirel, 31 Mart günü iki âmâ ile Görenler ve görmeyenler kabul ettirerek tesanüdü sağlamış ve bir taşla birçok kuş vurmuştu. Tabii bu hüküm, dış görünüşü iyim- ser şekilde yorumlamaktır. Başba- kan Demirelin şu kabine revizyonu ile çok yönlü bir politik hamleye gi- riştiği ise muhakkaktır. Bu hamle oldukça renkli ve eğlenceli safhalar geçirmiştir. Geçen haftanın başından itibaren kabinede değişiklik haberleri AP kulisinde yeniden yoğunluk kazan- mağa başlamıştı. Listeler yapılıyor, Başbakanın hangi etki ve ölçülerle hareket edeceğine dair tahminlere girişiliyor, hattâ bazıları, son bir- buçuk yılda zuhur eden bir oyunu, "Bakan Toto"yu oynuyorlardı. Bu oyun basit, fakat eğlenceliydi: Ka- bineye girecek (OBakanları mahcup "Bakan adayları"nın bulunduğu top- luluklarda tahmin etmeye, bu yön- de iddiaya tutuşmaya dayanıyordu. Perşembe günü öğleden sonra ise Senato kulisinde, kral dairelerinde- ki taht plâtformunu andıran yük- sek yerdeki rahat koltuklarda, "Bakan Toto "dan da tatlı yeni bir oyun oynanmakta idi. Burada grup halinde oturan AP'li senatörler, gö- rünüşte çok ciddi idiler. Koyu renk bir elbise giymiş olan Turgut Cebe- nin etrafında saygılı tavırlarla top- lanmışlar ,onun ağzının içine bakı- yorlardı. Turgut Cebe, kendisine so- rulan memleket meseleleri ile ilgili sorulara, sağındaki ve solundaki koyu renk elbiseli senatörleri işa- ret ederek, "Enerji Bakanı, bu se- nin sahana giriyor, sen cevaplan- dır", "Bu, bir hükümet omeselesi- dir" gibi cevaplar veriyordu. Grup- tan birisi bir Coca-cola ısmarladı ve sonra Turgut Cebeye sordu: "— Sayın Başbakan, Süleyman mi de kabinenize alacak mısı- gm Cebenin kaşları çatıldı e, "— Şimdilik o, bahis konusu de- ğildir" diye cevap verdi ve kabine- 8 Nisan 1967