o kadar yoktu ki, nde açış ko- nuşmasından sonra gündeme nasıl geçileceği, komisyonlar kurulup ku- rulmıyacağı (o bile odüşünülmemişti. Gündem bile (o muvakkatti, Kurul kendi arzusuna göre hareket ede- bilecekti. Öyle de oldu. Başkanlık divanı bellibaşlı konuları sıralayan bir yeni gündemi çabucak hazırlayı- verdi Her meselenin, komisyonlara dağılmadan, umumi heyet halinde görüşülmesi gibi-benzeri hiç görül- memiş-bir teklifi de herkes kabul edince elektrikli hava dağıldı ve İs- tanbulluların o buruk dilli önergesi geri alındı-ama sonra, nedense bir günlük gazetede yayınlanmasından da vazgeçilemedi... Gündemdeki omaddeler sıra ile ele alındı. Önce Sahne ve Müzik sa- rumların durumu görüşüldü. Anka- natlarının o öğretimiyle görevli ku- radaki men yetiştirecek şekilde (yeniden teşkilâtlandırılması ve İstanbul ile Ankarada yeni Devlet Konservatu- varları açılması gerekli görüldü. İkinci madde icra kurumlarının durumlarını, en başta da İstanbul Operasının durumunu ele alıyordu. Ankaralı gençler gurubuyla İstan- bullu Operacılar gurubu arasındaki o sıkı işbirliğine pek lüzum kalma- dığı işte bu madde görüşülürken belli oldu ve buzlar birden çözülü- verdi. Çünkü İstanbul Operasının bağımsız bir Devlet Operası haline gelmesine herkes - başta da Cüneyt Gökçer el kaldırmış, teklif alkışlar- la kabuledilmişti. Hayırlı kararlar Davsma kurulu "bildiri" inledi. e Bildirisi cileri bir olmıyanları da inledi Çok şey konuşuldu, tek- rar tekrar konuşuldu. Okadar ki üç günde oObitmesi gereken o toplantı dört gün sürdü. Ortaya gerçekten yeni, kimsenin bilmediği bir konu, ya da teklif getiren olmadı. Ama sonunda, hep bilinen, öyle iken yıl- lardır ihmaledilen, yapılmamış olan şeylerin yapılmasa, hiç olmazsa oy- birliğiyle kabuledildi. Bunlardan en önemlileri, yuka- rıda sayılanlardan başka, İstanbul Şehir Orkestrasının bir Devlet Sen- foni orkestrası haline (o getirilmesi, Ankara Devlet Tiyatrosunda bölüm- lerin bağımsızlıklarına okavuşturul- ması, Bölge Tiyatrolarının bir an önce açılması, özel tiyatrolara - Yıl- dız Kenter ve arkadaşlarının verdi- ği bir önerge ile - vergi muaflığı ta- nımak, bina inşaası için uzun vadeli kredi sağlamak, yurdiçi ve dışı tur- nelerini finanse etmek gibi yardım- larda bulunulması, yaratıcı çalışma- ların teşviki için eski İnönü Arma- ganına benzer bir Armağan sistemi- nin yeniden kurulması, müzik ve sahne sanatlarının yurd içinde o ve dışıda daha çok yayılması için ge- rekli âcil tedbirlerin alınması, plan- Sanat İşleri Bakanlığının kurul- ması kararlaştı. İşin en enteresan tarafı, top- lantıya katılan eski Milli Eğitim Bakanlarından Prof. Bedrettin Tun- celin yeni Bakanlık hakkındaki son kararı en hararetle osavunanlardan biri olmasaydı. Oysa, kendi (o Eği- tim Bakanlığı zamanında böyle dü- şünmemiş, aynı konuları ele alan bir benzeri toplantı (o tertipleyerek Kültür ve Sanat işlerinin gene Milli Eğitim'de kalması, ayrı bir Müste- şarlık halinde yürütülmesi için ka rar aldırmıştı. Ne olursa olsun, netice hiç şüp- hesiz v4 ne sanatlarının nemli kararlara varılmıştır. bu kararların, hepsinin, bir günde gerçekleşebileceğini (o sanmak salık olur. Bu, herşeyden önce bir öde- nek isteyecektir. Kararları bütün gücüyle tatbik alanına çıkarmayı vâdeden Milli Eğitim Bakanı, şimdilik işe devamlı çalışacak bir Sanat İşleri Danışma Kurulu kurmakla başlıyacağını ifa- de etmiştir. Bu kurul, varılan ka- rarların ışığı altında, bütün bu me- selelere en elverişli çözüm yollarını arayıp bulmıya çalışacaktır. Önemli olan nokta Bakanlığın Kültür o ve TİYATRO Sanat işlerini ayrı bir teşkilata Bakanlık olmasa bile geniş bir çap- ta bir Müsteşarlığı - bırakmanın lü- zumuna samimiyetle inanmış olma- sıdır. AKİS/33