TİY A Almanya Bochum'da Shakespeare A sağıda okuyacağınız yazı, bir süre önce Almanyanın önemli şehirlerini gezmiş o- lan Tiyatro yazarımız Lüffi Ayın gezi izlenimlerinin üçün- cüsüdür. Gelecek sayımızda son bulacak olan bu izlenim- lerin tümü, tiyâfrosever AKİS okuyucuları için, alman tiyat- ro sanatı ohakkında en yeni bilgiler ve haberlerle dolu bir kaynak niteliğindedir. İkinci Dünya Savaşında yıkılan Boc- hum tiyatrosunun yerinde, 1953 denberi bir değil, iki tiyatro binası yükselmiş: ünlü mimar Prof. Ger- hart Graubner'in eseri -benzerleri- nin en güzeli- olan 922 kişilik "Scha- uspielhaus" ile bitişiğindeki 400 ki- şilik "Kammerspiele". İkisini de şimdi Hans Schalla yönetiyor. O da Shakespeare'in eserleriyle işe başlamış, ama S. Schmidt'in klâsik üslübunu yavaş yavaş "anti illusio- niste" tiyatroya tercih etmiş, mo- dern eserlere daha çok yer verme- ge başlamış. ben, o gece, Bochum tiyat- rosunda gene bir Shakespeare düm: "Windsor'un Şen Kadınlar Niels - Peter Rudolph'un ili TR O oynanan bu Shakespeare komedisi- nin, hattâ Günter Gube adında genç bir aktörün oynadığı ünlü Falstaft rolünün, yorum ve kompozisyon o- larak, olağanüstü bir yönü yoktu. Ama ahenkli, canlı bir topluluk, öl- çülü bir oyunbirliği içinde, dünya- nın her yerinde zevkle seyredilecek bir Shakespeare komedisi oynuyor- du. Zaten alman sahnelerinde ola- ganüstü, temsillere az rastlanıyor. Ama, nereye gitseniz, en küçük şe- hirde bile, modem bir tiyatro, mü- kemmel bir teknik, hiç bir yönü aksamıyan iyi çalışılmış, üstün se- viyeli bir icra buluyorsunuz. Bunu sağlamak, kişisel (başarılara daya- nan parlayışlardan daha güç ve da- ha önemlidir. Yeni Köln Operası gochum'dan Bonn'a giderken, yo- lumuzun üstünde olan Kölne uğ- radık. Burada kalıp temsil görme- mize programda yer ayrılmamıştı ama, yeni yapılan Opera ve Tiyat- ro binalarını gezip görebilirdik. 890 bin almanın yaşadığı Köln, eskidenberi, gotik mimarinin sayı- lı anıtlarından biri olan 160 metre yüksekliğindeki katedrali, bir Ode dünyaya oradan yayıldığı söylenen vve adını taşıyan- "kolonyası ile meşhurdur. Şimdi bunlara, mimar Riphahn'ın plânlarım çizdiği çok o- rijinal, cephesi balkonlarla süslü O- Köln Şehir Operası ile Şehir Tiyatrosu Tiyatro mimarisinde yenilik 8 Nisan 1967 perası da katılmış. On yıl önce per- desini açan bu yeni Şehir Operası, manyanın en büyük yeni tiyatro binalarından biri, daha doğrusu bir tiyatro binaları bloku. Çünkü için- de üç sahnesi ve salonu var. 1346 ki- şilik bir Opera, 920 kişilik bir Tiyat- ro ve 329 kişilik "Kammerspiele" -O- da Tiyatrosu-. Hepsine birden "Köln Şehir Sahneleri" deniliyor. Operanın mimarı, güzel bir bu- luşla, galeri seyircilerine şimdiye kadar hiç düşünülmemiş bir "kolay- lık"ta bulunmuş. Geleneksel, daire- vi locaların yerine, salonun üzerine doğru uzanan balkonlarla onlara en liği 25, derinliği 22, yüksekliği (29 metre. Bunun gerisinde 500 metre- karelik bir dip sahnesi var. Sol yan- da 396, sağ yanda da 306 metreka- relik iki ayrı sahne. Orkestra çuku- ru ise 100 müzisyeni rahatça alacak büyüklükte. Bu ölçüler içinde ne- ler yapılmaz! 1960'da açılan Şehir Tiyatrosu sahnesinin 470 metrekarelik ana sah- nesinin 23 metre genişliği, 20,5 met- re derinliği, 22.25 metre de yüksek- liği var. Bu sahnelerin teknik tesi- satı, demir perdeleri, sema perdele- ri, elektronik ışık cihazları, televiz- yonları, asansörleri, döner sahne- leri, efekt odaları, hoparlörleri, o- tomatik akustik, klima ve yangın tertibatı, daha neleri, neleri yok ki... Alman sahnelerini, hele yeni yapı- lanları gezdikçe, insanın, bütün al- man sanayiinin sanatın emrine ve- rildiğine inanası geliyor. Öyle sanı- yorum ki biç bir ulus, sahne tesis- leri bakımından, alınanların gerçek- leştirdikleriyle boy ölçüşemez. Bonn'da tiyatro Bunca teknik tesisatla pırıl | pırıl cihazların nasıl işlediğini, neler sağladığını -yani oyun- göremeden Kölnden ayrıldık. Bir saatlik bir o- tomobil yolculuğundan sonra önce Bonn'a, sonra yanıbaşındaki -kala- cağımız- Bad Godesberge vardık. Bonn, Beethoven'in doğduğu, ço- cuk denecek yaştayken saray orkes- trasında keman çaldığı (o şehirdir. 1959'da üçüncüsü yapılan "Beetho- venhalle", her iki yılda bir, dünya- nın en ünlü icracılarını, sonbahar- da, burada topluyor, eserlerini çala- rak, dâhi besteciyi anmalarına vesi- le oluyor. Ama bu şehrin şimdi. 1965'denberi, gidilip görülmeğe de- ger bir büyük ve modern tiyatrosu da var. 29