SİNEMA sokulacak reklâm filmlerinin one kadar uzunlukta olacağının ve ne- relere yerleştirileceğinin, televiz- yon şirketine bağlı 101 istasyonun yöneticilerine bırakılması büsbütün acaip bir durum ortaya çıkarıyor, "Bir cinayetin anatomisi" Birleşik Amerikada 101 ayrı versiyonda oy- natılıyordu. Hizaya gelenler Gersi Preminger, televizyonda böy- le bir olayla ilk defa karşılaşmı- yordu. Ancak, bu sefer Preminger, hukuki yönden kendisini karşı hü- cuma geçecek kadar sağlam hisse- 34 diyordu. Çünkü yaptığı o sözleşme çiğnenmiş, filmleri televizyonda oy- natılırken yapılacak değişiklikler kendisine önceden bildirilmemişti. Ancak, Preminger'in başvurduğu mahkemenin yargıcı -bir sinemase- ver olmasına rağmen- "Bir cinaye- tin anatomisi" filminin yaratıcısını hukuki yönden haklı görmedi. Te- levizyona karşı açtığı bu kampan- yanın ilk raundunda yenilgiye uğra- yan Preminger ise "birkaç yıla ka- dar filmler televizyonda hiç eksik- siz gösterilecektir" diyerek temyize başvurdu. (İlâncılık: 7968)—127 AKİS Henüz dâvanın kesin sonucu a- lınmamakla birlikte, ihtiyatı elden bırakmıyan televizyon şirketlerinin, Preminger'in ileriye ait bu tahmini- ni doğru çıkaracak şekilde davran- maya başladığı gözden kaçmamak- tadır. Nitekim Preminger'in son ola- rak televizyonda gösterilen "Advise and Consent - Washington'da fırtı- na" adlı filminde ancak bir-iki kü- çük kesinti yapılmıştır. Hattâ, fil- min kahramanlarından birinin ho- moseksüel olduğunu belirten ve te- levizyonda yer almasına hemen hiç izin verilmiyen bir durumu anlatan sahneler bile kesilmemiştir. o Rek- lâm filmleri için füme yalnız yedi kere ara verilmiş, bu aralar da en elverişli noktalarda yapılmıştır. Oy- sa aynı televizyon şirketi daha Önce Preminger'e bu filmin gösterilmesi sırasında önemli kesintilerin oyapı- lacağını gösterir bir liste vermiş, fa- kat bu kesintilerin yapılmasını Pre- minger kesinlikle reddetmişti. Şim- di televizyon şirketinin kendiliğin- den yola gelmesi, Preminger'in ve öbür sinemacıların "film kasapları"- na karşı açtıkları mücadelenin ilk raundunun adli yönden başarısızlık- la sonuçlanmasına rağmen etkili olduğunu ortaya koymaktadır. Kal- dı ki, daha geride temyiz vardır, başka dâvalar vardır, televizyon şir- ketlerine toplu boykot kararı alın- ması gibi ihtimaller vardır. Bundan dolayı, Preminger'in "birkaç sene- ye kadar filmlerimiz televizyonda hiç kesintisiz gösterilecektir" keha- netinin gerçek eşmesi büyük bir ih- timaldir HERKES OKUYOR 8 Nisan 1967