YURTTA OLUP BİTENLER Sitil çevrelerde büyük yankılar uyan- dırdı. Egeyi yerinden oynatan ve çeşitli meslek sahipleri ile büyük toprak ağa- larının uykularını kaçırtan, bu arada Türkiye çapındaki bazı büyük iş a- damlarının da tansiyonlarının yüksel- mesine sebep olan olay, Maliye Ba- kanlığına Egeden gönderilen, küçük çiftçi, küçük esnaf ve müstahsile ait 350 imzalı bir ihbar dilekçesiyle baş- ladı. Dilekçede, 'özellikle Sökeli bazı büyük toprak sahiplerinin ve iş adam larının tefecilik suretiyle milyonlarca liralık (o vergi kaçakçılığı (o yaptıkları, kendilerinin ise bu yüzden her geçen gün biraz daha sefalete doğru sürük- lendikleri belirtiliyordu. Maliye Bakan lığı esasen Türkiyede geniş çapta ver- gi kaçakçılığı yapıldığını biliyor ve imkânları dahilinde, memleket iktisa- diyatını felce uğratma çabası içinde bulunan bu şahıslar hakkında gere- keni yapıyordu. Ama 350 imzalı ih- bar yazısında önemli açıklamalar ya- pılması ve deliller verilmesi o Maliye Bakanlığını harekete geçirdi. Söke il- çesine derhal Bakanlık müfettişleri?.' le Maliye hesap uzmanları gönderildi. Ayrıca Ankara Mali Polis teşkilâtına mensup üç uzman da ekiple birlikte Sökeye gelip, bir otelde karargâh kur du ve tahkikat son derece gizli ola- rak başladı Müfettişlerle (o hesap (ouzmanları, tahkikatın daha ilk safhasında dehşet içinde kaldılar. Zira Bakanlığa yapı- lan ihbar doğruydu. o Çoğu memleket çapında isim yapmış bazı Sökeli büyük iş adamları tefecilik suretiyle milyon- ları ceplerine indirmişler, o fakat bu yolla edindikleri kazançlarından dev- lete bir tek kuruş olsun vergi ödeme- mişlerdi. İlk plânda bu tefecilerden ü- çünün hesaplarına elkoyan müfettiş. ler ve hesap uzmanları, vergi kaçak- çılığı zincirine daha birçok halkanın dıa ilâve edildiğini gördüler ve tahki- katın 1959 yılma doğru götürülmesi lüzumunu duydular. Neticede gördü- ler ki, Sökeli 43 maruf iş adamı, 1959 yılı başından 1954'ün Ekim ayma ka- dar Tire. Söke, Aydın, Nazilli, Öde- miş ve Germencik bölgelerindeki kü- çük çiftçi, müstahsil, küçük esnaf ve tüccara, yüzde 75'den yüzde 100'e va- ran faizlerle borç para vermişler, fa. kat bu gelirlerini defterlerine geçirmi- yerek, astronomik miktarlarda devlet- ten vergi kaçırmışlardı. Tefeciler resmigeçiti Bakanlık (omüfettişleri durumu Aydın Defterdarlığına bildirdiler ve Ha- zine alacaklarının ziyanı önlemek a- 18 macıyla, bu 43 kişinin bankalardaki bütün paralarını bloke ettirdiler, hem kendilerinin, hem de vasisi oldukları kimselerin bütün gayrimenkulleri ü- zerine ihtiyadi tedbir kararı koydur- Egeyi yerinden oynatan olay, Sö- kedeki olayın basma intikali ile baş- ladı ve geçirdiğimiz haftanın sonunda, hesaplarına elkonulan şahısların ade- di, Söke ve çevresinde 485'e yükseldi. Ne var ki, para ile herşeye kaadir ola- bilecekleri vehmine kapılan Sökeli tefe çiler, bu defa da müfettişleri elde etme çabasına düştüler. Ancak, yapılan ast- ronomik para vaadleri uzmanları işle- rinden alakoyamadı. o Sökeli tefeciler bu defa da tehdit yolunu denediler. Bu da sökmedi ama, müfettişlerin otele kapanmalarına ve mecbur kalmadık- ça dışarıya çıkmamalarına sebep ol. du. Öyle ki, teftiş kurulu üyeleri, ye- meklerini dahi otel odalarında yemek zorunda kaldılar. Bir