SOSYAL Moda "Binicioğlu duymasın!" tindeki modeller üzerine konuş- E makta olan Terzi Sevim birden ciddileşti ve, "— Aman, Sami Binicioğlu duy- masın!" dedi. Olay, geride bıraktığımız hafta içinde, Terzi Sevimin Ziya Gökalp Caddesindeki atölyesinde geçti. Sa- rı ve portakal renginin hâkim bu- lunduğu atölyede, tavanın bir köşe- sinden rahat kanape divanın çok yakınına düşen, kâğıttan yapılmış, dünya şeklindeki kocaman bir al jurun ışığı altında çizdiği desenleri muhabirine göstermekte o- lan sanatçı, aynı anda, masanın ü- zerindeki gazeteyi işaret eti. CK MP milletvekili oOSami Binicioğlu, Büyük Millet Meclisinde yaptığı bir konuşmada kıyafet sansürü istemiş, mini eteklerden ve acayip kıyafet- lerden şikâyet etmişti. Oysa ki Se- vim, mini etekleri, çağımızın espri dolu, değişik, giyenin kişiliğine öz- gü modasını seviyordu. Konuşması- na şöyle devam etti: " —Eğer Türkiye Büyük Millet Meclisi bizim atölyelere kadar gi- rerse, moda öncülüğü yapmak be- nim için biraz çetin olacak. Zaten giyimin ve modanın ahlâk ile iliş- kisini kurmak ve kıyafetlerle ahlâ- kı düzenlemek, sanatçının anlayışı- na göre, gerçekten mesnetsiz bir id- diadır. Giyim, her toplumun kendi ölçülerine göre, şu veya bu şekilde değerlendirilir, fakat ahlâk üzerin- e rol oynadığı görülmemiştir. Za- ten güzel giyinen bir kadın, moda ne kadar aşırı olursa olsun, moda- nın esas hatlarını izlemek ve espri- sini almak şartiyle, muhakkak, her zaman saygı duyulacak kadar be- genilir. Giyim bir sanattır ve kıya- fetlerle vücudun, kişiliğin uyuşma- sı, birbirine karışması esası Üzeri- ne oturur. Şimdi şu mini etekleri ele alalım: Mini etek giyinmenin bir sanatı olduğunu unutmamak ge- rekir. Herşeyden önce, mini etek, kendisini tamamlayıcı eş ve aynı renkte çoraplarla hiç de müsteh- cen bir kıyafet değildir. Eğer mini etek bir kadında müstehcen duru- yorsa, bu maksadı aşmış demektir. Zaten, çirkin olmak istemiyen - dın, o eteği giymez. Mini eteğin kesin bir boyu olmadığı için Ode, herkes bunu kendi vücuduna göre ayarlar. Dediğim gibi, mini etek çorapla bir bütün olur. Bunu unut- 8 Nisan 1967 HAYAT mamak lâzımdır. Terzi Mk gazeteye bir kere daha göz attı v "— Memleketimizde kadın kı- yafetlerinin fermanlarla ayarlandı- &ı devirleri anlatırlar" diyerek, es- ki günlere ait anılar anlatmağa ko- yuldu: "— Bir ferman, kadınlara fera- ce diken terzilerin, dükkânları ö- nünde asılacaklarını emretmişti. Fa- kat bir süre sonra çıkan başka bir ferman da, çarşafı ve peçeyi yasak- lıyor, ferâceye dönmeyi emrediyor- du. Çünkü devrin padişahı, çarşaf içine gizlenen erkeklerin kendisine suikast yapabilecekleri evhamına kapılmıştı!" Bir an düşündükten sonra ek- ledi: gunu yüklenen, fakat bütün bu işle- ri yaparken kadınlığını kaybetmek- ten korkan, zarif, hoş, tatlı, kadın kalmak istiyen, rahatlık içinde fazla zaman sarfetmeden, kolaylıkla gü- zel ve şık olmak istiyen kadındır, işte 1967 modası, bu kadını tatmin edecek bir modadır. Modayı bilgiy- le izleyen bir kadın, ondan âzami de- recede yararlanabilir. Herşeyin esası, rahatlığa dayan- maktadır. Onun için, bu mevsimin modasında hiçbir sıkılık, hiçbir zor- lama bulmak mümkün değildir. Bel hattı bile tam bir özgürlük i- çinde, vücudun herhangi bir yerine, göğüs altından haşlayıp kalça altı- na kadar herhangi bir yerine konul- maktadır. Cepler de, küçük yakalar- la beraber rahatlığın bir sembolü olarak meydana çıkmıştır. Yine ra- hatlık, en çok başta ve ayaklarda görülmektedir. Saçlar, taranmakla yetinilecek şekilde uzun ve tabiidir. Terzi Sevim, Pariste Dior'un önünde Modayı ancak kadınlar sansür ederi — Mamafih. Binicioğlu haklı. Moda, sansüre tâbi olmalıdır. Yal- nız, sansürü sayın o milletvekilleri değil, kadının kendi zevki ve giyim bilgisi yapmalıdır." 1967 havası ve rahatlık Moda, herşeyden önce, zamanın havasına girmek demektir. Ça- ğımızın havası nedir? Önce bu dü- şünülmelidir. 1967 kadını nasıl bir kadındır? Zamanını nasıl değerlen- dirmektedir? Kafasında ve kalbin- de neler vardır? Nasıl bir görünüşe sahip olmalıdır? 1967 kadım, herşeyden önce, ev- de veya büroda çok çalışan, çocuk- lar ve gençler içinde onların sorun- larıyla kaynaşan, evin maddi işleri kadar manevi işlerinin de sorumlulu Çok kısa saçlar da düz ve oğlan başı gibidir ve hem göze, hem de sahibine rahatlık vermektedir. Kua- förden çıkmış, rüzgarda altüst ola- cak, boy boy kabartılmış suni saç- lar artık tarihe karışmıştır. o Kısa- çık saçlı bir kadın, yalnızca bir ta- rakla başına iliştirebileceği uzun saçlı bir peruka ile hem kısa saç- lılığın, hem de uzun saçlılığın zev- kini çıkartabilir. Gece elbiseleri bi- le bu rahatlığa uymakta, kısa, bel- siz, hafif ve uçucu, çok zarif gece elbiseleri, süslü motiflerden o baş- ka, giyene hiçbir ağırlık vermemek- tedir. Renklerde sarı, portakal rengi, fıstık yeşili ve çingene pembesi i- 21