İKTİSADİ Turizm Nisan balığı Birleşmiş Milletler Teşkilâtına bağ- lı iktisadi ve Sosyal Komisyo- nun aldığı bir kararla, 1967 yılı, "dünya turizm yılı" olarak ilân e- dilmişti. Yeryüzündeki küçük-büyük bütün ülkeler, kendi imkânlarının sınırları içinde çaba göstererek, 1967 turizm yılının başarılı geçme- sine çalışmaktadırlar. Turizme kal- kınmanın bir manivelası gibi (o ba- kanların kabarık bir sayıya ulaştığı Türkiye de, elbette ki bu akımın dı- şında kalamazdı. Esasen Nisan ayı- ran birinci gününü turizm mevsimi- nin başlangıcı kabul etmenin gele- neksel hale geldiği oTürkiyede, bu vesile ile törenler düzenlenip, dik- katlerin turizme ve turizm dâvasına çekilmesi gerekirdi. Bu amaçla, I Nisan 1967 Cumar- tesi günü Başkentte, Türk o Stan- dartları Enstitüsünün ültra - mo- dern salonlarında, oldukça parlak bir törenle işe girişilmesi plânlan- mıştı. Hazırlanan şatafatlı progra- ma göre, 1967 yılı turizm mevsimi- ni Başbakan Demirel bir konuşma ile açacak ve bunu, daha çok ihti- sasa dayanan konuşmalar izleye- cekti. martesi günü Türk Standart- ları Enstitüsüne gidenler, her tara- fı sarmış bir rahatsızlığı daha bina- ya e duydular. Huzur, ra- inlenme ve yeni dünyaların fet- lum içinde başlamıştı. ğı en çok duyan kimse ise, açılış VE MALİ töreninin ev sahipliğini yapmakta ci- lan Turizm ve Tanıtma Bakanı Ni- hat Kürşat oldu. Çünkü o gün, sa- bahın ilk, saatlerinde Başbakanlık binasında, bir Bakan için olağanüs- tü sayılacak olaylar cereyan ediyor- du. Herkes gibi, Nihat Kürşat da cereyan eden olaylardan haberliy- di. Başbakanlık binasında (o karar- gâh kuran Süleyman Demirel, ba- zı yıpranmış Bakanları birer birer makamına çağırarak, istifaya zorla- ma işlemine girişmişti. Demire) Hü- kümetinin kurulduğu ilk günden başlayarak gazete sütunlarından in- meyen ve "Yetersiz Bakanlar" lis- tesi adıyla yayınlanan listeleri süs- leyen kimseler arasında sık o sık, Turizm ve Tanıtma Bakam Kürşa- tn da adının geçtiğini hatırlayan- lar, Bakanın telâşını yadırgamadı- lar. Saat 11.30 için öngörülen tören başlangıcı gelip çattığı halde Baş- bakanın ortalıkta görünmemesi her şeyi unutturdu ve Hükümetin is- veya Bakanların ( değiştiril- mesi konusunu birinci plâna ili- verdi. Başbakanın gecikmesi neza- ket ölçülerini aşan bir şekilde uza- yına, öngörülen program değiştiri- lerek, açış konuşmasını Başbakan yerine Turizm ve Tanıtma Bakanı- nın yapması yoluna gidildi. "Kuponlu tatil" A detâ ne söyliyeceğini bilmez ha- le gelmiş bulunan Turizm Baka- nı, konuyla ilgili olarak, aklına ge- lenleri gelişigüzel sıralamaya ( baş- ladı. Rakamlar verdi. Başka ülkele- rin turizm hareketlerinden örnekler gösterdi. Hazır bulunanla- rı sevindirecek cümlelerle görülme- Türk Standartları Enstitüsündeki toplantıda Bakanlar Dostlar alışverişte görsün 20 SAHADA miş bir turizm yılının başlangıcında olunduğunu söylemek isterken i- çinde bulunduğu bunaltılı ruh ha- leti yüzünden, zaman zaman bütün inandırıcılığını yitiriyordu. Turizm ve Tanıtma Bakanının sözlerinden geriye kala kala, küçük memur, işçi ve diğer dar gelirli zümrelerin de turistik gezilere katılabilmeleri ve- ya dinlenebilmeleri için bir kupon usülünün icad edileceğiyle ilgili sözler kaldı. Turizm mevsimi sa- yılan Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarının dışında geçerli olacak bu yeni usule göre, işçiler, küçük me- murlar ve diğer dar gelirliler, yıl boyunca, aylık taksitlerle tenzilât- lı kuponlar satın alarak biriktire- ceklerdi. 300 liralık kupon biriktir- miş olanlar, kamu tesisleri arasın- da bulunan tesislerde, (kuponları karşılığında ve yüzde 30 kadar in- dirimle tam pansiyon olarak o ta- tillerini geçirebileceklerdi. Türkiye- ye özgü birçok yemliği (o andıran "kuponlu tatil" fikri, dinleyenler a- rasında gülümsemelere yol açtı. En iyi başarı dilekleri ise, cömertce dağıtılabiliyordu. Turizm ve Tanıtma Bakanının bu, başı sonu belirsiz ve nasıl bite- ceğini kendisinin de kestiremediği konuşması sırasında, bir saat ka- dar gecikerek gelen Başbakan De- mirel süratle salona girdi. Belli ki Başbakan, Türk Standartları Ens- titüsüne kadar gelecek zamana Sa- hip değildi. Bir angaryayı yerine ge- tirmek istercesine, ayni hızla kür- süye fırladı. Kısa kesileceği o baş- tan belli olan turistik bir konuşma yaptı. Bu, herkesin bildiği ve bir Başbakanın tekrarında ne o fayda umduğu (anlaşılmayan, yuvarlak sözlerle dolu bir konuşmaydı. Oysa, Türk Standartları Ensti- tüsünün modern salonlarına çağrıl- mış bulunan kimseler . yılı i- çin Türkiyedeki turizm mevsiminin açılışında bu konu ile ilgili ilginç Ema dinleyeceklerini sanıyorlar- “Toplantının dikkati çeken özel- liklerinden birisi de, Başbakandan ve Turizm ve Tanıtma Bakanından sonra Odalar Birliği Başkanı Sup- hi Batura söz verilmesinin karar- laştırılmış olmasıydı. Özel sektörcü- lük gösterisinde hiç bir fırsatı ka- çırmak istemeyen yetkililer, bu ko- nuda da ayni şekilde davranmışlar ve özel sektöre turizm konusunda olan inançlarını belirtmekte olduk- ça dikkatli hareket etmişlerdi ' 8 Nisan 1967