taraftan o tefeciler hakkındaki tahkikat davam ederken, diğer taraf- tan da Sökedeki özel bankalar itham edilmeğe başlandı. Özellikle bu ban- kaların telemlere yataklık yaptıkları, hattâ onlarla ortak iş çevirdikleri id- diaları ayyuka çıktı. Meselâ bir kü- çük çiftçi bu konuda, bir AKİS mu- habirine şöyle dedi: "— Maruf bir şahıstan 31 gün va- deli 20 bin liralık senedim vardı. İşçi paralarım ödemekte zorluk çekince Sökedeki bir özel bankaya başvurup, bunu kırdırmak istedim. o Bankanın, normal olarak senedi kırması gereki- yordu. Fakat bana üçüncü, bir şahıs tavsiye edildi. Bu şahıs Sökenin top- rak ağalarından biriydi. Çarnâçar bu şahsa gittim ve vadesine birkaç gün kalan senedi 15 bin liraya kırdırdım. Banka müdürünün maksadını bilmem ama, hakikat olan şudur ki, bizim a- lınterimiz işte bu şahıslar için akı- yor!." Olayın patlak verdiği bir sırada İz- mir Maliyesinden bir yetkili ise, ver- gi kaçakçılığı olayının yeni olmadığı- nı, yirmi yıldanberi devam edip geldi- ğini ve sadece Egenin birkaç ilinde yılda 60 milyon liralık vergi m ğını ifade ile şöyle devam etti : "— Türkiyede vergi kaçakçılığı nis- beti, gelir ve kurumlar vergilerinden bir yılda tahsil edilen miktara teka- bül etmektedir." Sökede çalışmalarına devam eden Bakanlık müfettişleri, kaçakçılık zin- cirinin uzaması üzerine Ankaradan bir yardımcı ekip istedikleri sırada, vergi kaçıran iş adamlarına da kaçırdıkla- rı tespit edilen para nisbetinde, re'- sen takdir yolu ile, vergi otahakkuk ettirmeğe başladılar. Tahakkuk etti- rilen vergi miktarı, haftanın ortasın- da aşağı yukarı 20 milyon liraya yak- laştı. Al birini, vur ötekine! Sökedeki tefecilerle ilgili olarak ya- ılan ihbar, Maliye Bakanlığının, geçen haftanın sonunda, diğer meslek erbabının da hesaplarının o tetkikine karar vermesine yol açtı. £ Bakanlık müfettişleri ve hesap uzmanlarından müteşekkil bir başka ekip. İzmirde kollan sıvayıp, bazı doktor, avukat ve gümrük komisyoncularının hesapları- nı tetkike başladı. Daha ilk safhada. İzmirin maruf doktorlarından birisi- nin de hileli yollara saparak, önemli- ce miktarda vergi kaçakçılığı yaptığı tespit edildi. o Hesaplarına elkonulan bu doktora da re'sen takdir yolu ile 50 bin liralık vergi tahakkuk ettiren hesap uzmanları, ayni usulle İzmirli bir gümrük okomisyoncusuna da 500 bin liralık yergi tahakkuk ettirdiler. Bazı avukalarını da vergi kaçırdıkları, nın ihbarı üzerine müfettişler tahki- katlarını bazı İzmirli avukatlara da tevcih ettiler. (Haftanın başında İz- mirde hesaplarına elkonulan o çeşitli meslek erbabının sayısı 20'ye ulaştı. Gerek Söke ve çevresinde, gerekse İzmirde Maliye Bakanlığı uzmanları- nın geniş bir şekilde tahkikat yapma- ları İzmir piyasasını allak bullak et- ti. Bu arada en fazla zarara uğrayan- lar ise namuslu tüccar, iş adamı ve mes lek erbabı oldu. Bir tüccar bu konuda şöyle dedi: "— Artık Hükümetin esaslı bir vergi reformu yapmasının zamanı gel- di ve geçiyor. (Bugün yapılan tahki- kat Türkiye çapında şümullendirilirse, devletin 5 yıllık Plânı uygulamak için yeni gelir kaynaklan aramasına lü- zum kalmaz. Zira bir yılda Türkiyede kaçırılan vergi miktarı, öyle sanıyo- rum ki, 5 yıllık Plânın uygulanmasını sağlıyacak nispettedir.." AKİS, 30 EKİM 1964